2. Rize Kalkınma Sempozyumu Sonuç Bildirgesi Açıklandı

2. Rize Kalkınma Sempozyumu Sonuç Bildirgesi Açıklandı
RTEÜ ile Maltepe Üniversitesi'nin ortaklaşa düzenlediği 2. Rize Kalkınma Sempozyumu'nun sonuç bildirgesi açıklandı. İşte sempozyumun açıklanan sonuç bildirgesi:

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nden yapılan yazılı açıklama ile 2. Rize Kalkınma Sempozyumu Sonuç Bildirgesi kamuoyuna açıklandı.

Yapılan o açıklamada şunlar kaydedildi:

Bu sene ikincisi düzenlenen “Rize Kalkınma Sempozyumu” Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ve Maltepe Üniversitesi işbirliği ile 3-4 Mayıs 2013 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. Ana temalarını “Çay”, “Lojistik” ve “Turizm” konularının oluşturduğu Sempozyum, Rize ilinin sektörel bazda büyüme potansiyelinin değerlendirilmesi, geleceğe yönelik sektörel büyüme ve gelişme ihtimallerinin ortaya konulması ve şehrin kalkınmasının önünü açacak strateji ve vizyon arayışlarına katkıda bulunulması amacıyla yapılmıştır. 11 oturumda 63 bildirinin sunulduğu Sempozyuma, 26 farklı üniversite ve 13 üniversite dışı kurumdan toplam 75 bilim insanı katılmıştır.

Sempozyumda sunulan bildirilerin yanında, sempozyum sonunda “Çay” “Lojistik” ve “Turizm” temalarıyla ilgili, akademisyenler ve uzmanların katıldığı 3 adet Çalıştay gerçekleştirilmiştir. Sempozyumda sunulan bildirilerde ve yapılan çalıştaylarda ulaşılan sonuçlar aşağıda özetlenmiştir.

Kalkınma temalı bildirilerde Rize’nin kalkınmışlık seviyesi incelendi ve temel bileşen analizi yöntemiyle 44 değişkenin genel gelişmişlik endeksine etkisi araştırıldı. Genel gelişmişlik endeksinde Rize -0,74 değeriyle iller sıralamasında 44.sırada yer aldı.

DOKA’nın Rize iline özgü turizm başlığında destek verdiği projeler üzerinde duruldu. AB mali yardımları ve Rize’nin kalkınması hususunda 54 hibe projesinin alındığı, Rize’nin sözleşme sayısına göre 17. hibe tutarına göre 21. sırada olduğu belirtildi.

Çay Konulu Bildirilerde Yer Alan Tespitler ve Öneriler

Kalkınma ve sağlık ilişkisi kapsamında çay tarımında riskler ve çay üreticilerinin sağlık sorunları kapsamında özellikle önleyici nitelikteki çözüm önerilerine dikkat çekildi.
Türk ve Seylan çaylarının kafein içeriğinin karşılaştırılıp, Türk çaylarının dezavantajlı konumda bulunduğu belirlenip, bu durumu gidermeye yönelik öneriler sunuldu.

Rize ilinde ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde çay bitkilerinde görülen hastalıklar üzerine yapılan araştırmaların sınırlı olmasına dikkat çekilerek, yapılmış mevcut çalışmalar özetlendi ve sonuç olarak genel bir değerlendirme sonrasında ileriki çalışmalar için çözüm önerilerinde bulunuldu.

Vermikültür sistem ile organik gübre elde edilmesi ile ilgili olarak, vermicompost sistemi ile organik gübre üretiminin çay tarımının sürdürülebilirliği açısından önemi ele alındı.

Kafeinin insan sağlığına etkileri ele alındıktan sonra kafeinsiz çay üretim prosesi anlatıldı.

Çay üreticisine ek gelir olarak düşünülen maviyemiş yetiştiriciliğinin Rize ilindeki mevcut tarım koşulları ve dünya çapındaki veriler dikkate alınarak değerlendirildi.

Dünya ülkeleri ile Türkiye’nin çay üretimi istatistiklerle incelendi ve dünya çapındaki mevcut istatistiksel veriler değerlendirilerek Türkiye’nin çay üretim ve ticari açısından dünyadaki konumu belirlendi.

Türkiye çay yetiştiriciliğinin sorunları ve öncelikleri tartışıldı ve Rize tarımı için genel olarak, çay yetiştiriciliğinin alternatifi daha kaliteli çay yetiştiriciliği olarak benimsenmeli ve çalışmalar da bu amaca yönelik olarak yapılmalıdır sonucuna varıldı.

Türk çayındaki genetik varyasyonun moleküler yöntemlerle araştırılması üzerinde duruldu ve ülkemizdeki çay tarımında ağırlıklı olarak Çin çeşitleri olmak üzere, Çin – Hint (Assam) melezi çeşitleri yetiştirilmekte olduğundan bahsedildi.

Organik tarım kümelenmesi ve çay sektöründe bölgesel rekabet analizinde dünya ile rekabet edebilmenin tek yolu tamamen organik çaya geçiş yapmak olduğu üzerine vurgu yapıldı.

Çay sektöründe üniversite – sanayi işbirliği tartışıldı ve sektörde gerçekleştirilen üniversite sanayi işbirliği uygulamalarının üniversitelere ve sanayi kuruluşlarına birçok fayda sağladığı görüşüne varıldı.

Rize ili bahçe bitkileri yetiştiriciliğinde çay tarımının yeri tartışıldı ve koordinasyon merkezlerinin kurulması,

AR-GE çalışmalarına ağırlık verilmesi, yeni bir seleksiyon oluşturulması, organik tarıma geçiş yapılması ve çay üretiminde ortak hareket edilmesi gerektiği sonucuna varıldı.

Çayın dünyada içime hazırlama tekniklerinden bahsedildi ve dünyadan örnekler sunuldu.

Rize yöresinde çay tarımında gübreleme sorunları tartışıldı ve gübrelemede esas olanın toprağın eksik elementlerinin toprağa verilmesinin sağlanmasının uzağında bir yaklaşım olduğu ortaya kondu. Buna ek olarak, kontrolsüz gübrelemenin her yıl ciddi maddi kayıplara ve su kaynaklarının kirlenmesine neden olduğu vurgulandı.

Çay bitkisinin tarihsel gelişimi ve tıbbi açıdan değerlendirilmesi tartışıldı ve siyah ve yeşil çay gibi çay türevlerinin insan sağlığına etkilerinin farklı olduğu vurgulanarak genel olarak çayın, kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı, kanser ve diğer birçok kronik hastalığa karşı olumlu etkilere sahip olduğu ve insan psikolojisini de olumlu etkilediği vurgulandı.

Çay tüketicisinin marka tercihinin oluşmasında reklamların etkisinin üzerinde duruldu ve yoğun bir rekabet ortamına sahne olan çay sanayinde faaliyet gösteren işletmeler açısından reklamlar kanalıyla oluşan marka sadakati, marka tatmini, marka algısı, marka güveni ve marka duygusunun önemli olduğu sonucuna varıldı.

Çayda fidan üretim teknikleri tartışıldı ve kaliteli çay üretmenin yolunun kaliteli çay ekimi olduğuna işaret edildi.

Çaykur ve özel çay işletmelerinin uyguladığı çay alım ve fiyat politikalarının değerlendirildiği sunumda üreticilerin ürünlerini satmak için özel firmalardan ziyade Çaykur’u tercih ettikleri ve Çaykur’un özelleşmesine karşı oldukları vurgulandı.

Türk çay sektörünün uluslararası rekabetçilik düzeyinin analizinde sektörde organik çay üretimi yapan az firma olması ve sektörde STK’ların etkin olmaması gibi sorunların olduğu ifade edilerek; mevcut budama ve gübreleme uygulamalarının yeniden değerlendirilmesi, üretimin standarda bağlanması, markalaşma, ürün çeşitliliğinin sağlanması, teşvik ve vergilerin yeniden düzenlenmesi önerileri getirildi.

Çay Çalıştayı Sonuç Raporu

Çay Çalıştayına Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İİBF Dekanı Prof. Dr. Osman Karamustafa, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alaattin Kızıltan, Maltepe Üniversitesi İİBF Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hamit Vanlı, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İİBF Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi ve İİBF Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza Saklı, DOKA Kalkınma Kurulu Üyesi Hakan Birben ve Endüstri Mühendisi Mustafa Baltacı katılmış ve şu önerilerde bulunmuşlardır:

 Çay Kanunu çıkarılması ile ilgili faaliyetler yapılması,
- Çay sektöründeki üst yönetim eksikliği göz önünde bulundurularak, bir üst kurul oluşturulması,
- Piyasa ekonomisinin hâkim olduğu “borsa” sistemine geçilmesi, borsa ve sektöre etkilerinin üreticiye ve ilgili taraflara açıklanması,
- Bütün çay fabrikalarının enerji ihtiyaçlarını, en ucuz ve verimli seçenek olan doğalgazla karşılamalarının tavsiye edilmesi,
- Küçük ölçekli çaylık arazilerinin birleştirilip ekonomiye katkı sağlayacak büyüklüğe kavuşturulması,
- Çay üretim sürecinde ortaya çıkan atıkların değerlendirilmesi,
- Toprak kalitesinin zenginleştirilip, su tutma kabiliyetinin artırılması, üreticilerin kendi toprak bakımlarını iyi yapmalarının sağlanması,
- Yöreye ve ürüne uygun bir organik gübrenin belirlenmesi ve kitlesel uygulamasının yaygınlaştırılması,
- Bütün çay havzasının organik tarım bölgesi ilan edilmesi.

Turizm Konulu Bildirilerde Yer Alan Tespitler ve Öneriler

Doğu Karadeniz Turizm ve Kalkınma Planı’nın devreye sokulması gerektiği ve sahip olunan güzelliklerin henüz farkında olunmadığı tartışıldı.

Rize’nin bir sağlık köyü oluşturabilme potansiyeli üzerinde duruldu.

Rize’nin kent markası oluşturabilmesi için tanıtımına ağırlık vermesi gerektiği belirtildi.

Zaman yolculuğunun Rize için önemli bir turizm çeşidi olarak düşünülebileceği vurgulandı. Zaman yolculuğu turizminin, hem tarihte yaşayan insanları canlı tutmak, tarihi korumak hem de gelenek, görenek ve kültürü yansıtmak ve yaşatmak açısından önemli olacağı söylendi.

Rize ilinde baskın olan ürünün çay olduğu ve çiftlik turizminde de öncü olarak bu ürüne odaklanılması gerektiği belirtildi. Çay üretim çiftliklerini turizm amaçlı kullanan ülke örnekleri olmasından dolayı, Rize’de de bu uygulamayı gerçekleştirme potansiyeli olduğu vurgulandı.

Bölgede kongre turizmi eksikliği vurgulandı.

Turizme halkla ilişkiler açısından bir değerlendirme yapıldı ve yerel yönetimler üzerinden halkın eğitilmesi, kent içi KOBİ oluşumlarının desteklenmesi, teleferik hizmetlerinin sunulması, çay yaprağının kentin en hâkim noktasına bir kule biçiminde yapılması ve mimari bir simge kazandırılmasının halkla ilişkiler açısından önemli faaliyetler olduğu vurgulandı.

Rize’de kentsel yapılaşma problemi olduğundan bahsedildi. Rize’nin ekolojik anlamda tanınmakta olduğu, ancak şehir olarak bir şey yapılamadığı üzerinde duruldu.

Rize’nin sayılan turizm çeşitlerinde ziyaretçi çekebilmesi için hizmet kalitesinin evrensel standartlara uygun bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği vurgulandı. Bu noktada bir pazarlama stratejisi olarak hizmet tasarımı önerildi.

Zengin bir floraya sahip olan yörede halk sağlığı açısından önemli olan ısırgan otu, çay, kuzukulağı, hindiba, galdirik, ebegümeci gibi bitkilerin ilde yetişen değerli bitki türleri olduğu belirtildi. Bu bitkiler önleyici tıp açısından değerli olup türlerinin korunması ve kontrol altına alınması önerildi.
Çamlıhemşin’deki tarihi konakların turizm potansiyelindeki yeri tartışıldı ve konakların korunmasının önemi vurgulandı.

Rize’nin kalkınmasında, alternatif turizm olarak “akarsu turizminin” faydalı olabileceği ve bunu hayata geçirmek için nelerin yapılabileceğinden bahsedildi.

Turizm Çalıştayı Sonuç Raporu

Turizm Çalıştayına İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hikmet Kırık, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İİBF Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Emre Yıldırım, Arş.Gör. Saim Can Beritan, Arş. Gör. Kübra Mert, Uzm. Taner Erol, Yüksek Mimar Sevi Reyhan Ufuk ve Yüksek Mimar İsmail Erdem Ufuk katılmış ve turizm oturumlarında sunulan bildiriler ışığında şu önerilerde bulunmuşlardır:

- Rize yöresinin kültür ve tarihi varlıklarının korunması konusunda halkın bilinçlendirilmesi. Bu konuda üniversite, yerel yönetim ve STK‘ların katılımının sağlanması ve gerekli eğitimlerin verilmesi,
- Bilinçli ve sürdürülebilir bir turizm politikasının başarıya ulaşabilmesi için hizmet kalitesinin geliştirilmesi son derece önemli olduğundan, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının personelinin eğitimine önem verilmesi,
- Turizm politikaları tercihinde kitle turizmi yerine Rize’nin göreli üstünlükleri doğrultusunda akarsuların kalkınma stratejileri bağlamında turizm merkezli değerlendirilmesi,
- Sağlık turizmine önem verilmesi ve bir sağlık köyü kurulması,
- Yayla turizminin gelişme eğiliminde doğal yapının çarpık yapılaşmayla bozulmaması için yayla turizminin hukuki alt yapısının oluşturulması.
- Başta geleneksel mimari örnekleri olmak üzere ev pansiyonculuğunun geliştirilmesi ve yatak kapasitesine kazandırılması,
- Sektör temsilcilerinin, uzmanların ve bürokratik kesimin de katılacağı turizm çalıştaylarının sürekli hale getirilmesi.

Lojistik Konulu Bildirilerde Yer Alan Tespitler ve Öneriler

Bir afet anında birinci ve ikinci destek sağlamakla görevli altı yerel, iki ulusal lojistik firmasının ilde faaliyette olduğu belirtildi. Lojistik bağlamında yerelden bölgesele ve ülke geneline bakıldığında Kızılay’dan, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, belediyelerden muhtarlıklara, bina afet görevlilerine kadar herkesi kapsayan ‘Afet Yönetim Planı’nın etkili olduğu belirtildi. Afet lojistik yönetiminde Rize iline yönelik olarak; dinamik risk ölçümüne dayalı, olay tabanlı, çok aşamalı hiyerarşik bir afet lojistik yönetim modeli önerildi.
Rize İyidere’de kurulması önerilen Doğu Karadeniz Sanayi, Ticaret ve Lojistik Merkezi’nin öneminden bahsedildi. Rize Sanayi Bölgesi, Ovit Tüneli, Doğu Karadeniz Bölünmüş Yolu, Aşkale-Çaykara-Of Demiryolu, deniz yolu erişimi, İyidere havzası giriş-çıkış kapısı, toplama-dağıtım merkezinin bölgedeki kritik projeler olduğu belirtildi. Lojistik Merkezin sanayi ve ticareti kapsayacak biçimde; Endüstriyel Ticaret Merkezi olarak düşünülmesi önerildi.

Rize Limanı’nın önemi tartışıldı ve Liman-Rize’nin kalkınması ilişkisi düşünüldüğünde, Doğu Karadeniz göz önünde bulundurularak kalkınmayı hesaplamak gerektiği ifade edildi. Rize Limanı’nın kruvaziyer turizm potansiyeline sahip olduğu vurgulandı.

Değişim çağında sürdürülebilir lojistik süreç üzerinde konuşuldu ve lojistik sektöründe veri eksikliği olması ve bir master planın bulunmaması sebebiyle Türkiye’nin diğer gelişmiş ülkelere nazaran gerilerde olduğu vurgulandı.

Türk perakende lojistiği konusu üzerinde duruldu ve tedarik zinciri, tedarikçi ilişkisi, depolama, stoklama, tüketiciye eriştirme, teknolojinin etkin ve verimli kullanılması, bir tuşla her yere erişim, komut verebilmek vb. örneklerin etkiyi arttıran uygulamalar olduğundan bahsedildi.
Rize’nin lojistik merkez olabilme ihtimali tartışıldı ve uluslararası lojistik ve lojistik merkezin küresel, güncel ve önemli bir konu olduğu gündeme geldi. Avrupa Birliği sürecinde Karadeniz havzasında lojistik merkez kurulması gereği tartışıldı.

Lojistik Çalıştayı Sonuç Raporu

Lojistik Çalıştayına Maltepe Üniversitesi İİBF Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tanyaş, Bahçeşehir Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yavuz Günalay, Maltepe Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muhammed Bamyacı, Maltepe Üniversitesi İİBF Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hamit Vanlı, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İİBF Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi ve İİBF Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza Saklı, Maltepe Üniversitesi İİBF Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Bölümü Öğr. Gör. Burak Küçük, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü Arş.Gör. Süleyman Çakır katılmış ve şu önerilerde bulunmuşlardır:

- Rize ilinde Ticaret Odası öncülüğünde şehrin ileri gelenleri ve diğer paydaşların yer aldığı bir lojistik platformu oluşturulması,
- Oluşturulacak lojistik platformu tarafından ivedilikle Rize ilinin Lojistik Master Planının yapılması, bu planın; lojistik merkez ile ilgili olarak; merkezin yeri, yapılacak limanın konumu, karayolu ve tünel bağlantıları, demiryolu çalışmalarının mevcut durumu ve geleceği, havayolu bağlantıları, Organize Sanayi Bölgesinin durumu, lojistik eğitimi gibi önemli konuları içermesi,
- Lojistik master planı ve lojistik merkez yer seçimi çalışmaları ile ilgili Bakanlıklar’la işbirliği içinde olunması,
- Ülkemizin 2023 yılında hedefliği 500 milyar dolar ihracatın 100 milyar dolarının bölgemiz üzerinden yapılması için uygun lojistik altyapının kurulması,
- Ovit Tüneli’nin işlevsel kılınması adına Rize İyidere havzasında dünyadaki örnekleri gibi, lojistik merkezi içeren bir Endüstriyel Ticaret ve Lojistik Merkezi kurulması yönünde çalışmalar yapılması,
- Lojistik Merkezi de içeren Endüstriyel Ticaret Merkezi konusunun, Doğu Karadeniz’in bütününde düşünülmesi ve Doğu Karadeniz Endüstriyel Gelişme Bölgesi olarak planlanması,
- Yapılan ilk incelemelere göre, öngörülen İyidere Limanı’nın dolgu maliyetlerinin düşük olacağı, buna karşılık draftının (dip derinliğinin) büyük tonajlı gemiler için yeterli olacağı anlaşılmakla birlikte, bu konuda detaylı çalışmalar yapılması,
- 21. Yüzyılın İpekyolu projesi olarak da adlandırılan TRACECA (Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaşım Koridoru) projesinde Gürcistan’ın Poti ve Batum limanları seçilmiş olmakla birlikte, İyidere’de kurulacak bir derin limanın büyük kapasiteli gemileri ağırlayabilmesi ve Ovit-Erzurum bağlantısıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu, İran, Ortadoğu, Kafkasya ve Orta Asya ulaşım imkânları ile önemli bir transit güzergâh haline gelebileceği,
- Trabzon, Rize ve Hopa limanlarının TRACECA projesinde yer almaması sebebiyle, kurulması öngörülen İyidere Limanı’nın transite de hizmet edecek bir yük limanı haline gelmesiyle, bu limanların da önem kazanabileceği,
- Rize Limanı’nın Kruvaziyer gemileri için önemli bir uğrak yeri olması amacıyla stratejiler geliştirilmesi,
- Sel, heyelan vb. afetlere yönelik dinamik risk ölçümü ve senaryolara dayalı bir Rize Afet Lojistik çalışmasının yapılması.

II. Rize Kalkınma Sempozyumu’na sunulan bildirilerde, şüphesiz yukarıda özetlenen konuların ötesinde konu ve öneriler gündeme getirilmiştir. Sempozyumda sunulan bildirilerin tam metinleri, çıkarılacak “Bildiriler Kitabı”nda yer alacağından, Rize kamuoyunun ve ilgili sektör temsilcilerinin, tam metin bildirileri inceleme ve değerlendirme imkânı olacaktır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.,

Prof. Dr. Kemal KÖYMEN Maltepe Üniversitesi Rektörü ve Prof. Dr. Arif YILMAZ Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü