''57 bin öğretmen alacağız''

''57 bin öğretmen alacağız''
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "Bu sene hiç söz vermediğimiz halde, hiç de 'şöyle yapacağız, böyle yapacağız' diye vaatte bulunmadığımız halde...

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "Bu sene hiç söz vermediğimiz halde, hiç de 'şöyle yapacağız, böyle yapacağız' diye vaatte bulunmadığımız halde Cumhuriyet tarihinin en fazla öğretmen alımını yapacağız. 17 binini Şubat ayında aldık 40 bin de şimdi alacağız" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Dinçer, Başkent Öğretmenevi'nde düzenlenen iftar yemeğinde, eğitim muhabirleriyle buluştu. İftar yemeğinin ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Dinçer, Heybeli Ada Ruhban Okulu’na ilişkin soru üzerine, “Bu bir hükümet politikası. Hükümet bununla ilgili bir karar verdi ve biz onu uygularız” cevabını verdi.

ÜNİVERSİTE HARÇLARININ KALDIRILMASI

Bakan Dinçer, üniversite harçlarının gelecek dönem kalkmasına ilişkin kaynak sorununun bulunup bulunmadığının sorulması üzerine ise, “Maliye Bakanımız çalışıyor. Doğrusu belki geçtiğimiz görüşmede görüşürüz diye ümit ediyorduk ama hazırlıklar yetmediği için görüşemedik. Hazırlıklar tamamlandığı zaman zannediyorum paylaşırlar. Biz Maliye Bakanlığı’yla ilgili ortak bir stratejiyi görüştük kendi aramızda. Onlar hazırlığını yapacaklar, tamamlayacaklar ve bizimle paylaşacaklar. Tamamı mı kalkmalı, Birinci öğretim ve ikinci öğretimde farklı uygulama olmalı mı, olmamalı mı yoksa her alanda mı kaldırmak gerekecek gibi soruların cevaplarını ayrı bir alternatif olarak belirleyecektir. Geri kalanı Bakanlar Kurulu tespit edecek, kararını o verecek. Ben önümüzdeki döneme yetişeceğini tahmin ediyorum” şeklinde konuştu.

“130 BİN ÖĞRETMENE İHTİYACIMIZ VAR”

Sınıf öğretmeni atamaları ve norm kadrolarının sorulmasına yönelik Dinçer, “Bu sene 4. sınıfı ve 5. sınıfı öğreten sınıf öğretmenlerimiz geriye dönük 1. sınıftan öğrenci alacak ama yaklaşık olarak 700 bin civarında bir yeni öğrenci kitlesi bekliyoruz. Onların da öğretmene ihtiyacı var. Dolayısıyla bizim elimizde gerçekten sorun oluşturacak miktarda sınıf öğretmeni fazlalığı olmayacak tam aksine biz o öğretmenlerimize her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Onlara daha az sayıda öğrenci teslim edeceğiz” dedi.

Her branşta öğretmene ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Dinçer, norm kadrosu açısından 130 bin civarında öğretmene ihtiyaç olduğunu ve yeni dönemde bunun daha da artacağını belirtti.
Dinçer, ihtiyaç duyulmayan alanlarda üniversitelerde kontenjanların düşülmesi üzerine bir proje başlattıklarını hatırlatarak, “Biz yüzde 100 okullaşma oranına göre derslik başına 30 öğrencinin olduğu bir eğitim sistemi hayal ediyoruz. Tekli eğitim yapacağız, derslik başına 30 öğrenci olacak ve öğretmen açığımız da olmayacak” dedi.

"ZİHNEN EĞİTİME BAŞLAMASI UYGUN OLMAYAN ÇOCUKLARI ANA OKULUNA ALACAĞIZ"

“Çocuğunu ilkokula göndermek istemeyen veli sağlık raporunu nereden alacak?” yönündeki soruya Dinçer, 66 ayı doldurduğu halde çocuğunun okula gitmemesini isteyen ailelerden Sağlık Bakanlığı haricinde özel hastaneler, aile hekimleri ve sağlık ocaklarının raporlarının kabul edilmeyeceğini açıkladı.

Bakan Dinçer, “Hastanede ya çocuk doktorundan 'bu çocuğun zihnen okula başlaması uygun değildir' demesi lazım ya da ilgili bir doktor 'zihnen eğitime başlaması uygun değildir' derse biz bu çocuğu ana okuluna alacağız. Yine eğitimden uzaklaştırmayacağız ve yakasını bırakmayacağız biz onun” dedi.

Anadolu'nun herhangi bir yerinde yaşamın insanları daha özgür bırakabildiğini ve aile içerisinde çocuğun daha çok birey olarak durduğunu söyleyen Dinçer, “Zengin ve eğitimli kesimde ise çocuklarımıza o kadar çok şefkat gösteriyor ve onların üzerine o kadar çok düşüyoruz ki aslında üzerine düşme işi çok otoriter bir niteliğe dönüşüyor ve çocuk her şeyiyle bizim kontrolümüz altında olsun istiyoruz. Bu kez çocuk birey olma niteliklerinde geride kalıyor. Daha çok anne babasıyla beraber olan biri haline geliyor.

Ben bunu kendi hayatımda yaşayan birisiyim. Henüz ilkokulu bitirdiğimde kendi mahallemden çıkmadığım halde okumak için bir başka ile gitmem gerekti. Benim annem babam beni bir otobüse bindirdi, 'hadi git oğlum' dediler. Ben okula gittim, kayıt oldum, kalacağım yurdu kendim buldum. Ve hiç bir şey olmadı bana. Kaybolmadım, başıma bir şey gelmedi. Ben kendi çocuğumu henüz 500 metre uzaktaki yere elinden tutup götürdüm. O gün akşama kadar da bekledim, başına bir hal gelmesin diye. İki çocuğu yan yana koyup düşünün. Hangisi bireysel yetenekleri daha gelişmiş ve kendine daha güvenli olur” ifadelerini kullandı.

"NORMAL VATANDAŞLAR 60 AYLIK ÇOCUĞUNU OKULA GÖNDERMEK İSTİYOR"

“Normal vatandaşlar 60 aylık çocuğunu okula göndermek istiyor” diye konuşan Bakan Dinçer, “Zengin, eğitimi iyi olanlar göndermek istemiyorlar. Çünkü sınıfsal değil ama yaşam biçiminin şekillendirdiği bir durum var” değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti’nin Anayasa taslağında ‘eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda yapılır…’ ibaresinin yer almadığına ilişkin iddialara cevap veren Dinçer, “Ben o ifadeyi görmedim” dedi.

BAKAN DİNÇER’DEN CHP’Lİ ORAN’A CEVAP

CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın yaptığı bir araştırmaya göre, özellikle sanat ve gazetecilik mezunlarının işsiz kaldığının sorulması üzerine Bakan Dinçer, meslek liselerinde okuyan öğrencilerin kendi alanlarında istihdam edilme oranının yüzde 15 olduğunu belirtti.

Dinçer, Türkiye’de üniversite mezun öğrencilerin ise yüzde 72’sinin istihdam edildiğine dikkat çekerek, “Özel araştırmalar yapmanız gerekmez bu rakamlar elimizde var. Ama AB’nin ortalamasında üniversite mezunlarının istihdam edilme oranı yüzde 69’dur. Bizden 3 puan daha düşüktürler. Peki onlar iletişim fakültesini kapatıyorlar mı veya kapatmaları gerekir mi? Üniversite eğitimi istihdamın önemi bir şartıdır ancak istihdamı kesin olarak sağlayacak bir faktör değildir. İstihdamın niteliğini, oranını ve seviyesini belirleyen şey ülkenin genel ekonomik yapısı, kapasitesi, nüfusun artış hızı, okullaşma oranları… onlarca yüzlerce faktör sayılabilir. Bu yönüyle böylesine doğrusal bir ilişki içerisinde bir analiz yapmaya kalktığınızda yanlış sonuçlara varırsınız. Onun için üniversitelerden mezun olmak pek çok ülkenin hedefi haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.

Japonya ve Güney Kore’nin 2020 yılında kadar nüfusunun yüzde 100’ünü üniversitede okutmak, ABD’nin ise toplam nüfusun yüzde 40’ını üniversite mezunu yapmak istediğine dikkat çekerek, “Bizim ülkemizde ise toplam nüfusun yüzde 5’i üniversite mezunu. İletişim fakültesinden mezun olanlar işsiz diye iletişim fakültesine öğrenci almayacak olursanız ABD’ni toplam nüfusunun yüzde 40’ı üniversite mezunu iken sizin yüzde 5’iniz yüzde 3’e düşerse şayet o zaman o yüzden 3’ün içinden seçeceğiniz uzmanlarını Amerika’nın yüzde 40’ın içinden seçeceği uzmanlarla rekabet edemez. Bu başka bir vizyondur. Dolayısıyla CHP’ni vizyonuyla sınırlı bir eleştiriyi yapmamak gerekir” dedi.

“ÜSTÜN ZEKALI ÇOCUKLARA İLİŞKİN ÇALIŞMA YÜRÜTÜYORUZ”

Bakan Dinçer, Meclis’te üstün zekalı çocuklarla ilgili bir çalışma yürütüldüğünü belirterek, “O çalışma bittikten sonra bizim yaptığımız çalışmayla birleştirip onunla ilgili ayrı bir strateji oluşturacağız. Bizdeki çalışma 1-2 ay içerisinde bitecek. Ondan sonra ikisini birleştirip bir ulusal politika haline getireceğiz. Büyük ihtimalle de Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun gündeminde tartışılacak bir konu olacak” ifadelerini kullandı.

“1 YIL İÇİNDE 57 BİN ÖĞRETMEN ALACAĞIZ''

Ağustos ayında 40 bin öğretmen ataması gerçekleştireceklerini bildiren Dinçer, “Bu sene hiç söz vermediğimiz ‘şöyle yapacağız, böyle yapacağız’ diye vaatte bulunmadığımız halde cumhuriyet tarihinin en fazla öğretmen alımını yapmış oluyoruz. 1 yıl içinde 57 bin öğretmen alacağız. 17 binini Şubat ayında aldık 40 bin de şimdi alacağız” dedi.

Dinçer, 2012 yılında tek ders sınavının olacağını bildirerek, “Tek dersten kalan çocuklarımız için sınav olsun istiyorum” diye konuştu.

“KENDİ MÜFREDATIMIZA GÖRE ARAPÇA DERSLER VERİLECEK”

Suriye’den Türkiye’ye yaşanan göç nedeniyle oluşturulan konteyner kentlerdeki eğitimin hangi ülkenin müfredatına göre verileceğini sorulması yönelik Dinçer, “Konteyner kentlerde onlara eğitim verilmeye yönelik hazırlıklar yapılıyor. Geçen yıl da o eğitimi aldılar. Bizim kendi müfredatımıza göre ama Arapça verilecek dersler. Kendi öğretmenlerimiz arasında Arapça bilenleri değerlendiriyoruz ve onların kendi lisanında bizim müfredata göre eğitim vereceğiz. Ama o formel eğitim olmayacak. Biz orada çocukların eğitimini ihmal etmemekle birlikte ailelerin Türkiye’de kalmalarını pekiştirecek bir tavırdan uzak bir üslupla yapmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

FATİH Projesi'nin yeni eğitim ve öğretim yılında daha geniş bir alana yayılacağını dile getiren Dinçer, geçen dönem 52 okula döşenen akıllı tahtaların yeni dönemde 3 binden fazla olacağını ve daha fazla öğrenciye tablet bilgisayarlar dağıtılacağını kaydetti.