AB, Türkiye'yi öve öve bitiremiyor

AB, Türkiye'yi öve öve bitiremiyor
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Tibor Varadı, 2010 yılının Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde reformların yapılması konusunda parlak geçmesini beklediğini bildirdi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), Akdeniz Üniversitesi (AÜ) ve AB Antalya Bilgi Bürosu işbirliğiyle düzenlenen "Avrupa Birliği Üyeliğine Doğru Çevresel Adımlar: Üyelik Müzakerelerinde Çevre Başlığının Bugünü ve Yarını" konulu panele katılmak üzere Antalya'ya gelen AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Varadi, AB Bilgi Bürosu'nu ziyaret etti. Varadi, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin 2001'de yaşadığı mali krizden çok şey öğrendiğini, bu krizden sonra yaptığı reformlar sayesinde, Türkiye'nin küresel krizin etkilerine dayandığını belirten Varadi, "Mesela Türkiye'de bankacılık sektörü krizde gayet güçlü durdu ve çalışmalarına devam etti. Hükümet bu reformlar sayesinde garanti sistemi konusunda değişikliklere gitmedi. Bankalardan daha fazla garanti istemedi. Bu nedenle sistem çalışmaya devam etti" dedi.

Küresel krizde AB ülkelerinde olduğu gibi Türk ekonomisinde de büyüme gerçekleşmediğini ifade eden Tibor Varadi, şöyle devam etti:  "Azalan enflasyon nedeniyle Merkez Bankası faiz oranlarını indirdi. Özellikte Türkiye'nin dış ticaretine baktığımız zaman, Türkiye'nin AB'ye olan dış ticareti diğer ülkelere göre düştü. Bu doğal bir durum. AB'de pazarlar krizden çok büyük olumsuz etkilendi ve çökme noktasına geldi. Kriz başladığı zaman dışardan bakan birisi olarak bu yorumu yapıyorum. Türkiye'nin dış ticaret politikasında da değişiklikler olmaya başladı. Türkiye, AB dışında kendine yeni pazarlar aradı. Tabii bu başka bir politikanın sonucu mu, yoksa kriz daha önce hissedildi de mi önlemler alındı bilmiyorum ama Türkiye, AB dışındaki yeni kulvarlara açılma çalışmalarına başladı ve AB dışındaki ülkelerle ticaretini geliştirme yolunda adımlar attı. Tabii krizden önce AB, Türkiye'nin esas ticari ortağı idi. Ama krizden sonra, bu yeni açılımla AB üyesi olmayan yeni pazarlarda Türkiye'nin payı da arttı. Türk iş adamları bu ülkelerde yeni iş ortaklıkları kurdu."

Son dönemde hükümet ile muhalefet, yargı ile hükümet arasında ortaya çıkan gerginliği de değerlendiren Varadi, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu konular, bu tartışmalar Anayasa değişikliğine işaret etmektedir. Taraflar arasında kabul edilebilecek dengeli bir çözüm bulunmasını gerektiriyor. Hükümetteki parti tarafından yapılan açıklamalarda, bir anayasa değişikliği yapılacağı söylemlerini aldık. Değişikliğin içeriği ne olacak? Bu konuda bir bilgi gelmedi. Küçük bir örnek vereyim: Sosyal politikalar ve istihdam başlığında uyum için anayasa değişikliği yapılması gerekiyor. Kamuda sendikal hakların, grev hakkının verilmesi, tanınması ve yasal hakların korunması için anayasada değişiklik yapılması gerekiyor."