Afacanlar'dan Promosyon Açıklaması

Afacanlar'dan Promosyon Açıklaması
Eğitim Bir Sen Rize Şube Başkanı Seyfettin Afacanlar, Rize Milli Eğitim Müdürlüğünde imzalanan Maaş Promosyonu Anlaşmasını değerlendirdi. İşte Afacanlar'ın o açıklaması:

Eğitim Bir Sen Rize Şube Başkanı Seyfettin Afacanlar, Milli Eğitim Müdürlüğü ile banka arasında imzalanan maaş promosyonu ihalesiyle ilgili yazılı açıklamada bulundu. Açıklamasında imzalanan promosyon anlaşmasının önceki yıllardan daha yüksek olduğunu kaydeden Afacanlar, "Çalışanlarımızın menfaatlerine uygun en iyi sonucu aldığına inanan komisyonumuz, promosyon anlaşmasını imzalamıştır. Dağıtılacak promosyon 3 taksit halinde verilecek olup; ilk taksit peşin olmak üzere 2.taksit 2013, 3. taksit 2014 yılında ödenecektir. Şu an aylıksız izinde olan çalışanlarımız da promosyonunu alacaktır." dedi.

İşte Afacanların "Görülen Lüzum üzerine" başlığıyla yayımladığı yazılı mesajı:

Rize Milli Eğitim Müdürlüğünde imzalanan Maaş Promosyonu Anlaşması değerlendirmesi

Değerli Eğitim Çalışanlarımızın ve Rize Kamuoyunun bilgisine.

Bu açıklama Rize Merkez Okulları maaş promosyon anlaşması ile ilgili olarak kamuoyundaki bilgi kirliliğini ve bazı kafalardaki fikir kirliliğini gidermek amacıyla yapılmıştır.

İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı, merkezde bulunan tüm ilkokul ve ortaokullar ile 10 ayrı liseden oluşan toplamda 1486 kişiyi kapsayan maaş promosyonu anlaşması yasal sınırlar çerçevesinde bir Milli Eğitim Müdür Yardımcısı, üç okul müdürü ve yetkili sendika olarak Eğitim Bir Sen Başkanından oluşturulan komisyon tarafından yürütülüp sonuca bağlanmıştır.

Promosyon ihalesine, yaygın ağı bulunan tüm bankalar davet edilmiş, davet edilen bankalardan 7 tanesi kapalı zarf usulü tekliflerini komisyona sunmuş, bazı bankalar ise ihale komisyonuna iştirak dahi etmemişlerdir. İhale tamamen şeffaf bir şekilde devam etmiş, 4 Milli Eğitim çalışanı bir yetkili sendika başkanı ve 7 bankadan 14 kişi toplam 19 kişi huzurunda yapılmıştır. İhaleye en yüksek rakamı veren bankadan başlamak üzere açık artırma usuluyle devam edilmiş, 27. tur neticesinde ihale en yüksek rakamı veren (kişi başına takriben 1050 tl) Akbank’a kalmıştır. Ülkemizde Milli Eğitim Müdürlüklerinde yapılan anlaşmalarda ortalama aylık bazda kişi başına düşen tutar 21 ile 28 tl aralığında olup, yapılan bu anlaşma kişi başına 29,16 tl olmuştur. Bu da gösteriyor ki yapılan promosyon anlaşmasında elde edilen sonuç standartların üzerindedir. Çalışanlarımızın menfaatlerine uygun en iyi sonucu aldığına inanan komisyonumuz, promosyon anlaşmasını imzalamıştır.

Dağıtılacak promosyon 3 taksit halinde verilecek olup; ilk taksit peşin olmak üzere 2.taksit 2013, 3. taksit 2014 yılında ödenecektir. Şu an aylıksız izinde olan çalışanlarımız da promosyonunu alacaktır. Promosyonun üç taksitte ödenmesinin nedenlerinden biri; Milli Eğitim Müdürlüğümüzde her yıl yüzlerce çalışanımızın yer değiştirmesi veya ilk atama olarak ilimize gelmesi nedeniyle; gidecek olan çalışanımızın hak etmeden promosyonun tamamını alması ve gelecek olan arkadaşımızın da aynı bankayla çalışacağından hak edeceği promosyonunu alamaması ve promosyon alabilmek için dava açmak zorunda kalmasıdır. Ancak idari mahkeme kararları geneli değil, kişiyi kapsadığı için yeni gelen her eğitim çalışanı promosyon alabilmek için dava açmakta ama davayı her zaman kazanma şansı olmamaktadır. Veya Ordu ilinde olduğu gibi birkaç yıl önce peşin alınan promosyondan dolayı ilden ayrılmış veya emekli olmuş olsa da mahkeme kararına nisbeten Valilik ve Milli Eğitim geri ödeme talebiyle icra takip yazısı bile göndermektedir. Hal böyle iken adaletin sağlanması, kimsenin mahkeme kapısına gitmesine gerek kalmaması düşüncesi, bankaların peşin ödeme halinde sonradan gelenlere ödeme yapmayı kabul etmemesi ve taksitle alınan promosyon tutarı peşin alınan promosyondan yüzde otuz daha fazla olması nedeniyle komisyon maaş promosyonunun 3 taksit halinde verilecek şekilde bankalarla ihaleye devam etmiş ve sonuçlandırmıştır. İhale sonucu ise sendikamız tarafımızdan Eğitim Bir Sen üyelerine 22/11/2012 tarihinde cep telefonlarına mesaj göndermek suretiyle bildirilmiştir. Eğer mesaj kendisine ulaşmayan bir üyemiz varsa sendikamıza veya işyeri temsilcisine ulaşarak sistemden telefon numarasını kontrol ettirmesi gerekir. Görüldüğü gibi sendikamız üyelerinin menfaatlerini düşünerek komisyona katılmış, sürece müdahil olmuş, sonuçta da üyelerini bilgilendirmiştir. Geneli bilgilendirmek ise işveren konumundaki resmi idarenin hakkıdır. TES şube başkanını bilgilendirmek veya ona mesaj göndermek gibi sendikamızın bir görev ve sorumluluğu da bulunmamaktadır. Ama Sayın Akarsu kendi cep telefonuna da mesaj göndermemizi talep ediyorsa www.egitimbirsen.org.tr adresinden üye formunu indirip sendikamıza üye olarak tüm üyelerimizle eşit bir şekilde aynı haklardan da faydalanabilir.

Değerli Eğitim Çalışanları;

Bu arada maaş promosyonları konusunda geçmişten bugüne sendikamızın hareket tarzını bilmeyenler varsa şöylece özetleyebiliriz

1- 2006 öncesi maaş promosyonları diye bir şeyden kamu çalışanlarının bilgisi yoktu. Bankaların kendilerini seçme karşılığında promosyon olarak kurumlara verdiği bir imkan varsa da bunlar çalışanlar tarafından bilinmiyordu. Çalışanların eline hiçbir şey geçmezken O dönem biz promosyonun %70’inin çalışanların olması ve çalışanlara eşit dağıtılması için mücadele ettik ve sonuç aldık.

2- 2009 da sıra promosyonun %100 ünü almaya gelmişti. Mücadelemizi bunun üzerine kurduk ve promosyonların %100 ünü peşin olarak aldık.

3- 2012 ye geldiğimizde amaç çalışanların mahkemeyle hak arama veya icra takibiyle geri ödeme gibi bir sürece girmeden en üst düzeyde promosyondan istifadesini sağlamaktı. Bu peşin veya taksitli olabilecek seçeneklerden Rize ilimizde taksitle verilen miktar peşinden %30 civarında daha fazla olduğu için taksitli ödeme seçeneğini kabul ettik.

Durum bundan ibaret ve ihale şeffaf yapılmış hatta tüm tutanaklar İl Milli Eğitim Müdürlüğünde iken “kurt dumanlı havayı sever” misali kriz ve bunalım beklentisini kendileri için tek kurtuluş yolu olarak gören bazı zevatın okullarımızda bilgi kirliliği oluşturmaya çalışması; gerek komisyon üyelerini gerekse çalışanlarımız adına bizleri üzmüştür. Başka bankaların peşin 1000-1200-1500 TL verdiklerinden tutunda, paranın bir kısmının gizli anlaşmayla Milli Eğitim Müdürlüğüne verildiğine, anlaşmanın feshedildiğine, falanca ilkokulun daha fazla promosyon aldığına varıncaya kadar, birçok asılsız haberler üretilip yayılmış, çamur atılmaya çalışılmıştır. Milli Eğitim Müdürlüğünde çalışan bazı memur arkadaşların kendilerini öğretmenlerden ayrıştırarak, haklarının öğretmenler lehine gasp edildiğini söylemeleri, bu söylemlerini kurum içinde açıkça konuşmaları kendilerine olan saygınlığı gölgelemiştir. Zira geçtiğimiz yıllarda yapılan promosyon anlaşmalarında maaşı az

olana az, çok olana çok promosyon verelim teklifini de zaten maaşları düşük olan memur ve hizmetli arkadaşlarımızı düşünerek kabul etmemiş ve tüm çalışanların eşit promosyon almasını sağlamıştık. Bugün ileri geri konuşan bazı hizmetli ve memur arkadaşlarımızın, o gün kurban bayramı öncesi hiç beklemedikleri promosyonu alınca Kurban paramız çıktı teşekkür ederiz diye konuştuklarını da unutmuş değiliz. Bizler her çalışanımızı eğitimin bir paydaşı ve olmazsa olmazı olarak kabul ettik ve bunun mücadelesini vermeye de devam edeceğiz. Bu güne kadar hiçbir ayırım yapmadık ve bundan sonra da yapmayacağız. Biz eğitim çalışanlarını bir bütün olarak görüyoruz. Milli Eğitim içinde olsa da kendini memur sendikası olarak lanse ederek öğretmeni memuru birbirinden ayrıştırmaya çalışan bir başka sendikanın başkanlığını yapan ve Milli Eğitimde ileri geri konuşan arkadaşın derdi ise promosyon değil diğer sendikalardan nasıl üye çalarım çabasıdır. Çünkü kendisine bu ihaleden senin üyelerini çıkaralım siz ayrı ihale yapın haberi ulaştığında şiddetle tepki vermiştir. Bir gün önce biz memurlar ayrı promosyon yapalım demesine rağmen, olamaz öyle şey bizi çıkaramazsınız feryadını basmıştır. Ancak kurdukları sendikayı ayırımcılık üzerine kuranların bu söylemlerini tüm eğitim çalışanlarının takdirine bırakıyoruz.

Diğer taraftan Türk Eğitim Sen Şube başkanı Sayın Celal AKARSU ise birkaç gün önce basına vermiş olduğu demeçle her zamanki ruh halini bir kez daha göstererek bulanık suda balık avlamak istemektedir. Oysa suyu bulandırmaya çalışan da kendisidir. Zira bizim imza attığımız tüm promosyon ihaleleri şeffaf ve denetime açıktır. Rize ilimizde de eğitim çalışanları adına tüm Türkiye de yapıldığı gibi tamamen genelgelere uygun şekilde gerçekleştirilen rutin bir ihale anlaşmasını gerçekleştirdik. TES sube başkanının kalkıp okulları gezerek, basına demeç vererek eğitim çalışanlarını dilekçe vermeye teşvik etmesi anlaşılabilir gibi değil. Ama Celal Bey yapıyorsa anlaşılabilir, çünkü 5 ay önce 6 lisemizin promosyon anlaşmasını gerçekleştirmiştik. Aynı oyunu o okullarda da oynadı. Arkadaşları dilekçe vermeye zorladılar ama sonuçta bir şey çıkmadı, çıkamazdı da, orada da bir usulsüzlük yoktu. Bizim üyelerimiz üzerinde oyun kurdular, belki istifa ettiririz düşüncesiyle. Ama şunu görmeliydiler.Bu okullarda Bir önceki anlaşmayı TES yapmıştı. Toplamda 450-500 TL almışlardı ve 6 aylık taksitlerle dağıtmışlardı. Bizim yaptığımız anlaşmada ise toplamda 900 TL alınmış şimdiki gibi biri peşin olmak üzere üç taksit olarak verilmişti.

Sayın Celal Bey ve TES yetkilileri; üç yıl önce de yapmış olduğumuz anlaşmaya itiraz etmişlerdi. Eğitim Bir Sen olarak daha başbakanlığın yüzde yüzü memura dağıtılır genelgesi yayınlanmadan yüzde 90’a kadar promosyonu almanın sözünü almış, sendika olarak yüzde yüzünün alınmasına çalışılırken haber göndermişlerdi, yüzde doksanı kabul edin yoksa onu da elinizden alacaklar. Ama biz direttik ve yüzde yüzünü aldık. İlla bir kusur arayacaklar ya bu defada promosyondan sonraki atama ve tayin döneminde ilimize yeni gelen öğretmenleri dolanıp Eğitim Bir Sen anlaşmayı peşin yapmasaydı sizde promosyon alacaktınız, bu sendikaya üye olmayın tepkinizi koyun, gelin biz sizin adınıza dava açalım gibi konuşmaları gezdikleri okullarda dillendirdiler. Şimdi ise niye taksitliymişten tutun da üç yıl önce yüzde yüzünü aldığımız halde bugün Milli eğitime paranın bir kısmını vermekle suçlamaya kadar maşallah pervasızca sallamaya devam ediyorlar.

Yine Sayın Celal Akarsu kendi demecine yaptığı yorumlarında 6 yıl önce ilk promosyonu aldığından bahsediyor. Doğrudur 6 yıl önce yetkili olduğu yıllardı. Promosyonu Milli Eğitim Müdürlüğü almış repo yapmıştı. O zaman Milli Eğitim Müdürlüğü ile sendikalar arasında yapılan toplantıda promosyon konusu açıldığında bir ayakkabı parası verseniz yeter demişti. İkinci promosyon toplantısı yine üç sendika temsilcileri ile yapılmış ve burada da “arkadaşlar çok kızgın 50 TL verirsiniz “ demişti.Biz ise milletvekilleri o yıl promosyon olarak birer laptop almışlarken biz neden 50 TL alalım eğitim çalışanları milletvekillerinden daha mı zengin itirazında bulunmuştuk. Nihayetinde her sendikadan ayrı ses çıkmasın ve eğitim çalışanları kazansın düşüncesi ile Türk Eğitim Sen ve Eğitim Sen başkanlarını Eğitim Bir Sen Rize Şubemize davet ederek üç sendika aramızda bir protokol imzaladık. Protokolde promosyonun %70’inin personele % 20’sinin Milli Eğitime ve %10’unun ise okullara dağıtılması karar altına alındı, ertesi gün dönemin Milli Eğitim Müdürü ziyaret edilerek bu protokol kendisine verildiğinde bunu bir tehdit olarak algılamıştı. Sonuçta o dönem yetkimiz olmamasına rağmen biz olaya müdahil olarak ve kendi adımızı da kullanmadan üç sendika birlikte yapılmış ama dağıtılmayan bir ihalenin repoda bekleyen parasının çalışanlara dağıtılmasının mücadelesini verdik ve bu mücadeleyi kazandık. 23 Kasım akşamı da üç sendika beraber bir açıklamayla kamuoyuna duyurduk, toplam promosyonun %70’i olan 540 TL çalışanların hesabına yattı. Biz yetkimiz olmadan bunu başardık ama yetkiliyim diyen sayın Celal bey o zaman okullara ödenmesi gereken %10 luk bölümü aktarttırabilmiş mi yoksa hepsini Milli Eğitimin kullanmasına kapalı kapılar ardında seyirci mi kalmış sormak gerekir. Yetkisini yetkili olduğu dönemde bile kullanamayanların bugün içmeden sarhoş olmuş bir edayla ileri geri konuşmalarını da eğitim çalışanlarının ve kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

Tüm bunlara ilaveten kamu çalışanlarımızın bilgisine şu gerçekleri de sunmayı gerekli görüyoruz. Her promosyon ihalesinde farklı meblağ ve sonuçlar çıkabilir. İhalelerin birbiriyle kıyaslanması düz mantık olarak doğru gibi gözükse de aslında doğru değildir. Bankamatikten yanlışlıkla maaş değil de kredi olarak 5 TL çekip yanlış oldu diye hemen iade edeyim deseniz bile bir günlük faiz uygulayan bankalar promosyonu verirken babasının hayrına vermiyor. Müşteri portföyü, kredi ve hizmet satma durumu, o ildeki işlem yoğunluğu ve şube sayısı gibi bizim bilmediğimiz bir çok bankacılık hesabı yapıyorlar. Dönem dönem bankaların ekonomik bakış açıları farklı olabiliyor. Rize de Garanti bankası açıldığında müşteri bulmak için en yüksek promosyonu Garanti Bankası vermişti, sonra TEB Rize’ye geldi ve müşteri oluşturmak için yüksek promosyon verdi. Geçtiğimiz dönem Halkbank önce büyüyüp sonra özelleşme stratejisiyle önce Türkiye genelinde 5000 personel aldı, sonra işlem kapasitesini artırmaya yönelik çalışma yapmaya başladı ve dönemin Halkbank yetkilisi ihale bittikten sonra “promosyon kaç paraya çıkarsa çıksın ben bu ihaleyi almak zorundaydım”ifadesini kullanmıştı. Şimdi Akbank şehir merkezinde ikinci şubesini açtı ve müşteri yelpazesini genişletmeye ihtiyacı vardı. En yüksek teklifi vererek ihaleyi aldı. Artışı yapma yetkisi sendika veya komisyonun değil bankaların olduğunu unutmayalım. Özel sektör mantığı burada da işliyor. Nasıl ki özel sektör çay fabrikaları çay azken yüksek fiyat verip Çaykur’la aynı fiyata çay alırken, çay az veya kontenjan düşük iken 700 kuruşa çay alıyorlarsa bankalarda da durum aynı. İhale şartnamesi gereği sahnede tek banka kalınca oyun bitiyor. Bakmayın siz

Celal beyin yüksek perdeden konuşmalarına. Bartın MEM de 3 yıllık 808 TL’ye imza atan da kendi sendikası, Bursa’da 3 yıllığına 3 taksitte toplam 866 TL’ye atılan imzaya Türkiye standartlarının üzerinde diyerek övgüler düzen de kendi sendikası ve şube başkanı.

Sayın Celal Bey yetkili ve etkili olmamızı beğenmediğini belirterek bir basın açıklaması yaptığı için bu açıklamayı yapsak da aslında bu anlattıklarımızdan anlaşılacağı gibi kimin yetkili olduğunda yetkisini gerektiği gibi kullanıp kullanamadığını da görmekteyiz. Peki Celal Bey’in açıklamasından sonra hemen niye cevap vermeyip iki gün bekledik. “Sözün seni böbürlendirdiği vakit sus , susman seni böbürlendirdiği zaman ise konuş" diye bir söz vardır. Biz yaptığımız işin doğruluğundan emin olduktan sonra birilerinin bir şeyler söyleyip durması çok da önemli değil. Ama olaydan habersiz bazı çalışanların bu tip çamur at izi kalsın tarzı haber ve yorumlardan etkilenmemeleri ve suskunluğumuzu kibre ve suçluluğa yormamaları için bu açıklamaları yapmak lüzumunu hissettik. Üyelerimiz her soru ve sorunlarında bize zaten ulaşıyorlar ama üye olmayanlar da bizi başkalarından değil bizden ve üyelerimizden öğrensinler. Henüz üye olmamış Eğitim çalışanı arkadaşlarım herkesi dinleseler de doğruları görmek ve üye olmak için esas yüreklerinin sesini dinlesinler. İnanıyorum ki yürekleri onları yanıltmayacaktır ve yüreklerinin sesi onları bizimle buluşturacaktır.

Yapılan promosyon anlaşmasında emeği geçen tüm komisyon üyelerine çalışanlarımız ve Sendikam Eğitim Bir Sen adına teşekkür eder, anlaşmanın Eğitim camiamıza hayırlı olmasını dileriz.