Antik Kentin Sakinleri Evlerine Geri Dönüyor

Antik Kentin Sakinleri Evlerine Geri Dönüyor
Suriye'nin DEAŞ tarafından tahrip edilen Antik Palmira kentinin sakinleri bölgeye geri dönmeye başladı.

Suriye'nin DEAŞ tarafından tahrip edilen Antik Palmira kentinin sakinleri bölgeye geri dönmeye başladı.

Suriye'nin Humus şehrinde yer alan ve Rakka'dan 225 kilometre uzaklıkta olan Palmira antik kenti yıllarca DEAŞ'ın elinde kaldıktan sonra 2017'de Suriye güçleri tarafından geri alınmıştı. DEAŞ'ın Suriye'deki merkezi olarak kabul edilen antik şehir terör örgütü tarafından iki kere kontrol altına alınmış ve şehirdeki tarihi eserler tahrip edilmişti. Savaş nedeniyle bölgeden ayrılmak zorunda kalan aileler kent terör örgütünden temizlendikten sonra yavaş yavaş bölgeye geri dönmeye başladı.

UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası listesine 1980'de giren Palmira devam etmekte olan büyük bir restorasyonun ardından 2019'da ziyarete açılacak. UNESCO'nun yanı sıra Rusya, Polonya ve İtalya bu önemli tarihsel mirası kurtarmak için Suriye'ye destek veriyor.

DEAŞ'ın ele geçirmesiyle Palmira'daki evini 4 yıl önce terk etmek zorunda kalan 50'li yaşlardaki Ramzi Hmaidi, "DEAŞ şehri ele geçirdiğinde evimizi terk etmek zorunda kaldık ancak şimdi evlerimizi tekrar inşa etmek üzere buradayız" dedi. Savaş yüzünden yer değiştirmek zorunda kalan Ghassan Botaman da hayatlarını yeniden inşa etmeyi umduklarını belirterek, "DEAŞ kenti ele geçirince Humus'a kaçtık ve 4 yıl orada kaldık. Şimdi eve döndük ve artık geri dönme kararı aldık" dedi.

Humus Valisi Talal Barazi, hükümetin eve dönenlere yardım edeceğini söyleyerek, "Şimdi, geri dönüş başlıyor. Suriye hükümeti, halkın tüm temel ihtiyaçlarını karşılamaya ve altyapı ile bu şehirdeki hayatı yeniden inşa etmek için gereken her şeyi yerine getirmeye söz veriyor. 200 aile şimdiye kadar geri döndü ve iki ay içinde daha fazla ailenin geri döneceğini düşünüyorum" açıklamasını yaptı.

UNESCO, Palmira'daki antik bölgeleri Roma İmparatorluğu, Hindistan, Çin ve eski Persler arasındaki tarihi bir kavşak noktası ve dünya mirasının bir kanıtı olarak nitelendirdi.

Kaynak:IHA