Başörtüsü, İlk Kez AKP'nin Kabusu Oldu

Başörtüsü, İlk Kez AKP'nin Kabusu Oldu
Tartışma giderek büyüyor. AK Parti'nin yıllardır seçimlerdeki en büyük kozu olan başörtüsü, ilk kez partinin kabusu haline geldi.

AK Parti'nin yıllardır seçimlerdeki en büyük kozu olan başörtüsü, ilk kez partinin kabusu haline geldi. 'Başörtülü Vekil Yoksa Oy da Yok mu?'

12 Haziran'da yapılacak milletvekili seçimleri öncesinde başlayan başörtülü milletvekili adayı tartışmasına AK Parti dün 'başörtülü aday olmayacak' diyerek son noktayı koydu. Ancak bu açıklamaya rağmen 'başörtülü milletvekili' tartışması muhafazakar kesimde tüm sıcaklığıyla sürüyor.

Tartışmayı ilk başlatan Hilal Kaplan öncülüğündeki 'başörtülü aday yoksa oy da yok' grubu oldu. Aralarında Yıldız Ramazanoğlu, Cihan Aktaş, Hasibe Turan, Hidayet Şefkatli Tuksal, Nihal bengisu Karaca, Hilal Kaplan ve Sibel Eraslan’ın da bulunduğu grup önce Meclis'te başörtülü aday sokulması talebiyle yola çıktı. Ancak bir süre sonra grup söylemini 'Başörtülü aday yoksa oy da yok' şeklinde değiştirdi. Tüm fırtına da bundan sonra koptu.

Girişimin içinde yer alan ağır toplardan Sibel Eraslan, sloganın değişmesi üzerine sert bir açıklamayla gruptan ayrıldığını açıkladı.

Sibel Eraslan'ın 'Ben yokum' diyerek grupran ayrılması, hareketi de tartışılır hale getirdi. Sibel Eraslan'ın ardından Ali Bulaç da,, Zaman gazetesindeki yazısında "Başörtülü bayan yoksa oy da yok" sloganıyla Meclis'te başörtülü vekil talep eden kadınların üzerinden AKP'ye tuzak kurulduğunu ileri sürdü.

Bulaç'ın bu yazısının ardından fırtına iyice şiddetlendi ve 'Başörtülü aday yoksa oy da yok' girşimi "Bu kadın(lar)a haddini bildirin" diyenlere kulaklarımız kapalı. "Başörtülü aday yoksa oy da yok" kampanyası dahil olmak üzere bu ülkede yaşanan zulümlerin sona ermesi için yaptığımız bütün kampanyaların arkasındayız. Evet, artık 'had'dimizi aşıp haklarımızı almak niyetindeyiz. Günahı boynumuza." şeklinde sert bir açıklamayla kendilerine karşı çıkanlara cevap verdi.

TARTIŞMA SİYASETE SIÇRADI

'Başörtülü aday yoksa oy da yok' grubu ile muhafazakar medya arasında geçen sert tartışma bir süre sonra siyasete de sıçradı. Önce başörtülü aday konusunda sessiz kalan ve ilk başlarda başörtülü aday gösterilebileceğine dair işaretler veren AK Parti, son kararını verdi ve başörtülü adaylara kapısını kapadı.

Parti yönetimi, 12 Haziran seçimlerinde de listelerde türbanlı adaya yer vermeyip türban sorununu seçim sonrası yeni anayasa ile birlikte ele alma görüşünü benimsedi.

Bülent Arınç da, tartışmalara 'henüz süreç olgunlaşmadı' diyerek noktayı koydu. AK Parti sürece noktayı koydu ancak tartışmaları sonlandırmayı başaramadı.

BAŞÖRTÜLÜ KADINLAR KULLANILIYOR MU?

Meclis'te başörtülü vekil talep eden kadınların üzerinden AKP'ye tuzak kurulduğunu ileri süren Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, bugün de köşesini aynı konuya ayırarak, İngiliz casuslarının taktiklerinden yola çıkarak, 'başörtülü aday yoksa oy da yok' grubunun amacının iyi niyetli olsa dahi bunun arkasındaki asıl kişilerin hedefinin çok farklı olduğunu ileri sürdü.

Zaman yazarı "Sonsuz iyi niyetimize rağmen- bir İngiliz'in -Amerikalı veya başkasının- mersiyesine kurban gidebiliriz. Öyle kendimizden sınırsız emin olmayalım." diyerek söz konusu grubun 'gizli plana kurban edildiklerini' belirterek yazısını sonlandırdı.

MUHAFAZAKAR KÖRLER!

Başörtülü kadınların milletvekili yapılmamasına en sert tepki gösterenlerden biri de Yeni Şafak yazarı Ayşe Böhürler oldu. Böhürler'in bugünkü yazısı, aynı gün yayınlanmasına rağmen Ali Bulaç'a adeta bir cevap niteliği taşıyordu.

Böhürler yazısında, başörtülü adaya geçit vermeyen ve karşı çıkan AK Parti ile muhafazakar yazarları sert bir dille eleştirerek, bu kişileri 'muhafazakar kör' olarak niteledi.

Böhürler, "Uzun bir tarihimiz var. Biz onları, gazetelerde yazmaya başlayınca da, 28 Şubat'ta da, 27 Nisan da, Ak Parti kurulduğunda da gördük. Özel hayatları ile savundukları fikirler arasındaki çelişkileri, kadınlar söz konusu olunca insanlığı ikinci plana attıklarını, 28 Şubat mağduru olmayı kapıları açmak için nasıl kullandıklarını, aynı zamanda darbe dönemlerinde nasıl sindiklerini de gördük... Şimdi de başka bir sürece tanık oluyoruz." diyerek, girişime karşı çıkan yazarları ağır bir dille eleştirdi.

KEMALİSTLERDEN BAYRAĞI DEVRALAN MUHAFAZAKARLAR

Girişimi eleştirenlere en sert tepki de, girişimin öncülerinden Hilal Kaplan'dan geldi.

Yeni Şafak yazarı Hilal Kaplan, bu tür tepkileri önceden Kemalistlerin verdiğine dikkat çekerek, "Eskiden Kemalistler 'Tehlikenin farkında mısınız?' diye başörtülü kadınları işaret edip korku yayarlardı; bugünse Kemalistlerden bayrağı devralan bazı 'muhafazakâr' yazarlar "Tehlikenin farkında mısınız?" diye başörtülü vekil isteyen kadınları işaret edip halkı yayıyorlar. Hedefe konulmaya alışığız, dert değil." dedi.

Kaplan'ın bu çıkışı ise tartışmaların şiddetini ve söylemlerin sertliğini iyice artırdı.

ŞİMDİ NE OLACAK?

Muhafazakar kesimde 'başörtülü aday' üzerinden yürüyen derin tartışma, bu söylemler üzerinden yürüyor. AK Parti, her ne kadar 'başörtülü aday olmayacak' diyerek tartışmaları sonlandırmak istese de  durum onu gösteriyor ki bu tartışmalar şiddetlenerek devam edecek.

AK Parti'yi asıl bekleyen tehlike ise, yıllardır başörtüsü savunuculuğu üzerinden aldığı oyları kaybetme riski. AK Parti, yaptığı hesaplar sonrasında dün yaptığı açıklamayla bu riski almış gibi görünüyor. Ancak şimdilik hesaplanamayan, bu riskin büyüklüğü...

AK Parti 'başörtülü aday yok' dedi. Başörtülü kadınlar da buna cevap olarak gerçekten 'O zaman oy yok' diyecek mi?

AK Parti'nin göze aldığı riskin büyüklüğünü bu sorunun cevabı ve seçim sonuçları ortaya koyacak...