Bekaroğlu, Çaykur Mevsimlik İşçi Protokolünü Yerden Yere Vurdu

Bekaroğlu, Çaykur Mevsimlik İşçi Protokolünü Yerden Yere Vurdu
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Çaykur'da çalışan mevsimlik işçilerle ilgili imzalanan protokolün işçilerin mağduriyetine yol açacağını savunarak, müjde diye duyurulan düzenlemeyi kınadıklarını bildirdi.

CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, mevsimlik işçilerin çalışma sürelerinin 5 ay 29 aydan 9 ay 29 güne çıkarıldığının açıklanmasından bugüne kadar geçen sürede Çaykur'da çalışan mevsimlik işçilerin beklentilerinin karşılanmadığına vurgu yaparak Çaykur mevsimlik işçilerinin büyük bir hayal kırıklığına uğradığını belirtti. Bekaroğlu,  ÇAYKUR ve bağlı işyerlerinde uygulanmak üzere Kamu-İş ve Özgıda-İş Sendikası arasında imzalanan  protokolün  ayrımcılığı, particiliği, kişisel husumetleri devlet işlerine taşımanın aracı olmaya çok açık olduğunu kaydederek,  protokolün hakkaniyet doğrultusunda, işçilerin emeklerinin gerçekten karşılığını alabileceği bir biçimde yeniden düzenlenmesi konusunda çağrıda bulunarak, "İşçilerin haklarını koruması beklenen sendika da bu konuda görevini yapmadığı gibi, imzaladığı protokol ile işçiler arasındaki uçurumu, ayrımcılığı ve toplumsal barışı tehdit ederek daha da derinleştirmektedir. Geçici işçilerin mağduriyetlerini daha da arttıracak olan bu düzenlemeden kaynaklı ortaya çıkacak hak kayıplarında, başta ilgili KHK’daki muğlaklığı açıklamayan hükümet yetkilileri, ÇAYKUR Genel Müdürü ve sendika yöneticileri baş sorumludur. Müjde diye duyurularak işçileri birbirine kırdıran, işçiler arasında ayrım yapan bu düzenlemeyi kınıyoruz. Yetkililere protokolün hakkaniyet doğrultusunda, işçilerin emeklerinin gerçekten karşılığını alabileceği bir biçimde yeniden düzenlenmesi konusunda çağrıda bulunuyoruz. Aksi durumda ortaya çıkacak ağır sorunların sorumluları bu rezil protokolü imzalayanlardır." diye konuştu.

Bekaroğlu, konu hakkında yazılı açıklamasında şunları kaydetti: "Değerli Hemşerilerim, Bilindiği üzere, 24 Aralık 2017 tarihinde çıkarılan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 5620 sayılı Kamuda Geçici İş Pozisyonlarında Çalışanların Sürekli İşçi Kadrolarına veya Sözleşmeli Personel Statüsüne Geçirilmeleri, Geçici İşçi Çalıştırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda değişiklik yapılarak başta ÇAYKUR fabrikalarında olmak üzere geçici iş pozisyonunda çalıştırılan işçilerin çalışma sürelerinin 5 ay 29 günden 9 ay 29 güne kadar çıkarılabileceği yönünde düzenleme yapılmıştır.

ÇAYKUR fabrikalarında bugün bin 885 daimi işçi, bin 370 memur ve 9 bin 500 geçici işçi olmak üzere toplam 12 bin 755 kişi çalışmaktadır. Ülkemizde 12 ay çalışan işçilerin bile kıt kanaat geçinebildiği bir ortamda, geçici işçilerin ciddi mağduriyetleri bulunmaktadır. İlgili yasa gereği daimi kadroya geçme hakkı bulunmayan, çalıştıkları süre sonunda iş akitleri feshedilmediği için başka bir sigortalı işte çalışamayan, emeklilik için yeterli çalışma ve prim gün ödeme şartını sağlayamayan ve işsiz sayılmadıkları için işsizlik maaşından da yararlanamayan geçici işçilerin en önemli sorunu daimi kadroya geçişlerinin düzenlenerek özlük haklarının verilmesiydi. Bu kapsamda KHK ile yapıldığı iddia edilen düzenleme başta ÇAYKUR fabrikaları olmak üzere geçici pozisyonlarda çalışan işçileri umutlandırmış, ancak gerek KHK metnindeki “çalıştırılabilir” ifadesi ile yaratılan belirsizlikler gerekse de konu ile ilgili bugüne kadar yapılan açıklamalar işçilerde büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır.

Bu çerçevede 27 Mart 2018 tarihinde ÇAYKUR ve bağlı işyerlerinde uygulanmak üzere Kamu-İş ve Özgıda-İş Sendikası arasında bir protokol imzalanarak, ÇAYKUR’da çalışan mevsimlik işçilerin çalışma sürelerinin 120 günden 180 güne çıkarıldığı duyurulmuştur. ÇAYKUR Genel Müdürü, Onur konuğu olarak Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Özgıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Şahin ve Kamu İşverenleri Sendikası Genel Sekreteri Erhan Polat tarafından imzalanan protokolde, toplu iş sözleşmesinin “Mevsim ve Kampanya İşlerinde İşçi Alınması ve Akitleri” başlıklı 14 üncü maddesinde değişiklik yapılarak, 180 gün çalışacak işçiler için şu kriterler sayılmıştır:

“1- O kampanya döneminde para cezası alanlar,

2- O kampanya döneminde aldığı izin ve istirahatleri toplamı 15 günü aşan (İş kazası, meslek hastalığı ve analık nedeniyle alınan istirahatler ile heyet raporuna dayalı istirahatler hariç),

3- Teşekkülce, kampanya dönemi işçi alımı için tespit edilen süreden sonra işe alınan,

4- Verilen işi layıkıyla yapmayan ve hizmetinden yeterince yararlanılamayan işçilerin çalışma süresi 120 günden az olmamak üzere işverence belirlenecek olup bu işçiler için 180 gün şartı aranmaz.”

“Tarihi bir anlaşma” olarak ifade edilen protokole konulan şartlar; bir kazanımın nasıl suistimale açık bir şekilde düzenlenebileceğini ortaya koymaktadır. Devletin vatandaşlarına ayrımcı politikalarının giderek hız kazandığı günümüzde, bu maddelerin içeriğinin nasıl doldurulacağı da tam bir muammadır. Özellikle “verilen işi layıkıyla yapmayan ve hizmetinden yeterince yararlanılamayan işçilerin” ibaresi, bunun kararının kime ve neye göre verileceği sorusunu açıkta bırakmaktadır. Birçok yerde işçi alımlarının yandaşlık ve iktidar partisine yakın olmak üzerinden işletildiği herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bu tarz ifadeler bu yönde yapılan ayrımcılığı daha da güçlendirecek, keyfi davranışların önünü açacaktır. Bu protokol; ayrımcılığı, particiliği, kişisel husumetleri devlet işlerine taşımanın aracı olmaya çok açıktır.

İşçilerin haklarını koruması beklenen sendika da bu konuda görevini yapmadığı gibi, imzaladığı protokol ile işçiler arasındaki uçurumu, ayrımcılığı ve toplumsal barışı tehdit ederek daha da derinleştirmektedir. Geçici işçilerin mağduriyetlerini daha da arttıracak olan bu düzenlemeden kaynaklı ortaya çıkacak hak kayıplarında, başta ilgili KHK’daki muğlaklığı açıklamayan hükümet yetkilileri, ÇAYKUR Genel Müdürü ve sendika yöneticileri baş sorumludur.

Müjde diye duyurularak işçileri birbirine kırdıran, işçiler arasında ayrım yapan bu düzenlemeyi kınıyoruz. Yetkililere protokolün hakkaniyet doğrultusunda, işçilerin emeklerinin gerçekten karşılığını alabileceği bir biçimde yeniden düzenlenmesi konusunda çağrıda bulunuyoruz. Aksi durumda ortaya çıkacak ağır sorunların sorumluları bu rezil protokolü imzalayanlardır."