Bekaroğlu: "Savaş var sanki"... "Ekrem Orhon Tehdit Oluşturuyor"

Bekaroğlu: "Savaş var sanki"... "Ekrem Orhon Tehdit Oluşturuyor"
CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Mehmet Bekaroğlu, 2018 yılı bütçesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesi görüşülürken Rize'nin çevre sorunlarını gündeme getirdi.

Rize’de yıllar öncesinden denizin dolgu yapılarak doldurulduğu Ekrem Orhon Mahallesindeki binaların temellerinin korozyon dolayısıyla büyük ölçüde bozulduğu ve yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğundan tehdit oluşturduğunu ifade eden Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, kentte çok sayıda çay fabrikasının gelişigüzel mahalleler arasında yapıldığını ve kalitesiz kömür kullandıklarından çevreyi ciddi bir şekilde kirlettiklerini ifade etti. Bekaroğlu, ayrıca kentte ÇED bilgilendirme toplantısında alınan güvenlik önlemlerinin “Bütün devlet orada; Jandarma, polisler, Özel Harekât, ne diyorsunuz -“robocop”-, acayip elbise giyen adamlar… Ya, kardeşim, 3 -5-10 adam, 2 köylü filan oraya gelmişler, dere ve üzerine yapılacaklarla ilgili bilgi alacaklar. Savaş var sanki!” sözleriyle  tepki gösterdi.

İşte Bekaroğlu’nun meclis görüşmelerinde yaptığı konuşma: “Doğu Karadeniz Bölgesi’nde çevreyle ilgili ciddi bir mücadele veriliyor. Bu yaz aylarında bir ÇED bilgilendirme toplantısına gittim. Bütün devlet orada; Jandarma, polisler, Özel Harekât, ne diyorsunuz -“robocop”-, acayip elbise giyen adamlar… Ya, kardeşim, 3 -5-10 adam, 2 köylü filan oraya gelmişler, dere ve üzerine yapılacaklarla ilgili bilgi alacaklar. Savaş var sanki! Müthiş bir şeyle karşı karşıyayız, böyle bir heyetsiniz arkadaşlar. Bu nedir Sayın Bakanım? Bu nasıl bir şeydir? Çevre diyen, bizim deremiz diyen, yaylamız diyen… Bu nasıl bir şey, anlamak çok zor.

Artvin’de, Cerattepe’de yaşananlara bakarsak, Sayın Bakanım, yani OHAL Karadeniz’e çok daha önce geldi. Karadeniz’e OHAL 15 Temmuz’dan sonra, 20 Temmuz’da filan değil, çok daha önce geldi. Çevre diyen, deremiz diyen, dağımız diyen, ağacımız diyen herkes OHAL koşullarının benzerinden nasibini aldı. Yeni de olmadı Sayın Bakanım, ama sizin döneminizde çekilmez bir hâle geldi. Böyle bir işi bu ekip nasıl yapar, anlamak mümkün değil!

Bakın, daha evvel de gündeme getirdim burada Karadeniz Sahil Yolu yapılırken insanlar “Yapmayın, etmeyin, insanları denizden ayırmayın.” diye bir sürü şeyler söylediler. O zaman da “anarşist” filan ilan edildiler. Bu “terörist” modası yeni çıktı, şimdi “terörist” ilan ediliyorlar. Kimseyi dinlemediler.

Şimdi, Sayın Canikli, Beşikdüzü’ndeki sel olayından sonra gitti dedi ki: “Bu Karadeniz set oldu 3 metre daha yüksek şehirden, bütün bu felaketlerin sebebi budur.” Nasıl yapacağız değerli arkadaşlarım? Karadeniz sahilinde kaç tane kasaba var, kaç tane şehir var? Nasıl kurtaracağız? Ne kadar para harcayarak kurtaracaksınız Sayın Bakanım bütün bunları? Sadece orada değil bütün derelerle ilgili sorunlar var.

Yayla yolu, Yeşil Yol; bunu neyle, hangi turizmle izah ediyorsunuz Sayın Bakanım? Karadeniz’de bütün yaylalar o şehre, o ilçeye bir şekilde bağlanmış durumdadır. Şimdi Samsun’dan girip Batum’dan çıkmak, 3 bin metre yüksekte, hangi turizmle izah edeceksiniz? O yolla getireceğiniz turist oraya gelirse orada dağ mı kalır, kuş mu kalır, böcek mi kalır, su mu kalır Sayın Bakanım? Her şey ama her şey satılacak, pazarlanacak bir şey olarak gördükten sonra “Biz, efendim, insanın hırsına da emanet gözüyle bakıyoruz” nasıl diyebilirsiniz?

Rize’yle ilgili, geçen seneki bütçe görüşmelerinde de sormuştum: Rize merkezinde deniz dolgu üzerinde kurulmuş başta Ekrem Orhon Mahallesi olmak üzere çok sayıda, en az 30 bin, 40 bin kişiyi etkileyen, geceleri 10-15 bin kişiyi etkileyecek bir alan var. Yıllar önce, on beş sene önce yayınlanan bir raporda deniz dolgusunda deniz kumu kullanılarak, bu basit mühendislik kurallarına bile uyulmadan yapılan sağlıksız binaların temellerinin korozyon dolayısıyla büyük ölçüde bozulduğu ve yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bildirilmişti. Bu alanla ilgili yazılı soru önergeleri de verdim. Siz “Başka bir rezerv, alan, yapı alanı bulunması gerekiyor, oraya taşınması gerekiyor.” diye çok genel, yuvarlak cevaplar verdiniz. Bir sene geçti, yıllar geçiyor üzerinden… Yarın ortaya çıkacak herhangi bir olumsuzlukta elbette herkes sorumlu olacak. Bu alanla ilgili gerçekten bir araştırma yaptırdınız mı, yaptıracak mısınız, ne düşünüyorsunuz?

Yine Rize’de çok sayıda çay fabrikası gelişigüzel mahalleler arasında yapılmış ve çevreyi ciddi bir şekilde kirletmektedir. Bunların büyük çoğunluğu kalitesiz kömür kullanıyor. En azından bunların sıvılaştırılmış doğal gaz kullanması konusunda -ÇAYKUR kısmen geçti buna- herhangi bir bakanlığın yaptırımı olabilir mi?”