Bu Soruları Cevaplandırmadıktan Sonra Bakan Rize’ye Gelse Ne Olur Gelmese Ne Olur?

Bu Soruları Cevaplandırmadıktan Sonra Bakan Rize’ye Gelse Ne Olur Gelmese Ne Olur?
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in Rize programında skandal uygulama. Bakanlık Basın Müşavirinin daveti üzerine programı takip etmek isteyen haber muhabirimiz, Çaykur Genel Müdürlük binasından dışarı çıkarıldı.

Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu’nun hatalarını, yanlışlarını gündeme taşıyıp haberleştiren ve Sütlüoğlu’nun zam serisine bağlarcasına her 3-4 ayda bir kuru çaya inanılmaz şekilde yaptığı zamları kamuoyuna yansıtıp Sütlüoğlu’nu eleştiren haberlere yer verdiğinden 4 yıldır Çaykur tarafından olay53’e uygulanan ambargoya  Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da alet edildi.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in Trabzon ve Rize programı ile Çaykur Genel Müdürlüğü’nde katılacağı “Çay Sektörü Değerlendirme Toplantısı”na ilişkin basın bildirgesinin geçtiğimiz günlerde bakanlık tarafından olay53 haber portalımıza e-mail yoluyla gönderilmesi üzerine haber muhabirimiz İbrahim Köroğlu tarafından Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Basın Müşaviri Ömer Ekşi telefonla arandı. Muhabirimizin Ekşi’ye “Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu’nu eleştiren haberler yapmamızdan dolayı 4 yıldır bize ambargo uygulanıyor ve Çaykur Genel Müdürlüğü’ndeki toplantılara alınmıyoruz. Sayın Bakanımızın Pazar günü Çaykur’da düzenlenecek değerlendirme toplantısına bu nedenle alınmayabiliriz” şeklindeki açıklamasına istinaden Ekşi, “Böyle bir şey olamaz. Sayın Bakanımızı eleştiren basın mensuplarına biz bakanlık olarak ambargo uygulamazken Çaykur size nasıl ambargo uygular. Siz de programı kesinlikle takip edecek ve benim davetlim olarak orada bulunacaksınız. Program günü bende Rize'de, Çaykur'da olacağım. Herhangi bir sorun yaşar ve Çaykur’a alınmazsanız Basın Müşaviri ile görüşeceğinizi belirterek benimle irtibata geçiniz” cevabını verir. Bunun üzerine Bakan Çelik’in Çaykur’da katılacağı programı takip etmek üzere Çaykur Genel Müdürlüğü’ne giden muhabirimiz, Genel Müdür İmdat Sütlüoğlu’nun emriyle görevliler tarafından  Bakan Çelik Çaykur’a gelmeden dışarı çıkarıldı. Bakanlığın Basın Müşaviri’nin daveti üzerine programı takip edeceğini ifade eden muhabirimize görevlilerce “Basın Müşaviri Bakan Beyle beraber geldiğinde onunla görüşürsünüz” denildi.

Bakan Çelik Çaykur’a geldiğinde ise muhabirimiz Bakanlığın Basın Müşaviri Ömer Beyle hafta içi telefonla görüştüğünü ve O’un daveti üzerine programa katılacağından Ömer Beyle görüşmek istediğini ifade ettikten sonra koruma amirince bu istek Ekşi’ye iletildi. Ekşi ise aynı koruma amiri tarafından programa davet ettiği muhabirimize gönderdiği cevapta “Ev sahibi ne derse o olur. Bakanlık olarak biz programa karışamayız" ifadesinde bulundu. Çaykur’un bize ambargo uyguladığını bile bile bizi o toplantıya davet eden ve kapı dışarı edilmemize bu şekilde bir cevap gönderen Ekşi’yi kınıyor, basın özgürlüğüne vurulan darbeye bakanlığın da bu şekilde dahil edilmesini “Ya davet etmeyeceksin yada davet ettiğinde kanının son damlasını vermen gerekse dahi bunu gerçekleştireceksin” diyerek Sayın Ekşi’yi istifaya davet ediyoruz. Zira orada onlarca kişinin arasında bizleri rencide etmeye hakkınız yoktur Ömer Ekşi Bey.

Gelelim Bakan Çelik’in Rize’de katıldığı programa. Şayet çayın ve Çaykur’un sorunlarının tartışıldığı bir programda veya program sonunda bazılarına aşağıda yer verdiğimiz soruları Bakan Çelik’e soramayacak veya Bakan Çelik bu soruları cevaplandırmayacaksa, Bakan, Rize’ye gelse ne olur, gelmese ne olur. Hatta bu soruların Bakan Çelik’e sorulmasının engellenmesi isteniyorsa –istendi de- Bakan’ın Rize’ye de gelmesine gerek yok.

İşte o sorular:

1- Rize Ticaret Borsa Başkanı geçtiğimiz günlerde “kuru çay stokları dolayısıyla yaş çay fiyatları düşebilir” açıklamasında bulundu. Bakanlık olarak sizin buna karşı önleminiz yada herhangi bir tedbiriniz var mı? Çaykur, özel sektörün yaş çayda fiyat düşürmesine karşı bu yıl kota artırımına gidecek mi? Yoksa önümüzdeki 3 yıl seçim olmadığından yaş çay üreticisini özel sektöre yem mi yapacaksınız?

2- Ete ve ekmeğe yapılan zamların kabul edilemez olduğunu ifade etmiş ve zamların geri çekilerek tavan fiyat uygulamasına geçirilmesi yönünde karar almış ve “bir yönüyle üreticiyi korurken diğer yönüyle spekülatörlere yol açmamamız” gerekir ifadesinde bulunmuştunuz. Oysaki, Çaykur, son 3 yılda kuru çaya % 100’ü aşan zamlar yaptı. Bakanlık olarak kuru çay zamlarını geri çekmeyi ve kuru çay fiyatlarını düşürmeyi düşünüyor musunuz? Yoksa devlet eliyle spekülatörlük mü yapacaksınız?

3- Ülkedeki enflasyon oranları baz alındığında Çaykur’un 3 yılda kuru çaya % 100'ün üzerinde zam yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?  Çaykurda bir başıboşluk, bir yönetim zaafiyeti mi var?

4- Çaykur’un kuru çaya bunca zam yapmasına rağmen 2011’den itibaren resmi rakamlara göre 250 MilyonTL. zararı ile gayri resmi rakamlara göre 1 Milyar Tl zarar etmesini nasıl karşılıyorsunuz? Şayet Çaykur’un sürekli zarar ettirilmesinde yönetim zafiyeti ve genel müdürün başarısızlığı yoksa Çaykur’un özelleştirilmesi için altyapı mı hazırlanıyor? (Çaykur’daki toplantıda Eski Gümrük ve Ticaret Bakanı İstanbul Milletvekili Hayati Yazıcı ile Siz, Çaykur’un Doğu Karadeniz’in lokomotifi olduğunu ifade etmiş ve kesinlikle özelleştirmenin söz konusu olmadığını belirtmişsiniz) Öyleyse bu zararlar özelleştirme için değilse -ki Çaykur'daki toplantıda açıklamalarınız o yönde- 5 yıldır Çaykur’da kuru çay zam rekoru ile zarar rekoru kıran ve devleti milyonlarca lira zarara uğratan Genel Müdürü görevden almayı düşünüyor musunuz?

5- Çaykur, alım evlerindeki işçi eksikliğini gidermek için geçen yıl 2370'i çay yükleme işçisi olmak üzere 3500 mevsimlik işçi alımı gerçekleştirdi. Genel Müdür bu işçilerin kesinlikle fabrikalarda çalıştırılmayacağını ve çay yükleme işinde çalıştırılacaklarını açıklamıştı. Ancak geçen yıl alınan 2370 çay yükleme işçisi geçen yıl alım evlerinde yükleme işi yapmadıkları gibi fabrikalarda çalıştırıldı. Bu yılda Çaykur’un alım evlerdeki yükleme işi için fabrikalarca ihaleye çıktığını görüyoruz. Demek oluyor ki geçen yıl yükleme işçisi olarak alınan 2370 kişi bu yılda çay alım evleri yerine fabrikalarda görevlendirilecek. Çaykur geçen yıl 2370 yükleme işçisi almasına rağmen bu yıl neden yükleme işini taşeron firmaya vermek için ihaleye çıkıyor ve neden Çaykur’un parası taşeron firmalara verilmek isteniyor. Bundan dolayı Çaykur’un kasasından kaç para daha harcanacak.

6- Yapımı devam eden yeni Paketleme Fabrikası için Eylül 2014'te Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu ile ilgili firma yöneticisi arasında protokol imzalanırken, Genel Müdür Sütlüoğlu, inşaatın 10 ayda bitirileceğini açıklamıştı. Ancak aradan 1,5 yıl geçmesine rağmen bu inşaat bitirilemedi ve 1,5 yıl daha bitirilemeyeceği öngörülüyor. Bu nedenle Çaykur 2011'de satışını yapıp parasını aldığı mevcut paketleme fabrikası arazisini boşaltmadığından, Sayın Cumhurbaşkanımızın da ismini taşıyan üniversitemize bu alanı teslim etmediğinden ne yazık ki üniversitemiz büyüyemiyor, içerisinde eczacılık fakültesinin de kurulacağı sağlık kampüsü kurulamıyor. Bu demek oluyor ki Çaykur, paketleme çay fabrikasını üniversiteye teslim etmediğinden Çaykur, Rize’ye ve üniversiteye 7 yıl geciktirme yaşattı Böyle bir sorumsuzluk olabilir mi, bu sorumsuz davranışlar kabul edilebilir mi ve cezasız kalabilir mi?

7- Çaykurun kuru çaya yaptığı %100 zamlara karşı yaş çay zamları 13'ü geçmiyor. Bu nedenle bu yıl yaş çaya yüzde kaç zam vermeyi düşünüyorsunuz?