"Budama Serbest Bırakılmalı"

"Budama Serbest Bırakılmalı"
Ziraat Mühendisleri Odası Rize Şube Başkanı Muhammet Pertek, çaylık alanlarda zorunlu budama uygulamasından vazgeçilmesi, budamanın serbest bırakılması gerektiğini savundu.

Pertek, yaptığı açıklamada, çay bahçelerinde budama işleminin ilk kez 1994 yılında başladığını ve 5 yıl için planlandığını belirtti. Bu süre bittikten sonra 1999 yılında yeni bir 5 yıllık budama planının hayata geçirildiğini ifade eden Pertek, ardından da 2005 yılında başlayan ve 7 yıl olarak planlanan uygulamayla günümüze gelindiğini söyledi.

Pertek, ''Üreticiler çay bahçelerinin tamamını, proje hazırlanan yıllar arasında tamamen budamak zorunda idiler. Üreticilere, yaptıkları budama karşılığı belirli bir ödeme yapılmaktadır. Budama yapmayan üreticiler o yıl ÇAYKUR'a çay satamazlar, budama tazminatı ödemelerinden faydalanamazlar. Ancak özel sektöre çay satma konusunda kısıtlama bulunmamaktadır'' dedi.

Projenin bu yıl sona ermesiyle budamanın tamamen kaldırılmasının çay sektörünün geleceği açısından olumsuz sonuçlar doğuracağını savunan Pertek, ''Zorunlu budama uygulamasından vazgeçilmeli, budama serbest bırakılmalıdır. Budama yapılacak çaylık alanlara teknik elemanlar karar vermelidir. Teknik elemanların uygun bulmadıkları bahçelerde budama yapılmamalıdır'' diye konuştu.

Pertek, budamanın başlama ve bitiş tarihlerinin ÇAYKUR tarafından ilan edilmesi gerektiğini kaydederek, şunları söyledi: ''Budama yıllık en fazla tüm alanın onda biri oranında yapılmalıdır. Budama, bitki gelişme durumuna göre toprak seviyesinden 20-25 santimetre yükseklikten budama makası ile yapılır. Budama yapılacak alan teknik eleman tarafından işaretlenir ve kayda alınır. Budanan alan teknik elemanlar tarafından tespit edilerek budama tazminatının yüzde 30'u peşin olarak ödenir. Budama yapılan alanlardaki çapalama, hayvan gübresi uygulanması, yabancı ot temizliği gibi kültürel tedbirler teknik elemanlar tarafından eylül ayı başına kadar arazide bizzat takip edilir.''

Pertek, tüm bu çalışmalara rağmen budama projesinin çay tarımında yeterli bir şekilde geleceğe yönelik güvence veremeyeceğini vurgulayarak, verimden düşmüş çaylık alanların yine belirli bölümler halinde sökülüp hem toprağın, hem de bitki ıslahının birlikte yapılmasıyla Türk çayının nesilden nesile güvenle aktarılacağı ve hak ettiği değeri bulacağını kaydetti.