Bülent Arınç, Yalçınkaya'yı Uyardı - VİDEO

Bülent Arınç, Yalçınkaya'yı Uyardı - VİDEO
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Balyoz Eylem Planı'yla ilgili gözaltı dalgası hakkında, "Türkiye bu gözaltıları iyi takip etsin" yorumunu yaptı...

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Balyoz Eylem Planı'yla ilgili gözaltı dalgası hakkında, "Türkiye bu gözaltıları iyi takip etsin" yorumunu yaptı. Medyaya yönelik olarak kullandığı "tuh size" ifadesi için, "Daha nazik bir ifade olabilirdi. Ama bazen buramıza kadar geliyor. Bunu da keşke demeseydik" diyen Arınç, AK Parti'ye ikinci kapatma davası iddiaları hakkında ise, "Psikolojik harekat yürütülüyor" ifadesini kullandı.

Arınç, CNN TÜRK'te yayınlanan "Tecrübe Konuşuyor" programına katılarak Cengiz Çandar ve Hasan Cemal'in sorularını yanıtladı.

Balyoz Darbe Planı:
Arınç, eski komutanların gözaltına alınması için, "'Balyoz' deniliyor, bir başka deniliyor...Bildiğiniz gibi geçtiğimiz aylarda gazetelerde tefrikalar halinde neredeyse yayınlandı. 5000 sayfa tuttuğu ifade ediliyor... Ve bunu yayınlayan gazetede bir şekilde elindeki tüm delilleri savcılara ulaştırdı. Hatta bir valizin içerisinde ulaştırdı basından gördüğümüz kadarıyla. Dolayısıyla savcıların inceleme konusu yaptığı bir olayla karşı karşıyayız" dedi.

Arınç sözlerine, "Yani bu belgeler, bilgiler incelenecek, orada ismi geçenlerin ifadelerine müracaat edilecek belki konuyla bilgisi olduğu düşünülen kişiler de sorgulanacak. Sonunda bu olayla ilgili olarak, spesifik olarak bir dava açılacak veya davasızlıkla bitecek. Şu anda gözaltına almalar varsa eğer bu bir hazırlıktır, soruşturma safhasına ait bir hazırlıktır" diye devam etti.

Bülent Arınç, "Savcılar hem İstanbul hem Ankara'da hem başka bir yerde ismi geçen kim varsa talimat suretiyle soruşturmayı yapan savcılık, diyelim ki İstanbul'dur Ankara'ya, İzmir'e, Manisa'ya, Antalya'ya talimat yazar aldığı kararın uygulanmasını ister. Arama kararları hakim kararıyla olur. Gözaltına almalar daha sonra hakime sevk etmeler de yine yargı süreci içerisinde olur. Bu isimler Türk kamuoyunun yabancısı değil. Bir kısmı Silahlı Kuvvetlerde en üst noktalarda bulunmuş kişiler, bir kısmı daha evvel başka olaylarla ilgili olarak ismi geçen kişiler..." şeklinde konuştu.

Arınç, "Biz yüksek rütbeli bu insanların aklanmasını elbette istiyoruz ama aksi takdirde kurumları da yıpranır" diye konuştu.

Erzurum ve Erzincan'daki yargı krizi:
Arınç, son dönemdeki tartışmalı süreç için, "Hukuku bu konuda hiçbir baskı altına almadan kendi görevlerini yapmasına fazlasıyla imkan tanımak lazım. Ben bugün yapılan bu gözaltıları ve arkasından gelecek olan hukuk sürecini Türkiye'nin iyi takip etmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii medyanın bu konuda çok önemli bir katkısı olabilir. Senaryolar yazarak o senaryolar içerisine kitleleri hapsetmemeleri gerekiyor" dedi.

Medyaya yönelik "Tuh size" sözleri:
Bülent Arınç'a medyaya yönelik kullandığı "Tuh size" sözleri de soruldu ve bu ifadenin tükürmek anlamına geldiği hatırlatıldı. Arınç bunun üzerine, "Basılma tabiri hukukta olmaz. Ama bu basılma değil. Bu hoş değil ama onların yaptıkları da hoş değil. Ben bir kanalın yaptığı densizlikten bahsediyorum. Bugüne kadar hiçbir şekilde duymadığım bir basın kurumu beni kınamak için bildiri hazırlıyor. Peki Bahçeli'nin sözlerinden sonra niye bu basın kuruluşu birşey yapmadı?" dedi.

 "Yine de daha nazik bir ifade kullanılabilirdi" şeklindeki değerlendirme üzerine, Bülent Arınç, "Olabilirdi ama bu bir hissi şeydir. Çok haklısınız. Tuh, yuh yerine bunların yanlışlığını söylemek de olabilirdi. Sayın Başbakan'la biraz birbirimize benziyoruz. Çok kızdığımızda, çok dolduğumuzda 'Yeter artık bu yaptığınız' demek zorunda kalabiliyoruz. Onu da dememiş olabilirdik. Keşke demeseydik ancak hakikaten basınımızın bir kısmının, ister yazılı ister görsel basın olarak, bu olaylara bakış açısını çok yanlış buluyorum ve bu yanlışlıkta ısrar da ediyorlar. Bu Türkiye'de bir karmaşaya sebep oluyor ve sizin sorduğunuz sorular akla geliyor: 'Normalleşiyor muyuz, yoksa bir toz duman bulutu içinde miyiz?" diye konuştu.

Yargı reformu ve referandum:
Yargı reformu için Meclis'ten en az 330 oy çıkması gerektiğini söyleyen Arınç, bunun referandum için gerekli rakam olduğunu belirtti. Arınç, referandumsuz Anayasayı mecliste değiştirebilmek için 367'nin üzerinde oya gerek olduğunu belirtti.

Arınç, "çok küçük bir ihtimal de olsa MHP'nin destek olabileceğini düşündüklerini" söyledi.

Diğer bağımsız milletvekilleri, DSP'de kalanlar veya ayrılanlar ile BDP milletvekillerinin de taraftar olabileceğini ifade eden Arınç, "O desteğe evet der misiniz?" sorusuna da "Verilen şeye niçin 'hayır' diyelim" yanıtını verdi.

Arınç, "Referandumun sonucundan emin misiniz?" sorusuna, "Millet karar verecek. Milletin kararının ne olacağını ben bilemem. Ama milletin kararının bu anayasa değişikliğine 'evet' oyu şeklinde çıkacağına ben inanıyorum. Millet 'hayır' derse yapacak bir şey yok" yanıtını verdi.

Referandum için "iyi ambalaj":
Arınç, "Yani bir referandum olacağı için parlamentoda da bir destek arayışında olacağımız için belki toplumun sosyal kesimleriyle ilgili yeni düzenlemeler da paketin içinde yer alabilir. Bu konu çalışanları ilgilendiren, kadınları ilgilendiren, gençleri ilgilendiren bir konu olabilir. Yani öyle bir paket yapmalıyız ki bu paketin bir maddesinde farklı düşünse bile siyasi partiler diğer maddelerine destek olabilmeyi de düşünebilsinler. Hem onların oyuna, desteğine ihtiyacımız var, hem de bunu referanduma sunduğumuz zaman toplumun o kesimleri kendilerini orada görebildikleri için referandumda 'evet' oyu kullanabilsinler. Yani iyi bir çalışmayla, iyi bir ambalajla, iyi bir paketle meclisin önüne ve halkın önüne çıkmak mecburiyetindeyiz" ifadesini kullandı.

AK Parti'ye yeni kapatma davası:
Arınç, AK Parti'ye olası bir kapatma davası için, "Bu bir psikolojik harekattır. Yani Sayın Başbuğ'un Türk Silahlı Kuvvetleri için söylediği asimetrik bir harekat sözü var ya bu AK Parti'ye karşı, AK Parti'yi güçsüzleştirmek, yıpratmak, her an kapatılabilecek, her an hakkında dava açılabilecek bir parti olduğunu zihinlere nakşetmek açısından Türkiye'yi hiç düşünmeden, Türkiye'nin bugünkü ve geleceğini hiç hesaplamadan sadece Neron'un Roma'yı yakmasında olduğu gibi 'AK Parti gitsin de kapatılsın da hakkında dava açılsın da ne olursa olsun' diye düşünmeden bir psikolojik harekat yürütülüyor" şeklinde konuştu.

Kapatma davasında gazetelerden, internet sitelerinden derlenmiş birtakım dedikoduların delil olarak sunulduğunu, Anayasa Mahkemesi'nin bunları yeterli görmediğini ve para cezası verdiğini kaydeden Arınç, "Böyle bir kapatma davasının yine sizin partinize yönelik olarak açılması geçmişte olduğu gibi bu sefer de bir yargısal darbe teşebbüsü sayılabilir mi?" sorusuna, "Sonuçları itibariyle şüphesiz. Bir parti hakkında, bir partinin iktidarı hakkında Türkiye'de bütün mekanizmalar çalışıyorken, denetim mekanizmalarıyla, kamuoyuyla, siyasi partilerin eleştirmesiyle, yasama organının müdahaleleri her şey yapılıyorken bunları yeterli görmeyerek 'ben dava açayım da kapatma kararı bile çıkmasa en azından bu partiyi yıpratmış olurum, hükümetin çalışmalarını tökezletmiş olurum' anlamına gelebilecek bir hareket yapılırsa şüphesiz yargısal bir darbe de olur, onun ötesinde başka şey de olur" yanıtını verdi.

Erken seçim:
AK Parti'nin oylarının yüzde 40 civarında olduğunu belirten Arınç, "Erken seçim için toplumsal talep olması lazım" dedi.