Bütün Sütlüoğulları Çaykur'da mı?

Bütün Sütlüoğulları Çaykur'da mı?
Çaykur'un 2013 ve 2014 hesaplarının incelendiği TBMM KİT Komisyonu toplantısında CHP'nin Rizeli Milletvekili Mehmet Bekaroğlu ile yine CHP'nin İzmir Milletvekili Atila Sertel, toplantıda Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu'na çeşitli sorular yönelttiler.

Çaykur'un 2013 ve 2014 hesaplarının incelendiği TBMM KİT Komisyonu toplantısına AK Partinin Rize Milletvekilleri katılmazken, CHP'nin Rizeli Milletvekili Mehmet Bekaroğlu ile yine CHP'nin İzmir Milletvekili Atila Sertel, toplantıda Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu'na çeşitli sorular yönelttiler.

Konuşmasında; Genel Müdürün ÇAYKUR’la ilgili yaptığı çalışmaların bir kısmını takdir ettiğini, özellikle organik çayla ilgili yapmış olduğu çalışmaların takdire şayan olduğunu belirten Bekaroğlu, "Daha da desteklenmesi, bu konuda ÇAYKUR'un ve Sayın Genel Müdürün yüreklendirilmesi gerekir, çünkü Türkiye çayını ve bölgeyi kurtaracak olan organik çay çalışmasıdır" dedi.

Türkiye'de çaylık alanlarda böceklenme meydana gelmediği için böcek öldürücü kimyasalların kullanılmamasının önemli bir rekabet avantajı doğurduğunu, bu özelliğin dünyaya iyi anlatılması gerektiğini ifade eden Bekaroğlu, Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu'na çayın pazarlanması ile ilgili bazı sorular yöneltti.

BU KADAR REKLAMA GEREK VAR MI?

Çaykur'un sektörde başat aktör olduğunu ifade eden Bekaroğlu, Genel Müdür Sütlüoğlu'na, Çaykur'un reklam çalışmalarının ve reklam bütçesinin gerçekten gerekli olup olmadığını sordu.

ÇAYKUR'DA İSRAF VAR MI?

"İkinci konu: ÇAYKUR hangi yöntemle pazarlanıyor? ÇAYKUR çayını nasıl pazarlıyorsunuz? “Bayiler” filan dediniz ama direkt ÇAYKUR kendisi mi pazarlıyor, yoksa arada birtakım şirketler mi var? Bu konularla ilgili bölgenin basınında, genel basında da çıktı ama bölge basınında bizim merak ettiğimiz, gerçekten nedir diye sorduğumuz yayınlar var. Birtakım şirketlerden söz ediliyor. Bu şirketlerde yönetici olarak birtakım insanlardan söz ediliyor, isimleri vermek istemiyorum, israftan söz ediliyor. Bu konuda bir spekülasyon var. Bütün bu spekülasyonların giderilmesi elbette ÇAYKUR’a ve Sayın Genel Müdüre düşer yapacağı açıklamalarla konuya netlik kazandırması gerekiyor."

DİDİ'DE ÇAYKUR ÇAYI MI KULLANILIYOR?

Bir başka konu, bu DİDİ’de kullanılan çay ÇAYKUR çayı mı? Yani bu konuyla ilgili de spekülasyonlar çıktı basında. DİDİ’de hiçbir şekilde ÇAYKUR’un ya da bölge çayının hiçbir katkısının olmadığı tarzda yayınlar var. Bunların da aydınlatılması gerekiyor, çünkü insanlar arasında konuşuluyor."

ÇAYI DA ŞEKER VE TÜTÜN GİBİ Mİ YAPACAKSINIZ?

Başka önemli bir konu var: Bir çay yasasından söz ediliyor. Daha önce gündeme gelmiş, taslaklar hazırlanmış, bugün çıkacak, yarın çıkacak diye sonra dönemin Rize milletvekili ile ilgili birtakım spekülasyonlar, açılan davalar filan yapılınca onun başı çektiği için ismini yine vermek istemiyorum, o başı çektiği için bu yasa, öyle sanıyorum, geriye itildi. Şimdi, tekrar çay yasasıyla ilgili bir çalışmanın yapıldığı söyleniyor. Merak ediyoruz, soruyoruz muhalefet milletvekilleri, muhalefet, bölgedeki sivil toplum örgütleri ama hiçbir şekilde bir cevap verilmiyor. Plan Bütçe Komisyonunda Sayın Bakana bu konuyla ilgili sorular sorduk o da zamanı geldiğinde… Zamanı gelmedi mi? Bu konuyla ilgili bir taslak çalışma var mı? Bunu ne zaman kamuoyuyla ve muhalefetle paylaşacaksınız? Ne anlama geliyor? Şöyle bir endişe var: Çay piyasası kurulu diye bir kurulun kurulacağı, dolayısıyla şeker piyasası ve tütün piyasası kurulu gibi, yasası gibi bir yasa çıkacağı, şeker ve tütün piyasası yasası ve kurullarından sonra Türkiye'nin şekeri ve tütününün ne olduğunu bilen insanlar endişe ediyor, çayla ilgili de böyle bir şey mi yapılacak. Çünkü dünyada çok kuru çay fazlası var ve Türkiye de yılda 300 bin ton kuru çayla büyük bir pazar. Böyle bir endişe var. Bu konularla ilgili kamuoyunu aydınlatacak, herkesi de rahatlatacak cevaplarınız nelerdir Sayın Genel Müdürüm?

SERTEL: ÇAY FİYATI ÜRETİCİYİ MEMNUN ETMELİ

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel de KİT Komisyonu toplantısında söz alarak, bir çay tiryakisi olarak, Karadeniz'de çay üreten, emek harcayan insanların sofrasına daha çok ekmek götrümesi için çayın fiyatının üreticiyi memnun edecek şekilde belirlenmesini arzu ettiğini söyledi.

ÇAYKUR'UN ZARARI KATLANARAK ARTIYOR

KİT’lerin düzgün yönetilmesini, sağlıklı ve üretirken Türkiye’yi kalkındıran ve ürettikleri yerde Türkiye’ye yarar sağlayan kuruluşlar hâline getirilmesini istediklerini söyleyen CHP İzmir Milletvekili Sertel, "Üç yıl içerisinde bir zarar söz konusu ama benim basından, medyadan edindiğim bilgiye göre Sayın Genel Müdürden önceki dönemde daha çok insan çalışmasına ve DİDİ gibi bir marka olmamasına ve satışının olmamasına rağmen o dönemde toplamda 59 milyon TL civarında bir zarar söz konusuyken; bu dönemde, son üç yıllık dönemde 178 milyon 683 bin TL’yi bulan bir zarar söz konusu olarak yazılıyor ve İmdat Sütlüoğlu döneminde çalışan sayısının azalmasına rağmen Ekrem Yüce dönemine göre zararın katlanarak büyümesi söz konusu." dedi.

Sertel şöyle devam etti: "Bunu, Sayın Genel Müdür rakamlarla bize açıklar, bunun öyle olup olmadığı noktasında gerekli yazılı görüşünü sunar. Ancak o bölgede çay kalitesini artırabilmek ve üretimin kalite açısından da yükselmesini sağlamak için Sayıştayın birtakım önerileri olmuş geçmiş dönemde. Denmiş ki, Çay yaprağının daha düzenli ve kaliteli standartlara alınması için doğması muhtemel bir kısım olumsuzlukların da giderilmesi için okulundan mezun çay eksperlerinin çalıştırılması hususunu gündeme getirmişler. Genel Müdür de bir yanıt vermiş, demiş ki: 'Meslek Yüksekokulu Çay Eksperliği Bölümü mezunları yaş çay alımlarında görevlendirilmektedir, daha da artırmak için girişimlerde bulunulacaktır.' Ben şimdi buradan ÇAYKUR’un Genel Müdürüne ve yetkililerine soruyorum: Çay eksperi kaç kişi kendi dönemlerinde göreve alınmıştır ve yeterli midir bu rakam? Eğer yeterli değilse o okullardan mezun olanlar niçin değerlendirilmemektedir? Bunu merak ediyorum."

BÜTÜN SÜTLÜOĞLULARI ÇAYKUR ÇEVRESİNDE Mİ İŞ YAPMAKTADIR?

"Bir de Çaytaş konusu var. O Çaytaş konusuna sevgili arkadaşlarımız kısmen değindi. ÇAYKUR, Türkiye genelinde 9 ana satış bayisi var ve bu ana bayilerin oluşturduğu bir Çaytaş var. ÇAYKUR Genel Müdürümüz İmdat Sütlüoğlu buranın Yönetim Kurulu Başkanlığını yapıyor ama Genel Müdürü de Yeğeni Yavuz Sütlüoğlu. Yavuz Sütlüoğlu yeğen olarak Genel Müdürlük görevini sürdürüyor. Yine Rize-Artvin bayi yöneticiliğini İmdat Sütlüoğlu’nun diğer yeğeni Kubilay Sütlüoğlu üstlenmiş. Ben bu tip hadiselerin tesadüf mü olduğuna yoksa Genel Müdür gelmeden önce bu arkadaşlar, bu çay işiyle iştigal eden ve bu konuda çok deneyimli insanlar olup da Genel Müdür mü üstlerine geldi? Doğrusu merak ediyorum. Yoksa Genel Müdür geldi de Sütlüoğulları mı geldi? Onu da merak ediyorum, çünkü TRT’de aynı konu gündeme gelmişti ve ben orada da eleştiride bulunmuştum. Dayı-yeğen, baba-kız ilişkisinin yönetim kuruluyla TRT içerisine girişinin siyaseten olacağını ama etik olarak değerlendirmeye alınması gerektiği, düşünülmesi gerektiği noktasında Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili arkadaşlarımın vicdanına seslenmiştim. Tesadüf müdür, başka Sütlüoğulları var mıdır? Bütün Sütlüoğullar ÇAYKUR’un çevresinde iş mi yapmaktadır, bunu merak ediyorum ve bunu art niyetle sormuyorum. Belki de bu arkadaşlar çok başarılıdır, bütün Sütlüoğullar çay konusunda uzmandır ve görevlendirilmişlerdir ve çalışıyorlardır. Onları tebrik etmek lazımdır ama öyle değilse Rize içerisinde çalışan ve çay konusunda uzman olan insanlar devre dışı bırakılıp Sütlüoğlu sülalesi belli yerlere yerleştirildiyse bu durum vahimdir. Bu konuyu bir art niyetle söylemiyorum ama bir eleştiri olarak gündeme getiriyorum."

ÇAYKUR'UN ASIL ZARARI ÇAYTAŞ'TAN MI KAYNAKLANIYOR?

Şimdi, burada ÇAYKUR’un zararının asıl nedeni acaba Çaytaş adlı şirkete ödenen rakamlar mı? Bir de Çaytaş adlı bir firmaya ÇAYKUR kuru çay satışlarında yüzde kaç oranında destek sağlıyor? Ben bunu da merak ediyorum. Yani Çaytaş acaba ÇAYKUR’un zararını artırıyor mu? Bunu da sormak istiyorum.
Yine son sözü şöyle bağlayayım ben: ÇAYKUR, Çaytaş’tan dolayı zarar etmiyorsa neden zararı artıyor? Bunun bir açıklaması olması gerekir. Çünkü personel sayısı 42 binlerden nerelere düşmüş hep beraber inceledik, gördük. Çalışan sayısı az, çalışana ödenen rakamlar azalmış, çay fiyatlarında üretici çok memnun değil. Gerçi o bölgede yaşayan sayın milletvekili arkadaşım da aynı temennilerde bulundu. Keşke oradaki üretici, 240 bin üretici göçü de önlemek için daha iyi koşullar yaratılıp daha iyi imkânlar içerisinde dünyaya satılacak, marka olacak bir çayı üretsinler."

DİDİ KONUSUNDA TEBRİK EDİYORUM

DİDİ konusuna gelince, gerçekten tebrik ederim. Türkiye’de marka yaratmak ve tutunmak özellikle çok uluslu şirketlere rağmen direnerek taban tutmak çok zordur. Bu konu da çok önemlidir. Yani dünyada uluslararası düzeyde içecek markası olan firmalara direnerek DİDİ’yi tutturmak çok önemlidir. Bunu kabul ediyorum ve bunun Türkiye genelinde daha da yaygınlaşması temennimdir. Ancak şunu da söylemek istiyorum: Gerçekten siz yüzde 35’lik dilimi uluslararası düzeye de kaydırarak, artırarak belki ÇAYKUR’u bu markayla zarardan kurtarıp, belki oradan elde edeceğiniz gelirle tarlasında, çay üreten insanların da sofrasına katkı koymuş olursunuz. Bu da benim temennimdir. Ancak şunu da söyleyeyim: Rize’nin ya da Karadeniz’in içerisinde kuracağınız fabrikalarla kendiniz bu markayı geliştirip ve kendi denetiminizde bir üretimi yaparsanız sizin bu markadan elde edeceğiniz gelirin daha yüksek olacağına ve kâr payının başka firmalarla değil, bizzat üreticiyle bulaşacak bir kâr payı oranının artırılması noktasında katkı koyacağın düşünüyorum.
Çok teşekkür ediyorum.

GENEL MÜDÜR: ÇOK SORU SORULDU, ZAMANIMIZ YETMEYEBİLİR

Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, KİT KOmisyonu toplantısında kendisine çok fazla soru sorulduğunu belirterek, zamanın yeterli olmadığını, bazı sorulara yazılı olarak cevap vereceğini söyledi.

SÜTLÜOĞLU: HANTAL YAPI İÇİNDE ATILIM YAPIYORUZ

Genel Müdür'ün toplantıda sorulara verdiği cevaplar şöyle:
"Epeyce çok sorular soruldu, uzun uzun sorular soruldu, ben hepsine cevap verebilirim ama herhâlde zamanımız yetmeyecek. Bir kere, yaptığımız çalışmalara teşekkür eden sayın vekillerimize ben de teşekkür ediyorum, yaptıkları yapıcı uyarılar için de teşekkür ediyorum. Tabii ki, bunları dikkate alacağız, alıyoruz da. Yani marifet iltifata tabidir. ÇAYKUR’da gerçekten çok güzel şeyler yapılıyor. Bir kamu kurumunun, kamu mevzuatıyla sıkı sıkıya bağlı bir kurumun böylesine atılımlar yapması olağanüstü bir şeydir. Bizim işte, yeni bir ambalaj yapacağız, şöyle bir şey alacağız, bunun makinesini almamız iki üç seneyi alıyor. Böyle bir hantal yapı içerisinde biz bu açılımları yaptık, yeni ürünlerle ortaya çıktık. Gerçekten bu büyük bir başarıdır."

ÇAY VE ÇAYKUR ALTIN DÖNEMİNİ YAŞIYOR!!!

Şunu özetle söyleyeyim: Asli görevimiz tabii ki çay üreticilerinin ekonomik olarak, sosyal olarak desteklenmesidir. Yani asli görevimiz kâr etmek değil ama biz bu asli görevimizi de her zaman en iyi şekilde yaptık. Şunu şu kadar söyleyeyim: Çay ve ÇAYKUR altın dönemini yaşıyor, huzur dönemini yaşıyor. Ben yaşım itibarıyla çayın elli yedi, elli sekiz senesini hatırlarım; her sezon kaos, sıkıntı, boğuşma yaşanırdı. Birkaç yıldır çok şükür bölgede huzur var. Sezonun bile nasıl girdiğini insanlar anlamıyor. Dün sezonu açtık, hayırlısıyla başladık, hayırlı olur inşallah ve devam ediyoruz."

RANDEVULU SİSTEM DEVRİMDİR!!!

"Randevulu sistem bir devrimdir alışta. Yani vatandaş haftada bir gün geliyor, çayını veriyor, haftada altı günü de kendine kalıyor. Alım yerleri bir miting meydanına dönerdi daha evvel, şimdi alım yerlerinde birkaç kişiyi görebiliyorsunuz. Yani çok ciddi bir rahatlama var. Çayla ilgili yapılması gereken her çalışmayı biz yapıyoruz ÇAYKUR olarak."

YAŞLANMIŞ ÇAYLIKLARI YENİLİYORUZ

"Çaylıkların yenilenmesi konusunda da çalışmalarımız devam ediyor. Doğrudur, çaylıklarımız yaşlanmıştır, yenilenmesi gerekiyor. Bununla ilgili olarak da Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızla birlikte çalışıyoruz. Kendi 6 verimli klonumuz var, fidanımız var ama biz bununla da yetinmedik. Çay üreten diğer ülkelerin verimli klonlarını da ülkemize getirmeye başladık. Onları önce seramızda üretiyoruz, sonra tarlalarımıza adapte ediyoruz. Bunları takip edeceğiz, bunlardan verimli olanları da yine bu yenileme projesi içerisinde değerlendireceğiz. Esasen beyaz çayın klonu ayrıdır, yeşil çayın klonu ayrıdır. İşte, “kaçak çay” diye tabir edilen Sri Lanka çayının damak tadını oluşturan çayın da klonu ayrıdır. Yeni plantasyonlarımızın projelendirilmesi yapılırken bütün bunlar dikkate alınacak ama önce bu türler bu memlekette yetişir mi, verimli olur mu, olmaz mı, onu bir görmemiz lazım. Tıpkı “stevia”da olduğu gibi. Biz “stevia”yı üç yıl denedik topraklarımızda, çok iyi sonuçlar aldık, başarılı sonuçlar aldık. Şimdi, onun da inşallah fabrikasını kurma çalışmalarımız devam ediyor ve bundan sonra da bu çok sağlıklı ürünü hem insanımıza hem de dünyaya sunacağız."

ÇAY KANUNU ÇALIŞMASI ÜRETİCİ ODAKLIDIR

"Çay kanunuyla ilgili yapılan çalışma tabii, yine üretici odaklı bir çalışmadır, yani üreticinin korunması burada esas alınmıştır. Hem üreticiyi hem sanayiciyi hem de tüketiciyi koruyacak bir yapı üzerinde çalışılıyor ama dediğimiz gibi bu bir taslak çalışmadır, Bakanlığımıza intikal etmiştir, inşallah Meclise de intikal edecektir. Yani bunlar gizli saklı olmaz, Mecliste komisyonlarda bunlar görüşülecek, tartışılacak yani her şey tek tek burada zaten gündeme gelecek. O zaman yani gizli saklı bir şeyin olmadığı, korkulacak bir şeyin de olmadığı görülür."

ÇAYKUR'UN MAL VARLIĞI ARTIYOR

"Kiralanan binalar konusunu daha evvel de bazı milletvekilleri sormuşlardı ve cevap vermiştik ama tekrar cevap veririz. Daha çok depolar kiralık olarak kullanılıyor, ihtiyaç duyduğumuz depolar. Takasta da ÇAYKUR’un bir zararı yoktur. Yani verdiğimiz yerlerin değerinde 120 dönüme yakın bir arsa aldık. Ardeşen’de çok değerli bir arsa aldık şehir içinde. Burada ÇAYKUR’un kârı vardır, zararı yoktur, onu ifade edeyim. Ayrıca yine, Arhavi’de eski ORÜS binasını da satın aldık geçen ay, 14,5 milyon lira vererek. 17.500 metrekare kapalı alanı olan, 10 tane lojmanı olan, idare binası, sosyal tesisleri ve 60 yataklı misafirhanesi olan çok değerli bir yeri -ki 100 dönüm civarında da arazisi var- ÇAYKUR’a kazandırdık. Yani ÇAYKUR’un mal varlığı azalmıyor, artıyor, onu da buradan size ifade edeyim."

PİYASA FİYATLARINI BELİRLEME YETKİMİZ YOK

"Bayilerimize biz -hep onu anlatmaya çalıştık- bir fiyat belirleyerek çay satıyoruz. Piyasa fiyatlarını belirlemek gibi bir yetkimiz yok. Yani “ÇAYKUR’un şu paketi şu kadar liradan rafta satılacak.” diyecek bir yetkimiz yok, bu yok, yasak. Biz diyoruz ki bayilerimize “Sana işte, bir ay vadeyle şu fiyattan, üç ay vadeyle bu fiyattan…” çay satıyoruz yani satış sistemimiz budur. “Bayi kârı” diye arkadaşlarımızın anlayamadığı konu bu. Peki, primler niye veriliyor? Primler bayilerin satışına destek olmak için veriliyor. Bayiler bu primleri marketlere veya tüketicilere aktarıyorlar. Onu kullanmaları şartıyla veriliyor ve bunlar takip ediliyor, kullanırlarsa veriliyor, kullanmazlarsa geri alınıyor. Bizim bayilerimizden herhangi bir batık filan alacağımız yok, şüpheli alacağımız yok çünkü tamamen banka teminatı çerçevesinde çalışıyoruz. Yani bayiler banka teminatları limiti kadar bizden çay alabilirler. Diyelim vadesi geldi, ödeme yapmadı, biz o teminatını nakde çeviriyoruz. Yani DBS’yi de kullanmaya başladık son zamanlarda. Yani banka garantisi içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz."

JAPONYA'DAN FİDAN GETİRDİK

"Bu çaylıkların yenilenmesi konusunda Japonya’dan 10 civarında fidan getirdik, şimdi diğer ülkelerden de getiriyoruz. 200’ün üzerinde çeşit oluşturacağız, hedefimiz bu. Aynı zamanda bu pek dikkat çekmiyor ama çok önemli bir çalışmadır, bir gen havuzu oluşturuyoruz, çok zengin bir gen havuzu oluşturuyoruz. Dünyanın en gelişmiş, en verimli bütün çaylarını ülkemize getiriyoruz. Bunları eşleştirerek bunlardan yeni türler de elde edebileceğiz. Yani çok önemli bir çalışmanın şu anda temelini atmış oluyoruz."

FABRİKALARIMIZI DOĞALGAZA ÇEVİRDİK

Fabrikalarımızın üretim maliyetlerinin düşmesi noktasında her türlü çalışma yapılıyor. Doğal gaz gelen yerleri doğal gaza geçirdik. Ayrıca taşımalı sistemle LNG ve CNG’yi satın alarak fuel oilli fabrikalarımızın -ki 23 civarında fabrikamız fuel oilliydi- tamamını doğal gaza çevirdik ve bu çevirimle yaptığımız tasarruf da yaklaşık 20-25 milyon lira gibi önemli rakamlardır, bunları yapıyoruz.

Fabrikalarımız yenileniyor yani eski değil fabrikalarımız, onu söyleyeyim. Dünyanın en teknolojik, en hijyenik çay fabrikaları bizdedir. El değmeden çay üretiyoruz. Sadece çay boşaltmada insan gücü kullanılıyordu, iki üç senedir onu da bir robotik makineyle yapıyoruz, el değmeden çayı üretiyoruz ve dünyanın en teknolojik fabrikalarına da biz sahibiz."

Komisyon toplantısında tutanaklara yansıyan konuşmalar şöyle devam etti:

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Bir şey sorabilir miyim? Hem teknolojiyle hem robotik olarak çalışmaya başladınız. İşçi sayınız 10 bin civarında. Kampanya süreniz ne kadar?

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Ortalama mevsimlik işçilerimiz dört buçuk ay kadar çalışıyor, beş ay bazen, mevsime göre değişiyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Ne yapıyorsunuz bu geri kalan aylarda? İşçiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Hizmet akitlerini askıya alıyoruz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Onlar sözleşmeliler. Bir de, normal personel var, işçi statüsünde olanlar var.

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Kadrolu olanlar çalışıyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Ne yapıyor?

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Yani ÇAYKUR’un zararlarından çok bahsedildi. Zaten 3.500 işçi, 5620 sayılı Kanun’la mevsimli iken kadrolu hâle getirilince ÇAYKUR zarar etmeye başladı çünkü bunun yıllık ÇAYKUR’a olan ek maliyeti 80-90 milyonları buldu. Yani ÇAYKUR’un zararından bahsederken bu yasanın getirdiği bir zorunluluk sonucu oluşan bir zarardır. Biz geçen sene de 3.500 yeni işçi aldık. İşçi sayımız, o eski 40 binleri unutalım, onlar çok demode dönemler.

MELİKE BASMACI (Denizli) – Hangi ayda alımı başlıyor işçilerin? Hangi ayda başlıyor?

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Bu ay başlıyor mesela, çay başlayınca başlıyor.

MELİKE BASMACI (Denizli) – 2015’te Nisanda başlamış alımlar. Seçim olduğu için mi böyle bir strateji yapıldı?

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Hayır, hayır. Çay bazen erken geliyor, bazen geç geliyor yani çayın gelişine bağlı. Bazı yıllarda nisan ayında başlıyor çay, bazı yıllarda mayıs ayında başlıyor. Nisanda kampanyanın başladığı çok yıl var, onu daha önceki Komisyon toplantılarında soruldu ve tek tek de söyledim; şu, şu, şu yıllarda diye.

ÇAYKUR-ÇAYTAŞ İLİŞKİSİ...

"Şimdi, ÇAYKUR-Çaytaş ilişkisi soruluyor. Çaytaş bir bayi şirketidir. Bayilerin kurduğu, reklam ve pazarlamaya yönelik olarak ÇAYKUR’un eksik kaldığı noktalarda kendi satışlarını takviye etmek için kurdukları bir şirkettir. Kaynağı da tamamen bayiler tarafından oluşturuluyor. ÇAYKUR’un Çaytaş’a aktardığı 1 kuruş bile yok, çok açık ve net söylüyorum ÇAYKUR’un Çaytaş’a aktardığı 1 kuruş bile yok. Bizim ortaklığımız…"

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) – Oradan demiyor.

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Müsaade edin…

MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Diğer taraftan.

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Yok, yok öyle bir şey.

Şimdi, ihtiyaç duyduğumuzda, işte, herhangi bir yeni makineye, hızlı bir üretime geçeceksek falan bu tarzda Çaytaş’tan ÇAYKUR’un aldığı kaynaklar var. Bu yaklaşık 6,5 milyon liradır yani burada Çaytaş ÇAYKUR’a kaynak aktarıyor, ÇAYKUR Çaytaş’a kaynak aktarmıyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Yöneticilerle…

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Yöneticilik şöyle, biz Çaysan üzerinden –Çaysan diye de bir şirketimiz var- Çaytaş’a ortağız ÇAYKUR olarak ve Çaytaş’ta da ÇAYKUR olarak çalıştıramayacağımız, pazarlamada katkı sağlayacak elemanları çalıştırıyoruz. Mesela, ÇAYKUR pazarlamada İngilizce bilen bir tane adam yok ve dışarıdan da alamıyorsunuz. Ben birkaç sene genel müdür muavinliğini boş tuttum, İngilizce bilen, pazarlamayı bilen birini alayım diye kimse gelmedi, gelmek istemiyor. Yabancı dil bilmeden ihracat yapabilir misiniz? Pazarlamayı bilmeden pazarlama yapabilir misiniz?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Ben dil bilen birkaç kişiyi size yollayayım.

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Varsa yollayın, varsa yollayın.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Tamam.

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Şimdi, gerçekten yok, bulamıyoruz çünkü bizim verdiğimiz maaşlarla çalışmıyorlar ve bir ikincisi, alamıyoruz bir de mevzuat olarak. Yani belli şartlar aranıyor devlet memurluğunda, alamıyoruz; böyle bir sıkıntı var. İşte, Çaytaş bu eksiklikleri gideriyor. İşte, mörş elemanları var tanzim teşhiri yapan, rafları düzenleyen. Bunlar, Çaytaş üzerinden çalıştırılıyor. ÇAYKUR’un böyle bir eleman çalıştırma şansı da yok mevzuat olarak. Yani mevsimlik işçileri zaten mevsim dışında çalıştıramıyoruz 5620 sayılı Kanuna göre. Yani Çaytaş böylesine destek veriyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Şu soyadı benzerliği olan elemanları soruyorum; ona gelir misiniz?

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Geleyim, geleceğim; biz onu önceki komisyonlarda da anlattık, tutanaklarda da vardır. Yavuz Sütlüoğlu, benden evvel ÇAYKUR’a girmiş bir elemandır. İşletme fakültesi mezunudur ve işletmede de yüksek lisans yapmıştır ve bir jilet fabrikasının da pazarlama müdürlüğünü yapmıştır. Yani özel sektör tecrübesi de olan bir arkadaştır. Yani ÇAYKUR’da bu işi yapabilecek en iyi isim o olduğu için biz onu Çaytaş’ta pazarlamada görevlendirdik. ÇAYKUR’daki görevi zaten devam ediyor ve orada Yönetim Kurulu üyesidir, Genel Müdür değil. Yönetim Kurulu Başkanı benim, Yavuz Yönetim Kurulu üyesidir; bizim verdiğimiz görevleri takip ediyor.

Bakın, bugün “didi” gibi bir başarı varsa bunun arkasında büyük oranda Yavuz var. Bugün yeni bir marka olarak “Çayla” adıyla çay odaklı zincirler, mağazalar yapmaya başladık ve inşallah bu da “didi” gibi güçlü bir marka olacak hem Türkiye hem dünya markası olacak. İlk 2 tanesini Bağdat Caddesi’nde, İstanbul’da açtık ve 3’üncüsünü de bu ay Tuzla Marina’da açacağız.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Adı ne demiştiniz?

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – “Çayla”…

İşte, bu markaların, bu çalışmaların arkasında bu çocuk var, yani bu çocuğun takdir edilmesi gerekirken böyle hırpalanması çok yanlış. Gerçekten kuruma katkı veren, ülkeye katkı veren, ülkeye marka kazandıran insanları takdir etmek lazım.

Kubilay, yine bir başka firmanın Karadeniz Bölge Pazarlama Müdürlüğünü yapmış bir adamdır. Rize gibi bir yerde böyle bir adamı arasanız bulamazsınız.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Niye duruyor o zaman?

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Ardeşenli kendisi.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – 5 kat daha fazlasını...

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Ardeşenli, memleketinde kalmak istiyor, arazileri var. Yani öyle bir tercihi var ve biz de değerlendirdik.

Yani benim kardeşim, paketleme fabrikasında işçidir. İşçidir, yani Sütlüoğlu olması ve şunu da söyleyeyim…

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Ufak yer orası…

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – ÇAYKUR’da akraba olarak en az insanın çalıştığı sülale de Sütlüoğlu sülalesidir onu da söyleyeyim yani diğer akrabalar bizim kat kat üstümüzde.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Mehmet Bey’in sülalesinden var mı? Üst düzey yok mu?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) – Hiç yok bizden; rica edeyim, birkaç tanesini Yönetim Kurulu üyeliğine…

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Siz de CHP iktidara gelince üst düzeye atarsınız.

BAŞKAN – Sayın Bekaroğlu ısrarla bekliyor.

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Şimdi, değerli arkadaşlar…

BAŞKAN – Toparlayabilir miyiz Sayın Genel Müdür.

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Bakınız, siz de söylediniz yani milletvekilliği, bakanlık yapmış bir insanım ve buraya da bir hizmet vermek için geldim. Ülkeme, milletime hizmet vermek için geldim ve şu anda emekli maaşının da altında bir maaşla çalışıyorum. Emekli maaşımız da kesildi. Yani biz para için bu işi yapmıyoruz. Yavuz Sütlüoğlu da Çaytaş’tan dolayı bir kuruş para almıyor. Yani o çocuğa bir sürü ilave yük yükledik; ne Yönetim Kurulu ücreti alıyor ne de başka bir ücret alıyor. Memur ücretiyle çalışmaya devam ediyor gece gündüz, hafta sonu demeden çalışıyor. Yani bu tür eleştiriler dediğim gibi… Ha, biz de korkarak bu tür insanları çalıştırmasak böyle markalar olmaz, satışlar artmaz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Siz de bu tarafta otursaydınız bunları söylerdiniz muhtemelen. Bunlar var.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) – Söylemezdik Haydar Bey, niye söylemezdik biliyor musunuz?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Hayır, hayır… Şimdi, TRT’de 48 haneli köyde 11 tane aynı soyadı olursa…

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) – Bakın, benim sadece dayılarımdan en az 10 tanesi çayda çalışıyor.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Vardır, vardır; mutlaka vardır.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) – Karadeniz aile, ailedir.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Bunlardan alınganlık göstermemek lazım.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) – Hayır, ama bak, yani spesifik olarak seçip töhmet altında bırakmak yanlış bir şey.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Hayır, hayır, bunlar konuşulduğu için.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) – Bakın, Mehmet Ağabey de bunu iyi biliyor, Bekaroğlu…

MELİKE BASMACI (Denizli) – Niye rahatsız oluyorsunuz? Ne var bunda?

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) – Yo, rahatsız olmuyoruz cevap veriyoruz. Yani biz rahatsız olmuyoruz ve sorduğunuz için de teşekkür ediyoruz.

BAŞKAN – Şimdi, sorulması normal, cevaplanması da normal. Burada anormal bir durum ben görmüyorum.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Sorulduğu için cevapları da kayıtlara geçiyor aynı zamanda.

ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) – Karadeniz, İzmir gibi ya da Niğde gibi değil. Karadeniz’de aileler var, Mehmet Ağabey de bunu çok iyi biliyor, Mehmet Bekaroğlu ve her aileden de en az 10 kişi, 20 kişi ÇAYKUR’da çalışıyor. Eğer ÇAYKUR’da birisi Genel Müdür olmuşsa o şey anlamına gelmez, Mehmet Bekaroğlu da bunu çok iyi biliyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) – Beni karıştırmayın şimdi, beni karıştırma. Bu etik değil.

BAŞKAN – Evet, Sayın Genel Müdürüm, buyurun.

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Evet, şimdi bizim ‘didi”yi yapmamız, Çaytaş’ı yapmamız, çayda yeni markalar çıkarmamız tabii asli görevimizde herhangi bir aksamaya yol açmıyor. Yani asli görevimiz her zaman bizim öncelikli görevimizdir, ona dikkat ediyoruz.

Kapasite artışlarını neden yaptık? Kapasite artışlarını çayı tazeyken, bozulmadan, kartlaşmadan daha kısa sürede alıp işleyebilmek ve aynı zamanda da özel sektörü de tanzim edebilmek için yapıyoruz. Yani vatandaş izdihama girerse, sıkışırsa, özel sektör fiyatları aşağıya çekiyor, vatandaş mağdur oluyor, ciddi zararlara uğruyor. Burada hem üreticiyi destekleyici hem de çay nakilleri var yani fabrika kapasiteleri dengeli oluşturulmadığı için vakti zamanında kapasitesi düşük olan yerlerden yüksek olan yerlere çay aktarma işleri yapılıyor. Hem çay bozuluyor hem de ciddi ödemeler yapılıyor ve bunları önlemek için kapasite artışlarını yapıyoruz. Kapasitemizi de çayın pik yaptığı dönemlerde yüzde 100 kullanıyoruz.

BAŞKAN – Çok teşekkür ediyorum.

ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ İMDAT SÜTLÜOĞLU – Diğer sorulara cevap verecek vakit olmadığı için onları da yazılı olarak cevaplandıracağız.