ÇAYSİAD Genel Sekreteri Kar: Yeni Çay Bahçesi Edinme İştahı Çok Yüksek

ÇAYSİAD Genel Sekreteri Kar: Yeni Çay Bahçesi Edinme İştahı Çok Yüksek
ÇAYSİAD Genel Sekreteri Mustafa Yılmaz Kar, müstahsilin çay bahçesi edinme konusundaki iştahını ölçmek içinyaptıkları anketten, yeni çay alanı edinme konusunda büyük bir iştahın var olduğunun ortaya çıktığını söyledi.

Çay Sanayicisi İş Adamları Derneği (ÇAYSİAD) Genel Sekreteri Mustafa Yılmaz Kar, ÇAYSİAD olarak müstahsilin çay bahçesi edinme konusundaki iştahını ölçmek üzere yaptıkları anketten, yeni çay alanı edinme konusunda büyük bir iştahın var olduğunun ortaya çıktığını kaydederek, “Çayda gelecek görüyorum ve boş olan arazilerimi çay bahçesi yapacağım diyenlerin oranı %62’dir. Çayda gelecek gördüğü halde yeni çay bahçesi edinmek istemeyenler ise %31’lik bölümü teşkil etmiştir. Bu grup çay bahçesi yapacak arazisi bulunmayanlar ya da çay ile ilgilenecek kimsesi olmayanlardır.” dedi.

YENİ ÇAY BAHÇESİ EDİNME İŞTAHI ÇOK YÜKSEK

Son dönemlerde çay sektörünü meşgul eden en önemli konulardan birisinin ‘’çay alanlarının yenilenmesi’’ meselesi olduğunu ifade eden ÇAYSİAD Genel Sekreteri Mustafa Yılmaz Kar, bu alanda görüş bildirenlerin çoğunluğunun çay alanlarının hemen yenilenmesi gerektiğini savunduğunu, daha az sayıda kişinin ise çay ağaçlarının söylenildiği kadar yaşlı olmadığını savunduğunu belirterek, tüm bu koşulları birlikte değerlendirdiklerinde çay alanlarının hızla genişlemesinin sebebinin piyasa şartlarındaki iyileşmeye ve organik çaya geçme kararının sonucuna bağlayabileceklerini söyledi.

TRABZON’DA 65, RİZE’DE 70

Trabzon bölgesindeki çay ağaçlarının ortalama yaşının 50, en yaşlısının 65 civarında olduğu, Rize bölgesindeki çay ağaçlarının ortalama yaşının 55 ve en yaşlısının 70 civarında olduğunun bilinmekte olduğunu kaydeden Kar, “Yapılan bilimsel araştırmalara göre Çin’in Yunnan eyaletinde 800 yaşındaki bir çay ağacı ömrünü hala sürdürmektedir. 1700 yaşındaki bir başka çay ağacı ise Çin’in Nannou dağındadır. Bilinen en yaşlı üçüncü ağaç 1000 yaşlarındadır ve büyümesine devam etmektedir. Bu ağaçlar dünyanın en eski çay ağaçları olarak bilinirler. Çay bitkileri rahatsız edilmediğinde orman ağacı haline gelirler ve çok uzun yaşarlar. Dünyada yapılan bilimsel takipler, çay ağaçlarının verimli ve kaliteli filiz verme ömrünün 100-120 yıl olduğunu göstermiştir. Bu tespit bizim çay alanlarımızı yenilememiz için en az 30 yıl daha zamanımızın olduğunu gösteriyor. Hiç kuşkusuz çay alanlarının yenilenmesi çalışması çok önemli bir projedir ancak, kolay neticelendirilebilecek bir proje değildir. Bir dekar çayın yenileme maliyetinin 10.000 TL olduğu ve toplamda 8,2 milyar TL’ye ihtiyaç duyulduğunu bilmeliyiz. Bunun Dolar kurundan karşılığı ise 2 Milyar Dolardır. Bu günümüz koşullarında büyük bir maliyettir ve bu para henüz hazır edilmemiştir.” dedi. 

caysiad-genel-sekreteri-mustafa-yilmaz-kar.jpg

BİR PİYASA OLUŞTU

Maliyet hesabı çıkarmak için bir dekarlık çay bahçesini yenilemek istediklerinde yapılan çalışma esnasında bu alanda muazzam bir piyasanın oluştuğuna şahit olduklarını belirten ÇAYSİAD Genel Sekreteri Kar, “Paranın dönüş hızının çok yüksek olduğu çok canlı bir piyasa. Çay bahçesini yenilemek isteyenler, ya da yeni çay bahçesi yapmak isteyenler bu piyasanın içine girmek durumundalar. Biz bir dekar bahçemiz için 10.000 TL harcama yaptık. Bu rakamı hiç abartmadık. Bir dekar çay bahçesi için yaklaşık 1800 ocak (6-8 fide olan bir tüp) fideye ihtiyaç duyulmaktadır. Biz fideleri bu alanda iş yapan fidecilerden satın aldık. Fideleri kendiniz de üretmek isteyebilirsiniz. Bu konuda bilgili değilseniz muhtemelen, çay tohumlarının erken toplanması yüzünden çoğunluğunun çürüdüğüne şahit olacaksınız. Emeğinizden beklediğiniz verimliliği alamayacaksınız. Yok bu riski almayayım, fideleri bir sonraki yılda teslim alayım derseniz,1800 tüp fide için en az 5.000 TL ödemek zorundasınız. Hemen teslim almak istemeniz halinde ise bir tüp fidenin fiyatı büyüklüğüne göre 4-5 TL ye çıkabiliyor. İsteyenler çay tohumu ile de çay bahçesi yapabilirler. Ancak bu alan biraz daha zahmetli olacaktır. Çünkü çay tohumu bulmak zor olduğu gibi fideleme verimliliği de düşüktür.  Tohumlar sabahleyin pazara girmeden el değiştiriyor. Son derece yüksek olan talep yüzünden kg fiyatları 3-4 TL ye kadar çıkabiliyor. Tohumun çok büyük bir kısmını yüksek miktarlarda fide yetiştiren çay fidesi üreticileri satın alıyor. Müstahsil fide satın almak istediğinde ise para peşin bir sonraki yıla sıra yazıyorlar. İçinde 6-8 adet fide bulunan tüplerin (bir ocak) fiyatı bir sonraki yıl eylül ayında teslim edilmek şartı ile 3 TL den alıcı buluyor. Bahçenin sökülmesi toprağın harmanlanması için iş makinesine ödeyeceğiniz para, dikim için ödeyeceğiniz para ve diğer masraflar, gübre vs için ödeyeceğiniz para 5.000TL tutuyor. Ürün kaybı hariç bir dekar çayı ister yeni yapın, ister yenileyin kendiniz bir üretim yapmıyorsanız 10.000TL ödemek durumunda kalacaksınız.” diye konuştu.

ÇAY ALANLARI GENİŞLİYOR

Oluşan piyasanın çay alanlarının kontrolsüz bir şekilde ve hızla genişlediğini gösterdiğini savunan Kar, “Son iki yılda ülkemize kaçak çayın girmemesi 40 bin tonluk yeni bir piyasanın açılmasına imkan vermiştir. Bu genişleme sanayiciye olduğu kadar müstahsile de yaramıştır. Bir zamanlar bir, iki yıl vade ile satılan ve çoğu zamanda parası tahsil edilemeyen hammadde, peşin para ile satılır hale gelmiştir. Bir de özel sektörün devlet fiyatının üzerinde hammadde satın almış olması müstahsilin yeni çay bahçesi edinme iştahını artırmıştır. Hükümetin organik çaya geçme kararını da tetikleyici bir unsur olarak dikkate almalıyız. Çünkü müstahsiller nezdinde organik üretime geçildikten sonra hammaddede miktarsal anlamda düşüş olacağı ve fiyatta ise artış oluşacağı görüşü yaygındır.” dedi.

ORGANİK ÜRETİME GEÇMELİYİZ

Bakanlığın organik üretime geçme kararının zamanlaması yönünden çay sektörü için çok önemli ve çok isabetli bir adım olarak değerlendirebileceklerini ve ankete katılanların % 73’ünün gelirlerinin düşeceğini bilmesine rağmen organik üretime geçişi desteklediklerini sözlerine ekleyen Kar, “Bugün için ‘’üretim tüketim dengesi’’ kaçak çayın gelmemesi sebebiyle rahattır. Ancak görünen tablo yakın bir gelecekte yeniden bozulabileceğinin işaretlerini veriyor. Yeni yapılan alanlardan mübaya işleminin başlaması piyasada hammadde bolluğuna sebep olacaktır. Muhtemelen bu artış, organik üretime geçişte meydana gelecek düşüşü karşılayabileceği gibi bir miktar da üzerinde kalacak. Şimdi, Bakanlığın organik üretime geçme kararını zamanlaması yönünden çay sektörü için çok önemli ve çok isabetli bir adım olarak değerlendirebiliriz. Müstahsil nezdinde yaptığımız ankette gelirlerinin düşeceğini bildikleri halde müstahsillerin de, organik üretime geçme kararını %73 gibi yüksek bir oranda desteklediklerini gördük. Organik gübrenin piyasada bulunmayışı, olumsuz bir sebep gibi görünse de hayvansal gübreye olan talebinin artacağı ve hayvan beslemenin cazip hale geleceği ihtimali, olumlu bir sonuç olarak karşımıza çıkabilir.” şeklinde konuştu.