Çırpınıyor Karadeniz!

Çırpınıyor Karadeniz!
Taş ocakları göç yollarını kapattı alabalığın nesli tehlikede... Rize'de yöre halkı tarafından Karadeniz’in derelerindeki alabalıkların sayısının eskisiyle kıyaslanamayacak kadar azaldığını belirtiliyor.

Doğa ile hayatın iç içe geçtiği Karadeniz’de balık denildiği zaman akan sular duruyor. Ancak son yıllarda bölgenin tabii yapısını tahrip eden taş ocakları, elektrik santralleri ve kum eleme tesisleri balıklara zarar veriyor.

Lezzetinin ötesinde şifa kaynağı olarak da bilinen meşhur Karadeniz alabalığı, üremek için yola çıktığında merdiven engelini aşamıyor. Yöre halkı üç yılda bir üreyen alabalıkların neslinin tükenmekte olduğunu belirtiyor.

Dere yataklarının hemen yanı başında yer alan taş ocağı ve kum eleme tesisleri gibi işletmeler, malzeme biriktirmek için dere yatağına suni setler yapmış. Bu setleri aşamayan balıkların göç yolları kapanmış. Deredeki alabalık nüfusunun azalmasında, kum ocakları ve inşaatlar nedeniyle suyun bulanık akması gösteriliyor. Bulanık suda oksijen az olduğu için balıklar dereyi besleyen yan kollara kaçmış. Ayıca elektrik santrallerinde regülatöre taş, kum ve toprak gibi malzemelerin gelmemesi için 15-20 metreye varan suni setler de balıkların göç yollarını kapamış. Bu setleri aşamayan balıklar uygun üreme alanı bulamadıkları için çoğalamıyor.

Yöre halkı, Karadeniz’in derelerindeki alabalıkların sayısının eskisiyle kıyaslanamayacak kadar azaldığını belirtiyor. Rize’nin Çayeli ilçesi Senoz Vadisi’ndeki Kaptanpaşa köyü sakinlerinden Süleyman Bilgili, tabii şelalelerden alabalığın rahatlıkla çıkabildiğini ancak suni setlerden çıkamadığına şahit olduğunu anlatıyor. Köyde kahve işleten Ümit Özdemir ise taş ocakları ve santral inşaatları başlamadan önce her ava çıkışlarında onlarca balık avladıklarını fakat şimdi alabalığın tamamen ücra köşelere çekildiğini dile getiriyor.

Balıklar için diğer bir sorun ise derelerin üzerine kurulan hidroelektrik santralleri. Bunlar derenin suyunun yüzde 90’ını alarak yaklaşık 12 saat regülatörde biriktiriyor. Canlı hayatın devamı için suyun sadece yüzde 10’u dereye salınıyor. KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz, “Bu yeterli değil. Bir akarsuda balığın yaşayabilmesi için mevcut suyun en az yüzde 40’ının dereye bırakılması gerekiyor.” diyor.