Denizli, Rizespor'a Gelişini Özetledi: "Korksam Gelmezdim"

Denizli, Rizespor'a Gelişini Özetledi: "Korksam Gelmezdim"
Rizespor ile kariyerinde yeni bir pencere açan Mustafa Denizli, tercihini iki kelime ile özetledi: "Korksam gelmezdim"

Milliyet'ten Bilal Meşe, Çaykur Rizespor'un başarılı Teknik Direktörü Mustafa Denizli ile gerçekleştirdiği özel röportajda Mustafa Denizli'nin Rizespor'a geliş nedeni, Rizespor'dan 1,5 yıllığına 4 milyon euro alıp almadığı ve daha birçok soruyu ünlü teknik direktöre yönelttiği röportajda Denizli'nin Beşiktaş'ın teklifinden daha az bir rakamla Rizespor ile anlaşarak Rize'de bir ilki başarmaya geldiğini ifade ettiği röportajında diğer soruların cevaplarını da verdi. İşte Meşe'nin Mustafa Denizli ile gerçekleştirdiği o röportajı:

“Mustafa Denizli olarak attığım her imzanın çok büyük önemi vardır. Benim imzam da, kulüpler de önemli birimlerdir. İstanbul’da kalır, üç büyüklerle başarılı olursam, daha önce yaptıklarımın tekrarı olur. Burada başarırsam, ilki olur. Kariyerim apoletlerimde saklı, kimse benden söküp alamaz. Rizespor’a gelmem kariyerimi etkiler mi, hayır”

Türk futboluna hem oyunculuğu, hem de teknik adamlığıyla damgasını vurdu. Üç büyükleri ‘şampiyon’ yaparak kırılması zor rekora imzasını attı. Apoletleri başarılarla dolu, kaybetmeyi hiç, ama hiç sevmeyen bir fotoğraftır Mustafa Denizli... Bilgi-birikimiyle takımları kantara koyan, geleceğe dönük isabetli öngörüleriyle adı bir ‘bilene’ çıkan ustadır Mustafa Denizli...
Beşiktaş’ı şampiyon yaptı, kenara çekildi, birçok teklifi geri çevirdi, dinlenmeyi tercih etti. Futboldan uzak kalamazdı, kalamadı, ‘sürpriz’ yaptı, Rizespor’a yelken açtı.
Beşiktaş patentli ‘TAŞ’ gibi bir ekip kurdu. Yusuf Şimşek, İbrahim Üzülmez, Zafer Öger ve kondisyoner Stefano’yu yanına aldı.
Eeee koca Denizli, Rize’ye gider de, biz gitmez miyiz. Biraz hasret giderdik, sohbet ettik, çay, yemek, kahve derken, tezcanlıyız ya, hemen konuya girdik, Denizli’nin Rize’yi tercih etmesini sorguladık, kafamızdaki soru işaretlerine yanıtlar aradık.
30 yıl İstanbul’da yaşayan, büyük takımlarını çalıştıran, havasını soluyan Denizli, Rizespor’u yeniden Süper Lig’e taşır mı, taşıyamaz mı, bilemiyoruz.
Bildiğimiz tek gerçek; onun lugatında ‘kaybetmek’ yok.
Yaklaşık üç saat süren söyleşimizde yardımcıları da yer aldı, pür dikkatle tecrübeli hocanın konuşmalarını dinlediler.

Başarılarla dolu kariyeriniz var. Niye Rizespor?
* “O saydığınız vasıfları haketmek için buradayım”.
Denizli bu... Yüreğindekini, beynindekini diline yansıtıyor.
“Süper Lig değil hocam, eski adıyla ikinci lig ama... Biraz tuhaf değil mi?” dedik.
* “Kime, neye göre... Ne fark eder. Eğer ligler arasında farklı göz kullanıyorsan fark eder, ama ben farklı göz kullanmıyorum”.
“Kamuoyu hocam?”.
* “Mustafa Denizli olarak attığım her imzanın çok büyük önemi vardır. Benim imzam da, kulüpler de önemli birimlerdir”.
“Nasıl yani?”
* “İçgüdüsel olarak bakmam. Eğer mutlu olacağıma inandığım bir görüntü varsa, düşüncelerimi ortaya çıkaracağım bir ortam varsa, neresi olduğu önemli değil. Dünyanın en büyük takımlarında çalışabilirsiniz, ama içinizde mutsuzluk yaşıyorsanız neye yarar. Burada mutluyum”.
“Rize’yi küçümsemiyoruz hocam. Üç büyük takımı şampiyon yapan bir hocanın burada olması ilginç değil mi ?”.
* “Ona öyle bakmayacaksınız. Şimdi orada kalırsam, bir şeyi başarırsam (üç büyükleri kastediyor), yaptıklarımın tekrarı olur. Burada başarırsam ilki olur”.
“Peki olur mu ?”
* “Gayet tabi. Bu da bir ilk olur inşaallah. Bak, Bilal buraya niye geldiğimi anlatayım. Gelmeseydim, sen MİLLİYET’in deneyimli isimlerinden biri olarak röportaj için gelir miydin bu biirrr... Demek ki, doğru yapmışım. Buranın ilgi çekiciliği de önemli tabi ki, bu ikiii... Müthiş kariyer diyorsunuz, itirazım yok. Peki o kariyeri nerede yapmışım ben?”
Üç büyük hocam, yani İstanbul...
* “Yo ben öyle bakmıyorum, üç büyük olarak da bakmıyorum. Türkiye diye bakıyorum bu kariyere”.
Doğru diyor, onaylıyoruz:
“Tamam İstanbul’da çalıştım. Ama sadece İstanbul’da çalışmadım, unutmayın.  İnsanlar ‘Böyle kariyere, böyle şey olur mu?’ diye düşünebilirler. Ben böyle bakmıyorum. Zaten o kariyer apoletlerimde saklı, kimse söküp alamaz. Hiç kimse çıkıp , o kariyerimi değiştirebilir mi, hayır, mümkün değil. Rize’ye gelmem kariyerimi etkiler mi ya da değişir mi, hayır”.
“Ya başarısız olursanız ? Kariyeriniz zedelenmez mi?”

bilal-mese-mustafa-denizli.jpg* “Olaya öyle bakarsanız, belki yani sonuç olarak aynı yere varırız, ama değişik yollardan... Benim böyle bir kaygım yok. Bu da benim kariyerimin bir parçası.  Kariyerimden korksam, onu kaybedebilir miyim diye korksam gelmezdim. Var olanın üzerine katkı yapabilirim miyim, ona bakıyorum”.
“Hep büyük hedeflerin adamısınız. Süper Lig sizin hedefiniz. Bununla mı yetineceksiniz burada?”.
* Damarına bastık hocanın, sinirlenir gibi oldu, hatta ‘Bizden kimse mucize beklemesin” dedi, demesine de ardından gürledi:
“Buraya Süper Ligi kasıp kavuracak bir takım yaratmaya geldim. Böyle bir takım dünyanın her tarafından yaratılabilir”.
“Mucize lafı nerden çıktı ?”
* “Şu andaki koşullarımız bu yarış için biraz geride... Koşulları daha iyi duruma getirmek için mücadele ediyoruz. Kadro eksiğimiz var. Fakat bu şehirde, bu bölgede yaşayan insanlarda heyecan var. Alın, Türkiye’de ulusal yayın yapan gazeteleri, hepsinde Rize haberi var. Yani birinci aşamada amacımıza ulaşmışız. İkinci Trabzon fırtınası yaratabilir miyiz, yaratabiliriz. Bu potansiyel ve heyecan var. Bu da benim için çok önemli... İspanya, Almanya, Fransa hatta İngiltere’de küçük kentlerde büyük işler yapan fırtınalar estiren takımlar yok mu ? Örnekleri çok. Rize de bu anlamda söz sahibi olabilir, biz bunun peşindeyiz”
Rize’de bir geçiş süresi yaşıyor Denizli ve ekibi... İlk maçında G.Antep Belediye’ye dört golle yendi, ama forvetsiz:
“Eksiklikleri, zaman gelir sporcu kadrosu, bazılarını da teknik kadrolar tamamlar. Bizim için şu an geçiş ve başlangıç süresi... Onun içindir ki kimse bizden mucize beklemesin. Koşulları daha iyi duruma nasıl getirebiliriz, bunların hesabı içindeyiz. En iyiye çevireceğiz, zorlanacağız, ama başaracağız. Bunu göze alarak geldik. Bir elimiz yağda, bir elimiz balda olsa, niye bu kadar yorulalım ki? Hem yağa, hem bala dokundurmak için herşeyi yapıyoruz. Rize’nin kadrosunda sürekliliği olan üç dört kişi gitti. Gollerin çoğunu atan iki kişi yok, yerini doldurduk mu, hayır. On sekiz kişiyi, üç kaleciyle tamamladık. Transfer şart. Ama laf olsun diye de transfer yapmam, böyle bir lüksümüz yok. Üç oyuncu alabiliriz”.
Şöyle devam ediyor:
“Diyorsunuz ya Mustafa Denizli niye Rize’yi gitti? Şu ana kadar elli başvurunun otuz tanesi benim adıma gelmek istedi. Bu ekibin buraya gelmesi demek ki, futbol dünyasında ses getirdi. Cernad’ın tercih etmesinin temelinde burada oluşumuz yatıyor”.
PTT 1. Ligi soruyoruz:
* “24 puanı olan takımın bile ilk sıra şansı var. Bu grupta hortum olur, öyle bir hortum olur ki, alıp her şeyi döndürür, her şeyi terse çevirir, yerle bir eder. Beş haftada bakarsınız yukarıdaki altta, alttaki üstte”.
Süper Lige mi benziyor burası?

mustafa-denizli.20130125230115.jpg“Yo, benzemiyor, daha başarılı”
“Nasıl yani?”
“Liderin 34 puanı var da ondan. Birinci ile onuncu arasında dört hafta gibi bir fark var”.
“Hocam ipi kim göğüsler?”
“On takım da, rakibimiz. Ligde 3-4 sırayı aldığınız zaman UEFA’ya gidiyorsunuz. Burası öyle değil. İlk iki yukarı çıkıyor, diğeri play-off’tan. Her şeye rağmen bir umudunuz var. İlk ikiyi yakalamak önemli. Bizim için en büyük hedef kuşkusuz ilk iki”.

4 MİLYON EURO DİYORLAR:

‘Zenginin parası, fakirin çenesini yorar’

“Beşiktaş’tan aldığım ücretin altına geldim buraya. Maddiyatla ilgisi yok gelişimin. Yönetim bana geldi, projelerini ortaya koydu. Baktım, düşüncelerimle paralellik gösteriyordu, kabul ettim”

Hoca ile para işi konuşulmaz, biliyorum. Ama yine de kamuoyunda sıkca ‘Çok büyük para aldı yoksa gitmezdi” diyorlar. Hoca sessizleşiyor ve gülüyor:
* “Yönetim bana geldi, projelerini ortaya koydu. Baktım, düşüncelerimle paralellik gösteriyordu, kabul ettim. Profesyonelim. Tabi ki, bunun maddi karşılığı vardır. Beşiktaş’tan aldığım ücreti gizleme şansım var mı, yok ? Niye ? Şirket ve borsaya açıklamak zorunda. Beşiktaş’ta ne ücret aldığım biliniyor. İstanbul’da bir takımdan bu ücreti alırken, o kamuoyu dediğiniz kesim böyle bir kıyaslama yapan o kesim, efendiler kimse, yarışma heyecanı ve güncelliği olarak Beşiktaş daha öndedir, Rize’den daha öndedir. Beşiktaş’tan aldığım ücretin altına geldim buraya. Maddiyatla ilgisi yok gelişimin”.
“Ama hocam, dört milyon euro’dan söz ediliyor 1.5 yıllığına”.
* “Bir laf vardır, doğru yaz, ‘Zenginin parası, fakirin çenesini yorarmış”.
“Hocam ekonomik bir sıkıntı var mı burada?”
* “Yok... Çalışma şartlarımız çok iyi. Sahalarımız, tesislerimiz harika... Rizespor buradaki aktivitenin başına getiriyorsa, bana güvendiği için getirmiştir. Benim kararlarıma güveniyorlar, verdiğim kararları da onaylıyorlar”.
“Yani bir eliniz balda, bir eliniz yağda mı hocam?”.
* Yanıtlarına espri katmadan da edemiyor hoca... ‘Gördüğün gibi bir elim masada, bir elim da çay bardağında’ diyor ve ekliyor:
“Niye bir elim yağda, ya da diğer elim balda olsun ki? Bir elim yağda, bir elim balda değil. Ben fazla istemiyorum, eksik olmasın, yeter”.

‘Kadro korunmalıydı’

“Hocam, biraz kanalı değiştirelim, Beşiktaş niye olmadı?”
“Tek şartım, var olan kadronun korunmasıydı, tek fire olmayacaktı. Hepsi bu...Ne giden olsun, ne gelen olsun dedim, ama olmadı”.
“Buna Quaresma dahil miydi hocam?”
“Evet, o da ve diğerleri, yani tamamı”...

Neden bu ekip?

‘Niye Beşiktaş patentli isimleri yanınıza aldınız ?”
“İbrahim ve Yusuf sporcumdu. Ekip oluşturmak kolay değil, birçok detayı gözden geçirmelisiniz. Yusuf ve İbrahim yolun başında... İlerki yıllarda başarılı olmak zorundalar. Sorumluluk alacaklar, öyle kolay iş değil teknik adamlık. Bir yol haritası çizmek zorundalar. İkisi de benimle yola çıkmak istediklerini dile getirdiler. Son derece mutlu oldum. Bir; bakış açıları, iki; güvenirlikleri, üç; çalışkanlıkları, dört; yaşadıkları, beş; tecrübeleri. En önemlisi genç ve aktif olmaları. İşi biliyorlar mı, biliyorlar. İşin tüm kademelerinden başarıyla geçmişler mi, geçmişler. Tüm bunları biraraya getirdiğiniz an elbette onları tercih edersiniz”.
Söz yardımcılarda...

İBRAHİM ÜZÜLMEZ:
Kariyerimiz açısından önemli. Kendisinden çok şey öğreniyoruz, öğrenmeye de devam edeceğiz. Otoritesi, hakimiyeti, bilgi birikimi müthiş”.
YUSUF ŞİMŞEK:
Gittiği her takıma beni aldı, koşarak gittim. Antrenörlük işine hocamızın yanında başlamak da müthiş avantaj. Seve seve, geldik. Her şeyi biliyor, her şeyin farkında. Mustafa hocanın olduğu yerde hedef vardır, hedefin adı da şampiyonluktur. Sıra Rize’de”.
ZAFER ÖGER:
Mustafa hoca ile çalışmak ayrılacaktır. Bunun onurunu Beşiktaş’ta yaşadım. Bana olan güveni nedeniyle kendisine teşekkür ederim”.

Hepsi değişti!
İbrahim Üzülmez’e baktık, uzun saçları gitmiş. Mustafa hoca, onun da saçlarını kestirmiş... Sık sık İbrahim’e dönerek, “Yeni imajı çok yakıştı. Vallahi, hangi berber kesmişse harika olmuş.“ diyerek takıldı.
 ‘Saçına da mı karıştın hocam?’ dedik
.
“Oynarken uzundu. Sporcu kimliği ile yakışıyordu. Ama artık o bir hoca... Teknik adamlığa soyunuyorsanız, bir takım değişimlere gitmek zorundasınız. Bana ters gelmez uzun saç... Bu detay gibi görünüyor, ama inanın önemli“.
Zafer Öger’in de çok kilo aldığını gözlemledik, Denizli hoca yine araya girdi:
“Çok yemiyor, sabah kahvaltısında sekiz tane yumurtacık yiyor” diye takıldı, ortalık kahkahaya boğuldu.
Peki, hocam ya Yusuf?
“O değişmedi, onda kurt var” dedi.

‘Şehirle yaşayacaksınız’

Rizespor’un tesisleri beş yıldızlı otel gibi... Tüm futbolcular bu tesislerde kalıyormuş. Hocanın ilk işi futbolcuları evlere çıkarmak olmuş. . Toplu olarak tiyatro ve sinemaya da gidiyorlar. İnsan psikolojisini de iyi bilir Mustafa hoca, detaycıdır:
“Şehirle birlikte yaşayacaksınız, aynı havayı soluyacaksınız. Sporcular, arkadaş topluluğuna gittikleri zaman, sinemadan ve tiyatrodan anlatacakları, paylaşacakları bir şeyleri olmalıdır. Kendilerini geliştirmeleri açısından önemli.  Başarının bir maddesi de sosyal olmaktan geçer. Tesisler onları günlük yaşamdan uzaklaştırarır yanlıştır. Ev gibisi yoktur”.