Dünyaca Ünlü Anzer Balı Üretimi Tehdit Altında

Dünyaca Ünlü Anzer Balı Üretimi Tehdit Altında
Dünyaca ünlü Anzer balı üretimi Rize'nin İkizdere ilçesinde ismini aldığı Anzer Yaylası'nda gerçekleşen küçükbaş hayvancılık nedeniyle tehlike altında bulunuyor.

Rize'nin İkizdere ilçesine bağlı 2300-3000 rakımda bulunan Anzer Yaylası'nda üretilen Anzer balında sağım başladı.

Pek çok hastalığa iyi geldiği için alıcısı bir yıl önceden sıraya giren Anzer balı, yaylada yapılan küçük baş hayvancılık nedeniyle tehdit altında. Bu yıl yaklaşık 200 arıcının 3 bin kovan yerleştirdiği Anzer Yaylası'nda küçük baş hayvancılığa kısıtlama gelmemesi halinde rekoltenin her yıl daha da düşeceği dile getiriliyor. Anzerli bal üreticileri yaylarında küçük baş hayvancılığın devam etmesi halinde 40'ı endemik 300'e yakın çiçekten oluşan zengin Anzer Yaylası florasının bozulacağını ifade etti. Ağustos ayının başlamasıyla kovanlarını açarak bal sağımına başlayan arıcılar, yetkililerden bu konuda yardım istiyor.

Fiyatı altınla yarışan Anzer balını üretebilmek için her yıl mayıs ayı içerisinde yaklaşık 3 bin 500 kovan, güneşlenme oranına göre yaylaya yerleştiriliyor.

Hava şartları yıllık bal üretiminde belirleyici olurken, üretim kalitesi ve hava şartlarına uygunluğu nedeniyle Kafkas arı ırkı tercih ediliyor. 

Bu yıl yaklaşık 200 arıcının 3 bin kovan yerleştirdiği Anzer Yaylası'nda, yaz boyunca 40'ı endemik 300'e yakın çiçekten oluşan zengin yayla florasıyla buluşturan arıcılar, dünyaca ünlü Anzer balının sağımına başladı.

Anzer Ballıköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi çatısı altında birleşen arıcılardan toplanan ballar, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümünde polen analizi yapıldıktan sonra tescil edilip, mühürlenerek piyasaya sunuluyor.

rizenin-ikizdere-ilcesine-bagli-2300-3000-rakimda-bulunan-anzer-yaylasinda-uretilen-anzer-balinda-sagim-basladi..jpg

- " Bu yıl verimli bir yıl, sezon bekliyoruz"

Anzer Ballıköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Osman Civelek, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Anzer balında"3-5 gün içinde sağımlar bitecektir. Bu yıl verimli bir yıl, sezon bekliyoruz." dedi. 

Arıcıların bal için verimli bir yıl olduğunu dile getirdiğini ifade eden Civelek, "Sağım sonrası üreticiler ballarını bizlere teslim edecekler. Bizde numuneleri alarak Hacettepe Üniversitesi'ne tahlile göndereceğiz. Tahlilden olumlu gelenleri kooperatif tarafımızdan etiketleyip ve mühürleyip satışa sunacağız." diye konuştu.

Civelek, son yıllarda hayvancılığın bölgede yaygın olması nedeniyle bal rekoltesinde verimliliğin düşük olduğunu da işaret ederek, "Arı alanlarından hayvanları çıkarmak için bir çalışma yapmıştık. Bunu bir miktar başarmıştık. Anzer'de arıcılık geleceği için bu çalışmanın mutlaka devam ettirilmesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Geçen yıl bir buçuk ton civarında bir bal üretimi olduğunu aktaran Civelek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu yıl geçen yıldan daha verimli olacağını tahmin ediyorum. 2 ton civarında bir balımız olur. Bu da siparişlerimize yeterli bir miktardır. Geçen yıldan bize sipariş veren müşterilerimiz var. Sıraya girmişler. Onların ballarını göndereceğiz. Arta kalan balları da yeni müşterilerimize göndermeye çalışacağız. Türkiye'den müşterilerimizi olduğu gibi yurt dışından da müşterilerimiz var. Son yıllarda Arapların Karadeniz'i keşfetmesiyle Arap müşterilerimiz bir hayli arttı. "

Civelek, bu balın yüzde 95'ini hasta olanların destek amaçlı tükettiğini de belirterek, "Neticede biz bir ilaç satmıyoruz. İlaç sattığımızı da iddia etmiyoruz. Biz bunu bir şifa veya destek amaçlı tüketicilerimize gönderiyoruz." ifadesini kullandı.

"Bölgemizdeki çiçek türü azalmakta, hatta endemik denilen ve sadece burada yetişen bitkiler yok olmaktadır"

Anzer Ballıköy Muhtarı Remzi Güzel, Anzer Balı üretiminin yayladaki küçükbaş hayvancılık nedeniyle çok büyük tehlike ile karşı karşıya kaldığını dile getirdi. Muhtar Güzel "Anzer Balı marka bilinirliği bu kadar artmasına rağmen önemli sıkıntılarla da mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bundan 30 yıl önce kovan başına 5 kilogram civarında ürün alırken bugün 2 kilogramın altına düştü ve daha da azalmaktadır. Bölgemizin bilinirliği ve marka değeri artmasına rağmen gereken ilgiyi ne Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nden ne de başka kurumlardan görmemektedir. Bölgemizdeki çiçek türü azalmakta, hatta endemik denilen ve sadece burada yetişen bitkiler yok olmaktadır. Dünyada bütün bitkilerin döllenmesini sağlayan arı, gerekli ilgiyi görmemekte, hatta hayvandan bile sayılmamaktadır. Anzer Yaylası'nda arılar son yıllarda gittikçe artan bir tehditle karşı karşıya. Anzer Balı, özelliğini yitirmeme savaşı vermektedir. Bu tehdit ise maalesef insan eliyle olmaktadır. Bölgede erken ve aşırı otlayan küçükbaş hayvanlar, arılardan önce alana girerek bal yapılacak çiçekleri yemekte, çiğnemekte, atıkları ile kirletmekte, kendine mera ortasında yürüyüş yolları açarak kökünden yok etmekte ve erozyon oluşturmaktadır" dedi.

"Anzer "Arı merası" olmalı"

Anzer yaylası için "Arı merası" tanımı getirilip devlet tarafından koruma altına alınması gerektiğinin altını çizen Güzel "Hayvancılığın her çeşidi mutlaka yapılmalıdır. Fakat marka değeri olan bir yerde hayvancılık ve arıcılığın planlama dahilinde ve kontrollü yapılması gerekmektedir. Devletimiz tarafından desteklenen arı ve arıcılık, özellikle Anzer bölgesinde en azından diğer hayvanların mera hakkına kavuşmalı. Arıların gıdasını meralardan sağladığı göz önüne alınarak, "Arı merası" tanımı oluşturulmalı ve nasıl korunacağı belirlenmelidir" ifadelerini kullandı.

"Arı 5 kilometrelik bir alanda çiçeklere ulaşıyor ama koyun her yere gidebilir"

Kendisine babadan kalma bir meslek olan arıcılığı 30 yıldır sürdüren Zinnet Güzel isimli bal üretecisi ise "Bölgedeki dağları arılarımız için hep gezdik, şu an bulunduğumuz yerden verimli daha iyi bir yer bulamadık. Ama maalesef küçükbaş hayvanlar burada arılarının özlerini topladığı çiçekleri yiyor, bitkileri eziyor. Bu zamanda çiçek ve dolu olması gereken yaylada maalesef şu anda hiç çiçek kalmadı. Bizim Anzer'de gelir bal üretim ile elde ediliyor. Kovanları açıyoruz ama neredeyse çoğunluğu, yarı yarıya boş. Arı 5 kilometrelik bir alanda çiçeklere ulaşıyor ama koyun her yere gidebilir. Arıcılığın geleceği için küçükbaş hayvanların bölgeden uzaklaştırılması gerekiyor" şeklinde konuştu.