Erdoğan: 'Şahsıma hakaret edene ne görevi verecektim'

Erdoğan: 'Şahsıma hakaret edene ne görevi verecektim'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'ye neden görev vermediğini açıklayarak: 'Şahsıma hakaret edene ne görevi verecektim' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Siyasi partilerin açıklamaları, genel başkanların beyanları artık farklı koalisyon hükümeti kurulabilme ihtimallerini ortadan kaldırdığı için yeni bir görevlendirmeye ihtiyaç duymadım. Zira Beştepe’nin Cumhurbaşkanlığı makamının adresini bilmeyenlere ben hangi görevlendirmeyi yapacaktım” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleşen 10. Muhtarlar Toplantısında yaptığı konuşmada, öncelikle muhtarlara Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile ilgili bilgi verdi.

Ülkemizin çok güzel ama bir o kadar da zor bir coğrafyaya sahip olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Coğrafyamızın zorlukları kimi zaman felakete dönüşebiliyor. Artvin’de geçtiğimiz pazartesi yaşanan sel felaketi bunun bir örneğidir. Özellikle Hopa ilçemizi etkileyen bu felakette hayatını kaybeden vatandaşlarıma Cenabı Allah’tan rahmet niyaz ediyorum, tüm ailelerine sabırlar diliyorum. Aynı şekilde Rize Güneysu’daki felakette bir can kaybı olmadı. Orada da bu felaketten zarar gören tüm ailelere geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Çok kısa sürede yağan çok büyük miktardaki yağmurun yol açtığı bu felaket can kaybıyla birlikte ciddi zarara yol açtı. Selden etkilenen vatandaşlarıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Devletimiz ilgili tüm birimleriyle vatandaşlarımızın yanındadır. Gereken her şey yapılmaktadır. Rabbime milletimizi sel ve deprem gibi afetlerle imtihan etmemesi niyazında bulunuyorum. Bunun için dua ediyorum.”

“ANAYASANIN VERDİĞİ YETKİYE DAYANARAK SEÇİMLERİN YENİLENMESİ KARARINI ALMAK ZORUNDA KALDIM BU ANAYASAL BİR YETKİDİR”
Türkiye tarihinin en kritik dönemlerinden birisini yaşadığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bir yanda Güney sınırlarımız boyunca devam eden istikrarsızlık ve çatışma ortamı tüm ağırlığıyla etkisini hissettirmeyi sürdürüyor. Bu gelişmelerin tetiklemesiyle yeniden alevlenen bölücü terör örgütünün eylemlerine karşı güvenlik güçlerimiz etkili bir mücadele yürütüyor. Öte yandan 7 Haziran seçimlerinin ardından başlayan yeni hükümet kurma çalışmalarının başarısızlıkla sonuçlanması üzerine anayasanın verdiği yetkiye dayanarak seçimlerin yenilenmesi kararını almak zorunda kaldım. Bu anayasal bir yetkidir. Anayasal bir mecburiyettir. Bütün yollar denenmiştir. Yetkiyi vermiş olduğum Sayın Başbakan bütün siyasi partileri dolaşmıştır, kendileriyle gerekli görüşmeleri yapmıştır. Bunların yanında sürekli büyüyen ve yeni boyutlar kazanan küresel ekonomik krizin yansımalarını ülkemizde de hissediyoruz. Ülkenin ve milletin meselelerini muhtarlarımızla paylaşmamızı bir istihza, bir alay konusu haline getirmek isteyenler yine rahatsız olacaklar varsın olsunlar. Biz bu yola milletimizle birlikte çıktık. Bugünlere milletimizle birlikte geldik. İnşallah bundan sonrada aynı şekilde devam edeceğiz.”

“MUHTARLARIMIZLA ARAMIZDAKİ GÜÇLÜ BAĞI ANLAYAMAYANLAR ASLINDA MİLLETLE ARAMIZDAKİ İLİŞKİDEN RAHATSIZLAR”
Muhtarların atanmış birer memur olmadığını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
“Muhtarlarımız milletin iradesiyle seçilmiş olan kişilerdir. Seçilmişler atanmışların fevkindedir. Doğrudan milletin oyuyla seçilen cumhurbaşkanı da bu piramidin en tepesinde yer alıyor. Bizim aramızdaki muhabbet ve işbirliği ülkenin huzuru gelişmesi, kalkınma bakımından fevkalade önemlidir. Muhtarlarımızla aramızdaki güçlü bağı anlayamayanlar aslında milletle aramızdaki ilişkiden rahatsız. Bana mahallesinde yaşayanların selamını getiren benim selamımı onlara götüren muhtarlarımızı aşağılayan istiskal ettiklerini sananlar aslında kendilerini küçük duruma düşürdüklerinin farkında değil. Sırtlarını vesayet odaklarına terör örgütlerine, paralel yapılara dayayanlar aramızdaki sevgiyi, saygıyı, gönül bağını bugüne kadar anlayamadılar anlayamayacaklar. Onlar ne derse desin biz ülkemizin ve milletimizin tüm meselelerini muhtarlarımızla, esnafımızla, işçilerimizle, işverenlerimizle, öğrencilerimizle velhasıl milletimizle istişare etmeye devam edeceğiz. Çünkü bizim en büyük güç kaynağımız ve yegâne güvencemiz millettir, sizlersiniz. Milletimizin desteği sürdükçe, Allah’ta ömür verdikçe ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz. Rabbim bizleri hak ve hakikat yolundan ayırmasın.”

“BEŞTEPE’NİN ADRESİNİ BİLMEYENLERE HANGİ GÖREVLENDİRMEYİ YAPACAKTIM”
7 Haziran seçimlerinin hiçbir partinin tek başına iktidarına imkan tanımayan bir milletvekili dağılımıyla neticelendiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı olarak şahsım en başından itibaren Türkiye’nin bir an önce hükümetine yeni hükümetine kavuşması konusundaki samimi temennilerimi sürekli ifade ettim. Bunun için tüm siyasi partileri sorumlu davranmaya, egolarını bir kenara koymaya, yeni dönemin şartlarına uygun hareket etmeye davet ettim. Anayasada belirtilen süreci harfiyen işleterek bu konuda kolaylaştırıcı ve teşvik edici tutum içinde olduk."
TBMM’nin toplanarak milletvekillerinin yemin etmesinin Meclis Başkanının ve Başkanlık Divanının seçilmesinin ardından hükümet kurma sürecini başlattığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "9 Temmuz’da en çok oyu alan partinin genel başkanı olan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu hükümeti kurmakla görevlendirdim. Bu arada Meclis’te temsil edilen siyasi partilerinde koalisyon hükümetiyle ilgili tavırları yavaş yavaş belli olmaya başladı. Seçimde en çok oyu alan partiyi peşinen dışlayan diğer ihtimalleri de ortadan kaldıran açıklamalar ülkede koalisyon hükümeti kurulabilme imkanını büyük ölçüde sınırladı, zorlaştırdı. Buna rağmen Sayın Başbakan tüm siyasi partileri ziyaret ederek, koalisyon hükümetiyle ilgili görüşlerini aldı. Ana muhalefet partisiyle yürütülen görüşmelerin anlaşmayla sonuçlanamadığını hep birlikte takip ettik. Sayın Başbakan son bir gayretle MHP ile de görüştü. Ancak buradan da hükümet kurulabilmesine imkan verecek bir sonuç çıkmadı. Siyasi partilerin açıklamaları, genel başkanların beyanları artık farklı koalisyon hükümeti kurulabilme ihtimallerini ortadan kaldırdığı için yeni bir görevlendirmeye ihtiyaç duymadım. Zira Beştepe’nin Cumhurbaşkanlığı makamının adresini bilmeyenlere ben hangi görevlendirmeyi yapacaktım. Bu makama her türlü hakareti yapanlar hatta şahsıma küfür hariç her türlü hakareti yapanlar onlara hangi görevi verecektik. Kaldı ki biz koalisyon hükümetine yanaşmayanlar bırakın hadi bir erken seçim için beraber bir koalisyon oluşturalım beraberce ona gidelim davetine hayır diyenlere neyin görevini verecektik. Bizim kaybedecek zamanımız yok.” 

HEM HER TÜRLÜ KOALİSYONA ENGEL OLACAKSIN HEM DE...’

7 Haziran’ın hemen akabinde egoların bir yana bırakılarak süratle hükümet kurulması gerektiğini söylediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O gün ’erken seçim’ diyenler, bugün ’seçim olmaz’ diyor. Hem her türlü koalisyona engel olacaksın, hem de cumhurbaşkanını hükümeti kurmayı engellemekle suçlayacaksın" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen 10. Muhtarlar Toplantısında muhtar konuklarına hitap eden Erdoğan, Artvin’deki sel felaketine değinerek, “Hopa ilçemizde yaşanan sel felaketinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyor, vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Devletimiz, ilgili tüm birimleriyle vatandaşlarımızın yanındadır ve yaraların sarılması için gereken her şeyi yapmaktadır” ifadelerini kullandı.

CHP VE MHP’Yİ ELEŞTİRDİ

7 Haziran’ın hemen akabinde egoların bir yana bırakılarak süratle hükümet kurulması gerektiğini söylediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, isim vermeden CHP ve MHP’yi eleştirerek şunları söyledi:

"O gün erken seçim diyenler, bugün seçim olmaz diyor. Hem her türlü koalisyona engel olacaksın, hem de cumhurbaşkanını hükümeti kurmayı engellemekle suçlayacaksın…Meclis’te güven oyu alacak bir hükümet kurulmuş da ben mi engel oldum? Seçimlerin yenilenmesinin faturasını şahsıma çıkaranlar, kendi kabahatlerini gizlemenin peşinde. Hadi koalisyon kuramadın, seçim hükümetinde yer almaktan neden kaçıyorsunuz? Yapmaya çalıştığınız kurnazlığın milletin farkında olmadığını mı sanıyorsunuz ? Dert başka, bunların derdi bu ülkeye hizmet etmek değil, bunların derdi terörle mücadele değil. Dertleri -1 Kasım’da ne alırız-"

"VARSA YOKSA ERDOĞAN"

Erdoğan, kendisini diline dolayan siyasetçileri de hedef alarak, "Varsa yoksa ‘Erdoğan aşağı Erdoğan yukarı’. Benimle alıp veremediğiniz nedir. Seçime ben girmeyeceğim ki" dedi

"İSTİKRAR MI İSTİKRARSIZLIK MI ?"

Yenilenecek Genel Seçimlerin önemine değinen ve hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1 Kasım, istikrar mı istikrarsızlık mı, bunun seçimi olacak” dedi. Erdoğan, "Türkiye bir tekrar seçim sürecine girdi. Tüm siyasi parti ve adaylarımıza seçimlerde başarılar temenni ediyorum. 7 Kasım sonuçlarının açtığı sıkıntıyı 1 Kasım seçiminin aşılacağını diliyorum. Parlamento bu işi çözememiştir, merci millettir. Millet bu işi çözecektir" diye konuştu.

"DERTLERİ ÜLKEYİ BÖLMEK AMA MUVAFFAK OLAMAYACAKLAR"

Erdoğan, çözüm sürecinin geldiği noktanın sorumlusu olarak gösterdiği HDP ve terör örgütü PKK’yı da topa tutarak, "Bunların derdi ülkemizi bölmek ama asla bunda muvaffak olamayacaklar" dedi. Cumhurbaşkanı, "Suruç’un, Diyarbakır’ın faturasını şahsıma , MİT’e kesmeye çalıştılar. Bir insanın ölümü tüm alemin ölümü gibidir. Biz buna inanıyoruz. Milletime soruyorum; TIR’ları yakanlar, doğal gaz şebekelerini bombayla tahrip edenler, barajlarda insanları kaçıranlar, iş makinelerini yakanlar acaba neye hizmet ediyorlar? Onları temsil ettiğini söyleyen siyasi parti bu konuda şu ana kadar acaba ne yaptı? CHP, MHP ve HDP’nin muhalefetine rağmen benim de desteklediğim iç güvenlik paketi Meclis’te kabul edildi. Terörle yeterince mücadele edilmediğini söyleyenler, terör örgütünün arkasında duranlar bu iç güvenlik paketini çıkarmamak için Meclis’te omuz omuza harekete etmediler mi?" dedi.

HDP’YE YÜKLENDİ

Örgüte yapılan son silah bırakma çağrısına da uyulmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı, HDP’nin de Mecflis’e 80 vekille girmesine rağmen teröre karşı net bir duruş sergileyemediğini ifade etti. Erdoğan, "Sergileseydi bugün daha farklı bir noktada olabilirdik. Terörü ’biz bitireceğiz’ diyorlar, sen bitirdin de bitirme diyenler mi oldu. Hadi bitir. Bunlar bölücü örgüte tek bir söz dahi söyleyemiyorlar. Evlerinde uyuyan polisleri infaz edenler bunlar, eşiyle pazarda alışveriş yapan astsubayımızı katledenler bunlar, binbaşımıza eşinin ve kızının yanında kurşun yağdıranlar bunlar. Sokaklara hendek kazıp, vatandaşımıza kepenk kapatıp, hayatı zindan edenler bunlar. O hendekler ne ile kazılıyor? Belediyenin kepçeleri ile. O malum partinin belediyelerinin kepçeleri ile kazılıyor. Bunlar sazı bu, cazının ne olacağını siz düşünün. Bunlara bakarsanız savaş isteyen devlet ve şahsım. Bu iddialara inananların akıl sağlığından şüphe ederim.

Teröristlere çiçek çocuk terör örgütüne hobi derneği muamelesi yapan kimse bizim ve milletimizin gözünde masum değildir.

Batı şahsıma acımasızca saldırıyor. Neden? Çünkü güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Devlet hiçbir zaman silahını bırakmaz. Onu gitsinler terör örgütüyle konuşsunlar. Onlar silahı sadece bırakmayacaklar betona gömecekler" diye konuştu.