Gül, Recep Tayyip Erdoğan'ı Onayladı

Gül, Recep Tayyip Erdoğan'ı Onayladı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Rize Üniversitesi'nin adını "Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi" olarak değiştiren yasayı onayladı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kamuoyunun merakla beklediği üç önemli yasayı onayladı ve Resmi Gazete'de yayınlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi. Kanun Rize Üniversitesi'nin adını "Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi", Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi'nin adını "Abdullah Gül Üniversitesi", Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin adını "Bülent Ecevit Üniversitesi", Konya Üniversitesinin adını da "Necmettin Erbakan Üniversitesi" şeklinde değiştirdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kamuoyunda ''4+4+4'' olarak bilinen ve zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran ''İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu, memura toplu sözleşmenin yolunu açan yasayı ve Denetimli serbestlik yasasını onayladı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kamuoyunda "4+4+4" olarak bilinen ve zorunlu eğitim süresini kademeli biçimde 12 yıla çıkaran kanun ile 15 bin mahkuma "denetimli serbestlik" uyarınca salıverilme imkanı getiren kanunu onayladı ve Resmi Gazete'de yayınlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi.

Cumhurbaşkanı Gül, "Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile "Adli Sicil Kanunu ile Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"u da onayladı.

-AÇIKLAMA AKŞAM GELDİ-

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden akşam saatlerinde yapılan açıklamada, "6287 sayılı "İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun', 6289 sayılı "Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun', 6290 sayılı "Adli Sicil Kanunu ile Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun', 6291 sayılı "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun', Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Anayasanın 89 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 104 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilmiştir" denildi.

-4+4+4 NE GETİRİYOR?-

Kamuoyunda büyük tartışmalara neden olan, TBMM'de komisyon ve Genel Kurul'daki görüşmeleri gergin bir ortamda geçen, atışmaların yanı sıra zaman zaman kavga ve itişmelere yol açan kanun uyarınca zorunlu ilköğretim çağı, 6-13 yaş grubundaki çocukları kapsayacak. Zorunlu eğitim çağı, çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlayıp, 13 yaşını bitirip 14 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda sona erecek.

İlköğretim bundan böyle "4 yıllık zorunlu ilkokul ile 4 yıllık zorunlu ortaokul"dan meydana gelecek. 8 yıllık okullarda, kesintisiz eğitim yapılan ilköğretim kurumları, artık ilkokul ve ortaokul olarak bağımsız okullar şeklinde kurulacak. Ancak ortaokullar, şartlar elverdiğinde ilkokul ya da liselerle birlikte de kurulabilecek.

İlköğretimin, özel idare bütçelerinden yıllık gelirin en az yüzde 20'si oranında elde edilecek gelirleri; ortaöğretim kurumlarının arsa temini, binalarının yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanması için de kullanılacak.

İlköğretim ve Eğitim Kanunu'nda yapılan bu değişiklikler, Milli Eğitim Kanunu'nda gerçekleştirildi.

-ORTAOKUL VE LİSEDE KUR'AN-I KERİM VE HZ PEYGAMBERİMİZİN HAYATI SEÇMELİ OKUTULACAK-

Kanunda ilköğretim kurumları tanımlanırken, "imam-hatip ortaokulları" tanımına da yer verildi. İlköğretim kurumları tanımı içine 4 yıl ilkokul, 4 yıl ortaokul ve farklı programlar arasında tercihe olanak sağlayan ortaokullar ile imam-hatip ortaokulları alındı.

Ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarında; lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulacak. Ortaokul ve liselerde, Kur'an-ı Kerim ve "Hz. Peygamberimizin hayatı", isteğe bağlı, seçmeli ders olarak okutulacak. Bu okullarda okutulacak diğer seçmeli dersler ile imam-hatip ortaokulları ve diğer ortaokullar için oluşturulacak program seçenekleri, Bakanlıkça belirlenecek.

-YAYGIN LİSE DE OLABİLECEK-

Kanunda "ortaöğretim" ise ilköğretime dayalı olmak üzere, 4 yıllık zorunlu, örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumlarını kapsayacak şekilde düzenlendi. Bu okulları bitirenlere, ortaöğretim diploması verilecek.

-ZORUNLU LİSE GELECEK ÖĞRETİM YILINDAN İTİBAREN-

Zorunlu ortaöğretim, 2012-2013 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulanacak. Bakanlar Kurulu, uygulamayı gerek gördüğünde bir eğitim-öğretim yılı erteleyebilecek.

Kanun üniversiteye girişteki katsayı uygulamasına ilişkin düzenlemeler de içerdi. Buna göre, yükseköğretim kurumlarına giriş ve yerleştirme işlemleri, imkan, fırsat eşitliğini sağlayacak önlemleri almak kaydıyla, YÖK tarafından belirlenen usul ve esaslara göre yapılacak. Kanunla yükseköğretime getirilen düzenlemeler şöyle:

"-Üniversiteye esasları YÖK tarafından belirlenen merkezi sınavlarla girilecek.

-Puan hesaplamasında adayların ortaöğretim başarıları dikkate alınacak.

-Ortaöğretim bitirme başarı notları en küçüğü 250, en büyüğü 500 olmak üzere ortaöğretim başarı puanına dönüştürülecek. Ortaöğretim başarı puanının yüzde 12'si, yerleştirme puanı hesaplanırken merkezi sınavdan alınan puana eklenecek.

-YÖK lise birincileri için kontenjanlar ayırabilecek.

-Meslek liseleri mezunları bitirdikleri programın devamı niteliğinde veya bunlara en yakın olan mesleki ve teknik önlisans yükseköğretim programlarına sınavsız olarak yerleştirilebilecek.

-FATİH PROJESİ UNUTULMADI-

"FATİH" projesi de kanunda düzenlendi. Buna göre, Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi Geliştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından 2015 yılı sonuna kadar yapılacak mal ve hizmet alımları ile yapım işleri Kamu İhale Kanunu'na tabi olmayacak. Alımlara ilişkin usul ve esaslar, iki bakanlığın müşterek hazırlayacağı yönetmelikle rekabete açık şekilde düzenlenecek.

-DENETİMLİ SERBESTLİK

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Rahşan Affı"ndan sonraki en büyük salıverilmeyi doğuracak kanunu da onayladı. "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanarak yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderildi.

-15 BİN HÜKÜMLÜ SALIVERİLECEK-

Denetimli serbestlikle cezaevinden erken tahliye yolu açıldı. Yasa açık cezaevlerindeki 15 bin hükümlünün son bir yıllık cezalarını cezaevi dışında çekebilme olanağını sağlıyor.

Açık cezaevinde en az 6 aydır kalan "iyi halli" hükümlülere infaz hakimlerinin kararıyla erken şartlı tahliye yolu açıldı. Bütün partilerin ortak önergesiyle yapılan son dakika değişikliğiyle, 6 yaşına kadar çocuğu bulunan ve koşullu salıverilmesine 2 yıl kalan kadın hükümlüler ile ağır hastalık, sakatlık ya da kocama nedeniyle yaşamlarını yalnız sürdüremeyen hükümlülerden koşullu salıverilmesine 3 yıl kalanların da erken tahliyeden yararlanabilmeleri sağlandı. Yasadan yararlanacak hükümlüler durumlarını Adli Tıp Kurumu'nun onaylayacağı bir raporla belgelendirecekler. Denetimli serbestlikten, ağırlaştırılmış müebbet cezası alanlar ile örgüt ve terör suçundan mahküm olanlar ise yararlanamayacak.

-ÜCRETSİZ ÇALIŞACAKLAR-

Denetimli serbestlik kapsamında tahliye edilecekler kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılacak. Bu kapsamda tahliye olanlara zorunlu olarak eğitim programlarına katılma, belli çevre sınırları dışına çıkmama ya da belirlenen yerlere gitmeme, konuttan ya da belirlenen bir çevreden ayrılmama, yurtdışına çıkmama, belirlenen bir stada gitmeme, belirli zamanlarda karakola giderek imza atmak, tedavi programlarına katılma, eğitime devam etme gibi önlemler de uygulanacak.

Muhalefet devlette çalışacak mahkumlara ücret de verilmesi için önerge vermiş ancak öneri AKP tarafından kabul edilmemişti.

-AF OTOMATİĞE BAĞLANDI, CEZALAR DÜŞÜYOR-

Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise, uygulamanın cezaevlerini boşaltma amaçlı olduğu iddialarını reddederek, "Bu, Türkiye'de alternatif ceza infaz yöntemlerini geliştirmek için attığımız bir adımdır. Bugün için 15 bin kişiyi kapsıyor, ancak bu sonraki yıllarda da devam edecek kalıcı bir uygulamadır, her yıl 13-14 bin kişi tahliye olacak" dedi.