İftar ve sahurda az tuz ve bol su

İftar ve sahurda az tuz ve bol su
Prof. Dr. İbrahim Şahin, ramazan ayında sıvı tüketiminin önemli olduğunu vurgulayarak, "İftarda ve sahurda az tuz ve bol su tüketilmesi, vücudun sağlığı açısından önemli" dedi.

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Şahin, yaptığı açıklamada, yaz mevsimine denk gelen ramazan ayında bol sıvı tüketilmesinin önemine dikkati çekti. Yemeklerin yanında sıvı tüketiminin çok önemli olduğunu dile getiren Şahin, "Çünkü terli terli çok su harcayacağız ve bu da oruç tutmayı zorlaştıracak" diye konuştu.

İftarda ve sahurda az tuz ve bol su tüketilmesinin vücudun sağlığı açısından önemli olduğunu belirten Şahin, "Mümkünse güneşte az kalınması, az efor sarf etmek de alınabilecek önlemler arasında" ifadesini kullandı.

Hekim olarak hastalarına "mutlaka oruç tutmalısın ya da tutmamalısın" şeklinde bir öneride bulunmadığını aktaran Şahin, oruç tuttuklarında vücutlarında oluşabilecek değişiklikleri anlattıktan sonra onların kararına saygı duyduğunu dile getirdi.

Oruç tutmanın ramazan ayı boyunca Müslümanlara farz olduğunu anımsatan Şahin, ancak Bakara Suresi'nde bunun istisnalarının anlatıldığına dikkati çekerek, "16 saate kadar uzayabilen açlıklar, diyabet hastalarının şeker düzenlerini, metabolizmalarını olumsuz etkileyebiliyor. Biz bunları anlattıktan sonra tercih yine hastaların oluyor" dedi.

Şahin, kan şekeri oranlarında açlıkla meydana gelen düşüklüğe diyabetli hastaların daha duyarlı olduğunu vurgulayarak, "Şekerin düşmesi biliyoruz ki çok ciddi sağlık sorularına neden olabiliyor. Susuz kalmak da damarlarda pıhtılaşmanın artması, böbrek yetmezliği, felç gibi bazı hastalıklara yol açabiliyor" şeklinde konuştu.

İnsülün kullanan, tip bir diyabeti olan ya da diyalize girenlere oruç tutmamalarını tavsiye ettiklerini aktaran Şahin, oruç tutan diyabet hastalarının ise mümkünse kan şekerini ölçmesi gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Şahin, kan şekeri oranı 60'ın altına düşen ya da 300'ün üzerine çıkan hastalara oruçlarını bozmalarını önerdiklerini belirterek, "Eğer hastanın kan şekerini ölçme imkanı yoksa kendini fenalaşmaya başlamış hissediyorsa, soğuk soğuk terliyorsa, gözü kararıyorsa, içi geçmeye başlıyorsa mutlaka oruç bozulmalı. Çünkü böyle durumlarda büyük olasılıkla kan şekeri düşüyor demektir. Bu bulgular vücutta kalıcı hasarlara, istemediğiniz sonuçlara neden olabilir" diye konuştu.

Diyabet hastalarının iftar ve sahur sofraları nasıl olmalı

Diyabet hastalarına, hekimlerinden veya bir diyetisyenden örnek beslenme listesi alarak oruç tutmalarını öneren Şahin, bu kişilerin iftara çok şekerli yiyeceklerle başlamaması, bol miktarda su tüketmesi, çok yağlı olmayan yemeklerle, sebze ağırlıklı beslenmesi gerektiğini söyledi.

Şeker hastalarına hafif ve yavaş yemelerini tavsiye eden Şahin, "Diyabet hastalarının iftar sofralarında mutlaka yoğurtlu çorba gibi hafif çorbalar, sebze yemekleri ve salata olmalı. Ayrıca açlığın da getirdiği iştahın önüne geçerek, yemekleri yavaş tüketmeye özen göstermeliler. Meyveyi de az miktarda yemeliler" dedi.

Prof. Dr. Şahin, sahurda ise mümkün olduğunca karbondhidrattan kaçınılması gerektiğini vurgulayarak, "Karbonhidratlar yani şekerler fazla tüketilirse bunlar insülin salgılatır bu da kan şekeri değerlerinde oynamalara yol açar. Daha çabuk acıktırarak daha zor oruç tutulmasına neden olur. Mümkün olduğunca karbonhidratları azaltıp, proteini fazla olan bir sofra kurulmalı" önerilerinde bulundu.