“İnsan Hakları Konusunda Çifte Standart Devam Ediyor”

“İnsan Hakları Konusunda Çifte Standart Devam Ediyor”
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, "İnsanlar, ülkelerinin gelişmişlik seviyelerine göre birinci sınıf, ikinci sınıf, üçüncü sınıf şeklinde nitelendirilerek...

TBMM Başkanı Binali Yıldırım, "İnsanlar, ülkelerinin gelişmişlik seviyelerine göre birinci sınıf, ikinci sınıf, üçüncü sınıf şeklinde nitelendirilerek ayrımcılığa maruz kalıyor. İnsan hakkı savunuculuğunu sürekli ön planda tutan kimi ülkeler bu konuda iyi bir sınav verememektedir" dedi.

TBMM Başkanı Yıldırım, Kamu Denetçiliği Kurumu ile Portekiz Ombudsmanlık Kurumu iş birliğiyle yürütülen "İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesinde Ombudsmanın Rolünün Güçlendirilmesi" projesinin açılış toplantısına katıldı. Burada bir konuşma yapan Yıldırım, bakanlığı döneminde Avrupa Birliği - Türkiye uyumlaştırma sürecinde sıkça eşleştirme projeleri yaptıklarını ancak o heyecanın kaybolduğuna dikkat çekerek, "Yeniden kamu denetçiliği konusunda bir eşleştirme projesini Portekiz ombudsmanlığı ile başlatılmış olması belki de Türkiye - AB ilişkilerinde yeni bir dönemin işareti olabilir. Uzun süreden beri müzakerelerin belirli fasıllarda bloke edilmesi esasında ombudsmanların da ilgilenmesi gereken bir konudur. AB ombudsmanları bu konuyu da gündeme alıp AB üyelerini bu konuda daha adil yaklaşım içerisinde olmaya davet etmeliler. Türkiye'nin 60 yılı aşan bir hakkı var. O hak kaybının önlenmesi de aynı zamanda ombudsmanların Avrupa sistemi içerisinde görev alanı içerisinde değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim" ifadelerini kullandı.

"BU İNSANLIK UTANCINA DÜNYA SADECE SEYİRCİ KALMIŞTIR"

"İnsan olmak ve yeryüzünde hiçbir ayrıma tabi olmadan eşit, hür ve şerefli bir hayat sürme hakkına sahip olmak demektir" diyen Yıldırım, "Irkımız, rengimiz, dilimiz, mensubiyetimiz, inancımız bizler için asla üstünlük sebebi olamaz. Bizim inancımız da bunu böyle emreder. İstediğimiz gibi inanabiliriz, özgürce düşünüp kendimizi ifade edebiliriz. Tabi haklarımızı kullanma konusunda da kimseden icazet almak mecburiyetinde değiliz" diye konuştu. İnsanların, ülkelerinin gelişmişlik seviyelerine göre birinci sınıf, ikinci sınıf, üçüncü sınıf şeklinde nitelendirilerek ayrımcılığa maruz kaldığını vurgulayan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İnsan hakkı savunuculuğunu sürekli ön planda tutan kimi ülkeler bunların çoğu da gelişmiş ülkeler bu konuda iyi bir sınav verememektedir. Yaptığımız gözlem ve tespitler, insan hakları konusunda çifte standardın halen devam ettiği yönündedir. Kimi ülkeler dünyaya kendi merkezi ile bakmaktadır. Bu tip ülkeler de kendinden olmayan insanların ve hak ve hürriyetleri konusunda söylem çok eylem neredeyse yoktur. Filistin'de, Suriye'de, Myanmar'da, Afganistan'da insan hakları ihlal etmenin hiçbir bedeli ve sorumluluğu yoktur. 90'lı yıllarda Bosna Hersek'te yaşanan soykırım girişimi esnasında medeni dünyanın takındığı tutum buna en açık örnektir. 8 bin 372 insan vahşice katledilirken bu insanlık utancına dünya sadece seyirci kalmıştır. Benzer bir tutum, eğer farklı dinde örneğin Müslüman bir ülkede Müslüman olmayan bir topluluğa yapılsa acaba sonuç ne olurdu? Oysa, insan hak ve hürriyetleri kimsenin keyfine bırakılmayacak kadar önemlidir."

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, kamu denetçiliği kurumuna cumhurbaşkanlığı ve hükümetinin eylemlerini, işlemlerini inceleme ve değerlendirme imkanının getirildiğini hatırlatan Yıldırım, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde bu kurumumuzun daha da etkin bir şekilde faaliyetlerini sürdürmesi için gereken her türlü düzenleme yapılacaktır. Bu noktada, kamu denetçiliği kurumundan gelecek denetim ve gözetim raporları doğrultusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeler neyse bunlar da koordinasyon halinde gerçekleşecektir. TBMM'nin tek ilişkili olduğu bir kurum vardır o da; kamu denetçiliği kurumudur. Dolayısıyla bu kuruma gözümüz gibi bakmamız lazım" dedi.

Kaynak:IHA