Karal: İki Başlılığı Kaldırıyoruz. Son Sözü Millet Söyleyecek
Milletvekili Karal, AK Parti Rize teşkilatlarının düzenlemiş olduğu ocak ayı genişletilmiş ilçe danışma meclisi toplantıları kapsamında Kalkandere, Derepazarı ve İyidere ilçe danışma toplantılarına katıldı. Karal, toplantılarda yeni anayasa, referandum ve cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili teşkilat mensuplarına bilgiler verdi.
Karal, ilçe danışma meclisi toplantılarındaki konuşmalarında, “Ak parti kadar güçlü bir siyasi parti Türkiye’de yoktur. Bu, sizlerin çalışmaları ve gayretleriyle oldu. Geldiğimiz nokta olarak önümüzde ciddi bir dönemeç daha var. Bu da muhtemelen nisan ayında olacak referandumdur. 2002 yılından beri birçok seçim geçirdik. Allah'a şükürler olsun hepsinden alnımızın akıyla çıktık. Türkiye çok zor günler geçirmektedir. Gerek dünyadaki gelişmeler gerekse bölgemizdeki gelişmeler Türkiye’nin de ciddi anlamda problemler yaşamasına sebep olmaktadır. Bütün bu zorlukları atlatabilmemiz için Türkiye’de güçlü bir iradeye ve güçlü bir yönetim anlayışına ihtiyacımız vardır. Bunun için biz cumhurbaşkanlığı sistemini getiriyoruz. Yaklaşık 1 aylık bir mücadelenin sonucunda 18 maddeyi MHP’nin de desteğiyle birlikte meclisten geçirdik. Şimdi son sözü millet söyleyecek. Bizim yaptığımız, anayasa değişikliğini milletin önüne taşımaktır. Kararı verecek olan milletimizdir. 2 ay sonra sandık milletin önüne konacak ve millet bir karar verecek. Bir tarafta AK Parti ile MHP’nin evet kampanyası diğer tarafta CHP ile HDP’nin yani PKK’nın hayır kampanyası var. Dolayısıyla burada esas arzuladığımız konu bu ülkede bir daha yönetimde istikrarsızlık olmasın, bu ülke istikrarlı bir şekilde ve kavgasız, gürültüsüz bir şekilde yönetilsin. Millet neyi takdir etmişse yönetimde de o olsun istiyoruz." dedi.
Başbakanlığın kaldırılarak iki bağlılığın ortadan kalkacağını ifade eden Karal, "Millet kime oy vermişse doğrudan seçimi millet yapacak. Başbakanlığı kaldırıyoruz. İki başlılık ortadan kalkıyor. Şu anda Türkiye’de halkın seçtiği bir başbakan ve yine halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı var. Mevcut kanunlarda halka karşı sorumlu olan kim? Başbakan. Ama öbür tarafta halkın seçtiği cumhurbaşkanının sorumluluğu yok. O ceza almıyor ama yetkileri çok fazla. Böyle bir durumda başbakan hesabı ben vereceksem benim dediğim olması lazım diyor. E cumhurbaşkanı bakıyor ki millet beni seçmiş, yetkilerimde var. Yetkilerimi kullanmam lazım. İşte böyle bir çatışma ortamı olabiliyor. Onun için Türkiye’de bu iki başlılığı ortadan kaldırmalıyız. Millet sandığa gidip kimi seçiyorsa ülkeyi yönetimiyle birlikte o yönetmeli. Seçim akşamı artık hangi parti iktidar oldu. Olmadıysa ülke koalisyona mı düşecek. Koalisyon olursa ülke ne kadar bundan kan kaybeder diye böyle korkular yaşamayacağız. Yeni sistemde diyelim sandıklar saat 5'te kapanıyor. 7’ye kadar oy sayımı yapılacak. 8'de en çok oy kim almış belli 9'da da hükümet kuruluyor. Diyelim ki bir cumhurbaşkanı adayı yüzde 50 oy alamadı. En çok oy alan iki cumhurbaşkanı adayı arasında 15 gün sonrasında yeni bir seçim yapılıyor. Bu sefer orada belli oluyor. Yani gecikme ve belirsizlik en fazla 15 gün oluyor. Yani millet doğrudan kendi başkanını kendisi seçiyor. Bu sistem Türkiye’yi sağlıklı bir şekilde sonuca götürecek sistemdir. Biz burada rejimi değiştirmiyoruz sadece sistem değişikliği yapıyoruz.” diye konuştu.
