Kazmaz: AKP'nin Müstakbel Eş Başkanı İmralı Canisidir

Kazmaz: AKP'nin Müstakbel Eş Başkanı İmralı Canisidir
MHP Rize İl Başkanı Kazmaz, Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı demokrasi paketinin İmralı canisinin taleplerinin millete yutturulmaya çalışıldığı yeni bir ihanet paketi olduğunu savundu.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Rize İl Başkanı O.Cem Kazmaz, yaptığı yazılı açıklamada; AKP'nin müstakbel eşbaşkanının İmrali canisi olduğunu ve dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan demokrasi paketinin AKP hükümeti ve başbakan tarafından İmralı canisinin taleplerinin türban ambalajına sarılıp ‘demokratikleşme’ denerek millete yutturulmaya çalışıldığı yeni bir ihanet paketi olduğunu iddia etti.

İŞTE KAZMAZ'IN O AÇIKLAMASI:

Ülkemiz 30.Eylül.2013 Pazartesi günü AKP hükümeti ve başbakan tarafından İmralı canisinin taleplerinin türban ambalajına sarılıp ‘demokratikleşme’ denerek millete yutturulmaya çalışıldığı yeni bir ihanet paketine şahit olmuştur. Başbakan halkın gözünün içine baka baka uyguladığı kandırma taktiklerini ve aşınmış istismar politikalarını daha da yaygınlaştırmıştır.
Kendi memleketinde Rize’de Çaykur’da çalışanların en temel hakkı olan sendika seçme hakkını ihlal eden, yandaş sendikaya geçmeyenlere türlü zulümler uygulayan, onları işten çıkaran, iş akitlerini önceden fesih eden, baskıya boyun eğmeyen fabrika müdürlerine kıyım uygulayan, onları Diyarbakır’a, Mardin’e, Ağrı’ya, Van’a ‘geçici görev’ adı altında süren zihniyetin demokratikleşmeden bahsetmesi trajikomikliğin de ötesine geçmektedir. Siyaseti çatışma, kamplaşma kulvarına çeken, gerilim alanına sabitleyen iktidar partisi AKP’nin sözde demokratikleşme adı altında siyasi parti üyeliği için devlet memurlarının önünü açmasının amacının yarın AKP’ye üye olmayan kamu görevlilerine de benzeri sürgün ve zulmü uygulayacak olacağı kuşkusuzdur. AKP zihniyeti; yanlışlarını, gafletle ihanet arasında gidip gelen siyasi tavırlarını ısrarla, inatla sürdürmektedir.
Türk milleti önünde namus ve şeref üzerine yemin ederek görev başı yapan AKP milletvekilleri Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasına, büyük Türk Milletinin birliğine musallat olan rezalet çıtasını iyice yükseltmişlerdir. Sözde demokratikleşme paketleriyle milletimizin gözünü boyamaya, PKK taleplerini bir bir karşılayarak bölücülere “büyük ustalık” gösterisinde bulunulmaktadır. Evet, Başbakan büyük ustadır, ama Türk Milletinin otuz altıya bölünme mimarisinde ustalaşmış ve uzmanlaşmıştır. Başbakanın yok etmek istediği Türk kimliği ise, asırların alın teri, şehit emaneti ve ceddimizin kutlu bir mirasıdır. Sayın Başbakan “Türküm, doğruyum, çalışkanım” ifadesi sizi neden rahatsız etmektedir? Yoksa siz sessiz devrim yapmakla övünürken asıl manada sinsi devrimle PKK’ya teslim mi oldunuz da milletin haberi yok? Olay çok açıktır, bu ihanet ve teslimiyet belgesinin patenti bebek katili ve kanlı terör örgütüdür. Bölücü hainler bu ihanet belgesi sayesinde biraz daha mesafe almış, özerklik, federasyon, konfederasyon ve bağımsız Kürdistan amaçlarına biraz daha yaklaşmışlardır.
PKK’nın Meclis uzantısı BDP’li bölücülerin tatmin olmamış görüntüsü ise tamamen sahte ve sergilenen oyunun senaryosundan başka bir şey değildir. PKK istediklerini tümüyle elde etmeye daha da yaklaşmıştır.

Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin grup konuşmasında belirttikleri gibi “PKK’nın bölücü ve ayrılıkçı taleplerinin kısa, orta ve uzun vadeye yayılarak hayata geçirilmesi, İmralı canisiyle Başbakan’ın kafa kafaya vererek hazırladığı yol haritasına göre şekillenecektir.
Herkesin hakkını veriyoruz diyerek, bir kez daha PKK taşeronluğuna tevessül eden Başbakan gerçek yüzünü tekrar göstermiştir.

Başbakan’ın artık tek millet, tek devlet, tek bayrak ve tek vatan söylemlerinde ne denli samimiyetsiz olduğu netleşmiştir.

Türk milleti olan biten tüm olumsuzlukları, kabus paketinden taşan kabul edilemez terörist taleplerini ibretle izlemiştir.

Oldu olacak Başbakan resmiyette bunun ilk tecrübesini yapmalı, İmralı canisini partisine eş başkan olarak almalıdır.”

Başbakan paketi ile Anayasa’nın şehit kanları ile yazılmış ilk üç maddesini alenen ihlal etmiş ve arkadan dolanarak apaçık biçimde başka bir anadilde eğitime olanak tanımıştır. Oysa aynı Başbakan, 15 Ağustos 2013 günü, Türkmenistan dönüşünde uçakta, anadil eğitimiyle ilgili sorulan bir soruya; “Resmi okullar için de ve özel okullar için de böyle bir çalışma yok. Ne getirir, ne götürür kimse düşünmüyor. Biz AK Parti olarak ülkemizi bölecek konular üzerinde adım atmayız.” cevabını vermiştir. Yani başbakan bir kez daha kendini inkâr etmiş, bölücülere teslim olmuştur.
Başbakan açılıma gittiği 36 etnik grup için de herhalde ayrı ayrı konut alanları yapmayı planlamakta, Türk Milletinin aklı ile alay etmektedir.

İlkokullarda okutulan ve tüm Türk Çocuklarının hafızalarında derin izler bırakan, İslam Bayraktarlığının en önemli mayası olan Türklük Bilincini ve Şuurunu aşılayan Andımızın kaldırılması da büyük bir ahlaksızlık ve Türk Milletine yapılacak en büyük ihanettir. Başbakan Erdoğan ve zihniyeti, her sabah yavrularımızın, Türk’üm demelerinin, doğruyum diye haykırmalarının, çalışkanım diyerek seslenmelerini istememektedir. AKP zihniyeti Türk olan her şeyden rahatsızdır.

Ama biz Türk Milliyetçileri bu bölücü ve işbirlikçi zihniyete inat her yerde ve her zaman haykıracağız…

“Varlığım Türk varlığına armağan olsun, Ne Mutlu Türküm Diyene”

Bu azmi yok etmeye gücünüz yetmez çabanız beyhudedir..