Kılıçdaroğlu: Karadeniz'de Hakkettiğimiz Oyu Alamıyoruz

Kılıçdaroğlu: Karadeniz'de Hakkettiğimiz Oyu Alamıyoruz
Trabzon CHP İl Başkanlığının yemeğine katılan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Karadeniz'in birçok olağanüstü yapısı vardır ama Karadeniz'in bir özelliği daha var. Karadeniz'de hakkettiğimiz oyu alamıyoruz." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin Trabzon İl Başkanlığınca Yomra ilçesine bağlı Kaşüstü Mahallesi'ndeki bir otelde düzenlenen yemeğe katıldı. Karadeniz'de hakkettikleri oyu alamadıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, Karadenizlilerden CHP'ye daha fazla kulak kabartmalarını istedi.

Program, Mardin'in Savur ilçesinde askeri aracın geçişi sırasında yola döşenen el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit düşen Trabzon'un Hayrat ilçesi nüfusuna kayıtlı Jandarma Er Mustafa Özel ve tüm şehitler için saygı duruşunda bulunulmasıyla başladı.

Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, sorunların çözüm adresinin CHP olduğunu söyledi.

"Belki 'Her sorunun çözüm adresi CHP olur mu?' diyebilirler" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, "Göğsünüzü kabartarak şunu söyleyebilirsiniz, 'Evet kardeşim, söylediğim doğrudur. Seçim bildirgelerimiz bunun bir belgesidir. Sadece ve sadece Türkiye Cumhuriyeti tarihinde CHP'nin seçim bildirgeleri diğer partiler tarafından kopya edilmiştir.' Daha ne olsun" diye konuştu.

Programın, şehitler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunulmasının ardından başladığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Hem bu ülkeyi kurarken hayatını kaybeden şehitlerimiz, gazilerimiz için hem de şimdi Güneydoğu'da çarpışan, hayatlarını kaybeden şehitlerimiz için. Onlar bizim onurumuzdur. Onlara saygı göstermemiz gerekiyor. Biz her ne kadar şehitlerimiz için güzel laflar etsek de ama üzülerek ifade edeyim, hem şehitlerimizin yakınları için hem gazilerimiz için siyaset kurumu olarak üstümüze düşeni yapmadık. Önümüzdeki günlerde bu konuda göreceksiniz CHP yine kendisine yakışan çözüm önerilerini TBMM Başkanlığına sunacaktır. Biz onları ayrıcalıklı bir kesim olarak kabul etmek zorundayız."

İngiltere'de gazilerin gittikleri mağazalarda anons edildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Mağazada, 'Gazimiz mağazamızı onurlandırmıştır' diye anons ediliyor. Onlar bu kadar önem, değer veriyorlar. Gidin gazilerimizi, şehit yakınlarımızı dinleyin, hepsinin sorunları var. Önce alkışlıyoruz, sonra arkamızı dönüp gidiyoruz. Biz daha güzelini yapmak zorundayız. Onların tamamını kucaklamak zorundayız. Bunu yapacağız ve TBMM Başkanlığına bu konuda gerekli çalışmalarımızı yapıp vereceğiz." ifadelerini kullandı.

- "Özgürlükçü demokrasiyi bu ülkeye getirmek zorundayız"

CHP'nin bir ayrıcalığının daha olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Hiç kimse unutmasın, biz CHP'yiz. Bu ülkenin kuruluşunda, bu ülkede gerçekleşen bütün büyük devrimlerin altında bizim imzamız vardır. Bunu gururla söylüyoruz. Cumhuriyet kurulduğu zaman biz vardık, çok partili hayata geçildi, ne devrim oldu ne darbe oldu hiçbir şey olmadı. Normal seçimlerle ve çıkarılan yasalarla çok partili hayata geçtik. Sonra üçüncü devrimi gerçekleştirdik. Bir demokraside olmazsa olmazı, sosyal demokrasiyi bu ülkeye yine CHP getirdi. Sosyal demokrasinin çok önemli değerlerini ki başta rahmetli Bülent Ecevit'i bu topraklar yetiştirdi. Şimdi dördüncü büyük devrimi hep beraber yapmak zorundayız. Özgürlükçü demokrasiyi bu ülkeye getirmek zorundayız."

İki gün önce ABD Dışişleri Bakanlığının İnsan Hakları Raporu'nun yayımlandığına değinen Kılıçdaroğlu, "Aynı gün Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raporu yayınlandı. İki raporda da Türkiye'deki insan hakları ihlalleri bütün ayrıntılarıyla anlatıldı. Belki şunu diyebilirler 'Efendim onlar bizi sevmiyorlar.' Hayır arkadaşlar, onlar diyorlar ki 'Türkiye Cumhuriyeti batı uygarlığının bir parçası olacaksa ki biz olmasını istiyoruz, o zaman kendi ülkelerinde demokrasiyi yani tam demokrasiyi hayata geçirsinler. İnsan hakkı ihlalleri olmasın' diyorlar." şeklinde konuştu.

Kendilerinin de aynı şeyleri söylediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu: "İnsan hakkı ihlalleri olmasın Türkiye'de. Bunu savunacağız ve bunun gereklerini de yapacağız. Peki insan hakkı ihlalleri olmasa ne olur? Tam demokrasi olursa ne olur? AB'ye üye oluruz. Vizesiz her vatandaş Avrupa'ya gider. Şimdi diyorlar ki 'Haziran ayında vizeler kalkacak, mayıs ayına kadar şunları, şunları, şunları yapacağız.' Tam demokrasi için, AB'ye tam üyelik için hangi yasalar gerekiyorsa getirin, söz veriyoruz tamamına destek vereceğiz. Yeterki Türkiye'de özgürlükçü demokrasi olsun ama adım gibi biliyorum Sayın Davutoğlu bu yasaları parlamentoya getiremez. Neden? Çünkü ağabeyi izin vermez."

- "Karadeniz'de hakkettiğimiz oyu alamıyoruz"

Kılıçdaroğlu, "Karadeniz'in birçok olağanüstü yapısı vardır ama Karadeniz'in bir özelliği daha var. Karadeniz'de hakkettiğimiz oyu alamıyoruz." dedi.

Kul hakkı yemediklerini, insan haklarına saygılı olduklarını ve hukukun üstünlüğüne inandıklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Bizim gibi düşünmeyen insanların da düşüncelerini özgürce dile getirmelerini savunuruz. Kadın erkek eşitliğini savunuruz. Her evde huzur, bereket olmasını isteriz. Herkesin güçlü olmasını isteriz. Güçlü bir sosyal devlet olsun isteriz. Her bölgenin özelliğine göre devletin sosyal, ekonomik politikalar geliştirmesini isteriz. Her sorunun çözümü için oturur kafamızı yorarız, bilim adamlarını çağırırız, bütün çevreleri dinleriz ve çözüm üretiriz ama hakkettiğimiz oyu almayız."

Kılıçdaroğlu, Karadenizlilerden CHP'ye daha fazla kulak kabartmalarını istedi.

Bölgede fındık ve çayda yaşanan sorunlara dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Sorunlara çözüm üretiriz. Hiç kimseye ödün vermeyen, kendi üreticisini, çiftçisini düşünen CHP yapar, diğerlerinin hepsini atın çöp sepetine, yapamazlar. 14 yılda yapsalardı yaparlardı. Hepsini bir yıl içinde yaparız ve bitiririz. Çünkü biz kendi ülkemizin insanının kazanmasını isteriz, başkalarının değil." ifadelerini kullandı.

- "Kimin yönettiği belli değil Türkiye'yi"

Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıkların kaldırılması tartışmalarına ilişkin ise şu görüşlerini paylaştı:

"Dokunulmazlıklar Meclis'e geliyor. Dedik ki 'Arkadaş sen dokunulmazlıkları kaldırmak istiyorsan gel, adam gibi kaldıralım.' Anayasanın 83. maddesini değiştirelim. Ne dokunulmazlığı? 'Kürsü dokunulmazlığı.' Evet. Milletvekili ister Meclis'te, isterse Trabzon'da, ister Hakkari'de, ister Tekirdağ'da konuşsun, dokunulmazlığı olsun, eyvallah. Hiç itirazımız yok ama hırsızın Meclis'te ne işi var? Vatandaş oy veriyor ki 'Bana hizmet et' diye. Adı üstünde vekil. Kimin vekili? Milletin vekili. Kendi cebinin vekili değil ki. Gel kardeşim dokunulmazlıkları kaldıralım. Bakanların da dokunulmazlığını kaldıralım. Efendim 'Bakanlar olunca onlar olmaz.' Niye olmaz? Niye bakanlar olmaz ben söyleyeyim, yolsuzluğu yapan asıl aktör bakandır arkadaşlar. Milletvekili Meclis'tedir, milletvekili bakan değil ki. Ödeneklerin harcanmasına, ihalelerin yapılmasına kararı milletvekili vermez, bakan verir. Yolsuzluk yapılırsa zaten bakan yapar. Bakanın izin vermediği bir yerde zaten yolsuzluk olmaz. Kaldıralım bakanların dokunulmazlığını, 'Olmaz efendim, bakan olunca olmaz.' Niye olmaz? Çünkü onlar yolsuzluk yapıyorlar. Yolsuzluk yapanları koruyanlar, yolsuzluk yapanların ortaklarıdır. Herkes bunu iyi bilmelidir."

Katılımcılara "Neden korkuyorlar?" diye soran Kılıçdaroğlu, "Çünkü bazı bakanlar, terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmışlardır, ondan korkuyorlar. Açık ve net söyledim, 50 sefer de TBMM'de kürsüde söyledim. Adalet ve Kalkınma Partisi terör örgütlerine yardım ve yataklık yapan bir partidir, gayet açık ve net söylüyorum. Her konuda beni mahkemeye verirler, bir şey söylerim, hemen mahkemeye verirler. Ben de çıkarım kürsüye derim ki 'Vermezseniz namertsiniz, verin.' Hiç korkmam, hiç çekinmem ama işin garip tarafı ne biliyor musunuz? Ben 'Bu bakanlar terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmıştır' diyorum, adamların ağzında bir bant, hiç sesleri çıkmıyor, hiç beni mahkemeye vermiyorlar." dedi.

Bunun ağır bir suçlama olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Çok ağır bir suçlama. Türkiye Cumhuriyeti'nde bakanlık koltuğunda oturacaksın, başbakanlık koltuğunda oturacaksın, ben sana diyeceğim ki 'Sen terör örgütlerine yardım ve yataklık yapıyorsun', beni mahkemeye vermekten korkacaksın. Niçin? Terör örgütlerine yardım ve yataklık yaptıklarını onlar da biliyor çünkü, mahkemeye verdiklerinde bütün delilleri bürokrasiden onların önüne getireceğim. Korkuyorlar. O nedenle bakanların dokunulmazlıklarını istemiyorlar. Şimdi milletvekillerinin dokunulmazlığı kalkacak, Ahmet Davutoğlu'nun dokunulmazlığı kalkmayacak. O dokunulmaz. Ne biçim dokunulmazlığı kaldırmak? Hani sen 'hodri meydan' diyordun. Arkadaş, 'hodri meydan' diyorsan, 'Önce ben dokunulmazlığımı kaldırıyorum ey Kılıçdaroğlu gel destek ver' diyeceksin. Verebilir mi? Veremez, ağabeyi izin vermez. O nedenle söylüyorum Türkiye Cumhuriyeti'nde ciddi bir yönetim boşluğu var? Kimin yönettiği belli değil Türkiye'yi."

Herkesin görevi olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "CHP olarak bizim bir sorumluluğumuz var. Bu ülkenin geleceği aydınlık olmak zorundadır. Biz çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakmak zorundayız. Hep beraber çalışacağız, güzel Türkiye'yi, yaşanacak bir Türkiye'yi birlikte inşa edeceğiz." diye konuştu.

Trabzon CHP Gençlik Kolları İl Başkanı Dursunali Temel, Kılıçdaroğlu'na, Trabzonspor atkısı ve adının yazılı olduğu forma hediye etti.

Programın ardından Kılıçdaroğlu, Trabzon Havalimanı'ndan Ankara'ya hareket etti.