'Komşudaki kriz Türkiye'yi yaktı'
Yayınlanma:
Güncelleme:
Yunanistan'daki kriz Türkiye'nin AB umutlarını bitiriyor.
Yunanistan'da patlak veren krizin Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme ihtimalini iyice azalttığı belirtiliyor. Reuters'ta Martin Hutchinson imzasıyla yer alan 'Türkiye'nin daha iyi olmak için şansa ihtiyacı olacak' başlıklı analizde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son yıllarda ekonomik olarak iyi bir iş çıkardığına dikkat çekildi.
Analizde şu görüşlere yer verildi: “Erdoğan'ın hem yeteneğe hem de şansa ihtiyacı var. Türk Başbakanı iktisadi olarak iyi bir iş çıkardı.
Hükümetin hesap açığını sabitledi ve krizden önce azımsanmayacak bir büyümeyi yönetti. Fakat 2002 yılından beri iktidarda olan Erdoğan'ın AKP'si dışarıdan yardım almadan bazı zorlu iç problemleri halletmek zorundaydı. Ekonomi felaket durumda değil. Kriz oldukça derin, enflasyon ve işsizlik oranları endişe verici ama Türkiye'nin bütçe açığı hâlâ kontrol altında. Küresel ekonomi iyileşme sürecine girerken, büyüme devam edecek.”
AKP'NİN OYU YÜZDE 29.5'E İNDİ
Martin Hutchinson, Yunanistan krizinin Türkiye'nin zaten oldukça sönük olan Avrupa Birliği'ne girme ihtimalini iyice kararttığını kaydederek bu iddiasının gerekçelerini şöyle sıraladı: “Üyelerine maddi destek vererek krizden kurtarma endişesi yaşayan AB, fakir, yüksek nüfuslu ve büyük bütçe açığı zaafı olan bir ülkeye izin vermeyecektir. Üyelik -hükümet tarafından gelişmeye destek ve seküler muhalefet tarafından hükümetin İslamcı yaklaşımına bir engel olarak hoş karşılanan- muhtemel değil. Kriz doğal olarak Erdoğan Hükümeti'nin popülaritesini azalttı. Ak Parti'nin 2007'de yüzde 47 olan takdir oranı, Ocak ayında 29.5'e geriledi. Bu şartlar altında bu gerileme anlaşılabilir. Ancak hükümete muhalefet olanlara kaçınılmaz bir biçimde güç veriyor.”
TUTUKLAMALAR KRİZ ÇIKARABİLİR
Üst düzey subayların darbe planı kapsamında tutuklanmasının bir krizi ortaya çıkarabileceği iddia edilen analizde, bu mücadelenin Erdoğan'ın ekonomik reformları ileri sürmek için kullanacağı siyasi gücünü tükettiği belirtiliyor.
“Erdoğan'ın Türkiye'nin radikal komşularıyla olan ilişkilerini kuvvetlendirmesi, petrol üretmeyen ulusların durumu kötü olduğu için ekonomik beklentilere yardım etmeyen Türkiye'nin geleneksel müttefiki ABD'yi rahatsız ediyor” denilen analizde, Çin ve Doğu Asya ile yakın ilişkilerin Türkiye ekonomisine yardım edebileceği ancak 2008'de 12.8 milyar dolarlık Çin-Türkiye ticaretinin Çin lehine oldukça dengesiz olduğu ve Çin'in Türkiye'ye doğrudan yatırımının Eylül 2009'da sadece 313 milyon dolar seviyesinde bulunduğu vurgulanıyor.
Analizde şu görüşlere yer verildi: “Erdoğan'ın hem yeteneğe hem de şansa ihtiyacı var. Türk Başbakanı iktisadi olarak iyi bir iş çıkardı.
Hükümetin hesap açığını sabitledi ve krizden önce azımsanmayacak bir büyümeyi yönetti. Fakat 2002 yılından beri iktidarda olan Erdoğan'ın AKP'si dışarıdan yardım almadan bazı zorlu iç problemleri halletmek zorundaydı. Ekonomi felaket durumda değil. Kriz oldukça derin, enflasyon ve işsizlik oranları endişe verici ama Türkiye'nin bütçe açığı hâlâ kontrol altında. Küresel ekonomi iyileşme sürecine girerken, büyüme devam edecek.”
AKP'NİN OYU YÜZDE 29.5'E İNDİ
Martin Hutchinson, Yunanistan krizinin Türkiye'nin zaten oldukça sönük olan Avrupa Birliği'ne girme ihtimalini iyice kararttığını kaydederek bu iddiasının gerekçelerini şöyle sıraladı: “Üyelerine maddi destek vererek krizden kurtarma endişesi yaşayan AB, fakir, yüksek nüfuslu ve büyük bütçe açığı zaafı olan bir ülkeye izin vermeyecektir. Üyelik -hükümet tarafından gelişmeye destek ve seküler muhalefet tarafından hükümetin İslamcı yaklaşımına bir engel olarak hoş karşılanan- muhtemel değil. Kriz doğal olarak Erdoğan Hükümeti'nin popülaritesini azalttı. Ak Parti'nin 2007'de yüzde 47 olan takdir oranı, Ocak ayında 29.5'e geriledi. Bu şartlar altında bu gerileme anlaşılabilir. Ancak hükümete muhalefet olanlara kaçınılmaz bir biçimde güç veriyor.”
TUTUKLAMALAR KRİZ ÇIKARABİLİR
Üst düzey subayların darbe planı kapsamında tutuklanmasının bir krizi ortaya çıkarabileceği iddia edilen analizde, bu mücadelenin Erdoğan'ın ekonomik reformları ileri sürmek için kullanacağı siyasi gücünü tükettiği belirtiliyor.
“Erdoğan'ın Türkiye'nin radikal komşularıyla olan ilişkilerini kuvvetlendirmesi, petrol üretmeyen ulusların durumu kötü olduğu için ekonomik beklentilere yardım etmeyen Türkiye'nin geleneksel müttefiki ABD'yi rahatsız ediyor” denilen analizde, Çin ve Doğu Asya ile yakın ilişkilerin Türkiye ekonomisine yardım edebileceği ancak 2008'de 12.8 milyar dolarlık Çin-Türkiye ticaretinin Çin lehine oldukça dengesiz olduğu ve Çin'in Türkiye'ye doğrudan yatırımının Eylül 2009'da sadece 313 milyon dolar seviyesinde bulunduğu vurgulanıyor.
Güncel
