Kronik akciğer, astım ve KOAH hastalarına 'çöl tozu' uyarısı

Kronik akciğer, astım ve KOAH hastalarına 'çöl tozu' uyarısı
Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, "Akciğer ve kalp hastalığı olan insanlarda çöl tozlarının solunması ayrıca ciddi başka hastalığın alevlenmesine neden olabilir." dedi.

Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, Türkiye'de hafta sonuna kadar etkili olacak çöl tozuna ilişkin, "Akciğer ve kalp hastalığı olan insanlarda çöl tozlarının solunması ayrıca ciddi başka hastalığın alevlenmesine ve ağırlaşmasına neden olabilir. Onun için özellikle kronik akciğer hastası olanlar, astım ve KOAH hastalarının dikkatli olmaları gerekiyor." dedi.

Prof. Dr. Dağlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, meteorolojinin çöl tozunun Türkiye'de etkisini sürdüreceğine yönelik bir uyarıda bulunduğunu, daha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu etkisi altına alacağının bildirildiğini fakat bu tozların İstanbul'a da ulaşmasının söz konusu olduğunu söyledi.

Daha önceki yıllarda da çöl tozunun etkisiyle gökyüzünün renginin değiştiğini ve arabaların üzerinde tozların biriktiğini anımsatan Dağlı, şu bilgileri verdi: "Çöl tozları, nefes borularının içerisinde girme özelliğinde olabilen küçük tanecikler. Akciğerin içerisinde 2,5-10 mikron arasındaki tanecikler girebiliyor. Bu taneciklerin üstünde bir toz değil kum kristalleri var. Kum kristalleri de silika içeriyor. Akciğerin içerisine bu kum taneciklerinin girmesi bir zedelenmeye yol açıyor. Bunlar çok minicik tanecikler, kum tanesinin çok çok küçüğü. 2,5 mikron çapında olanlar akciğerde zedelenmeye yol açıyor. Bu silika adı verilen kristal taneciklerinin yaptığı zedelenme dışında bu çöl tozları gökyüzünde asılı bulunarak atmosferin içerisine dağıldıkları zaman kendi mineral özelliği dışında da başka tanecikleri üzerinde taşıyorlar. Yani bir nevi mikroplara, küf mantarlarına taşıyıcı araç meydana getirmiş oluyorlar."

Dağlı, çöl tozlarının büyük mesafeler katedebildiğini, yapılan araştırmaların bu taneciklerin Arap yarımadasından kalkıp Avrupa'yı geçerek Atlantik Okyanusu'nu aştığını ve buralardan alınan mikrop örneklerinin aynı olduğunu gösterdiğini aktardı.

"Bazı ülkelerde görülen salgınlar bu tozlarla taşınmış"

Avrupa ülkelerinin bir çoğunun da çöl tozlarından etkilenebildiğine dikkati çeken Dağlı, "Bunlar ülkelerde hava kirliliğine neden olan trafik yoğunluğu ve ısıtma sistemlerinde kullanılan kömür tozları gibi zararlı partikülleri üzerinde taşıyarak daha zararlı hale geliyor. Bazen bu tozlar, akciğerin içerisinden emilip kan dolaşımına da üstünde taşıdıkları zehirleri ulaştırabiliyorlar. Bu tek başına bir mineral kristali olsa da akciğere zarar veriyor ama üstünde taşıdıklarıyla birlikte bir başka zararı daha oluyor." diye konuştu.

Dağlı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına yönelik tedbirler alınırken bu tozların üzerinde mikrop taşınma ihtimali olduğunu da bilmek gerektiğine işaret ederek, "Bu tozlar çok yükseklerde oldukları için Kovid-19 hastasının solunumuyla mikrop karışma ihtimali yok ama bazı ülkelerde görülen salgınların bu tozların üstünde taşınmış mikroplardan oluştuğu gösterilmiş." dedi.

"Akciğer ve kalp hastalarının bu tozları soluması başka hastalıkları alevleyebilir"

Çöl tozlarının bireylerde grip ve nezle gibi etki yapabileceğini belirten Dağlı, özellikle solunum sisteminin içerisine girmeyen 10 mikronun üzerindeki büyük taneciklerin "burun ve geniz akıntısı", "göz sulanması", "gözde kızarıklık" gibi belirtiler meydana getirebileceğini söyledi.

Prof. Dr. Dağlı, "Akciğer ve kalp hastalığı olan insanlarda çöl tozlarının solunması ayrıca ciddi başka hastalığın alevlenmesine ve ağırlaşmasına neden olabilir. Onun için özellikle kronik akciğer hastası olanlar, astım ve KOAH hastalarının dikkatli olmaları gerekiyor. Artık 'Evde kalın' demek giderek zorlaşıyor, uzun bir süredir evde kalınıyor ama şu andaki meteorolojik uyarılara göre hafta sonuna kadar bu tozların havada bulunacağını anlıyoruz. Bu yüzden dikkatli olmakta fayda var." uyarısında bulundu.

"Bu giderek artan bir sağlık sorunu haline geliyor"

Küresel iklim krizinin çöl fırtınalarında tozların dağılımıyla ilgili değişiklikler meydana getirdiğini aktaran Dağlı, şunları kaydetti: "Eski yıllarda bu kadar bildiğimiz, sık gördüğümüz durumlar olmamakla birlikte şimdi artmış fırtınalarla daha fazla çöl tozunun havalanması kuraklıkla toprağın daha kurumuş olması nedeniyle rüzgarla daha fazla miktarda toz yapıcı materyalin havaya karışmış olması gibi sorunlar da var. Bu giderek artan bir sağlık sorunu haline geliyor. Çünkü küresel iklim krizini durduracak herhangi bir şey yapmıyoruz, ciddi tedbirler almıyoruz. Bu çöl tozlarının giderek daha büyük miktarlarda, daha uzun mesafeleri katederek solunum sistemimize zarar verme ihtimalleri var."