Mahmutoğlu: Yeşil Yol'da 10 Cevapsız Soru

Mahmutoğlu: Yeşil Yol'da 10 Cevapsız Soru
Rize Mimarlar Odası Başkanı Mimar M.Mustafa Mahmutoğlu, “Yeşil Yol” Projesinin “gri” olduğunu ve Türk Halkının elinde kalan son “doğal mirasında” parsellenerek...

Rize Mimarlar Odası Başkanı Mimar Muhammet Mustafa Mahmutoğlu, “Yeşil Yol” Projesinin, bölgenin doğal ve ekonomik kaynakları ile birlikte değerlendirildiğinde, gerçeği görememek için ya kör yada cahil olmak gereken bir proje olduğunu kaydetti.

Rize Mimarlar Odası Başkanı Mimar Muhammet Mustafa Mahmutoğlu, bölgenin sosyo-ekonomik refahı için yapılacak tüm proje ve çalışmalara destek olmaya hazır olduklarını ifade ederek, “Yeşil Yol” Projesinde kamuoyunun bilgisinin sınırlı olduğunu; bölge halkının, Meslek Odaları’nın ve STK’ların görüşlerinin ısrarla alınmadığını, adında “yeşil” olan yol projesinin, aslında gayet “gri” olduğunu ve Türk Halkının elinde kalan son “doğal mirasında” parsellenerek, yeni imar alanlarının açılacağının ilan edildiğini iddia etti.

Mahmutoğlu yaptığı yazılı açıklamada, proje hakkında 10 sorunun cevapsız kaldığını ifade ederek sorulara cevap ararken, “Bölgemizde yürütülmekte olan ve kendisi kadar sorunları da devasa olan bu proje hakkında kamuoyumuzun bilgisi, ne yazık ve ne vahimdir ki ilgililerin basın açıklamaları ve yapılan toplantıların sosyal medyadaki fotoğrafları, haberleri ile sınırlıdır!” dedi.

İlgililerin basın açıklamalarından hareketle, objektif bir bakış ve teknik bir değerlendirme ile konuyu ele aldıklarında görünen manzaranın “’Yeşil Yol Projesinin’ mimarlarından ve aynı zamanda koordinasyonundan sorumlu olan, Doğu Karadeniz Bölge Kalkınma İdaresi (DOKAP) Başkanı Ekrem Yüce 31.08.2014 tarihli basın açıklamasında, bu projeyi şu cümlelerle tanımlamıştır: “Yeşil Yol Projesi toplamda 2 bin 600 kilometre uzunluğunda olup, bu proje ile Samsun’dan Batum’a kadar olan tüm yaylalarımızı ve turizm merkezlerini birbirine bağlıyoruz. Bu yolla birlikte 40 noktada turizm merkezleri oluşturulacak. Yani moteller, oteller, çim kayak tesisleri gibi bulunacakları bölgelerin coğrafi ve doğal özelliklerine göre tesisler oluşturulacak. Geçtiğimiz bu yol için 40 milyon TL aktarılmıştı. Her il için 5 milyon TL kullanıldı. Bu yıl tekrar 50 milyon TL aktarılacak. Çalışmalar hızlı bir şekilde devam ediyor. İnşallah 2018 yılında bu projeyi tamamlamış olacağız”

Yeşil yol projesinin koordinatörü olan DOKAP başkanının, proje hakkında ki bu açık ve net tanımı ; adında “yeşil” olan bu yol projesinin, aslında gayet “gri” olduğunu ve Türk Halkının elinde kalan son “doğal mirasında” parsellenerek, yeni imar alanlarının açılacağının ilanı değil midir ?” olduğunu belirten Mahmutoğlu, şunları kaydetti:

Projenin Değerlendirilmesi ve Öneri

Bu gibi projelerin değerlendirilmesinde en sağlıklı yöntem dünya üzerinde benzer coğrafyalarda nelerin yapıldığına bakmaktır. Doğu Karadeniz bölgemiz için dünya üzerinde karşılaştırma yapmamız amacıyla örnek alabileceğimiz yer coğrafi yapısı itibariyle dağlık ve kırsal yerleşimin yoğun olduğu İsviçre’dir.

“Davos” ve benzeri dünya çapında uluslararası büyük turizm organizasyonlarının düzenlendiği İsviçre’de böyle bir yol projesi var mıdır ? Ve, bu projeyi İsviçrelilere kabul ettirebilir misiniz ?
Birinci     sorunun cevabı; Avrupa’da “eko-turizmin” odak merkezi olan İsviçre’de Alp Dağları üzerinde ki yüksek plato ve yaylaları bu şekilde tahrip edecek bir yol projesi yoktur. İkinci sorunun cevabını da sizlerin sağ duyusuna bırakıyorum…

Peki İsviçre’de “doğanın bütünlüğü korunarak”, özellikle Alp dağlarında gerek turizm gerekse insani amaçlı ulaşım nasıl sağlanıyor ? Bu sorunun cevabı için en güzel örnek; aşağıdaki fotoğraflarda da görüleceği üzere, İsviçre'de 2.070 mt rakıma sahip ve yılın büyük bir bölümünde karla kaplı olan Pilatus dağında uygulanan "Dişli Raylı Demiryolu" (Rack Railway) adlandırılan ulaşım sistemidir !

1.20150103231447.jpg

Yeşil Yol Projesinin cevapsız soruları :

1-Bu proje ile öngörüldüğü şekilde; Samsun’dan başlayıp Batum’a kadar 2600 kilometre kesintisiz gidecek bir karayolunu kullanan turizm şirketleri ve turistler güzergah üzerindeki bir çok şehre uğramayacak demektir ki bu, şehirlerin turizm ekonomisi açısından yoksullaşması demek değil midir ?

2- Bu 2600 kilometreden çıkacak tonlarca metre küplük toprak hafriyatı ; yaylaların flora (bitki çeşitliliği) ve faunasını (canlı çeşitliliği) bozmayacak mıdır ? Bununla birlikte, bu çıkan hafriyat nasıl değerlendirilecektir ?

3- Bir yıl içerisinde bu güzergahtan 10 bin aracın geçeceğini varsayarsak, oluşacak çevre kirliği ve bu araçlar için gerekli akar yakıt istasyonlarının yaylalarda kurulacak olmasının neden olacağı çevre sorunları nasıl açılacaktır ?

4- Bu yol ortalama 2000 – 2500 mt irtifadan geçeceğine göre orman sınırından geçilecek demektir ki buda binlerce ağacın ortadan kaldırılmasını gerektirmeyecek midir?

5- Bu güzergah üzerinde, yıl içerisinde 5-6 mt kar yağan ve geçilmesi zor doğal geçitler vardır ve bunların nasıl aşılacağı açıklanmamaktadır .

6- Anadolu’muza özgü “Yayla Kültür” üzerine olası etkileri değerlendirilmeden yürürlüğe konulan bu proje yaylacılığı sonlandırmayacak mıdır ?

7- 2600 kilometrelik karayolu üzerinde kurulacağı açıklanan tesis ve oteller, Erzurum Palandökende olduğu gibi bölgenin halka kapanmasına ve ekonomik yönden güçlü firmaların bölgede hakimiyet kurması, bölge esnaf ve sanatkarını olumsuz etkilemeyecek midir?  

8- Yeşil projesi için neden bağımsız kuruluşlara bir ÇED Raporu hazırlatılmamıştır ?

9- Yeşil Yol projesi güzergahında bulunan İspir ilçesinde ki zengin altın madeni yataklarının işletmeye açılması ile bu projenin bir bağlantısı var mıdır ? Çünkü altın madenciliği “siyanür” demektir.

10-Bence en önemli  soru; bölge halkının, Meslek Odaları’nın ve STK’ların görüşleri neden ısrarla alınmamaktadır ?

Yazımın başlığında da ifade etmiş olduğum üzere bu projenin kod adı “yeşil yoldur.” Proje bölgenin doğal ve ekonomik kaynakları ile birlikte değerlendirildiğinde, gerçeği görememek için ya kör yada cahil olmak gerekir.

Özetle Rize Mimarlar Odası olarak, bölgemizin sosyo-ekonomik refahı için yapılacak tüm proje ve çalışmalara destek olmaya hazırız. Ancak yukarıda da ifade etmiş olduğum üzere yapılacak tüm proje çalışmaları dünya ve bölge gerçeklerinden uzak, aklın ve bilimin aydınlattığı yolun dışında olmamalıdır.