Miraç Kandili 5 Haziran'da

Miraç Kandili 5 Haziran'da
5 Haziran Çarşamba gününü 6 Haziran Perşembe’ye bağlayan gece Miraç Kandil Gecesidir...

Peygamberimiz’in (s.a.s) Yüce Allah’ın huzuruna yükseldiği en manalı ve en büyük mucizelerden biri olan Miraç Kandili’nin 5 Haziran Çarşamba gününü 6 Haziran Perşembe’ye bağlayan gece olması nedeniyle bu müstesna günün iyi değerlendirilmesi istendi.

Malatya’nın Kale İlçesi Bağlıca Camii İmam Hatibi Ekrem Özdemir’in hazırladığı “İsra ve Mir’aç” başlıklı hutbe Cuma’da okundu. Hutbe metni şöyle:

“İsra ve Miraç; hicretten bir buçuk yıl kadar önce Recep ayının 27. gecesinde, Peygamberimiz (s.a.s.)’in amcası Ebu Talip ile eşi Hz. Hatice’nin vefat ettiği, müşriklerin baskılarının arttığı, Taif ziyaretinde saldırıya uğrayıp sıkıntı çektiği, günden güne müşriklerin artan baskılarına dayanamayan bazı Müslümanların Habeşistan’a göç etmek zorunda kaldığı bir zamanda vuku bulmuştur. İşte böyle bir ortamda Yüce Allah (C.C.), Peygamberini adeta teselli edercesine miraç ile onurlandırmıştır. İsra ve Miracın, biz mü’minleri ilgilendiren yönü, mahiyetinden daha çok sonucu ve sonuçtan alınabilecek işaret ve mesajlardır. Peygamberimiz (s.a.s)’in, Yüce Allah’ın huzuruna yükseldiği en manalı ve en büyük mucizelerden biri olan Miraç, Resulullah’ın şahsında insanlığın önüne açılmış sınırsız bir yükseliş ufkudur. Bu hadisede; maddi ve manevi yükselişe, bütün saf duygulardan, her türlü kötülüklerden arınarak gerçek kulluğa, en yüce mertebeye işaret vardır. Miraç olayının, Müslümanlar için önemli sonuçlarından birisi de hiç şüphe yok ki, İslam dininin temel direği ve mü’minlere bir miraç hediyesi olan namazdır. Onun içindir ki, Mü’minin miracı olmuştur. Nasıl ki, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), miraçta vasıtalardan arınmış olarak, Yüce Mevla ile buluştu ise; mü’min de namazda vasıtasız, hiçbir aracıya gerek duymadan, doğrudan doğruya Rabbinin huzuruna çıkar, sadece O’na kulluk etme ve sadece Ondan yardım isteme fırsatı bulur. Öyle ise mü’min, günde beş vakit farz namazını dikkatle, şuur ve huşu içerisinde kılacak olursa, o namaz onun için bir Miraç olur.”

Hutbede daha sonra şu görüşlere yer verildi: “Miracın diğer bir önemli sonucu, Bakara Suresinin son iki ayetinin nazil oluşudur. “Amerrasulü” diye de anılan ve yatsı namazlarından sonra mihrabiye olarak okunan bu mübarek ayetle; ilahi emirler karşısında mutlak itaate yönelen mü’minlerin inançlarındaki sadakatleri ifade edilmektedir. Miracın bir başka sonucu ise, Hz. Peygamberin ümmetinden, Allah’a şirk koşmayanların affedileceklerinin va’d edilişidir. İnsan bilerek ya da bilmeyerek günah işleyebilir. İşlenen günahtan pişmanlık duymak ve Allah’tan af dilemek, bir daha günah işlememeye azmetmek kaydıyla, Allah-ü Teala, işlenen günahları affedebilir.

Böyle müstesna bir gece vesilesiyle Peygamberimiz (s.a.s)’e vahyedilen, insanlığı mutluluğa götürecek prensipleri de hatırlamak gerek. Çünkü Kur’an’da Miracın ruhi hallerinden söz edilirken; “Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti buyrulmaktadır. Vahyedilen bu hakikatleri şöyle özetleyebiliriz: Yalnız Allah’a ibadet etmeli, Ona hiçbir şeyi ortak koşmamalıyız, İsraf ve cimrilikten sakınarak kazancı yerinde harcamalı, ana-babaya iyi davranmalı, hısım-akrabaya, fakir ve yoksullara yardım etmeli, çocukları öldürmemeli, toplumu ve aileyi temelinden sarsan zinaya ve ona teşvik eden sebeplere yaklaşmamalı, İnsan hayatına saygı göstermeli, yetimlerin haklarını korumalı, verilen sözde durmalı, ölçü ve tartıda, her söz ve davranışta doğruluğa dikkat etmeli, hile yapmamalı, yeryüzünde kibir ve gurur taslayarak yürümemeliyiz. Bu sayılan prensipler, fert ve toplumun manevi huzuru, iyilik ve güzelliklerin kaynağı ve ahlaki seviyenin yükselmesi için gerekli olan vazgeçilmez prensiplerdir.”

Hutbenin sonunda şunlar belirtildi: “Bu geceyi ihya ederken, bu gecede vahyedilen üstün gerçeklere kulak vermeli, Miraç Kandili aydınlığını fırsat bilerek çeşitli sebeplerle kirlenip lekelenen kalplerimizi tövbe ve istiğfar ile temizlemeli, yüreklerimizi Allah’a ve Onun yarattıklarına karşı sevgi ile doldurarak iyi bir kul, olgun bir mü’min olmaya gayret gösterip ümmet için bolca dua etmeli, tüm huzursuzlukların bitmesi için içtenlikle Rabbimize yalvarmalıyız. Birlik ve beraberlik, kardeşlik ve yardımlaşma, sevgi ve saygı gibi duygularımızı pekiştirmesini Rabbimden niyaz ediyoruz.”