Mustafa Türkel İsyan Etti !

Mustafa Türkel İsyan Etti !
Çaykur genel müdürü İmdat Sütlüoğlu’nun Tek gıda Üyesi işçilerin istifa edip Öz gıda iş sendikasına geçmesi için uyguladığı baskıların her geçen gün artması Mustafa Türkel’i adeta isyan ettirdi.

Tek gıda İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, Beş yıl önce Çaykur işçisinin bölgeden kovduğu Öz Gıda İş Çaykur genel müdürü İmdat Sütlüoğlu’nun Grev kırıcılığı sonrası siyasal iktidarın yerel yöneticilerinin yeniden desteğini alarak 5 yıl sonra yeniden bölgeye gelerek Çaykur işçisine yönelik baskı ve tehdit uygulamalarına başladığını belirtti.

Türkel, Çay fabrikalarının müdür ve müdür yardımcılarına talimat vererek Tek gıda İş üyesi işçilerin sendikalarından istifa ettirtilmesi ve Öz Gıda İş’e geçirilmeleri için akıl almadık baskı yöntemleri uyguladığını söyledi.

Mustafa Türkel'in Açıklamaları:

Sütlüoğlu Çaykur’un 60 yıllık tarihinde görülmemiş bir baskı yöntemi uygulamaya koydu. Tarihinde ilk kez kadın işçileri Öz Gıda üyesi olamadığı için imalata ve vardiya sistemine soktu. Birçok işçinin görev yerlerini değiştirdi bazı işçileri ise il dışına sürgün etti. Birçok işçiyi ise sürgün etmekle tehdit hakkını arayan işçilerin ise iş akitlerini fesh ederek tazminatını ödemeden işten attı.

Her gün onlarca işçinin Mustafa Türkel’i arayarak yaşan baskıları aktarması Türkel’i adeta isyan ettirdi. Bütün bu yaşananlar sonrası Tek Gıda İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu’na “Kamu görevlisi olduğunuzu unuttunuz, yetkisiz sendikanın “ajanı” gibi davrandınız, SUÇ İŞLEDİNİZ!” diye seslenen Türkel,  İmdat Sütlüoğlu’nu, Anayasa ve yasaları alenen çiğneyen açıklamaları nedeniyle gerçek bir kamu yöneticisi gibi davranmaya davet etti.

Sütlüoğlu’nun hukuk tanımaz tavrını sert bir dille eleştiren Türkel şunları söyledi; “sn. Sütlüoğlu’ nu bir kamu görevlisi olduğunu unutmamaya çağırıyor, yasaları çiğneme özgürlüğü olmadığını hatırlatıyoruz! Halen Çaykur Genel Müdürlüğü görevini yapmakta olan Sn.İmdat Sütlüoğlu'nun grev uygulaması gününün ertesinden itibaren başlayan ve  Çaykur işçisi üyelerimizi ve camiamızı hedef alan açıklamaları artık sabır sınırlarını aşmıştır. Sütlüoğlu'nu her şeyden bir kamu yönetici olduğunu unutmamaya, beyanlarında yasal çizgiyi aşmamaya davet ediyoruz. Ve yine hatırlatıyoruz ki, bu ülkede hiç kimse yasaların üstünde değildir ve yasaları istediği gibi çiğneme özgürlüğü de yoktur.

Şimdi Sn. SÜTLÜOĞLU! BİZ SÖYLEYELİM, SİZ DİNLEYİN!

- ÇAYKUR işçisinin ekonomik çaresizliğinden yararlanıp yaptığınız grev kırıcılığı başarıya ulaştı diye TEKGIDA-İŞ’i ÇAYKUR’da bitirdiğinizi sanıyorsanız, avucunuzu yalarsınız.

- İpe sapa gelmez komplo teorilerinizle, TEKGIDA-İŞ’in Anayasa, yasa ve uluslararası hukuki metinlerle güvence altına alınmış bulunan grev uygulamasını “terörist” faaliyet gibi etiketlemek seviyesizliğine tepkisiz kalacağımızı da sanmayın. TEKGIDA-İŞ’ten ülkeye etap etap sadece hak ve özgürlük rüzgarı yayılır, bunu da iyi belleyin.

- Biz sizin ne olduğunuzu anladık, bütün kamuoyu da anladı. Siz misyon adamısınız. Göreviniz Öz- Gıda-İş’le birlikte ÇAYKUR’u çöpsüz üzüm haline getirip, özelleştirmeye hazırlamak.

- Öyle görünüyor ki; 21 Nisan sabahından itibaren görev ikinci aşamasına girdi. Çalışanları TEKGIDA-İŞ’ten istifa ettirip,  Öz Gıda-İş’e üye yapma operasyonu başladı. Bu operasyonun başında sizin olduğunuzu, yerel yöneticileri de tehdit edip işi bir an önce bitirmeye zorladığınızı bilmediğimizi zannetmeyin.

İMDAT SÜTLÜOĞLU SUÇ İŞLİYORSUN

- Ama anlıyoruz ki; sizin derdiniz, Genel Müdürü olduğunuz işletmeyi hukukla ve akılla yönetmek değil.

Bir defa şunu bir kez daha hatırlatalım. Suç işlediniz ve işliyorsunuz İmdat SÜTLÜOĞLU!

-Yasal bir grevi etkisiz hale getirmek için grev kırıcılığı yaptınız, SUÇ İŞLEDİNİZ!

-Sendikal hakların kullanılmasına engel oldunuz, SUÇ İŞLEDİNİZ!

-TEKGIDA-İŞ üyelerini zorla, tehditle Öz Gıda-İş’e üye yaptınız, SUÇ İŞLEDİNİZ!

-Kamu görevlisi olarak anayasal tarafsızlık ilkesini ihlal ettiniz, SUÇ İŞLEDİNİZ!

-Kamu görevlisi olduğunuzu unuttunuz, yetkisiz sendikanın “ajanı” gibi davrandınız, SUÇ İŞLEDİNİZ!

ÇAYKUR işçisinin sendika seçme özgürlüğünü elinden aldınız, SUÇ İŞLEDİNİZ!

-Toplu sözleşme hakkını gasp ettiniz, SUÇ İŞLEDİNİZ!

Ve siz pervasızca bu suçları işlemeye devam ediyorsunuz.

20 Nisan’dan bu güne kadar sabrettik. Üyemize, kendimize ve elbette işveren tarafına da düşünmek, durum muhakemesi yapmak için zaman tanımaya çalıştık. Bu bekleyişin bizim gözümüzde bir tek adı var: KURUMSAL SAĞDUYU!

Ama sağduyu, sorumluluk gibi değerlerin yanından bile geçmeyenler, hukuk devletini “guguk devleti” sananlar, bunu aczimize yormaya kalktı. İşte buna katlanamayız. Sn. SÜTLÜOĞLU! Siz belki bilmeyebilirsiniz de, sizin büyükleriniz bizi iyi tanır. Gücümüzü de, mücadelemizi de iyi bilir.

Ancak, artık, krediniz bitti. Zaman tükendi ve Sn. SÜTLÜOĞLU’na soruyoruz! Siz kim oluyorsunuz da yasal bir grev kararını, “yasa ve meşruiyet” dışı ilan etmeye kalkıyorsunuz? Size bu yetkiyi, bu cüreti kim veriyor? Siz ÇAYKUR işçisinin, bu ülke insanların vergileriyle maaş alan bir kamu görevlisisiniz. Sizin ne haddinize grev üstüne söz söyleyip de işçiyi ve sendikayı suçlamak. Anayasal ve demokratik sistem içindeki yerinizi, sorumluluğunuzu bilin. Yetkinizi aşmayın.

Yeniden söylüyoruz: ÇAYKUR’da siyasi iktidarın, dönem yöneticilerinin ve yandaş sendikanın tüm manevralarına karşı 4 yıl direndik ve hakkımız olan yetki belgesini aldık. Gerekirse BİR BEŞ YIL DAHA DİRENİRİZ VE DİRENECEĞİZ DE.

Ve biz bunu, hukuktan, meşruiyetten milim sapmadan yaptık. YİNE YAPACAĞIZ!
Size ÇAYKUR’u ve ÇAYKUR işçisini yem etmeyeceğiz. Neyle gelirseniz gelin, hangi yasa dışı yöntemlere başvurursanız başvurun, hepsini de yeneceğiz. ÇAYKUR, TEKGIDA-İŞ’LE VAROLACAK.

Çünkü, hukuken ve ahlaken doğru olan biziz. Haklılığın verdiği inanç ve güvenle yolumuza devam edeceğiz.

Çiğnediğiniz her yasa, işlediğiniz her suç için yargı mekanizmasını harekete geçiriyoruz. Hukuk önünde hesap vereceksiniz. TAKİPTEYİZ VE BİZ, BİZE YAPILANI HİÇ UNUTMAYIZ! diyen Türkel ,Çaykur işçisine de ‘onuruna ,Grevine,iradene sahip çıkma zamanındır diyerek şöyle seslendi.

Son bir söz de ÇAYKUR işçisine!

Biz 60 senedir buradayız. Seninle beraberiz. 60 senede bir kez greve gittik. Anlayabildiğimiz nedenlerle greve gitmek istemedin. Ama artık düşünme değil, karar verme zamanı. Son beş yıldır yaşananları bir kez daha anlatmayacağız. Hepsini bizzat yaşadın. Mesele zaten yararlandığın kamu protokollerine imza atmakla bitseydi, bu, işin kolay yanıydı. Sendikan zoru seçti, bunca yılın kaybını telafi etmek için sana daha fazla hak alabilmek için direndi, bunu da unutma. Şimdi;

Ya TEKGIDA-İŞ’ten yana tercihini yapıp, geleceğini kendi ellerinle kurtaracaksın. Ya da baskılara boyun eğip, sadece bu günü kurtaracaksın.

Ya toplu sözleşme hakkımı istiyorum diye haykıracaksın ya da susup, bu utançla yaşamaya devam edecek, çoluk çocuğunun yüzüne bile bakamaz hale geleceksin. Yarın torunların bile bu hikayeyi anlatacak.

Ya boyun eğmeyi seçip, özgürlüğünü ve ekmeğini kaybedeceksin. Ya direnip, “YETER ARTIK” diyeceksin. “YETER ARTIK SÜTLÜOĞLU!, ben senin kölen değilim, benim sendikal haklarımı elimden alamazsın” diyeceksin.

Onurlu olan direnmek. BİZ DİRENİYORUZ VE GÜCÜMÜZÜN SON DAMLASINA KADAR  DİRENECEĞİZ. TOPLU SÖZLEŞME HAKKIMIZIN ELİMİZDEN ALINMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ.

KARAR SENİN! GREVİNE, SENDİKANA, SÖZLEŞMENE, ONURUNA VE İRADENE SAHİP ÇIKIP ÇIKMAMAK SENİN SEÇİMİN.

TEKGIDA-İŞ, SENDİKASINA VE KENDİNE GÜVENEN ÜYELERİYLE MÜCADELEYE DEVAM EDECEK

ÇÜNKÜ BU MÜCADELE, TÜM DEMOKRASİ VE HUKUK DEVLETİ SEVDALILARININ MÜCADELESİ.