"Neden Bahçeli, Cumhurbaşkanımızın Yardımcısı Olmasın"

"Neden Bahçeli, Cumhurbaşkanımızın Yardımcısı Olmasın"
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, referandum sürecinde AK Parti-MHP ittifakından memnuniyet duyduğunu belirterek, "Neden Sayın Bahçeli,...

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, referandum sürecinde AK Parti-MHP ittifakından memnuniyet duyduğunu belirterek, "Neden Sayın Bahçeli, Cumhurbaşkanımızın yardımcısı olmasın? Neden MHP'li arkadaşlardan da bakanlar olmasın" dedi.

Başkan Gökçek, katıldığı bir televizyon programında, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Program başlamadan hemen önce aynı kanalda "Öteki Gündem" adlı programın uzaylılarla ilgili tanıtımına atıfta bulunan Başkan Gökçek, "Programa girmeden önce sizin reklamları seyrediyorduk, "uzaylılar" diyor. "Dünyadaki bazı insanlarla deney yapıyorlar" diyor. Kesin yapıyorlar. Bizde de denek olarak Sayın Kılıçdaroğlu'nu aldıklarından hiç şüphem yok" diyerek esprili bir başlangıç yaptı.

"Bu polemiklerinizde Sayın Kılıçdaroğlu, cevaplarını kamuoyu önünde pek paylaşmıyor hiç? Neden?" şeklindeki soruyu Başkan Gökçek, "O bir sefer denedi, aldı dersini. Bir daha ebedi olmaz" diye cevaplandırdı.

"Bu ortasının olmaması neden ? Bazıları, sizi ya çok sempatik ya da çok antipatik buluyor. Bu sizi rahatsız etmiyor mu? Doğru yoldayım mı diyorsunuz?" sorusu üzerine ise Başkan Gökçek, şunları söyledi:

"Kesinlikle doğru yolda olduğuma inanıyorum. Çünkü tepki koyanlara bakıyorum. Tepki koyanların hepsi, benim inandığım şeylere düşmanlık yapan kişiler. Bakıyorsunuz direkt olarak ben neyle mücadele ediyorsam, onun katıksız savunucuları. Onun için ben doğru yoldayım diyorum. Mesela bir laf söylediğim zaman üstüme gelen tepkilere bakıyorum. O tepkilere baktığım zaman tepkiyi gösteren insanlardan doğru yolda olduğumu çok rahatlıkla görüyorum."

"O DOĞRUCU DAVUT DEĞİL, KENDİ DAVASINA DÜŞMANLIK YAPANLAR"

Başkan Gökçek, sunucunun "Zaman zaman kendi partiniz içindeki bazı kişilerle karşı karşıya geliyorsunuz" sözleri üzerine şu karşılığı verdi:

"Özellikle partide Cumhurbaşkanımızın otoritesini yok etmek, partiyi zaafa uğratmak, güya iyilik yapıyormuş, doğrucu Davut gibi, birtakım beyanatlar verenler var. O doğrucu Davut filan değil, solun söylediklerini söyleyerek doğruculuk taslayan, aslında kendi partisine ve kendi davasına düşmanlık yapan bir takım tipler var. Ben bunları bildiğim için kimlerle irtibatlarının olduğunu bildiğim için hiç çekinmeden tavır alıyorum ve bu tavırlarda da hiçbir zaman haksız çıkmadım."

BÜLENT ARINÇ'LA POLEMİK

Başkan Gökçek, Bülent Arınç'la girdiği polemiğin hatırlatılması üzerine, "Orada spontane bir olay gelişti ve bir ifade kullandım. Bana aktaran kişiyi (Hüseyin Gülerce) de aktardım. O kişi de Star'da açıklama yaptı. Yarın da zannediyorum "Televizyonda tekrar edeceğim" dedi. Dolayısıyla benim dışımda olan bir olay. Tekrar konuşup gündeme getirmek istemiyorum. Ciddiye almak istemiyorum yani" diye konuştu.

"HAYIR ÇIKACAK DİYEN KİM VARSA İDDİAYA GİRERİM"

Referandumla ilgili seçmenler arasında bir kafa karışıklığı, evetten hayıra ya da hayırdan evete dönebilecek seçmen olup olmadığı sorusuna Başkan Gökçek, "Evet deyip de hayıra dönen daha hiç kimseyi görmedim. Ama buna karşılık hayır deyip de evet diyen çok insan gördüm. Özellikle son günlerdeki gelişmeler, pek çok hayır diyen insanı evet dedirtti. Allah'ın izniyle benim arzum 60'ı geçmek. Şu anda biz Ankara'da yüzde 56'yı geçtik Elhamdürüllah ama ben diyorum ki seçime sonuna kadar bu 60'ı geçer" karşılığını verdi.

CHP'li Özgür Özel'in 4 puan farkla hayırların önde olduğunu söylediğini belirten Gökçek, "Hayırcılara buradan bir çağırıda bulunuyorum. Kesin hayır çıkıyor diyen kim varsa, gelsinler iddiaya girelim kamuoyunun önünde. Ben gün geçtikçe hayırcıların kırdığı potlar çoğaldıkça, evet oylarının arttığını görüyorum" dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce'nin gaflar yaptığını kaydeden Başkan Gökçek, enteresan bir yarış olduğunu belirterek, "Muharrem İnce bir taraftan, Metin Feyzioğlu bir taraftan, Kılıçdaroğlu bir taraftan hayır kampanyası yapıyor. Kampanyaların hiçbirinin diğeriyle ilgisi yok. Seçim sonrası, referandumdan evet çıktıktan sonra olası kurultaya hazırlık yapıyorlar" ifadelerini kullandı.

"DENİZ BAYKAL'A HAYRET EDİYORUM"

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın yeni cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili tepki çeken sözlerine değinen Başkan Gökçek, "Deniz Bey'den beklenmeyen bir şey. Son günlerde Deniz Bey'e hayret ediyorum. Ben aslında severim kendisini ama son zamanlarda kendini ispat zaruretine girdi. Niye böyle bir çabaya girdi bilmiyorum. Genel başkan adaylığı yok. Bir şey var ama anlayamıyorum. Aklıma geliyor, acaba bu FETÖ'cüler baskı mı yapıyorlar, ekranlara çıkacaksın diye, onu düşünüyorum" şeklinde konuştu.

"LOBİLERİMİZİ FETÖ'CÜLERE KURDURMUŞUZ"

Başkan Gökçek, Avrupa'daki Türkiye karşıtlığına da değinerek, "Avrupa'da bize bu kadar yüklenilmesinin altında yatan, doğrudan doğruya FETÖ'cüler" dedi. Gökçek, Türkiye'den kaçan FETÖ'cülerin çoğunun, Hollanda ve Almanya'ya sığınarak vatandaşlık aldıklarını ve belli kişilerin etrafında danışmanlık yapar hale geldiklerini söyledi.

Başkan Gökçek, Veyis Ateş'in, "Avrupa'da Amerika'da bizim lobimiz niye yok?" sorusu üzerine, "Bizim lobilerimizi FETÖ'cülere kurdurmuşuz. Yani dışarıya baktığımız zaman hepsi FETÖ'cü ve bunları Avrupalılarla temas kurdurup, devlet imkanlarıyla, kendi devletimize karşı düşman ettirmişiz, başka bir şey değil" dedi.

Gökçek, Avrupa'daki Erdoğan karşıtlığının ne zaman biteceği sorusu üzerine, FETÖ taraftarlarının pes etmeyeceğini belirterek, şöyle devam etti:

"FETÖ taraftarları her ufak olayı büyüterek, Türkiye ile Avrupa'nın arasının açık kalmasını temin etmeye çalışacak. Çünkü FETÖ artık Türkiye'den ümidi kesti. Hepsi yurt dışına kaçmaya başladı. Yakında büyük bir ihtimalle vatandaşlıktan da atılacaklar, çünkü o konuda bir hazırlık var. Dolayısıyla Türkiye'ye giremeyecekler. Türkiye'ye giremeyecek bu insanların tek umudu, Recep Tayyip Erdoğan'ı cumhurbaşkanlığından, devletin başından uzaklaştırmak. Bunun için de ne kadar çok düşman olursa o kadar ekmeklerine yağ sürülecek."

AK PARTİ-MHP REFERANDUM İTTİFAKI

Referandum sürecindeki AK Parti-MHP yakınlaşmasıyla ilgili soru üzerine, bu durumdan çok mutlu olduğunu ifade eden Başkan Gökçek, şöyle konuştu:

"Ben hatırlarsanız son 2-3 seneden beri ısrarla diyorum ki; MHP ile AK Parti beraber siyaset yapmalı. Aralarında nüanslar olabilir. Şunu çok arzu ediyorum, çok ümit ediyorum; yarın inşallah başkanlık sistemi gelecek. Geldikten sonra neden Sayın Bahçeli, Cumhurbaşkanımızın yardımcısı olmasın? Neden MHP'li arkadaşlardan da bakanlar olmasın? Neden Türkiye'yi özellikle bir milli cephe olarak beraberce götürmeyelim? AK Parti'nin bu oya ihtiyacı yok. AK Parti'nin birliğe ve beraberliğe ihtiyacı var. Kucaklamaya ihtiyacı var."

Referandumdan sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye teşekkür için ziyarete gideceğini de bildiren Gökçek, "Çünkü gerçekten Devlet Bahçeli devlet adamı. Yiğidi öldürecek, hakkını teslim edeceksin. Ne olursa olsun, devlet meselesi geldiği zaman, her zaman ağırlığını koydu" diye konuştu.

"HAYIR DİYENLERE KESİNLİKLE TERÖRİST DİYEMEYİZ"

Başkan Gökçek, "Referandumda hayır diyenlerin teröristlerle zaman zaman bir tutuluyor" algısıyla ilgili olarak, "Hayır diyenlere terörist diyemeyiz. Ama her terörist hayır diyor. PKK hayır diyor, DHKP-C "hayır diyeceksiniz" diyor, FETÖ her yerde "hayır diyeceksiniz" diyor. Almanya'ya Hollanda'ya gidiyorsunuz, Türkiye'nin dağılmasını isteyen ne kadar güç varsa, hayır diyor. En azından bu hayırcıların arasında bulunmamak lazım" şeklinde konuştu.

"AMERİKA'DA, AVRUPA'DA GAZETECİLERİN ÇOĞUNU FETÖ SATIN ALMIŞ"

Başkan Gökçek, Amerika'dan kısa süre önce davet edilen gazetecilerin, Cumhurbaşkanı ile görüştürülmedikleri şeklindeki tepkileriyle ilgili soru üzerine şunları söyledi :

"Amerika'da, Avrupa'da gazetecilerin çoğu, FETÖ tarafından satın alınmış vaziyette. Sade gazetecilik yapanlar da bunların etkisiyle devamlı Türkiye aleyhinde konuşuyorlar. Mesela 15 Temmuz'u bilmiyorlar. Ben özellikle yurtdışından bol miktarda gazeteci ve politikacı davet ediyorum ve onlarla da konuşuyorum. Aynı şekilde Amerika'dan da davet ettik. Buyurun gelin, size 15 Temmuz'u anlatacağız. Ayrıca siz ne istiyorsanız, buyurun gelin, sorun. Bu arada da "Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet, Bakanı, Dışişleri Bakanı, hangisi münasip olursa, vakitleri de uygun olursa sizi onlarla görüştürürüz" dedik. Zaten benle, Sayın Başbakan'la, Sayın Mehmet Şimşek'le, Devlet Bakanımızla, Adalet Bakanı ile görüştüler. Cumhurbaşkanı ile görüştüreceğim taahhüdünde bulunmadım. Yalan, külliyen yalan. Gönderdiğimiz yazılar var, göstersinler. Orada Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, bunlardan uygun olanları sizinle görüştüreceğiz diyoruz. Yani ben sana taahhüt mü vereceğim?"

"DAEŞ NİYE İSRAİlL'E TEK KURŞUN ATMIYOR DEDİM, RAHATSIZ OLDULAR"

Bir gazetecinin de 15 Temmuz sunumu sırasında "kendilerinin kapalı bir odaya kapatıldığını" yazdığını kaydeden Gökçek, "Kapalı oda dediği, home sinema. Seyrettirdikten sonra da lambaları yaktım" dedi.

Bakan Gökçek, sunum sırasında bazı ABD'li gazetecilerin kanlı sahnelerden hiç etkilenmediklerini, güldüklerini ve duygusuz davrandıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Sonra da DEAŞ'ın Suriye'deki durumunu sordular. Ben de DAEŞ'ın CIA ve Obama tarafından kurulduğunu, Clinton'ın bunu desteklediğini, ABD Başkanı Trump'ın söylediğini ifade ettim. Hemen atıldı bir tanesi, "Siz buna inanıyor musunuz?" dedi. Ben de "Koca ABD Başkanı yalan mı söylüyor? demek istiyorsunuz" dedim. Bozuldular. Gazetecilerin yarısından çoğu Trump'a karşıymış. Onun arkasından dedim ki; Benim DEAŞ konusunda çözemediğim şu konu var. DEAŞ İslami bir kuruluş olduğunu iddia ediyor, biz devlet olarak DEAŞ'ın İslami bir kuruluş olduğunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Öldürdüğü insanların tamamı Müslümanlar." "Dikkatinizi çekiyor mu İsrail'e tek bir kurşun, füze atmadılar. Yanlış anlamayın, "İsrail'i bombalasınlar" demiyoruz. Ama İsrail'in Müslümanlara karşıt olduğu belli, buna rağmen DEAŞ tesadüfen de olsa bir tane kurşun atmıyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?" dedim ses yok. Birisi oradan fırladı, "Biz buraya Cumhurbaşkanı'nı, Başbakan'ı dinlemeye geldik" dedi. "Müsait olanlarla konuşursunuz ama böyle fevri davranmanıza ne gerek var?" dedim. Sorduğum sual rahatsız etti. Bunun altından kalkamadılar."

Kaynak:IHA