“Reformlara Rağmen Hâlâ Obez Bir Devlet Yönetimine Sahibiz"

“Reformlara Rağmen Hâlâ Obez Bir Devlet Yönetimine Sahibiz"
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, " 15 yılda yaptığımız tüm reformlara rağmen hâlâ obez bir devlet yönetimine sahibiz....

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, " 15 yılda yaptığımız tüm reformlara rağmen hâlâ obez bir devlet yönetimine sahibiz. Pek çok hastalığın sebebi olan obezlikten devletimizi kurtarmamızın şart olduğu da bir gerçektir" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Ülkemiz ve milletimiz için her günümüzü her saatimizi her dakikamızı en güzel en verimli şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Türkiye'nin içeride ve dışarıda terör örgütleriyle onları gizli açık destekleyen güçlerle mücadele ettiği bir dönemde asıl hedeflerimizden, vizyonumuzdan taviz vermememiz gerekiyor. Ekonomi bunların başında geliyor. Yılın ilk 6 ayında elde ettiğimiz yüzde 5,1 oranında büyüme hem bize moral vermiş hem de uluslararası alanda ülkemize olan bakışı olumlu yönde değiştirmiştir. Şu anda toplam milli gelirimiz bakımından dünyanın 17'nci ekonomisiyiz. Şöyle küçük bir sıçrayışla, hamleyle kısa sürede 15'inciliğe yükselmememiz için hiçbir sebep yoktur. Ardından da asıl hedefimiz olan ilk 10'a doğru çalışmaya devam edeceğiz. İhracatımızdaki artış düzenli olarak sürüyor. Geçtiğimiz yıl 142,5 milyar dolarda kalan ihracatımız bu yıl en son Eylül ayı itibariyle yıllık bazda 153 milyar doları aştı. İstihdamda geçtiğimiz yıla göre 1 milyon 120 bin kişilik artışla tarihimizin en yüksek istihdam sayısı olan 29 milyona yaklaştık. Gençlerimiz ve kadınlarımız arasında çok daha hızlı şekilde gözlenen istihdama katılım düzeyinin yüksekliği sebebiyle henüz tek haneli oranlara ulaşamadık. İnşallah en kısa sürede bu hedefi de hayata geçirecek ve yakalayacağız" ifadelerini kaydetti.

"GETİRDİĞİMİZ YENİ SİSTEMLE REEL SEKTÖRÜN KREDİ KULLANMA ŞARTLARINI KOLAYLAŞTIRDIK VE KREDİ HACMİNİ GENİŞLETTİK"

"Turizmde geçtiğimiz yıldaki kayıplarımızı önemli ölçüde telafi etmeye başladığımız bir sezon geçiriyoruz" ifadesini kullanan Erdoğan, "Hedefleri turizmde de yakalayacağımıza inanıyorum. Aynı şekilde inşaat sektörü, beyaz eşya satışları, açılıp kapanan şirket sayısı gibi tüm veriler ekonomide olumlu yönde bir seyre işaret ediyor. Bankaların tüm direnişine rağmen ki bugün inşallah bunlarla ilgili çalışmalarımızı da olgunlaştıracağız. Getirdiğimiz yeni sistemle reel sektörün kredi kullanma şartlarını kolaylaştırdık ve kredi hacmini genişlettik. Her kesime yönelik geniş bir teşvik paketiyle bu rahatlamayı destekledik. Böylece piyasanın en büyük şikayeti olan nakit sıkışıklığının giderilmesi yönünde önemli bir adım atmış bulunuyoruz. Bu arada Merkez Bankası'ndaki döviz ve altın varlıklarından oluşan rezervimizde uzun bir aradan sonra 117 milyar dolar seviyesine çıkmış bulunuyor. Rezervlerimizi inşallah en kısa sürede daha önce ulaştığımız 135 milyar doların üzerine çıkaracağız. Kamu maliyesi politikasından elbette taviz vermeyeceğiz. Ama bunu büyümemizi engelleyecek milletimizi huzursuz edecek bir şekilde de asla yapmayacağız. Ekonominin her alanında yerli ve milli bir anlayışla daha fazla üretim, daha fazla istihdam, daha fazla ihracat, daha ileri teknoloji için çalışmayı sürdüreceğiz. Ülkemizi hedeflerine ulaştırana kadar bize durmak, dinlenmek yok" açıklamasında bulundu.

"GEÇTİĞİMİZ 15 YILDA YAPTIĞIMIZ TÜM REFORMLARA RAĞMEN HALA OBEZ BİR DEVLET YÖNETİMİNE SAHİBİZ"

2019 hazırlıkları çerçevesinde üzerinde dikkatle durulması gereken hususlardan birisinin de reform sürecinin kesintisiz devam etmesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu konuda önümüzde önemli fırsat vardır. Bilindiği gibi 2019 Kasımında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde yeni sisteme geçişi sağlayacak uyum yasalarının çıkartılması gerekiyor. 16 Nisan'da başardığımız yönetim sistemi değişikliğini önümüzdeki dönemde yönetim reformuyla taçlandırmalıyız. Uyum yasalarını aynı zamanda köklü bir yönetim reformu haline dönüştürerek ülkemize tarihi bir katkı daha yapabileceğimize inanıyorum. Şu gerçeği kabul etmeliyiz; geçtiğimiz 15 yılda yaptığımız tüm reformlara rağmen hala obez bir devlet yönetimine sahibiz. Devletin büyük olması, güçlü olması farklıdır. Obez olması, hantal olması, verimsiz olması daha farklıdır. Bizim devletimiz elbette büyük, güçlü olacaktır ama hantallığın kaynak ve zaman israfının daha pek çok hastalığın sebebi olan obezlikten devletimizi kurtarmamızın şart olduğu da bir gerçektir. Ancak bu şekilde devlet yönetimini daha sağlıklı daha etkin, daha hızlı, daha verimli hale getirebiliriz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş için gereken uyum yasalarını hazırlarken işte bu bakış açısıyla hareket etmeliyiz. Yoksa sadece Başbakanlığın ve Bakanlar Kurulu'nun adını Cumhurbaşkanlığı şu veya bu mevzuatın adını Cumhurbaşkanlığı kararnamesi olarak değiştirilmesi tek başına bizi bir yere götürmez. Bu rutin bir işlemdir. Bize lazım olan ise reform mahiyetindeki düzenlemelerdir. AK Parti'nin 15 yılda Türkiye'de böylesine köklü bir değişime imza atmasının gerisinde hiçbir zaman kaybetmediği o reformcu ruhu vardır. Yapısal dönüşümlere imza atma amacı taşımayan sadece günü kurtarmaya yönelik hiçbir adım bizim yol haritamız olamaz. Artık üzerine ciddiyetle eğilmemiz gerektiğine inandığım uyum yasalarıyla ilgili çalışmalarımızı bu yaklaşımla yürütmeli ve hayata geçirmeliyiz. Unutmayınız fırsatın kazası olmaz. Onun için önümüzdeki bu yönetim reformu fırsatını çok iyi kullanmalıyız."

"BU REFORM ÇABALARINDA BİZİ EN ÇOK UĞRAŞTIRACAK ENGEL YİNE ANA MUHALEFET PARTİSİ OLACAKTIR"

"Bu reform çabalarında bizi en çok uğraştıracak engel yine ana muhalefet partisi olacaktır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AK Parti olarak iktidara geldiğimiz günden beri ana muhalefet diye karşımıza çıkan anlayışın çapsızlığından, tembelliğinden, sığlığından şikayet ettik, hala da ediyoruz. Ana muhalefet partisinin bu hali bizim için ne kadar büyük bir şanssa, ülkemiz için o kadar büyük bir şanssızlıktır. Seçimlerden projelere kadar her konuda biz ana muhalefetle değil, kendi kendimizle yarışıyoruz. Öyle ki rehavete kapılmamak için başarı çıtasını sürekli yükseltiyoruz. En son Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu çıtayı yüzde 50'nin kadar çıkardık. Biz çalışmalarımızı önümüzdeki seçimleri değil, ülkemizin yarım asırlık bir asırlık geleceğini düşünerek yürütüyoruz. Bunun için de gerekirse gece gündüz çalışma pahasına ülkemize ve milletimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek mecburiyetindeyiz. Ancak öyle hadiselerle karşılaşıyoruz ki ne kadar üzerinde konuşmak istemesek ne kadar karşımızdakilerin cehaletine veya art niyetine bağlasak da milletimizle paylaşmadan olmuyor" ifadelerini kullandı.

(Pelin Üzek Kılıç - Derya Yetim / İHA)

Kaynak:IHA