Rize Büro Memur Sen'den Hak Arayışı

Büro Memurları Sendikası Rize Şube Başkanı Zafer Yücel Çetin, Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte düzenlediği basın açıklamasında yönetim kurulu adına açıklamada bulunarak, "Bugün burada, kamu çalışanlarının fazla mesai ücretlerinin, ikramiyelerinin, ek ödemelerinin ve performans ücreti ödemelerinin kaldırılmasını protesto etmek amacıyla basın açıklaması yapmak üzere toplandık." dedi.

Çetin yaptığı açıklamada bir çok konuya değinerek "Kamu görevlilerinin ekonomik, sosyal ve özlük haklarının iyileştirilmesi için mücadelelerine devam edeceklerini kaydederek şunları kaydetti:

İşte Büro Memurları Sendikası Rize Şube Başkanı Zafer Yücel Çetin'in Yönetim Kurulu Adına Yaptığı O Açıklamanın Tam Metni:

Değerli basın mensupları, kıymetli kamu çalışanlarımız,

KAMU GÖREVLİLERİNİN EKONOMİK, SOSYAL VE ÖZLÜK HAKLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ İÇİN MÜCADELEMİZ DEVAM ETMEKTEDİR:

Bir taraftan kamuda çalışanların kılık-kıyafet serbestliği ve başörtüsünün kamuda serbest bırakılması için 10 milyon imza kampanyamıza devam, öbür taraftan kamu çalışanlarının mali, sosyal ve özlük haklarının iyileştirilmesi ile ilgili mücadelemize Büro Memur-Sen olarak tüm gücümüzle devam etmekteyiz.

MEMURLARA ÇAY KAŞIĞI İLE VERİLEN ZAMLAR KEPÇE İLE GERİ ALINMAKTADIR:

Son bir yıl içinde doğal gaza, elektriğe ve akaryakıta ortalama yüzde 30’un üzerinde zam geldi. Buna rağmen kamu çalışanlarına ise 2013 yılı için sadece yüzde 6’lık komik bir zam yapıldı. Zorunlu olarak tüketmemiz gereken her ürüne ardı ardına gelen zamlar karşısında memurun aldığı zam, kartopu gibi eriyip gitti. Memura yapılacak yüzde birlik fazla zamla ‘ülke batar’ edebiyatı yapanlar, çalışanlara çay kaşığıyla verdiği zammı kepçeyle geri almaktadır.

MEMURLARA ÖDENEN FAZLA MESAİ ÜCRETİ, İKRAMİYE ve EK ÖDEMELER 31.12.2013 TARİHİ İTİBARİYLE SON BULMUŞTUR:

2 Kasım 2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 666 sayılı KHK ile Maliye, Gelir İdaresi, İçişleri, Adliye, Türkiye İş Kurumu ve Sosyal Güvenlik Kurumu ve hizmet kolumuza bağlı daha birçok kurumda çalışanların fazla mesai ücretleri, ek ödemeleri, ikramiyeleri ve performans ücretlerinin ödenmesine 31.12.2012 tarihi itibariyle son verilmiştir. Ülkemizde hizmet üreten en önemli kurumlarda çalışan kamu görevlilerinin mali haklarının bir kısmının ödenmesinin durdurulması açık bir hata ve adaletsiz bir uygulamadır. Birileri bu kurumlar için yanlış hesap yapmaktadır. Bu yanlış hesaptan ve adaletsizlikten bir an önce dönülmesi gerekmektedir.

Değerli basın mensupları, kıymetli kamu çalışanlarımız,

MEMURUN FAZLA MESAİSİNE, İKRAMİYESİNE, EK ÖDEMESİNE GÖZ DİKENLER VE BU ÖDEMELERİ KALDIRANLAR; ÜST GELİR GRUBUNDAKİ KİŞİLERE HİTAP EDEN BİREYSEL EMEKLİLİĞE YÜZDE 25 DESTEK VERMEKTEDİR:

Kamu görevlileri hakkında çıkartılan yasaların, çoğu zaman çalışanların aleyhine hükümler taşıdığını görüyoruz. Bunun en bariz örneği, kamu çalışanlarının mali haklarını düzenleyen 666 sayılı kararnamedir. “Eşit İşe Eşit Ücret” diyerek hazırlanan kararname, kamu çalışanlarını hüsrana uğratmıştır. Uygulamaya koyulan kararname ile; çalışanların fazla mesai ücretleri, ek ödemeleri, ikramiyeleri ellerinden alınmıştır. Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret en az 20 lira olması gerekirken ülkemizi yönetenlerin, saat başına verilen 1.45 lira fazla mesai ücretini bile kaldırmaları anlaşılır bir uygulama değildir. Memurun fazla mesai ücretine göz dikenler, toplumun üst gelir grubundaki kişilere hitap eden bireysel emekliliğe ise yüzde 25 destek vermektedir. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusudur. Toplumu bir bütün olarak düşünmesi gereken siyasi irade, yaptığı bu zıt uygulamalarla zenginin parasına para katarken, memuru ve ailelerini kendi kaderine terk etmekte, gittikçe fakirleştirmektedir. Fazla mesaiye kalan memurlara fazla mesai ücreti verilmemesi, bürokrasinin ve siyasi iradenin memurlara yönelik adaletsizliğinin somut bir göstergesidir. Biz kimseden lütuf beklemiyoruz. ‘Ekonomi büyüyor, Türkiye zenginleşiyor’ diyenlerden, çalışanların emeğinin karşılığını istiyoruz.

MEMURLARIN İŞ MOTİVASYONU, ÇALIŞMA ŞEVKİ CİDDİ ANLAMDA AZALMIŞTIR. MEMURLARIN FAZLA MESAİ ÜCRETİ, EK ÖDEMESİ VE İKRAMİSİYESİ GİBİ MALİ HAKLARI GERİ VERİLMELİDİR:

Devletin bel kemiğini ve omurgasını oluşturan Maliye, Gelir İdaresi, Adliye, SGK, Türkiye İş Kurumu ve İçişleri gibi kamu kurumlarında çalışanların, öteden beri iş yoğunlukları vardı ve bu yoğunluk bugün de artarak devam etmektedir. Kaldı ki bu kurumların birçoğunun mali ve adli sorumluluk riskleri de bulunmaktadır. Dolaysıyla hem mali ve adli sorumluluk riski hem de iş güçlüğü yönünden çalışanlarımız yıpranmaktadır. Bilhassa kamu harcamalarını finanse edecek vergi ve primleri tahsile yetkili kurumlar olması hasebiyle ve yine Adaletin dağıtıldığı kurumlar olması nedeniyle vatandaşımıza hizmet sunumunda bu kurumlarda çalışanların iş motivasyonunu ve çalışma şevkini ciddi anlamda bozan bu uygulamalardan derhal vazgeçilmeli ve kamu çalışanlarının hak ve alacakları üzerinde kimse yanlış hesap yapmamalıdır.

Kıymetli kamu çalışanlarımız,

NE HAZİNDİR Kİ; O GÜN YETKİLİ OLAN MALÜM SENDİKA GERÇEKLERİ GÖRMEZLİKTEN GELEREK FAZLA MESAİ, EK ÖDEME VE İKRAMİYELERİN DURDURULMASININ FATURASINI SENDİKAMIZA KESMEYE ÇALIŞMAKTADIR:

Geçen yıl toplu sözleşme sürecinde Memur-Sen’in yetkili olduğu hizmet kollarındaki kurumlarda elde edilen kazanımlar gören gözler için oldukça açıktır ve ortadadır. Ancak toplu sözleşmenin yapıldığı tarihte ve aynı zamanda fazla mesai, ikramiye, ek ödeme ve performans ücreti ödemelerinin kaldırılması kararı alındığı tarihte Büro Hizmet Kolunda yetkili sendika malüm sendika iken; ne hazindir ki o tarihte Büro Memur-Sen yetkili sendika olmamasına rağmen fazla mesai, ikramiye, ek ödeme ve performans ücreti ödemelerinin kaldırılması suçunun faili olarak sendikamız Büro Memur-Sen gösterilmek istenmekte ve çalışanları nezdinde itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Ama kamu çalışanları gayet iyi biliyor ki malüm sendika böyle davranmakla suçun faili olması hasebiyle kendisine ortak aramaktadır.

12 YIL BOYUNCA BÜRO HİZMET KOLUNDA YETKİLİ OLAN ve BU YETKİSİNİ YAKLAŞIK 8 AY ÖNCE KAYBEDEN MALÜM SENDİKAYA SORMAK İSTERİZ:

Geçen yıl ki toplu sözleşme sürecinde, 666 sayılı KHK’nin çıktığı 02 Kasım 2011 tarihinde ve bu tarihler öncesinde olmak üzere yaklaşık 12 yıldır yetkili sendika idiniz. Geçen yılki toplu sözleşme sürecinde ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu toplantısında büro hizmet kolunda yetkili sendika olarak fazla mesai ücretleri, ek ödeme ve ikramiyelerle ilgili hangi kazanımları elde ettiniz? Bu soruya verilecek cevabı olmayanlar kendilerinin yetkili olduğu dönemde kaldırılması kararı alınan kamu görevlerinin mali hakları için o gün sebep oldukları bu durumun farkında değilmiş gibi davranarak faturayı Büro Memur-Sen’e kesmeye kalkmaktadırlar. Ancak kamu çalışanları gerçekleri görmektedir.

Değerli basın mensupları, kıymetli kamu çalışanlarımız,

BÜRO MEMUR-SEN 8 AY ÖNCE EN ÇOK ÜYE KAYDEDEN SENDİKA OLARAK YETKİYİ DEVRALMIŞ VE HENÜZ YETKİLİ SENDİKA OLARAK TOPLU ÖZLEŞME MASASINA OTURMAMIŞTIR:

Biz Büro Memur-Sen olarak, tüm kamu çalışanlarına şunu söylüyoruz; Elbette kamu çalışanlarının tamamını temsil etmek istiyoruz. Hangi sendika çatısı altında olduğuna bakmaksızın tüm kamu çalışanlarının sendikalara üye olmasını ve böylelikle oluşacak büyük bir gücün siyasi irade ve hükümetler üzerinde daha etkili olmasının sağlanmasını istiyoruz. Bu nedenle siz kamu çalışanları yetkiyi 2012 yılının Haziran ayında sendikamız Büro Memur-Sen’e verdiniz. Yetili sendika olarak henüz bizler toplu sözleşme masasına hiç oturmadık. Bundan sonra yapılacak toplu sözleşmelerde ilk kez yetkili sendika olarak siz kıymetli kamu çalışanlarını temsilen toplu sözleşme sürecine katılacağız. 12 yıldır yetkili olanların başaramadığını bizim başaracağımızı ve Büro Hizmet Kolunda görev yapan memurların hak etmiş oldukları mali, sosyal ve özlük haklarını; Memur-Sen’in yetkili olduğu diğer hizmet kollarında aldığı gibi bizde yetkili sendika olarak geri alacağımızı belirtmek istiyoruz.

KAMU ÇALIŞANLARININ YAŞAM STANDARDINA, GELİR DÜZEYLERİ AZALTILARAK ASLA MÜDAHALE EDİLMEMELİDİR:

Kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerini öncelikli görev bilen ve bunun yanında hizmet sendikacılığını da önemseyen, ülkemizde insan haklarının herkes için geçerli olmasına inanan, özgürlüğün lütfedilen değil doğuştan hak sahibi olunan bir değer olduğunu düşünen bir anlayışla sendikacılık yapmaya çalışıyoruz. Hangi kurumda olursa olsun görevini özveriyle ve vicdanı ile yerine getiren hiçbir kamu çalışanının yaşam standardına hak ettiği gelir düzeyinin azaltılması suretiyle asla müdahale edilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Kurumlar arasında ya da kurumların içinde çalışma barışını bozacak, memurun motivasyonunu olumsuz etkileyecek yanlış uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Ülkenin kalkınmasında, refahın artmasında kamu çalışanının katkısı asla göz ardı edilmemelidir. Sosyal Devlet olmanın gerekleri yalnızca Anayasa metinlerinde yazılı olmamalı, aynı zamanda uygulanarak hayata geçirilmelidir.

NETİCE İTİBARİYLE BÜRO MEMUR-SEN VE YETİLİ SENDİKA OLARAK, YETKİLİ OLMADIĞIMIZ DÖNEMDE KALDIRILMASINA KARAR VERİLEN VE 2013 YILINDA YÜRÜRLÜĞE GİREN;

- 666 sayılı KHK ile elimizde alınan mali haklarımızın acilen iadesini istiyoruz.

- Kesilen fazla mesai, ikramiye, ek ödeme ve diğer mali haklarımızla ilgili gerekli düzenleme yapılmasını istiyoruz.

- Anayasal hakkımız gereği, kalkınan ve büyüyen ülkemizin kaynaklarından eşit ve adil bir şekilde yararlanmak istiyoruz.

- Bundan sonra kamu çalışanlarını ilgilendiren düzenlemelerin kapalı kapılar arkasında sadece bürokratlarla değil, kamu çalışanlarının temsilcileri olan biz sendikaların da içinde bulunduğu komisyonlar marifetiyle yapılmasını istiyoruz.

- Biz sadaka değil emeğimizin karşılığını istiyoruz.

Biz şimdiye kadar kamu çalışanlarının hak ve menfaatlerinin korunmasının yanı sıra millet iradesinin, hakkın, adaletin ve meşru özgürlüklerin yanında olduk. Kamu çalışanlarının mali, sosyal hak ve menfaatlerinin korunması ve daha iyi seviyeye çıkartılması için bundan sonrada yetkili sendika olarak var gücümüzle çalışacağız. Memurun kazanılmış hakkına, fazla mesai ücretine, ikramiye ve ek ödemesine göz dikenler kamu çalışanları nezdinde, milletin huzurunda ve toplumun vicdanında mahkum olacaklardır.

Sezai Karakoç’un dediği gibi:

Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak

Halbuki; Biz sussak tarih susmayacak

Tarih sussa hakikat susmayacak