Sadece Rize Değil Türk Futbolu Kazanır

Sadece Rize Değil Türk Futbolu Kazanır
Bugün, Mustafa Denizli'nin Rize'nin başına geçmesi, sadece Rize'ye, sadece birinci lig'e değil, Türk futboluna çağ atlatır. Türk halkının, hem birinci lige, hem futbola bakış açısını değiştirir.

Süper Lig’de...
13 şehir temsil ediliyor.
9 büyükşehir kulübü var.
***
Birinci Lig’de...
14 şehir temsil ediliyor.
11 büyükşehir kulübü var.
***
Üç büyükleri saymazsak...
Birinci Lig’in coğrafi ve nüfus açısından kapsama alanı Süper Lig’den daha büyüktür.
***
Bu sezon, Birinci Lig’de top koşturan takımların 14’ü, daha önce Süper Lig’de yer almıştı. 1959 senesinde, yani, ilk kez resmen ulusal lig kurulduğunda, bu takımların 5’i Süper Lig’deydi.
***
Aynı 1959’da, bugün Süper Lig’de top koşturan takımların sadece 4’ü Süper Lig’deydi.
***
Üç büyükleri saymazsak...
Birinci Lig’in tarihi, Süper Lig’in mevcut kadrosundan çok daha köklüdür.
***
Şu anda...
PTT 1’inci Lig’te takım çalıştıran teknik direktörlerin 8’i, daha önce Süper Lig’de teknik direktörlük yaptı. Biri Oğuz Çetin, özgeçmişini anlatmama gerek yok. Geçen sezon, Süper Lig tecrübesi olan teknik direktör sayısı 6’ydı. Ondan önceki sezon sadece 4’tü. Her sene çok ciddi “kariyer” artışı görülüyor.
***
PTT 1’nci Lig’te, daha önce Süper Lig’de forma giymiş, 74 futbolcu top koşturuyor. Aralarında defalarca milli olmuş, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’da oynamış olanlar, Süper Lig’de şampiyonluk yaşamış olanlar var. Süper Lig tecrübesi olan futbolcu sayısı, geçen sezon 50’nin altındaydı. Ondan önceki sezon 30’lu rakamlardaydı. Yabancı kalitesi yükseldi. Gol krallığında ilk 5 sıranın 4’ü yabancı... 2’sinin Süper Lig’e transferine şimdiden kesin gözüyle bakılıyor.
***
PTT 1’nci Ligi’nde... 80 bin kişilik İzmir Atatürk Stadı var. Süper Lig’e ev sahipliği yapan, Hüseyin Avni Aker Stadı var, Kamil Ocak Stadı var, Kadir Has Stadı var, Ankara 19 Mayıs Stadı var. Adana 5 Ocak, Denizli Atatürk, Manisa 19 Mayıs, Samsun 19 Mayıs, Konya Atatürk gibi, kusursuz statlar var. Üstüne, Rize şehir stadı, Buca Arena, Şanlıurfa Gap gibi, hakikaten çimlerine bile basmaya kıyamayacağın, yeni nesil statlar var. Tesis ve seyir imkanı açısından, Birinci Lig’in Süper Lig’den hiçbir farkı kalmadı.
***
Heyecan kalitesine bakarsak...
Süper Lig’de bu sezon liderlik koltuğu sadece 3 kez değişti, 3’üncü haftadan beri lider aynı... Şampiyonluğa oynayan takım sayısı, 3... Küme düşmesi muhtemel takım sayısı, 4.
***
Birinci Lig’de ise... Liderlik koltuğu 9 kez el değiştirdi! Süper Lig’in 3 katı... Şampiyonluğa oynayan takım sayısı 9, ilk altıya kalarak Süper Lig’e çıkma ihtimali bulunan takım sayısı, 17... En küçük bi hatada küme düşme ihtimali bulunan takım sayısı, 9... İki hafta önce lider olan takım, bi bakıyorsun, beşinciliğe düşmüş, üç hafta önce kesin düşer dediğin takım, bi bakıyorsun, neredeyse ilk altıya ortak olmuş.
***
Türkiye Kupası’nda, inanılmaz bütçe farklarına rağmen... 1461 Trabzon’un Galatasaray’ı elemesi, Göztepe’nin Orduspor’u elemesi, şanssızlıkla izah edilebilir mi? Beşiktaş’ın Ankaragücü’nü, Karabük’ün Gaziantep Belediye’yi zorla elemesi, tesadüf müdür?
***
Yönetim açısından bakarsak... Devasa naklen yayın gelirleri, milyon euro’luk sponsorluk rakamlarına rağmen, Süper Lig ekiplerinin, mütevazı birinci lig ekiplerine oranla, daha fazla “ekonomik sorun” yaşadığı aşikar... Çünkü, istisnalar hariç, birinci lig ekipleri tıkır tıkır işleyen “şirket”ler gibi yönetiliyor. Şov yapan, macera arayan, kulübün parasını babasının parası gibi harcayan tiplerle değil, akılcı yönetiliyor. Süper Lig’deki sadece bir futbolcu fiyatına, takımını şampiyonluğa oynatan başkanlar var.
***
Demem o ki...
***
Birinci lig, artık, eskisi gibi küçümsenecek “ikinci lig” değildir... İngiltere’deki Championship kalibresine gelmiş, kelimenin tam manasıyla “birinci lig” olmuştur. Un var, şeker var, yağ var, helva’sı eksik.
***
Ve, Türkiye’de o helvayı yapabilecek tek kişi, Mustafa Denizli’dir...
***
Rizespor’un başına geçmesi, teee 2003’te Manisa’nın başına geçmesine benzemez... O zamanlar Manisa’nın arkasında Vestel vardı ama, o zamanki birinci lig, bugünkü birinci lig değildi; yarışan kulüpleri itibariyle çok daha yoksul, çok daha sahipsiz, çok daha yetersizdi. O zamanki birinci lig ekipleriyle, bugünkü Süper Lig arasındaki uçurum, çok daha derindi.
***
Bugün, Mustafa Denizli’nin Rize’nin başına geçmesi, sadece Rize’ye, sadece birinci lig’e değil, Türk futboluna çağ atlatır. Türk halkının, hem birinci lige, hem futbola bakış açısını değiştirir.
***
Basın’ın vizyonunu değiştirir. Gazeteler, televizyonlar, Mustafa Denizli’nin şahsında, birinci lige önem vermek zorunda kalır. Koskoca şehirlerin anca tek sütun yer verilen maçları, bırakın spor sayfalarını, iddia ediyorum, birinci sayfalara taşınır. Sadece Rize’yi değil, komple birinci ligi hak ettiği yere getirir.
***
Dün Oğuz Çetin, bugün Mustafa Denizli... Arkası gelir. Rekabet ateşlenir.
***
Bu satırların kaleme alındığı dakikalarda, henüz resmi açıklama yapılmamıştı... Bilmiyorum, belki de anlaşma olmayacak. Ancak, birinci lig ekibinin Mustafa Denizli’ye teklifte bulunması ve Mustafa Denizli’nin düşünmesi bile, Türkiye’de bazı kavramların değişmeye başladığının müjdecisidir.
***
Mustafa Denizli Birinci Lig’e gelirse... “Küçük adamların gölgesinde yaşayan”
Türkiye, Süper Lig’deysen önemlisin, Süper Lig’de
değilsen önemsizsin şeklindeki manasız “kompleks”ten kurtulur.