Şavşat HES istemiyor

Şavşat HES istemiyor
Şavşat Derelerin Kardeşliği Platformu bölgede yapılmak istenen HES’lere karşı çok sayıda vatandaşın katıldığı bilgilendirme paneli düzenledi.

Şavşat Derelerin Kardeşliği Platformu bölgede yapılmak istenen HES’lere karşı çok sayıda vatandaşın katıldığı bilgilendirme paneli düzenledi. 

Şavşat Belediyesi Düğün Salonu’nda gerçekleştirilen panelin konuşmacıları TEMA Rize Temsilcisi Nevzat Özer, Çoruh Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, Derelerin Kardeşliği Platformu Yürütme kurulu Başkanı Mehmet Gürkan ve Avukat Bedrettin Kalın oldu.

Şavşat’ta 15 Temmuz günü sele kapılıp ölen 5 kişi için yapılan saygı duruşundan sonra konuşmalara geçildi.

7285

TEMA Rize Temsilcisi Nevzat Özer konuşmasında Karadeniz Bölgesinde yapılmaya çalışılan HES’lerle ilgili bilgi verdi. Özer, “hepinizin bildiği gibi ilk HES girişimi Çamlıhemşin’de Fırtına Vadisi üzerinde yapıldı. O dönemden beri bu süreç devam ediyor. Ama şimdi çok yoğun ve neredeyse en küçük su kaynağına bile  HES yapılmaya çalışılıyor. Yargı kararlarına, bilimsel görüşlere, yöre halkının tepkilerine rağmen EPDK lisans dağıtmaya devam ediyor.  Artvin’de 120, Rize’de 70 civarında verilmiş izin var. Bunların bir kısmında inşaatlar  başlamış durumda.” dedi. 

Özer;  HES’ler bu biçimiyle bitirildiğinde bölgede dere yataklarının kuruyacağını belirterek, “Rize de yapılmak istenen HES’lerin toplam tünel uzunluğu 600 kilometre. Yani 600 kilometrelik bir alanda su olmayacak. Bu derelerin ve orada bulunan tüm hayatın yok olması anlamına geliyor” diye konuştu.

Derelerin Kardeşliği Platformu Yürütme Kurulu Başkanı Mehmet Gürkan ise konuşmasını daha çok yurttaş tepkisinin önemine ayırdı. Gürkan, “Fındıklı’da yapılması düşünülen 19 HES var. Şimdiye kadar hiçbirinde çalışma başlamadı, başlatılmadı. İki yıldır bu tür toplantılarla, mitinglerle evleri gezerek HES’lerin vadilere vereceği zararları anlatıyoruz. 10 bin kişilik ilçede 4-5 bin kişilik miting bin kişilik köy toplantıları yapıyoruz. Artık platform üyelerinden çok daha bilgili, inançlı muhtarlarımız ve vatandaşlarımız var. Bu bizim için önemli bir kazanım oldu” diye konuştu.

Derelerin Kardeşliği Platformunun İspir’den Amasya’ya kadar uzanan bir coğrafyada faaliyet göstermeğe çalıştığını söyleyen Gürkan, “Platform olarak Şavşat’taki çalışmalardan büyük mutluluk duyduk ve her türlü desteği vermeye hazırız” dedi.

Çoruh Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu ise bölgenin eşi bulunmaz özelliklerine ve bu bölgede HES’lerin yaratacağı tahribata dikkat çekti. Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, “Artvin uluslararası statüde kabul gören kültürel ve doğal mirasa sahip. Dünyada korunması istenen 25 özel bölgeden biridir. Yapılmak istenen HES’ler böyle özel bir bölgede kuruluyor. Hem de kendi ÇED raporlarında yazdıkları kurallara bile uymayarak. Tünellerden çıkardıkları kara parçalarını ve molozları dere yataklarına doldurarak. Daha inşaat aşamasında doğaya telafisi imkansız zararlar veriliyor” dedi. Kurdoğlu konuşmasına Murgul’da yapılmaya başlanan HES inşaatı görüntülerini izleterek devam etti: “HES’lerle ilgili önemli yalanlar var. Yeşil bir harita gösterip ince bir çizgiyle boruyu çizip ‘biz çevreye zarar vermiyoruz’ diyorlar. Bu koca bir yalandır. Her yatırımcı derede sadece kendi inşaatı varmış gibi konuşuyor. 300-500 metrelik bir alandan bahsediyor. Ama bir vadi boyunca 8 ila 20 ayrı HES projesi var. Su bir projenin tünelinden çıkıyor, hiç güneş görmeden 20 metre sonra diğer projenin tüneline giriyor. Vadi boyunca sular zaman zaman molozların arasında ancak kendini gösterebiliyor.”

7286

Firmaların belirttiği ‘Can Suyu’ kavramının bir aldatmaca olduğunu söyleyen Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, “Bu su firmaların tünellere alamadığı sudur. Bu suyun miktarını belirlemek için hiçbir bilimsel çalışma yoktur” diye konuştu.

Avukat Bedrettin Kalın’da hukuksal olarak açılan tüm davalarda yürütmeyi durdurma kararı alındığını belirterek, “Bölgede açılan tüm davaları arkadaşlarım kazandı. Ben de Borçka’da davayı kazandım. Çünkü ortada hukuki bir dayanakları yok. Sürekli yasaları zorluyor ya da değiştirmeye çalışıyorlar” dedi.

Yasal süreçle kamuoyu baskısının aynı anda işlemesi gerektiğinin önemini belirten Kalın, “Bunlar birbirlerini destekleyen güçlendiren süreçlerdir. Hukuki süreç önemli ama kamuoyu desteği varsa ve o bölgede mücadele veriliyorsa” diye konuştu. Dereler üzerinde alınan lisansların satışa çıkarıldığını gazete ilanları ile gösteren Kalın; “sularımızın yakın bir zamanda yabancıların eline de geçtiğini göreceğiz” dedi.

Panel Artvin de HES projelerinden etkilenen vadilerden  gelen yurttaşların konuşmalarıyla sona erdi.