Sedat Peker, Duygu Asena İçin Öyle Şeyler Söyledi ki!...

Sedat Peker, Duygu Asena İçin Öyle Şeyler Söyledi ki!...
Gazeteci Duygu Asena'nın ölüm yıldönümünde Sedat Peker sosyal medya hesaplarından bir yazı paylaştı. Sedat Pekerdikkat çeken şu sözleri kullandı.

İşte Peker'in Açıklamaları...

Farklı dünya görüşlerine sahip olduğumuz vefat etmiş bir gazeteci bayan ile yaşadığım anımı kendisinin 11. ölüm yıl dönümünde sizlerle paylaşmak istedim. Duygu Asena hanım, sol dünya görüşüne sahip, feministliği de en uçlarda yaşayan bir hanımefendiydi. (Takdir edeceğiniz üzere 90’lı yılların şartlarında şahsıma olumlu bakması mümkün olmayan bir kimseydi.)

O tarihlerde Milliyet gazetesinden şahsımla röportaj yapma isteklerini belirten bir not aldım. 2-3 tane gazetecinin ismini önererek hangisi ile röportaj yapmak istersem kabul edeceklerini de ayrıca belirtmişlerdi. İsimlerin içinde şahsıma aşırı sempati duyacak hiç kimse bulunmasa da Duygu Asena hanım karşı cephe olarak en uç olan kimseydi.
Ben gazetenin yazı işlerine Duygu hanım ile röportaj yapmak istediğimi belirttiğimde onlarda şaşırmışlardı. Randevu günü geldiğinde Duygu abla ile buluşarak çok keyifli bir röportaj yapmıştık. Milliyet gazetesinde röportajım iki gün peş peşe yayınlandı.

Duygu hanım kadın hakları ile ilgili konulara değindiğinde, bende kendisine kadın haklarının tarihsel dönemlerinden bahsetmeye başladım. Cevap olarak  bana dersinize çok iyi çalışmışsınız demişti. Bende kendisine hiç bir insan bu kadar bilgiyi takdir edersiniz ki bir günde ezberleyemez demiştim. Daha sonra kendisi bana bu yaptığımız röportajı olumsuz olarak yansıtacağımı hiç düşünmedin mi dediğinde, ben ise kendisine cevaben farklı dünya görüşlerine sahip olsak da siz bir savaşçısınız, savaşçı ruha sahip olanlar dürüst ve mert olurlar demiştim.

Kendisinin benimle yaptığı röportaj gazetede yayınlanınca dönemin organize suçlar şube müdürü Duygu abla hakkında örgüt propagandası yapmaktan, suçu ve suçluyu övmekten savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Tahmin ettiğiniz üzere Duygu hanım duruşundan yine de hiç bir türlü ödün vermemişti.

Bugün gazeteci olduğunu söyleyen farklı dünya görüşüne sahip olduğumuz insanların yabancı ülke gizli servislerinin emrine girerek şu veya bu sebepler ile ülkemiz aleyhine faaliyetler göstermesine ise bir türlü anlam veremiyorum. Bu kişiler mahkemelerde vatandaşı oldukları devletimiz aleyhinde ağır ithamlarda bulunarak delikanlı ve kahraman olacaklarını zannediyorlar. (Oysa ki ruhlarını ve kalemlerini satmış his yoksunu sırtlan kümesinden başka bir şey değiller.)

Bu sözde gazeteciler sayın Savcımız Mehmet Selim KİRAZ’ı rehin alıp sonrasında şehit eden dhkp-c militanlarıyla öldürülmeden önce telefonla görüşüyor. Sonraki günlerde yazdığı yazılarda ise savcımızın katili teröristleri sanki kutsuyordu.

Saygıdeğer Duygu ablayı vefatının 11. yıldönümünde saygı ile anarken delikanlılığın cinsiyet meselesi olmadığını, kaşar birçok erkeğin olduğu yerde kendisi gibi delikanlı bayanların da olabildiğini tüm dünyaya gösterdiği için de kendisini ayrıca minnetle anıyorum.

Delikanlılığın cinsiyet meselesi değil bir duruş meselesi olduğunu herkese öğreten Duygu ablayı tekrardan rahmetle anarken devlet düşmanlarıyla iş birliği yapan tüm sözde gazetecileri de nefretle kınadığımı belirtmek istiyorum.

NOT: Kendisi vefat ettiğinde cezaevinde olduğum için cenazesine katılamamıştım. Ancak bu duygularımın benzerini içeren satırlarla doldurduğum bir mektubu dışarıya Stelyo kardeşime yollayarak Duygu ablanın mezarını 15-20 cm kadar açtırıp içine gömmesini sağlamıştım.