Sedat Peker: Yüce Allah Dostunda Düşmanında Akıllısını Nasip Etsin

Sedat Peker: Yüce Allah Dostunda Düşmanında Akıllısını Nasip Etsin
Ünlü İş Adamı Sedat Peker, Adıyaman’da şehit edilen Onbaşı Müsellim Ünal için taziye mesajı yayımladı. Peker, aynı mesajda Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde yaşanan katliamı da kınadı.

İşte  Ünlü İş Adamı Sedat Peker’in sosyal paylaşım sayfalarından yayımladığı o mesaj:

YÜCE ALLAH DOSTUNDA DÜŞMANINDA AKILLISINI NASİP ETSİN

Kıymetli Dostlarım,

Öncelikle Adıyaman’da pkk’lı teröristlerce şehit edilen Uzman Onbaşı MÜSELLİM ÜNAL kardeşimizin ruhuna, YÜCE ALLAH’tan rahmet diliyor, yakınlarının üzüntülerini tüm kalbimle paylaşıyorum. TÜRKİYE için şehit olmanın, Abd, İsrail ve İran gibi ülkelerin devlet başkanı olmaktan çok daha şerefli bir makam olduğuna olan inancımı özellikle belirtmek istiyorum.

Suruç ilçesinde "Ezilenlerin Sosyalist Partisi" mensuplarına,Deaş (Işid) militanları tarafından yapılan vahşice saldırıyı da tüm kalbimle kınıyorum. Yazıma öncelikle bu cümle ile başlamak istememin sebebi, daha sonrasında yazacaklarımın kimse tarafından farklı mecralara çekilmemesi içindir.

Ben bu ve buna benzer olayların çok daha öncesinden yaşanma ihtimali olduğunu zaten tekerrür kereler yazmıştım. Bu olayla Deaş (ışid) militanları,TÜRKİYE CUMHURİYETİ Devleti’ne açıkça bir mesaj vermişlerdir. Bize karşı yapılacak saldırılara destek vermeye devam ederseniz, ayrıca da bizim örgütümüze karşı sempati duyanlara karşı polisiye operasyonlar yaparsanız, bundan sonra da bombalı eylemlerin devam edeceğini net bir biçimde söylemişlerdir.

Bu saldırıyı büyük bir şehrimizde veya Tunus’taki gibi turizm bölgesinde yapmamalarının sebebi, bence çeşitli yorumlamalara açık bir konudur (Kobani’nin karşısındaki Suruç ilçesinde saldırıyı yapmış olmaları, geçmişte yaşadıkları Kobani mağlubiyeti ile ilgili olduğunu düşünmekle beraber tek sebebininde bu olmadığına inanmaktayım.).

Daha önceki yazılarımda Ortadoğu coğrafyasına yön verebilmek için TÜRKLER'İN Kürtlerin ve Arapların beraber hareket etmesi gerekir diye yazmıştım. Bunun bir istekten, dilekten ziyade, mecburiyet olduğunu da özellikle belirtmiştim (Aynı düşüncemde ısrarla devam etmekteyim.).

Deaş (ışid) diyor ki: siyonizm ve şiiler benim baş düşmanımdır. Ancak yaptığı eylemlere baktığımızda İran’ın ve İsrail’in içerisinde hiç büyük bir bombalı saldırısı olmadığını görüyoruz (Sembolik birkaç saldırısının haricinde bir şey olduğunu ben hatırlamıyorum.)

Ortadoğu'ya yön vermek için beraber hareket etme gerçeğimiz ortadayken halen daha bazı Kürt gruplarının, İran Acemleri'nin ve İsrail siyonistlerinin kurdukları oyunlarda kendilerini bir oyuncak durumuna düşürmelerine gerçekten tahammül edemiyorum.

Işid, Suruç’ta intihar saldırısı düzenliyor, pkk militanları galeyana gelerek Adıyaman’da Başçavuşumuz'u şehit ediyor (YÜCE ALLAH dostunda, düşmanında gerçekten akıllısını nasip etsin.). Işid’in saldırısına karşı,MEHMETÇİĞİMİZİ şehit ediyorlar. Kendilerinin tezi ise şu;TÜRKİYE Işid’i destekliyor.

Kendi sınırlarımız içinde patlayan her bombanın, onbinlerce turist rezervasyonunun iptali olduğu gerçeği ortadayken ve de çok ölümlü bu tip patlamalar dünya medyasında yer bulduğu için birçok uluslararası yatırımcının, TÜRKİYE’ye gelişlerini iptal etmesi kesinken TÜRKİYE CUMHURİYETİ Devleti’nin, Işid’i (bu saldırıları) desteklediğini düşünmek zeka olarak, IQ olarak, en diplerde olmak demektir.

Zaten ülkemizde adı konmamış ekonomik bir sıkıntı varken bunca ekonomik maliyeti göze alıp devletin bunu yapacağına hangi yarım akıllı inanır. Bunu gerçekten çok merak ediyorum (Ancak hdp’den ve pkk’dan gelen açıklamalara bakınca bu sayının hiçte az olmadığı maalesef ki görüyorum.).

Suruç’ta ki saldırıya bütün milletimiz üzülüp tepki koymuşken Adıyaman’daki Başçavuşumuzu şehit etmeninde onlar adına da aynı derece de aptalca bir eylem olduğuna inanıyorum. (Başçavuşumuz'un şehit edilmesi haberi geldikten sonra sayfalarına Suruç’taki saldırıdan dolayı karanfil koyan birçok vatandaşımız, bir anda o karanfilleri sayfalarından kaldırdılar.)

Bu saldırıyla (askerlere karşı yapılan) kendilerini haksız duruma düşürdüler. Suruç’taki saldırıdan dolayı kendilerine oluşan merhamet, maalesef ki tekrardan nefrete dönüştü. Kabul edin ya da etmeyin ancak ortadaki gerçek durum bundan ibarettir.

Bu tezimi tekrardan söylemek isterim; İsrail siyonistlerine ve İran Farsileri'ne karşı TÜRKLER, KÜRTLER, ARAPLAR birlikte hareket etmelidir. (Eğer ki beraber hareket edemiyorsak da hiç olmazsa onların oyunlarında kendimizi bir oyuncak durumuna düşürmemeliyiz.)

BİR UMUTTUR YAŞAMAK

SEDAT PEKER