Siyasette figuran olmayacagız

Siyasette figuran olmayacagız
Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, İl Başkanları ve İl Müfettişleri Toplantısı’nda teşkilat mensuplarına hitap etti…

İl Başkanları ve İl Müfettişleri Toplantısı’nda konuşan Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu, “Bizim derdimiz siyasette bir figüran olmak değil. Bugün 50 yıllık bir tecrübeyle ülkemize ve dünyaya bakıyoruz. Ama üzülerek ifade edelim ki; bu 50 yıllık süreçte karşılaştığımız badireler hem ülkemizi hem bölgemizi hem de bütün dünyayı beklemediğimiz kadar korkunç bir hale getirdi” dedi.

BİR ELİ YAĞDA BİR ELİ BALDA OLANLARIN VATANDAŞIN DERDİNİ ANLAMASI MÜMKÜN DEĞİL

saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Hükümet adeta mezarlıktan geçerken korktuğu için türkü söyleyen bir yapıya sahip. Ekonomiden sorumlu bakanımız, ülkemizin aslında ne kadar güllük gülistanlık olduğunu, kalkınma hızımızın alıp başını gittiğini, nasıl kontrol edeceğimizde bile tereddüt ettiğimizi ifade ediyor. Ama bugün çalışıp da geçinemeyen milyonlarca insan var. Tabi bir eli yağda bir eli balda olanların vatandaşın derdinden anlamaları mümkün değil” diye konuştu.

TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ SAADET PARTİSİ BELİRLEYECEK

“Türkiye’nin geleceğini Saadet Partisi’nin, Milli Görüş’ün belirleyeceğine inanıyorum” diyen Karamollaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunu herkes böyle bilmeli. Heyecanla inşallah yola çıkıyoruz. Ülkemizde bir karşılık buluyoruz. Çünkü herkes arayış içerisinde. Gençlerimiz arayış içerisinde, tutunacak bir dal arıyor. Üniversitelerde okuyan ama geleceklerinden emin olmayan milyonlarca gencimiz var. Sadece çiftçi değil, sanayicimiz, esnafımız da perişan. Esnaf kepenk kapatıyor. Siz, Türkiye’yi sanayileştiremezsiniz, güçlendiremezsiniz, güçlü bir ülke haline getiremezsiniz.”

Saadet Partisi İl Başkanları ve İl Müfettişleri Toplantısı’nı yoğun bir katılımla gerçekleştirdi. Balgat Eğitim Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda Saadet Partisi’nin yeni başkanlık divanı da ilk defa görücüye çıktı.  İl Başkanları ve İl Müfettişleri Toplantısı’nda konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Bizim derdimiz siyasette bir figüran olmak değil. Kongremizde bunun üzerine basa basa ifade ettik. Hem ülkemizin hem bölgemizin hem de dünyanın içinde bulunduğu çok ciddi problemler var. Milli Görüş bundan 50 sen önce ete kemiğe bürünmüştü. Bugün 50 yıllık bir tecrübeyle ülkemize ve dünyaya bakıyoruz. Ama üzülerek ifade edelim ki; Bu 50 yıllık süreçte karşılaştığımız badireler hem ülkemizi, hem bölgemizi hem de bütün dünyayı beklemediğimiz kadar korkunç bir hale getirdi” dedi.

BİR ELİ YAĞDA BİR ELİ BALDA OLANLAR VATANDAŞIN DERDİNİ ANLAYAMAZ

Karamollaoğlu, “Hükümet adeta mezarlıktan geçerken korktuğu için türkü söyleyen bir yapıya sahip. Hep güzel şeylerden bahsediyor. Güzel şeylerden bahsetmek de aslında bizatihi güzellik. Ancak güzel şeyler söylemek derdimize derman olmak anlamına gelmiyor. Özellikle de bazı noktalarda milletin gözünün içine bakarak yapılan itiraflar akla ve mantığa sığmıyor. Bir bakanımız  anayasayı Anayasa Mahkemesi’nin gözüyle görmediğini, aslında anayasayı o kadar da önemsemediğini  işaret edebiliyor. Ve biz bu memlekette Hukuku üstün kılacağız diyoruz Türkiye olarak. Öbür taraftan ekonomiden sorumlu bakanımız, ülkemizin aslında ne kadar günlük gülistanlık olduğunu, kalkınma hızımızın alıp başını gittiğini, nasıl kontrol edeceğimizde bile tereddüt ettiğimizi ifade ediyor. Ama vatandaş bugün işsizlikten bunalmış vaziyette. İşsizlik cana tak etti adeta. Geçim sıkıntısı ise sadece rakamlarla, enflasyonun düştüğünü söyleyerek, tatlı bir ilaç gibi hafifçe  atlatılmaya çalışılıyor. Ama bugün çalışıp da geçinemeyen milyonlarca insan var. Tabi bir eli yağda bir eli balda olanların vatandaşın derdinden anlamaları mümkün değil” diye konuştu.

BAKANLARIN ÖMRÜ KENDİ PROJELERİNİ BİTİRMEYE YETMİYOR

Adaletin kişilerin iki dudağı arasında kaldığına dikkat çeken Karamollaoğlu şöyle devam etti: “Söylenen sözler insanların yaşadığı sıkıntıyı gideremiyor. Aileler parçalandı. Çocuklar anasız babasız kaldı. Öbür taraftan da maalesef kadın cinayetleri aldı başını gidiyor. Güya bununla ilgili bir takım tedbirler alma sevdasına kapılanlar, her attıkları adımda fecaatin biraz daha büyüdüğüne  şahit oluyorlar. Eğitim sistemimiz tamamen yap-boz tahtası. Her bakana göre yeniden bir şekillenme başlıyor. Ama bakanların da ömrü kendi başlattıkları projeyi bitirmeye bir türlü yetmiyor. Ya politikaların politikaları benimsenmiyor veya  bu politikaların makes bulması istenmiyor. Yanlış da olsa bir politikanın uygulanması bazen problemleri kısmen çözer. Ama ne yazık ki bugün biz eğitimde istikrarsızlığı kabullenmiş bir yola girdik. Kimsenin de artık buna bir itirazı yok.” Sağlık sistemiyle ilgili sinyallerin verilmeye başlandığını hatırlatan Karamollaoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı ‘zarar da etse biz bu milletin sağlığıyla oynatmayız. Gerekli her türlü zarara katlanırız. Bunun üstesinden geliriz.’ Dedi ama zarar bütçeden karşılanırken bu vatandaşa bir fayda sağlasa hiç itirazımız yok. Ama burada bütçenin zararı belli kişilerin, grupların kasasına ceplerine akıyorsa işte orda bizim itirazımız var. Bu iş hakikaten böyle gitmez” dedi.

Sadece çiftçi değil, sanayicimiz esnafımız da perişan

“Türkiye’nin geleceğini Saadet Partisi’nin Milli Görüş’ün belirleyeceğine inanıyorum” diyen Karamollaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunu herkes böyle bilmeli. Heyecanla inşallah yola çıkıyoruz. Ülkemizde bir karşılık buluyoruz. Çünkü herkes arayış içerisinde. Gençlerimiz arayış içerisinde, tutunacak bir dal arıyor. Üniversitelerde okuyan ama geleceklerinden emin olmayan milyonlarca gencimiz var. Yüzde 20 küsürlerde denilen genç işsizlik, fiiliyatta yüzde 35’in üzerinde altında değil. Çiftçimiz perişan, ekip biçemiyor. Israrla yıllardır söylüyoruz; Çiftçi emeğinin karşılığını alamaz, her sene zarar ederse, neden çiftçilik yapsın? Mazotu, ilacı pahalanmış. Ürünü aldığı zaman o ürün hiçbir zaman maliyetleri kurtarmıyor. Böyle bir çiftçiliğin sürdürülmesi mümkün değil ki. Ama yıllardır bu meseleyi kendine dert edinen bir bakanı ne yazık ki göremedik. Sadece çiftçi değil, sanayicimiz, esnafımız da perişan. Esnaf kepenk kapatıyor. Sanayicimiz maalesef artık sermayesini Türkiye’de tutmak istemiyor, korkuyor çünkü emin değil. Bir kararla malına mülküne el konabiliyor. Biz dünyada bir taraftan para talep ederken, nereden kredi bulacağız diye çırpınırken, öbür taraftan da kendi paramız yurtdışına gidiyor. Böyle bir mantıkla siz Türkiye’yi sanayileştiremezsiniz, güçlendiremezsiniz, güçlü bir ülke haline getiremezsiniz.”

BİR AK PARTİ GENEL BAŞKANI ERDOĞAN  VAR BİR DE CUMHURUN BAŞI ERDOĞAN VAR!

 Türkiye’nin diğer bir ciddi probleminin ülkede şeffaflığın olmaması olduğunun altını çizen Karamollaoğlu, “Denetim mekanizmaları çalışmıyor. Denetim mekanizmaları çalışmadığı zaman da siz şeffaf bir yönetimle karşı karşıya değilsiniz. Onlar da problemleri tam olarak bilmiyorlar, onun için de sorulara tam olarak cevap veremiyorlar. Yolsuzluk, hukuksuzluk, israf, rüşvet artık kanıksandı. Böyle bir ülke uzun süre devam edemez. Kimse sesini yükseltemiyor.  Türkiye’de öyle bir hal var ki; Sayın Cumhurbaşkanının etrafında bulunan insanların tamamına yakını icraatların yanlış olduğunu gördüğü zaman karşı çıkamıyor. Bir de çelişkiler var. Bir tarafta Ak Parti Genel Başkanı olarak Sayın Erdoğan’ın tavrı öbür taraftan ise Cumhurun başı olarak Sayın Erdoğan tavrı… Geçenlerde gördük çelişebiliyor. Bir kanun Meclis’te Ak Parti tarafından geçiriliyor, Ak Parti Genel Başkanının talimatı olmadan geçmesi mümkün değil, öbür taraftan yine Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından  veto ediliyor. Bu sadece gördüğümüz ilk misal” diye konuştu.

BU MESULİYET BİZİM OMUZLARIMIZDA

Karamollaoğlu, teşkilat olarak üzerlerinde büyük bir mesuliyet olduğunun altını çizerek, “Bunun için çok ciddi çalışmak mecburiyetindeyiz. Her kapıyı çalmaya, her yüreğe,  insana dokunmaya mecburuz. Bunu kim yapacak? Bunu yapacak olan doğrudan doğruya bizim il teşkilatlarımız. Hem gençlerimiz hem hanım kardeşlerimiz. Elbette faaliyet gösteren MİLKO kuruluşlarımız. El birliğiyle biz ülkeyi ayağa kaldıracağız. Bugün çekilen sıkıntının derdine derman olacak tek anlayışın Saadet Partisi olduğunu onlara göstereceğiz, anlatacağız. Bu tabi sabır ister. Bu hakikaten yüreği yanan insanları yapacağı iştir. Kızarak, hiddetlenerek değil, kucaklayarak, teskin ederek, yol göstererek, biz problemin üstesinden gelmek mecburiyetindeyiz. İşimiz bir bakıma kolay çünkü gerçekler ortada. Öbür taraftan da işimiz zor çünkü bazı zihinleri açmak adeta mümkün değil” şeklinde konuştu.

“Kendi değerleriyle çelişiyorlar”

Karamollaoğlu, kendileri gelen eleştirilere ise şu şekilde cevap verdi: “Adalet demek, inanca saygısızlık mı demek? Yolsuzluk demek, varsa bunu önlemek demek bugünkü iktidara düşmanlık mı göstermek demek? Şahsiyetli bir dış politika takip edin, bizim gibi komşularımızla kavga etmeden adım atın, dostunuzu, düşmanınızı iyi tanıyın demek bugünkü iktidarı yerden yere vurmak manasına mı gelir? Kendi değerleriyle çelişiyorlar. Arkadaş alnını secdeden her gün 40 rekat değil 80 rekatta kılsan ama adil değilsen ama sen yolsuzlukların yanındaysan eğer rüşvete hiç dönüp bakmıyorsan, israfı önemsemiyorsan, kardeşinin derdiyle dertlenmiyorsan aç olanın halinden anlamıyorsan ne yaparsan yap Cenab-ı Hak indinde en ufacık bir mesafe katedemezsin.”