Sofralara renkli "Pilav üstü kuru" geliyor

Sofralara renkli "Pilav üstü kuru" geliyor
Sezon Pirinç piyasaya verdiği iki yeni ürünle yılların "Pilav üstü kuru"suna renk kattı.

Sezon Pirinç, İtalya'da üretilen ve kökeni Himalayalar'a kadar uzanan kırmızı pirinci ve Peru'nun siyah kuru fasulyesini Ramazan ayı öncesinde Türk sofralarında buluşturdu.

Sezon Pirinç, İtalya'da yetiştirilen Ermes Kırmızı Pirinci ile Peru'nun siyah fasulyesini Türk sofralarında buluşturdu. Değişik damak tatları arayanlara özel ürünler sunmayı gelenek haline getiren Sezon Pirinç, risotto ve siyah pirinçten sonra şimdi de kırmızı pirinç ve siyah kuru fasulye ile sofraları renklendirdi.

Himalayalar kökenli kırmızı pirinç referans alınarak İtalya'da üretilen Ermes kırmızı pirinci ve Peru kökenli olmakla birlikte ABD'de üretilen fasulye ailesinin siyahi ferdini Ramazan ayı öncesinde tüketicisiyle buluşturan Sezon Pirinç yeni ürünlerin lansmanını Sofa Otel'de düzenlenen bir toplantıyla yaptı. Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan yaptığı konuşmada her iki ürünü de yarım kiloluk ambalajlarda satışa sunduklarını açıkladı.

Mehmet Erdoğan, kökeni Himalayalar'da Bhutan bölgesinde 2 bin 400 metre yükseklikte yetişen bir türe dayanan ve İtalya'da üretilen Ermes kırmızı pirincinin rengini içeriğindeki bazı sebze ve meyvelerde bulunan ve yüksek antioksidan özelliğe sahip antosianin maddesinden aldığını ifade etti. Bu pirincin sahip olduğu renk dışında, kendine has ve yoğun aroması, doygun kıvamı, yüksek lif oranı gibi özellikleriyle pek çok pirinç türünden farklı olduğuna işaret eden Mehmet Erdoğan, şunları söyledi:

"Siyah pirinç gibi sağlığa faydalı etkilere sahip olan kırmızı pirinç, özellikle antioksidan etkisi, yüksek lif oranı, B vitamini başta olmak üzere vitamin-mineraller bakımından zenginliği ve kolesterol içermemesi nedeniyle tercih edilen bir üründür. Şeker ve yağ oranı sıfır olan bu ürün, yüksek oranda demir, magnezyum ve fosfor içermektedir. Ermes Kırmızı pirinç sahip olduğu özelliklerle kolesterol ve kan şekerinin dengelenmesine katkı sağladığı gibi, sindirim sistemi ve kalp ve damar sağlığını da olumlu etkilemektedir."

Konuşmasında Ermes kırmızı pirinç ile birlikte lansmanı yapılan siyah kuru fasulyenin özellikleri hakkında da bilgi veren Mehmet Erdoğan, bu fasulyenin özellikle Meksika, Brezilya, Küba, Guatemala, Dominik Cumhuriyeti mutfaklarında önemli bir yer tuttuğunu vurguladı. Siyah kuru fasulyenin etin yerini doldurabilecek seviyede protein ihtiva ettiğini dile getiren Erdoğan, "Özellikle demir eksikliği sorunu yaşayan kadınlar için son derece faydalı bir besindir. Kolesterolu dengeleyici liflere sahiptir. Yüksek lif kaynağı olması nedeniyle kan şekerini dengeler. Tahıl bakımından zengin ürünlerle birlikte tüketildiğinde yüksek düzeyde protein edinilmesini sağlar. Ayrıca, içerdiği çözülemeyen lifler nedeniyle sindirim bozukluklarının oluşmasına engel olur" şeklinde konuştu.

Mehmet Erdoğan, Journal of Agriculture and Food Chemistry (Tarım ve Gıda Kimyası Dergisi) tarafından yapılmış olan araştırmanın sonucuna göre "antosianin" adı verilen bir antioksidana sahip olan siyah fasulyenin, antioksidan seviyesi aynı miktar ve oranda portakalın sahip olduğunun 10 katı kadar olduğuna dikkat çekti. Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Siyah fasulye kalbe de son derece faydalı bir besindir. Magnezyum ve içeriğindeki yüksek oranda lif kardiovasküler sisteme olumlu etki eder. Bir bardak siyah fasulye yüzde 30.1 magnezyum ihtiyacını giderir. Ayrıca, polifenol bileşenlerine de sahip olduğundan yüksek kolesterol seviyesinin düşürülmesine yardımcı olur."

Anavatanı Peru olan siyah fasulyenin, Güney ve Orta Amerikaya bölgeye göç eden kızılderili kabilelerince yayıldığını da anlatan Mehmet Erdoğan, Avrupa'ya ise 15. yüzyılda İspanyol kaşifler tarafından getirilerek sonrasında İspanyol ve Portekizli tüccarlar tarafından Afrika ve Asya'ya ulaştırıldığını kaydetti. Erdoğan, günümüzde dünyanın en büyük kuru fasulye üreticilerini ise Hindistan, Çin, Endonezya, Brezilya ve ABD olarak sıraladı.

Ramazan ayının yaklaşması nedeniyle konuşmasında tüketim ve fiyat hareketlerine ilişkin konulara da yer veren Mehmet Erdoğan tüketimde organize perakendenin gelişmesi, yaşam tarzının değişmesi, çekirdek ailenin küçülmesi ve kilerciliğin özellikle büyük şehirlerde kalmaması gibi sebeplerden dolayı sınırlı bir artış beklediklerini açıkladı.

Son birkaç yıldır Ramazan ayına özel herhangi bir fiyat artışı olmadığını da hatırlatan Erdoğan, "Bu yıl için Ekim ayında yeni ürünün de piyasaya çıkacağını göz önünde bulundurarak fiyatlarda yukarı bir hareket beklemiyoruz" dedi.