SOL Parti Rize İl Başkanlığına Ahmet Haşim Parlak Seçildi

SOL Parti Rize İl Örgütü 10. Olağan Kongresi gerçekleşti. İl Başkanı Devrim Şahinbaş’ın aday olmadığı ve Ahmet Haşim Parlak başkanlığında tek listeyle gidilen seçimde İl Başkanlığına Ahmet Haşim Parlak, seçildi. Kongre sonrasında başkanlığa seçilen Parlak, yaptığı açıklamada, "AKP iktidarının gün geçtikçe yıprandığı, aslında iktidarını kaybettiği açıkça gözükmektedir. AKP ölmüştür, bitmiştir, miadını doldurmuştur ancak yeri henüz dolmuş değildir. Şimdi AKP’yi tarihin çöplüğüne yollayacak son düzlükteyiz" dedi.

Parlak’ın yönetim kurulu; Nevin Uygur, Uğur Mert, Metin Posta, Recep Memişoğlu, Adnan Aydoğan ve Behçet Ertaş’tan oluştu. Coşkun Demir, Feriha Hacaloğlu ve Nehir Birben ise yedek yönetim kurulu üyeleri olarak seçildi.

Disiplin Kurulu asil üyeleri Sezgin Hacıoğlu, Nail Kahramantürk, Sabri Öztürk, Saadet Şahinbaş ve Cengiz İlişe'den oluşurken, Disiplin Kurulu yedek üyeleri ise Emine Posta, Netice Öztürk ve Engin Köseoğlu'ndan oluştu.

Üst Kurul Delegeleri ise, Ahmet Haşim Parlak, Devrim Şahinbaş, Emine Ertaş, Nehir Birben, Recep Onur Uygur ve Uğur Mert’ten oluştu.

Kongre sonrası İl Başkanı Ahmet Haşim Parlak, yaptığı açıklamada, “Partimiz Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP)’nin 22 Aralık 2019 tarihinde gerçekleştirdiği 8. Olağanüstü kongrede, ÖDP’nin kurulduğu yıllarda Dünyada ve Türkiye’de sosyal ve siyasi koşulların, bugünden farklı olması nedeniyle örgütsel bir yenilenme, yeni bir parti programı ihtiyacı belirginleşti. Bu yenilenmenin ilk adımı olarak ise ismimizi değiştirdik. İsmimizin değişmesi ve kongre sürecimizin başlamasıyla birlikte toplumda azımsanmayacak bir ilgiyle karşılaştık. Rize genelinde üye sayımızda % 80’nin üzerinde bir artış gerçekleşirken, ülke genelindeyse bu artış %40-50 civarında oldu. Pandemi koşulları dolayısıyla birçok olumsuzlukla karşılaşmamıza rağmen SOL’un büyümesi devam ediyor” dedi.

Rize denince akla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın memleketinin geldiğini kaydeden İl Başkanı Parlak, “Rize denince akla ilk olarak AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın memleketi olması geliyor. Ancak unutulmamalıdır ki Rize 1970’li yılların ikinci yarısında ‘Çayda Sömürüye Son’ sloganıyla meydanları dolduran, karaborsa ve stokçulukla mücadele eden, çay fabrikalarını işgal ederek ÇAYKUR’a kurayla işçi alımını dayatanların da memleketidir. Rize, Yeşil Yol’a hayır diyenlerin, HES’lere karşı amansız mücadele edenlerin, çaya ve ÇAYKUR’a dolayısıyla Rize’nin geleceğine sahip çıkanların da memleketidir.” diye konuştu.

Parlak, Rize’de devrimcilerin her zaman var olduğunu ve var olmaya ve mücadele etmeye devam edeceklerini, kendilerinin de güçlerini onların yaktığı meşaleyi ileriye taşımaya olan inanç ve kararlılıktan aldıklarını kaydederek, “Rize’de devrimciler her zaman vardı ve var olmaya, mücadele etmeye devam edecekler. Unutulmamalıdır ki Rize, Cihan Alptekinlerin, Ahmet Uzunların, Erkan Eskiçırakların, Şevki Kobalların, Bayram Ali Tatoğluların, Yusuf Dayıların memleketidir. 10 Ekim Ankara katliamında öldürülen Turan Bozacı’nın memleketidir. Bu topraklar tarihin her döneminde emperyalist kapitalist talana ve sömürüye karşı direnmiştir. Yine direnecek ve eminiz ki halkın iktidarını kendi mücadelesiyle kuracaktır. Bizde gücümüzü Rize'nin bu onurlu mücadele tarihinden ve onların yaktığı meşaleyi ileriye taşımaya olan inanç ve kararlılığımızdan alıyoruz.” dedi.

Parlak, konuşmasını şöyle tamamladı: “Onlardan aldığımız bu meşaleyi çay üreticilerinin hakkını savunurken çay bahçelerinde; emekçilerin hakkını savunurken fabrikalarda, doğayı ve ekolojiyi savunurken derelerde, yaylalarda, demokrasiyi, eşitliği, özgürlüğü savunurken şehrimizin, ilçelerimizin meydanlarında onurla ve gururla taşımaya devam edeceğiz.

AKP iktidarının gün geçtikçe yıprandığı, aslında iktidarını kaybettiği açıkça gözükmektedir. AKP ölmüştür, bitmiştir, miadını doldurmuştur ancak yeri henüz dolmuş değildir. Düzen kendine AKP’nin daha ılımlı alternatiflerini yaratmaya çalışırken, İslamcı soslu liberalleri AKP’ye alternatif olarak önümüze sürerken; bizim mücadelemiz laik, kamucu, demokratik, özgür bir ülke mücadelesidir. Bize düşen, muhalefetin yüzünü sağa döndüğü, halkın ise bu krizden çıkış yolunun ancak SOL ile mümkün olduğunu gördüğü ve yüzünü SOL’a döndüğü böyle bir dönemde güçlü bir SOL alternatifi yaratmaktır. Bu nedenle şimdi mücadele zamanı, şimdi SOL zamanı, şimdi SOL’un etkili gücünü hep birlikte yaratma zamanıdır.

Şimdi AKP’yi tarihin çöplüğüne yollayacak son düzlükteyiz. Bazıları zaten gidiyorlar. Çok üstelemeyelim diye kafasını kuma gömse de bu ülkenin devrimcileri, solcuları, sosyalistleri olarak mücadeleyi sadece onların gitmesiyle sınırlı tutacak değiliz. Onlar kendiliğinden gitmeyecek, halk gönderecek. Yeni bir düzen kurulacak ve bu düzeni halk inşa edecek.”