TBMM Başkanı Kahraman 102 Yıl Önceki Olayı Anı Olarak Anlattı

TBMM Başkanı Kahraman 102 Yıl Önceki Olayı Anı Olarak Anlattı
Şanlıurfa'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 96. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen törene katılan TBMM Başkanı İsmail Kahraman, 102 yıl önceki olayı anlattı.

TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Şanlıurfa'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 96. yıl dönümü dolayısıyla Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Bakanlar Kurulu üyelerinin katılımıyla GAP Arena Spor Salonu'nda düzenlenen törende, milli mücadele döneminde destan yazan Şanlıurfalılara teşekkür etti. Törende Şanlıurfa'ya İstiklal Madalyası verildi. Kahraman, burada sahnelenen skeçten etkilenerek annanesi ve dayısı ile ilgili anısını anlattı.

sanliurfaya-istiklal-madalyasi-verildi.jpg

Törende Urfa'ya 1984'te "Şanlı" unvanı, bugün de İstiklal Madalyası verildiğini belirten Kahraman, şöyle konuştu: "TBMM'nin bu kararı, Şanlıurfa'yı onurlandırmanın yanında aynı zamanda kendisini de onurlandırmaktadır. Şanlıurfa o dönemde sergilediği hamiyet, fedakarlık, cihat ruhu ve İstiklal aşkıyla milletimize öncülük etti, ilham kaynağı oldu, cesaret verdi. Urfa, şanlı mazisi ve hizmetleriyle İstiklal Madalyası'nı sonuna kadar hak etti. TBMM 23 Nisan 1920'de faaliyete geçti, Urfa ise o dönemden 2,5 ay önce başlayan kurtuluş mücadelesini 10 Nisan'da tamamladı. O yüzden Urfa'nın TBMM’ye ve İstiklal Harbi'ne öncelik ettiğini ve ilham kaynağı olduğunu ifade etmek bir haktır."

ismail-kahraman-sanliurfada-001.jpg

Kahraman, annanesi ile dayısı arasında 1. Dünya Savaşı Sarıkamış Harekatında geçen konuşmayı anı olarak anlattı. Sarıkamış’ta kimine göre 60 bin, kimine göre 90 bin şehit olduğunu ifade eden Kahraman, “ Tarihimizin apayrı incelenmeye değer bir sayfası. İkizdere Tulumpınar Köyünden Hasan Keleş şubeye çağrıldı. O kazadan toplam 18 kişi çağrıldı. 3 tanesi köyüne gönderildi. Babaları şehit evlerinde başka erkek yok. Siz geri dönün dediler. Bunlardan biri de Hasan Keleş. Annesi Havva Nine, oğlunun ikindide geriye geldiğini gördü. Oğlum niye döndün. Ana, 3 kişiyi geri iade ettiler. Köyünüze gidin dediler. Babalarınız şehit evinizde başka erkek o yok o yüzden siz alınmayacaksınız dediler. Havva nine kapıda içeri giremezsin dedi. İçeri giremezsin derhal arkadaşlarını bul. İçteki kan durdurmuyor, ruhtaki milliyetçilik durdurmuyor. Kapıdan içeriye almadı oğlu Hasan’ı. 3 tane kızı var, kocası şehit oğlunu askere göndermiş askerlik şubesi geri göndermiş oğlunu içeri almadı. Şehit hanımıyım, şehit anası olurum. İçeri giremezsin. Ana arkadaşlarım gitti onlara nasıl yetişeyim yarın gideyim. Hayır içeri giremezsin ve Havva nine oğlu Hasan Keleş’i yolcu etti, içeri bile almadı. Analar yavrularını ağlayarak değil, sızlayarak değil, kına çalarak başlarına gönderirler. Böyle bir ruh vardı analarımızda bizim analarımızın bu şekilde bilinmesi, şehitlik duygusunun böyle anlatılması lazım. Tabi ki buradan kendime şöyle bir pay çıkartacağım. Havva nine benim annanemdir, Hasan Keleş de benim dayımdır. Hepimizin evinde böyle şehitler var ve bu şehitlerin hatırası ve yüzü suyu hürmetine yaşıyoruz. Onları daima nacağız. Demin ki gördüğüm skeç dolayısıyla eklemek istediğim hadiseydi.” diye konuştu.

ismail-kahraman-ahmet-davutoglu.jpg