Terör Örgütlerine Meydan Okudu

Terör Örgütlerine Meydan Okudu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi buradan açıkça meydan okuyorum bütün bu terör örgütlerine; elinizden geleni ardınıza koymayın. Rabbimin izni ve yardımıyla...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi buradan açıkça meydan okuyorum bütün bu terör örgütlerine; elinizden geleni ardınıza koymayın. Rabbimin izni ve yardımıyla milletimizle birlik olarak bu mücadeleyi başarıya ulaştıracağız" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, SGK hizmet binalarının açılışında konuştu. "Sosyal güvenlik, Türkiye'nin yaşadığı büyük değişimin en önemli işaretlerinden sadece biridir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Ulaşımdan toplu konuta, enerjiden, eğitime, tarımdan spora kadar her alanda bu değişimi yaşadık. Rakamlar ve yatırımlar ortada. Eserler ve hizmetler ortada işte sizler bugün burada Türkiye'nin dört bir yanından gelen kardeşlerimsiniz. Hepiniz bu işin içindesiniz. Sadece fiziki gelişme ile kalmadık. Demokraside de çok önemli ilerlemeler kaydettik. "Milli irade" kavramına bizim kadar atıfta bulunan bizim kadar titizlik gösteren bizim kadar sahip çıkan bir başka siyasi kadro ve dönem herhalde yoktur. Daha da önemlisi Türkiye tarihinde ilk defa bir darbe girişimini vatandaşlarının kararlı duruşu ve direnişi ile boşa çıkarmıştır. Şu külliyenin etrafında 29 şehidimiz var, 36 gazimiz var. Benim vatandaşım, benim sevgili kardeşlerim o gece "haydi meydanlara" dediğimiz zaman niye kalkıp da bu külliyenin etrafına geldi? Benim sevgili vatandaşlarımın elinde bayraktan başka silah yoktu. Onun en büyük silahı bayrağımızdı. F-16'lar hemen şurada şu kavşağa bombalar yağdırırken, helikopterler aynı şekilde mermilerini yağdırırken bizim vatandaşımız kaçmadı onlar feda-i can ettiler. Onlar şahadete yürümeye karar vermişlerdi. Yılmadılar. Hele hele bir tanesinin kuzenine telefon edişini hiç unutamıyorum. "Kuzenim ben artık şahadete gidiyorum" dedi. Bu bambaşka bir şey hani İstiklal Marşımızda var ya "siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın" işte İstanbul'da da Ankara'da da benim vatandaşım gövdesini siper etti bu hainlere karşı."

"TÜRKİYE YENİ BİR İSTİKLAL MÜCADELESİ İÇİNDEDİR"

15 Temmuz hain darbe girişiminin çok önemli bir dönüm noktası olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu hadiseyi doğrusu Çanakkale ve Kurtuluş Savaşımızla aynı çizgide görmemiz gerektiğine inanıyorum. Esasen 2013 yılından bu yana ardı ardına yaşadığımız hadiseler göstermektedir ki Türkiye yeni bir istiklal mücadelesi içindedir. Bu defa muhatabımız kendi isimleri ve askeri ile karşımıza çıkan düşmanlar değil. Onlar veya onların kullandıkları maşalar olan terör örgütleridir. İsimlerinin, söylemlerinin farklı olduğuna bakmayın. PKK, DEAŞ, FETÖ, DHKP-C ve diğerlerinin hepside aynı senaryonun oyuncularıdır. Birbirlerinden farkı yok" diye konuştu.

"2053'Ü DE BU MİLLETİN EVLATLARI GERÇEKLEŞTİRECEK, 2071'İ DE"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm terör örgütlerinin tek bir vazifesi tek bir misyonu olduğunu belirterek, "Bu da milli birliğimizi, ülkemizin bütünlüğünü tehdit etmek suretiyle Türkiye'nin önünü kesmek, ayağına pranga vurmak 2023 hedeflerini sabote etmektir. Edemeyecekler. İnşallah biz göremeyeceğiz ama torunlarımız görecek. İnşallah 2053'ü de bu milletin evlatları gerçekleştirecek, 2071'i de" mesajını verdi.

"BİRER MAŞASINIZ!"

"Dün Diyarbakır'da o kanı bozuklar güvenlik güçlerimize saldırdılar" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Kan döktüler. 4 şehidimiz var. Daha önce de İstanbul'da, Ankara'da, Gaziantep'te, Diyarbakır'da, Mardin'de, Elazığ'da, Adana'da aynı amaçla saldırıp asker, polis, sivil ayrımı gözetmeden insanlarımızı katlettiler. Utanmadan sıkılmadan parlamentoda çıkıp şunu söyleyebiliyorlar; "benim polisime, askerime, köy korucularımıza hala utanmadan saldırabiliyorlar" kimi savunuyorlar? İşte Diyarbakır'daki bu şehitlerimizin alçakça onları şehit edenleri savunuyorlar. Gaziantep'te bir kına töreninde 56 kardeşimizi şehit edenleri savunuyorlar. Kayseri'de bizim er ve er başlarımızı şehit edenleri savunuyorlar. İstanbul'da stadın hemen üstünde oradaki şehitlerimizi alçakça vuranları savunuyorlar. Siz kime, neyi anlatıyorsunuz? Siz hangi akılla bu ifadeleri kullanıyorsunuz? Birer maşasınız. Eğer siyaset yapacaksınız. Seçtiğiniz kelimeleri cümleleri dikkatli seçeceksiniz. Aksi takdirde şuanda bu ülkenin yönetimi devleti ile hükümeti ile gereği ne ise bunun gereğini hukuk içerisinde yapacaktır. Yapmaktadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."

"ÇOCUKLARIMIZA TARİHİMİZİ, MEDENİYETİMİZİ EN İYİ EN DOĞRU ŞEKİLDE ÖĞRETECEK BİR ATMOSFERİ HEP BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuklara milli ve manevi değerlerin öğretilmesinin önemine vurgu yaparak, "Çocuklarımıza milli milli ve manevi değerlerimizi öğretmenin, benimsetmenin çabası içinde olmalıyız. Değerleri olmayan insan dalından kopmuş bir yaprak gibidir. Nereye savrulacağını rüzgar belirler. Halbuki biz tıpkı bir ulu çınar gibi binlerce yıllık şanlı bir geçmişe devlet geleneğine, medeniyet birikimine sahip bir milletiz. Geçmişi birkaç yüzyılı bulmayan coğrafyalarda sıradan hadiseler üzerinden tarih inşa edilmeye çalışılırken bizim elimizdeki hazinenin kıymetini bilmiyor olmamız çok acıdır. Önümüzdeki dönemde çocuklarımıza hem medya aracılığı ile hem eğitim kurumlarında tarihimizi, kültürümüzü, medeniyetimizi en iyi en doğru şekilde öğretecek bir atmosferi hep birlikte inşa edeceğiz" ifadelerine yer verdi.

"2023 HEDEFLERİMİZE ULAŞABİLMEK İÇİN GEREKEN YAPISAL REFORMLAR ZATEN BİZİM GÜNDEMİMİZDE"

Türkiye'ye yönelik saldırıların en önemli araçlarından birinin ekonomi olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elbette bu alanda kendi eksikliklerimizden kaynaklanan sorunlar yok değil. Var. Bunları gayet iyi biliyoruz. Çözümü için de çalışıyoruz. Nitekim dün gerek Cumhurbaşkanlığındaki ekonomi danışmanlarımla gerekse daha sonra da hükumetteki ekonomiden sorumlu bakan arkadaşlarımızla başta Başbakanımız olmak üzere bir çalışma yaptık. Geçtiğimiz 14 yılda ekonomimizin geçirdiği yapısal dönüşüm ortadadır. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden bir haline gelme vizyonumuzu da içeren 2023 hedeflerimize ulaşabilmek için gereken yapısal reformlar zaten bizim gündemimizde" açıklamasında bulundu.

"KARŞISINDA BİZİ BULACAKTIR, HÜKÜMETİ BULACAKTIR"

Türkiye'nin 2013 yılından beri maruz kaldığı tüm saldırıların ekonomi boyutuyla kurgulanmakta ve sahnelenmekte olduğunun altını çizen Erdoğan, "Bu durumun ekonomiyi durdurma, bu tür çağrılarda sanayicilerimize "yatırım yapmayın, paranızı bankada tutun" söylemlerine kadar pek çok emaresi açıkça ortadadır. Paranızı bankada tutun dendiği zaman, bu ne demektir biliyor musun? Paranı o finans kuruluşlarının sahiplerine ver, onlar hiçbir yatırım yapmadan reel sektöre korkunç vurgunlar vursun demektir. Ülkenin reel sektörüne değil, paranı git bankaya yatır, bankanın patronları kimlerse onlar da vurgunu vursun. Bu odur. Bunları söylerken bir şeyi ifade etmek istiyorum; finans sektörünün sahibi durumunda olanlar eğer bu ülkede girişimciye, yatırımcıya gerekli kredi musluklarını açmıyorsa açık söylüyorum, kim ne derse desin, karşısında bizi bulacaktır, hükümeti bulacaktır. Çünkü yatırımcı kredi alabilecek ki mevcut yatırımı varsa onu genişletsin veya yeni yatırımlara girdin. Bu yatırım yapıldığı zaman ne olacak, istihdam olacak, istihdam olunca ne olacak, üretim olacak. Bir de eğer bu kredi muslukları açıldığında, bu verilen krediler insanı çıldırtırcasına yüksek faizli olmazda, hakikaten dürüst bir şekilde düşük faizle olursa, yatırımcının rekabet gücünü arttıracaktır. Bu da olduğu zaman, o zaman Türkiye'nin sıçrama yapması çok daha kısa, çok daha çabuk olacaktır. Benim bu sözlerim birilerinin hoşuna gitmez. Bundan memnun olmazlar. Hatta bazıları da "Cumhurbaşkanı olarak bunları siz söylemeyin, bunları başkaları söyler." Olur mu canım ben sorumluluk makamındayım. Ben söylemezsem olur mu? Bu millet bize oyunu verirken ne dedi, "Benim haklarımı sonuna kadar koru" dedi. Biz de sonuna kadar korumaya mecburuz. Acımasız parayı kullananları ben, ekonomik terör estiriyorlar diye vasıflandırıyorum. Bunun başka izahı yok" değerlendirmelerinde bulundu.

"1 YIL ÖNCEDEN GELİP SENİN TARLANI SATIN ALANLAR NOKTASINDA DİKKATLİ OLUN"

Çiftçilere alaverecilerin oyununa gelememeleri yönünde uyarılarda bulunan Erdoğan, "Terör örgütlerinin eylemlerine ve hedeflerine baktığımızda işin gerisinde ekonomik bir mesaj bulunduğunu görürsünüz. Oradan sizi vurmak, oradan sizi çökertmek isterler. Türkiye'nin en önemli markası olan İstanbul'a bir gün bölücü örgüt, diğer gün DEAŞ tarafından saldırılması tesadüfi değildir. Son dönemde döviz kurlarında yaşanan hızlı artışın rasyonel sebeplere dayanmadığını, meselenin üreticileri ve tüketicileri tedirgin ederek, ekonomiyi yavaşlatmak olduğunu kim inkar edebilir. Bakıyorsunuz tarlada domates 1 lira ama geliyor çarşıya, pazara, eve aldığımız zaman 7 lira, 8 lira buralara kadar çıkıyor. Ne bu? Bu arada olanlar kimler, insaf insaf. Bunları da konuştuk. "Bu işe kesinlikle bir çözüm bulmamız lazım" dedik. Hep biz gençken bunları kullanırdık, "aracı tefecilere lanet olsun" derdik. Şimdi buradaki hikaye aslında buraya dayanıyor. Ben çiftçime sesleniyorum; 1 yıl önceden gelip senin tarlanı satın alanlar noktasında dikkatli olun. Şimdi Gıda Tarım Bakanımız burada, tedbirini alması lazım. Buna göre adımlar atmamız lazım. Planlarımızı buna göre yapacağız. Başbakanlığım döneminde fındıkta bu tür oyunlar oynadılar. Alavereci derler, yani fındığı depolara yığıp parasını önceden ödeyenler var. Onlara böyle derler. Bunlar vatandaşın fındığını alırdı, vatandaşta tabi parayı peşin alıyorum diye onlara fındığını verirdi. Sonra ben bir gün arkadaşlara söyledim, "Bu iş bir yere gidiyor" dedim; alavere dalavere. Gelin dedim devlet olarak depolar kuralım, biz bu fındığı devlet olarak alalım, parasını vatandaşın biz verelim, hiç olmazsa vatandaş sömürülmesin. Böyle bir süreç başlattık. Fakat vatandaş nedense bazı şeyler o anda aklına yatmıyor mu ne oluyor, yine gidiyordu alavereciye. Bu konularda bizim hassas olmamız lazım" ifadelerini kullandı.

"PUTİN, BAKANLARIMIZIN ÇOK DAHA SIKI GÖRÜŞMELERİ TEKLİFİNDE BULUNDU"

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ile bazı sebze ve meyvelerin ihracatı konusunda konuştuklarını ve Putin'in iki ülke bakanlarının daha sıkı görüşmeleri teklifinde bulunduğunu aktaran Erdoğan, "Geçenlerde Sayın Putin ile de görüştüm, "Biz Rusya'ya domates, üzüm bunları satmak istiyoruz" dedim. Putin, bakanlarımızın çok daha sıkı görüşmeleri teklifinde bulundu. Ben de dün akşam arkadaşlarıma bunu söyledim. Çok sıkı Rusya tarafıyla bu ilişkileri kuralım ve ihracatımızı bu ürünlerde daha da arttıralım. Üstelik de yerli parayla. Yani biz onlardan alacağımızı Rus Rublesiyle, onlarda bizden alacaklarını Türk Lirasıyla almak suretiyle bu döviz kurunun baskısından da paralarımızı kurtaralım. Suriye ve Irak'ta geciktirildikçe geciktirilen operasyonların bu ülke halkının selameti ve hayrına değil, ülkemizi de içine alan daha büyük terör dalgasına zemin hazırlama niyetini taşıdığı artık gizlenemez bir hakikat olarak karşımızda durmaktadır. Türkiye'nin sahaya inmesi karşısında ortaya konan garip tepkiler, bu oyunun bozulmasından kaynaklanıyor" şeklinde konuştu.

"KİMSENİN HAYAT TARZIYLA İLGİMİZ, İLİŞKİMİZ OLMADI"

Mezhep çatışması senaryosuna Türkiye'yi de dahil etmek için gösterilen gayretleri, bu amaçla açılan hayat tarzı tartışmalarını çok iyi takip ettiklerini belirten Erdoğan şöyle devam etti:

"14 yıldır bu ülkede başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yaptım. Kimsenin hayat tarzıyla ilgimiz, ilişkimiz olmadı. İsteyen istediği gibi giyinmiştir, isteyen istediği gibi yemiş içmiştir, isteyen istediği gibi eğlencesini yapmıştır. Kimseye bizim müdahalemiz olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır. Bunların sorumluluğu bize ait değil. Biz tam aksine milletimize bu ülkede en ideal şekilde yaşam alanlarını hazırlamaktır ve bunları yapıyoruz. Daha belediye başkanıyım İstanbul'da, hemen ilk atılan manşetler şu oldu; "İstanbul'da otobüslerde kadınlar için ayrı, kadınlar için ayrı yerler ayarlanıyor" dediler. Böyle bir şey gördünüz mü? Ondan sonra trenlerde dediler. Hatta o zamanlarda bir kardeşimiz, vatandaşımız trenden düştü dediler ki; "Bak başı açık diye attılar." Bu ülkede bu kadar gaddarca saldıranlar var; düşünceye, fikre saygısı olmayanlar var."

"ELİNİZDEN GELENİ ARDINIZA KOYMAYIN"

"Suriye'deki muhalif grupları ülkemize karşı tahrik etmek için oynanan oyunları, çıkartılan dedikoduları bilmiyor değiliz" diyen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Aynı şekilde 6-8 Ekim ve hendek olayları sırasında Kürt kardeşlerimiz üzerinde oynanan oyunlar, hala hafızalarımızda tazedir. Hani bunlar diyor ya, "Biz Kürtlerin temsilcisiyiz." Yalan söylüyorlar. Ben Kürt kardeşimi beni yaradan Allah ne emrediyor, ondan dolayı severim. Yaratılanı yaradandan ötürü severim. Bizim inancımızda Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abaza'sı, Roman'ı, Boşnak'ı, böyle bir ayrım var mı? Biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Birliğimizin beraberliğimizin altında yatan ilke bu ama olar bunu yapamazlar. Biz Hakkari'ye havalimanı yapıyoruz, adam gidiyor havalimanını vuruyor, Iğdır" yapıyoruz aynı; Kars, Ağrı hiçbir ayrım yok. Bu hizmetlerin hepsini buralara götürdük. Şimdi buradan açıkça meydan okuyorum bütün bu terör örgütlerine; elinizden geleni ardınıza koymayın. Çünkü bize göre, "Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır. Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır." Rabbimin izni ve yardımıyla milletimizle birlik olarak bu mücadeleyi başarıya ulaştıracağız. 2013 yılında Gezi olaylarında sokakları ateşe veren vandallara nasıl meydanları bırakmadıysak, 17-25 Aralık'ta hukuk darbesi yapmak için kapımıza dayananlara nasıl eyvallah etmediysek, mahalli idareler, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde bizi yıkmaya çalışanlara nasıl fırsat vermediysek, 15 Temmuz'da darbe yapmak için harekete geçenleri nasıl milletimizle beraber başarısızlığa uğrattıysak, Suriye'de sınırımızda terör bölgesi oluşturmaya çalışanların heveslerini nasıl kursaklarında bıraktıysak; ekonomide kurulan tuzakları, Suriye ve Irak'ta yazılan senaryoları, bölgemizde oynanan oyunları da aynı şekilde yerle yeksan edeceğiz. Yeter ki bir olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım. Yeter ki tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet zemininden taviz vermeyelim. İnanın gerisi çok kolay. Çünkü bizi yıkmak için attıkları her taş bizim kendi duvarımızı daha da sağlamlaştırıyor."

Kaynak:IHA