Trabzon'da altın ve gümüşe erkek eli değmiyor

Trabzon'da altın ve gümüşe erkek eli değmiyor
Anadolu'nun birçok yerinde erkek işi olarak bilinen kuyumculuk, Trabzon yöresine özgü hasır örücülüğü ve bu işlemin en iyi kadınlar tarafından yapılması dolayısıyla kadınların hakimiyetinde bulunuyor.

Trabzon'da yaklaşık 4 bin usta kadın, kuyumcuların kendilerine teslim ettiği altın ya da gümüş tellerle, evlerinde hasır bilezik, gerdanlık ve kemer örüyor.

Anadolu'nun birçok yerinde erkek işi olarak bilinen kuyumculuk, Trabzon yöresine özgü hasır örücülüğü ve bu işlemin en iyi kadınlar tarafından yapılması dolayısıyla kadınların hakimiyetinde bulunuyor. Kentte kadınların ördükleri bilezik, gerdanlık ve kemerlerin örgü aşaması tamamlanana kadar, hasıra erkek eli değmiyor. Erkekler, hasırın örülme işlemi tamamlandıktan sonra, takının sadece kilit ve kaynak işlerini yapıyorlar. Bu nedenle Trabzon'un dünyaca ünlü hasır bilezikleri 'anadan kıza' ifadeleriyle de anlatılıyor.

hasir-trabzon-1.jpg

Kuyumculuk mesleğinde makineye girmemiş tek ürün olma özelliği ta şıyan hasır, uzun yıllardır ülkenin bir çok yöresinde tanınmasının yanı sıra yurt dışına da ihraç ediliyor.

Trabzon Kuyumcu ve Saatçiler Odasınca, yaklaşık 110 yılı aşkın geçmişi bulunan Trabzon hasır ve telkarisinin, 2005 yılında Türk Patent Enstitüsüne müracaat edilmesi üzerine yöreye ait olduğu tescillendi.

Tescil işleminin ardından üretilen Trabzon hasırları, oda tarafından üreticilere noter sözleşmesiyle verilen 'TTH' mahreci vurularak satışa sunuluyor.

Tamamen el maharetinin öne çıktığı hasır örücülüğünde, işletmeciyle dokumacı arasında güvene dayalı bir alışveriş yaşanıyor. Hasırı oluşturan 30-35 mikron inceliğindeki 22 ayar altın teller, 'çifte' adı verilen bir cımbızla örülmesi için kuyumcular tarafından, kentte bu işi yapan yaklaşık 4 bin civarındaki hasır örme ustası kadına teslim ediliyor.

Yıllardır süren ve artık bir gelenek haline gelen bu sistemde, hem işletme sahibi hem de kadın örücüler arasında teminatı sağlamak iç in hiçbir evrak imzalanmıyor.

Kentte baba mesleği olan kuyumculuğu sürdüren Cevat Kara, bugüne kadar örülmesi için ustalara verilen altın tellerin hiçbirinin çalındığına ya da kaybolduğuna şahit olmadığını söyledi.

Kara, hasır örücülükteki güven esasının her geçen gün daha da sağlamlaştığını vurgulayarak, "Bizler imalat ve toptancı olarak ayda, binlerce lira değerindeki tel altını örücü kadınlara veriyoruz. Altınları verirken de onlardan teminat adına bir şey istemiyoruz. Örücülerle aramızdaki ilişki tamamen güven esasına dayalı. Bu durum sadece Trabzon yöresine özgü" dedi.

hasir-trabzon-3.jpg

İşletme olarak 150 kadın hasır örücüsüyle çalıştıklarının belirten Kara, hasır örücülüğü sanatının gelişmesi için düzenli olarak kurslar açtıklarını kaydetti.

Trabzon'da 12 yıldır hasır örme işiyle uğraşan Melek Topkara, yaklaşık 3-4 bin lira değerindeki altın tellerin kendisine teminatsız teslim edildiğini söyledi. Örmek için aldığı altın tellerin maddi değerinin yanı sıra manevi değeri de bulunduğunu anlatan Topkara, "Ben ve bu işi yapan diğer örücüler de bu sisteme zarar vermemek için elimizden gelen hassasiyeti gösteriyoruz" diye konuştu.
Topkara, 12 yılda yaklaşık 50 bin lira değerinde altın telden hasır ördüğünü belirterek, "Altın hasır örücülüğünün püf noktası, size verilen altın teli kısa sürede hiç gram kaybetmeden örmektir. Bu da gerçekten zor bir iş. Bu nedenle elimde ördüğüm işi teslim edene kadar, tel altını hiç yanımdan ayırmıyorum. 12 yılda sadece 1 gram altın kaybettim. O da ücretimden kesildi. Hasır örme işinden ayda ortalama 400 ile 500 lira arasında gelir elde ediyorum" dedi.

Ailesinden hasır örme işini öğrenen Nuriye Baş (35), 11 yaşında başladığı hasır örme işinde daha önceden 15-20 günde tamamladığı işleri artık bir haftada teslim edebildiğini söyledi. Baş, öncelerde hasır örücülüğünü işinin önemini çok fazla kavrayamadığını ifade ederek, "Geçtiğimiz yıllarda bir akrabamızı ziyaret için İstanbul'a gittim. Burada hasır ördüğümü gören komşular, gruplar halinde yanıma gelerek bu işi nasıl yaptığımı soruyorlardı. O zaman yaptığım işin ehemmiyetini çok daha iyi anladım" diye konuştu.

Hasır örmeyi 3 yıl önce Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünce açılan bir kursta öğrenen Songül Özkan ise eşinin işsiz olduğunu, bu nedenle evinin geçimini hasır örerek sağladığını kaydetti.

hasir-trabzon-2.jpg