"Türkiye İlk Kez Karşımızdaki Rakiplere Blok Koyup Topu Onların Sahasına Bıraktı”

"Türkiye İlk Kez Karşımızdaki Rakiplere Blok Koyup Topu Onların Sahasına Bıraktı”
İstanbul Ticaret Odası Kasım ayı olağan meclis toplantısına katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "İlk kez Türkiye, karşısındaki rakipler topu...

İstanbul Ticaret Odası Kasım ayı olağan meclis toplantısına katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "İlk kez Türkiye, karşısındaki rakipler topu bizim sahamıza bırakmak isterken blok koyup topu onların sahasına bıraktı. Dün Sayın Cumhurbaşkanımız Trump ile yaptığı görüşme, Putin ile yaptığı görüşme bunların örneğidir. Buraya kolay gelmedik. Buraya hep birlikte geldik. Buraya gelmek için bu ülke çok bedeller ödedi" dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısına katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Soylu, mültecilerden, Suriye'deki operasyonlara, DEAŞ'tan, Avrupalı devletlere ve uyuşturucudan trafik kurallarına kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.

"EL BAB, AZEZ VE AFRİN'DE BİZİM ORTAYA KOYDUĞUMUZ İNSANLIK FOTOĞRAFI İLE BELKİ DÜNYA TARİHİNDE BİR KEZ DAHA KARŞILAŞILMAYACAKTIR"

İTO Aylık Olağan Meclis Toplantısında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Dünden daha büyük sorumlukla karşı karşıyayız. Biz dünyanın birçok yerine gittik. Bizim gittiğimiz hiçbir yerde emperyal bir anlayış ortaya koymadık. Oradan bize kalan bakiyeler var. Biz bugün Cerablus'tayız, Azez'deyiz, Afrin'deyiz, Elbab'dayız, bir taraftan Tel Ebyad bir taraftan Resulayn'dayız. Bu bölgeler biz adımımızı attık. Adımımızı attığımız zaman terör örgütlerinin egemenliği, ciddi bir güvensizlik söz konusu idi. El Bab, Azez ve Afrin'de bizim ortaya koyduğumuz insanlık fotoğrafı ile belki dünya tarihinde bir kez daha karşılaşılmayacaktır. Biz gittikten sonra ırkına bakmadan, inancına bakmadan, rengine bakmadan herkese sağlık hizmeti, güvenlik hizmeti, eğitim hizmeti, toprağını ekip biçebilme hakkı, herkese adalet hizmeti gerçekleştirdik. Yani dünyanın hiçbir yerinde böyle bir örnek bulmak mümkün değil. El sıktığımız hiçbir ülkenin bunu yapabilme kabiliyeti söz konusu değil. Bizi onlardan ayıran özellikler var. Geleneğimiz, göreneğimiz, inancımız, milliyetimiz. 366 bin üzerinde insan oraya döndü. Ekip biçiyorlar, okullara gidiyorlar, adalet hizmeti alıyorlar, yolları yapıyorlar. Şimdi aslında iki ayrı bakış, iki ayrı dünya tablosu ortaya koymaya çalıştım. Onun için sorumluklarımız daha fazla. Dünyanın bunları duymadığına inanıyorum. Dünyanın Yemen'deki yetim evrelindeki çocukların çaresizliğini duymadığına inanıyorum" dedi.

"TÜRKİYE İLK KEZ KARŞIMIZDAKİ RAKİPLERE BLOK KOYUP TOPU ONLARIN SAHASINA BIRAKTI"

Yaşanan birçok meseleyi Türkiye'nin üzerine yıktıklarını söyleyen Bakan Soylu, "İçerimizdeki sorunlara sürekli dışarıdan kürekle yangın malzemesi taşınmasından yorulmuştuk. Kendi içimizde bir takım farklılıklarımız var. Bu farklılıkları bir fay hattı olarak değerlendirirsek bu fay hattında kürekle bizi sürekli birbirimize düşürmeye çalıştılar. Bütün sorunları Türkiye üzerine yığmaya çalıştılar. PKK meselesini hep üzerimize yıktılar. Mezhep meselemizi hep üzerimize yıktılar. Yetmedi vesayet ve ekonomik problemlerle sürekli üzerimize geldiler. Voleybol oynarken bir voleybolcu küte çıkar da karşısındaki iki kişi blok koyar ya. Eğer blok koyamazsan top sahana düşer. İlk kez Türkiye karşımızdaki rakipleri topu bizim sahamızı bırakmak isterken blok koyup topu onların sahasına bıraktı. Dün Sayın Cumhurbaşkanımız, Trump ile yaptığı görüşme, Putin ile yaptığı görüşme bunların örneğidir. Buraya kolay gelmedik. Buraya hep birlikte geldik. Buraya gelmek için bu ülke çok bedeller ödedi. Aynı zamanda çok kayıplar verdi. Aslen birçok problem ile aynı anda uğraşmayı belki zaman içerisinde karşılaştığımız bu süreçlerde her birimiz öğrendik" diye konuştu.

"TÜRKİYE TERÖRLE HER ALANDA ÜSTÜNLÜK ORTAYA KOYDU VE BİTİRME NOKTASINA GELDİ"

"PKK'yı bitirme noktasını geldik" diyerek konuşmasını sürdüren Bakan Soylu şunları söyledi:

"Bizim bir PKK problemimiz vardı. Batı desteği ile yıllardır büyüdü. Sokaktaki çocuklar bile bilir ki Avrupa'dan PKK'ya silah ve para gelir. Kırmızı bültenle ararız, iade taleplerimiz karşılanmak ama o teröristleri ihtiyacı her türlü karşılanır. O terör örgütü, biz devletiz vergi alıyoruz, üretiyor ihracat yapıyoruz. Biz bu mücadeleyi yaparken muhakkak bir şeylerden kısarak aktarmaya çalışıyoruz. Bir terör örgütü bir devletle bu mücadeleyi nasıl yapıyor. İstihbari gücü olmazsa nasıl yapıyor, ona silah verilmezse nasıl yapıyor. Ona bir takım alanlarda gelir getirici meseleler sağlanmazsa bunu nasıl gerçekleştiriyor. Ona bir takım ideolojik destekler. İki gün önce okuduğum rapor. Bunu bir terör örgütünün bilebilmesi mümkün değil. Arkasında batının aklı olmadan böyle bir gelişmişlik ortaya koyabilecek insanlar değiller. 40 yıl öncesinde kalmış, mağaralarda akılları küflenmiş adamların bunları üretmesi mümkün değil. PKK teröründen çok acılar çektik, evlatlarımızı kaybettik. Bugün durum nedir. Türkiye gerek savunma sanayi gelişimi, terörle mücadelede strateji değişimi ile bu terör örgütüne karşı her alanda üstünlük ortaya koydu ve bitirme noktasına geldi. 21 Asır başında Tayyip Erdoğan savunma sanayine ağırlık vermiş olmasaydı bu noktaya gelemezdi."

"PKK, AVRUPA UYUŞTURUCU PİYASASININ TAMAMINA YAKININ ELİNDE TUTUYOR"

Bazı belediye başkanlarının terörle bağlantılı olduğu için görevden alınmasına ilişkin konuşan Bakan Soylu, "Bunların önemli bir adamını geçenlerde ele geçirdik. Öyle şeyler anlatıyorlar ki tüylerimiz diken diken oldu. Belediyelere atadıkları imar müdürlerin bile kandil belirliyor. Yapılacak her ihale, alınacak her kişi, atılacak her adım, yapılacak her festival kandil tarafından belirlenmekte. Orada mümessil olan elemanları tarafından sağlanmakta. Kimsenin bir santim başka tarafa adım atma kabiliyeti söz konusu değil. Festival yapacak kadın 14 yaşında çocuğu alıp dağa götürecek. Ondan terörist çıkarmaya çalışacak. O zaman biz niye Mevlana'dan, Yunus Emre'den bahsediyoruz. Hem lojistikleri için hem eleman teminleri için kullanıyorlar. Sınırımız dışında tabela değiştirip önce PKK'yı PYD, daha sonra PYD'yi, SGD yapıp batı ile işbirliğine girdiler. İçeride terörle iltisaklı belediyelere görevlendirme yaparak dışarıda barış pınarı alanına müdahale ettiler. Türkiye olarak PKK'yı bitirmeye en yakın dönemde PKK Avrupa uyuşturucu piyasasının tamamına yakınını elinde tutmaktadır. Geçen bir Avrupa ülkesi içişleri bakanı ile konuşurken dedik ki "Yakında bu konuda bizden yardım talep edeceksiniz, gelin bu dertten kurtarın diyeceksiniz" dedim. Avrupa içerisinde silahlı eylem yapmayacağını kimse garanti etmiyor" dedi.

"BURASI DEAŞ'IN OTELİ DEĞİL, TERÖRİST OTELİ DEĞİL"

Avrupalı devletlerin DEAŞ teröristleri geri almamalarına ilişkin konuşan Bakan Soylu, "Sadece 1-31 Eylül arasında 239 operasyon yaptık, 226 kişiyi gözaltına aldık. Batılı ülkeler için DEAŞ, Orta Doğu da olmak için bir bahaneydi. Mücadeleleri "mış" gibi yapmaktan ibaretti. Rakka, DEAŞ'ta değil miydi? Oradaki DEAŞ'lılar ne oldu. Başka yerde olan DEAŞ'lılar nereye gitti. Sina çölü mü, Afganistan mı, nereye gittiler diye sormadılar mı? Rakka'dan başka yere gidenler tehdit değil miydi? Burada çok yüzlü bir bakış olduğunu ve iyi bir niyetli yaklaşım değildi. Okuduğunuz bütün istihbaratlarda belli, PKK ile DEAŞ birbirlerine petrol nakli yapıp para kazanıyorlar. Bu o zaman terör örgütü değil miydi? Kendi vatandaşları olan teröristleri alma konusunda bazen nazlandıklarını söyleyebilirim. Bizim sert çıkışımızı sebebi var, burası DEAŞ'ın oteli değil, terörist oteli değil. Uluslararası kurallar var. Birleşmiş Milletlerin 2178 sayılı kararı var, diyor ki, "Siz bir yabancı terörist savaşçıyı olduğu için kendi vatandaşlığınızdan çıkarırsanız bunun iadesini engelleyemezsiniz." Biz o yabancı savaşçıyı aman benim ülkeme gelmesin diye vatandaşlıktan çıkaracak, Suriye'deki kendi gözetim altındaki alanda tutsun diyecek öyle bir şey söz konusu değil. Avrupa Birliği geri kabul anlaşmasında da söz konusu değil, aynı zamanda insan hakları evrensel beyannamesinde de söz konusu değil. Bunları bildiğimiz için ısrarımızı sürdürdük. Hollanda, Almanya birçok içişleri bakanlarıyla görüştüm. Yapıcı görüşmeler oldu. Kendi vatandaşımızı almayız diyenler oldu. Karşılıklı bir mutabakatla hemen inşallah ülkelerin bir çoğuna bunları buradan Suriye'de gözetim altında olan, hem de cezaevinde bulunanlar, hem de geri gönderme merkezinde bulunanları göndereceğiz. Herkes payına düşeni alacak. Bu sorumluluk herkesin yerine getirmesi gereken sorumlulukları. Almasalar da biz kapının önüne koyarız kim ne derse desin" dedi.

"TÜRKİYE YÜRÜTTÜĞÜ OPERASYONEL FAALİYETLE BATIYI BİR ŞEKİLDE DAHİL ETTİ"

Türkiye'nin operasyonel başarıyla batıyı konuya dahil ettiğini belirten Bakan Soylu şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye DEAŞ'la mücadele bir operasyon kabiliyeti üretti. Hem Meselesini çözdü, hem de batıyı bu sorumluluğa gerçek anlamda dahil etti. Türkiye Barış Pınarı Harekatının iki sebebe dayandırılır. Birincisi YPG, PKK temizlemek, Suriye'de geri dönüş için güvenli bölge oluşturmak. Batının ve Orta Doğu'nun planlarında göçmen yoktu. Türkiye yürüttüğü operasyonel faaliyetle batıyı bir şekilde dahil etti. Türkiye'nin göç yönetiminde kapasitesinin sınırına gelmesi batının da sorununu haline getirdi. Sahil güvenlik arkadaşlarımı iki katı çalıştıracak değilim. 4 yıl öncesinde çalışmanın 4 katı kapasiteyle çalışıyorlar. Kimsenin keyfi için yeni bir teşkilat kuramayız. Emniyet ve jandarmada önemli bir kısmında bulunuyor. Sınır güvenliğine dünya kadar yatırım yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Güvenlik kuleleri yapıyoruz hepsinin devasa maliyeti var."

Kaynak:IHA