Yeşil Yol projesi'ne 'farklı' bakış

Yeşil Yol projesi'ne 'farklı' bakış
KTÜ'lü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Vefa Akpınar, Karadeniz Bölgesi’nde 8 ilin yaylalarını yaklaşık 2 bin 600 kilometrelik yolla birbirine bağlayacak olan “Yeşil Yol Projesi“ hakkında uyarılarda bulundu.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Vefa Akpınar, Karadeniz Bölgesi’nde 8 ilin yaylalarını yaklaşık 2 bin 600 kilometrelik yolla birbirine bağlayacak olan “Yeşil Yol Projesi“ hakkında uyarılarda bulundu.

Projenin detaylarıyla açıklanması durumda gerçekten uygun olup olmayacağının geniş tabanlı katılımlarla belirlenebileceğini kaydeden Akpınar, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde geçmişte yaşanan kötü tecrübelerin yenilerinin yaşanmaması için yaklaşık 2 bin 600 km'lik yolun çok dikkatli tasarlanması ve uygulanması gerektiğini söyledi.

Mevcut yayla yol güzergahlarının belli olduğunu, bu yolların doğayla uyumlu olacak şekilde iyileştirilmesinin ve yeni yol için düşünülen kaynakların mevcutlara aktarılmasının daha doğru seçim olacağını ifade eden Akpınar, “Yaylalarımız temiz hava ve doğa güzelliklerimizi görebileceğim son noktalar olup gelecek nesillere bakir bırakmamız gereken emanetlerdir. Son yıllarda ihtiyaç doğrultusunda ulaşım sektöründeki yatırımlarla beraber birçok yeni yayla yolu tamamlanmış ve asfaltlanmış durumdadır. Karadeniz Bölgemizde yurt dışında farklı olarak yol güzergahları üzerinde çarpık yapılaşmanın olduğu hemen dikkate çeken noktadır. Öncelikli olarak, mevcut yayla yol güzergahları belli olup, bu yolların doğayla uyumlu olacak şekilde iyileştirilmesi, yeni yol için düşünülen kaynakların mevcutlara aktarılması daha doğru seçim olacaktır. Yol güzergahı seçimlerinde fizibilite çalışmasının gereği olarak öncelikli olarak ihtiyacın olup olmadığı araştırılması gerekir. Yaylaya göç edenlerin istekleri net bir şekilde belirlenip, ihtiyaç duyulması durumunda çevreyle uyumlu projelendirmeye gidilebilir” diye konuştu.

"YAPILACAK YOL MEVCUT STANDART YOLLARDAN FARKLI OLMALI"

Doğu Karadeniz Yaylaları'nın diğer yaylalara oranla farklı olduğunu ifade eden Akpınar, “Doğu Karadeniz Yaylaları iklim koşulları itibariyle diğer yaylardan farklıdır. Yağışların bol olduğu bu bölgede yol inşaatı esnasında mevcut zemin yarılmakta, yağışlarla beraber toprak dokusu kayarak kaybedilmektedir. Bunun neticesinde erozyon ve daha kötüsü topuk kaymasına bağlı heyalanlar oluşabilmektedir. Yeni yol güzergahı inşa edilmesi demek, mevcut bakir toprağın kazınması demektir. Bu şu anlama gelmektedir; 5 metre genişliğinde 2 bin 600 km yol için 13 milyon metrekare yeşil alan yayladan koparılması demektir. 5-7 metre genişlikteki yol, uzaktan bakıldığında çabuk bir şekilde fark edilebilen bir yapıdır. Genişliği standart yol yerine yürüyüş, kamp gibi aktivitelerin sürdürülebileceği patika yol güzergahları yapılması durumu çok daha doğru bir seçenektir. Doğayla uyumlu patika yolların inşası için de, öncelikli olarak Belediye (İl özel, idareleri) yaylalardan sorumlu kurumların yol poz numaraları geliştirmeleri gerekiyor. Karadeniz Bölgesi’nde 8 ilin yaylalarını yaklaşık 2 bin 600 kilometrelik yolla birbirine bağlayacak olan 'Yeşil Yol Projesi' detaylarıyla açıklanması durumda projenin gerçekten uygun olup olmayacağı geniş tabanlı katılımlarla belirlenebilir. Doğu Karadeniz Bölgemizde geçmişte yaşadığımız kötü tecrübelerin yenilerinin yaşanmaması için yaklaşık 2 bin 600 km'lik yolun çok dikkatli tasarlanması ve uygulanması gerekir. Her yol inşaatı yeni yerleşim alanı sağlı sollu yapılaşma demektir. Yaylalarımızda yol inşa edilecek ise, mevcut standart yollarımızdan farklı olmak zorundadır. Yurt dışı uygulamaları göz önünde bulundurulmasında fayda vardır. Yol güzergahı, kullanılacak kaplamanın cinsi ve kesit detayları üniversite, belediye (il özel idareleri) ortak paydasında belirlenebilir" şeklinde konuştu.

"YAYLA YOLLARI YAPILIRKEN YÖRE HALKININ TALEBİ GÖZARDI EDİLMEMELİ"

Yolun yapılmasına karar verilmesinin ardından nasıl yapılacağının da önemli olduğunu vurgulayan Akpınar, açıklamalarını şöyle sürdürdü:"Geçmişte yaşadığımız ve hala devam etmekte olan yol uygulamaları sathi kaplamaların ve asfalt yolların birkaç yılı geçmeyen ömürleri dolaysıyla doğru seçenek olmayacağı açıktır. Düşünün ki her sene yaylaya çıkan yol iş makineleri iş başında, zehirli asfalt kokuları arasında yürüyüş yapıyorsunuz. Bir başka hususta asfalt geri kazanımı olacağı ariyet sahaları için ayrıca yaylalarımızda çevre görüntü kirliliği oluşacaktır. Özellikle kansorejen malzeme ihtiva eden asfalt yollardan özellikle kaçınılması aksi durumda yaylalarımızın hassas çevre yapısına zarar verilecektir. Alternatif olarak geniş yollar yerine doğa yürüyüşüne elverişli ama otel, fabrika inşaatına malzeme tedarik edecek standart yollar yanlış seçenek olacaktır. Yayla turizm sektörü, muhtarlar, çevre örgütleri ama çok daha önemlisi yaylalarımızda yaşayan vatandaşların ortak katılımıyla oluşturulacak konsorsiyumdan çıkacak sonuçlara göre hareket etmekte fayda var. Yayalarımızın korunmasına en çok katkıda bulunacak olanlar yine bu yörelerde yaşayan veya buralara göç eden vatandaşların kendisi olacaktır. Yapılacak anket çalışmaları daha belirleyici faktör olacağı açıktır. Anket sonucunda yöre halkının talebi doğrultusunda ihtiyaç olursa yol yapılabilir.”