Abdurrahman DİLİPAK

Abdurrahman DİLİPAK

Ah şu bürokrasi!

Ah şu bürokrasi!

Ne bürokratlar, siyasiler, iş dünyasından adamlar tanıdım 45 yılda.. Çok değerli insanlar da vardı, adi, aşağılık, müptezel tipler de. Aslında bu tip insanlar sadece bürokraside yok. Siyasette, iş dünyasında, basında da, yani hayatın her alanında da var.

Din adına bürokrasiyi ele geçiren FETÖ’nün adamlarının ne halde olduklarını, neler yapabildiklerini de yakın geçmişte hep birlikte gördük.

Bazı tipler vardır, şef herkesi kapıda karşılar, kapıda uğurlar, ama bir işi söylerseniz, onun değişik adamları vardır, duruma göre birine gönderir. Mesela A yardımcısına gönderirse bu “işi yapın” demekmiş. B kişisine gönderirse, “gönlünü al, gönder, salla gitsin”, C kişisine gönderirse, “yapma, engelle” demekmiş.. Adam yolu bulmuş. Kendisi her zaman iyi, ötekiler iyi ya da profesyonel kötü!

Bazıları yukarısına karşı o kadar yalakalık yapıyor ki, şaşırırsınız, aşağıdakine ise kaba, ceberut.. Zalim, tam bir diktatör. Bazıları hiçbir şey yapmaz. Sadece konuşur.. Verdiğiniz işi ne geri götürür, ne de ileri, asla risk almaz. Tedbir ve tedricilik adına iş hep masada bekler.

Bazıları sahibinin sesidir. Onu kim oraya getirmişse onun emir kuludur..

Bazıları yemeden hiçbir iş yapmaz. Yiyici dindar geçiniyorsa, cami, Kur’an kursu diye başlar, bazı işleri de oraya yönlendirir, tabi bir de muhatabına göre, Alevi geçiniyorsa cemevi, devrimci geçiniyor ise yoksul halk, kültür ocağı filan diye başlayacaktır..

Bazıları tek başına yer, bazıları, hem yer, hem yedirir. Her tarakta bezi vardır.

Bazıları profesyoneldir. İş bir şekilde bürokratın ya da politikacının örgütlediği bir şirket ya da vakıf üzerinden döner. Biri sizi oraya yönlendirir. Adam bu işi kurumsallaştırmıştır. Kılıfına uydurur. Bazı bürokrat, işi uzattıkça uzatır. Güya kendi yemiyor da, alttaki, üstteki birilerine bir ikramda bulunmaktan söz eder. Hediye almak, çocuklarına iş vermek filan gibi..

Bazıları yakın çevresi ile çalışır, bazıları, kendine uzaktakilerle iş tutar.. Solcu ise sağcı, sağcı ise solcularla iş tutar.. Belediyelerde bu iş daha çok tutuyor. Belediye Meclisinde işi bu şekilde daha garantiye alıyorlar. Hangi kapıyı açacaksanız ona göre bir anahtar kullanıyorsunuz. Merkezde, muhalefetin sesini kesmek için de ötekilerden birinin aranızda bulunması işe yarıyor anlayacağınız. Her iki kesimde de namuslular da var, namussuzlar da. Bunu tekrar belirtmeliyim. Kimileri sizden işin detayını alır, projenizi yakınına satar.. Bir de böyleleri var. Yapacak gibi yaklaşır, sonra sizi satar.

Kimileri “çevreci”dir. O sizin bildiğiniz çevrecilerden değil bunlar. Fulbrigth, Exeter, Strafor, Loca, Lonca, hemşehri, tarikat, dergah, vakıf, kolej, yurt kardeşliği. Daha doğrusu menfaat kardeşliği.. Öyle bir çevreleri vardır. Takım tutarlar, belli grublara, lobilere üyedirler. (Rand Corp.) kardeşliği, zaman içinde rant kardeşliğine dönüşebiliyor. Kardeşlik için vesile mi yok Rockefeller, Eisenhower Foundation.. Fevziye Mektepleri, Aliance İsrailete.. “Mason birader”lerin “kardeşliği” de böyle bir şey. İş şirazeden çıkınca bir yerde zıtlar arasındaki fark, fark edilemez hale geliyor. En aykırı görünen tipler bile, bir menfaat için bir araya gelebiliyor.

Bazıları doymaz. Bazıları ucuzcudur, korkar, ufak ufak yer. Bazıları mafia tipidir.

Bir kısım halk, bilgili, dürüst, cesur bir yönetici, bürokrat istemez. O parasını versin, o da onun işini yapsın.. Onu seviyor. İşini çözsün, o da payını alsın.

Bazıları “kaliteli” yer. İşini iş yerinden alır, bir danışmanlık şirketi, hukuk bürosu, mali müşavir dosyayı inceler, iş ekip olarak çözülür ve dosya iş yerinde kişiye teslim edilir. Ödeme yurtdışında yapılır, sanat eserleri, çok pahalı hediyeler kabul edilir..

Mesela bu tür zeminlerde fazla bilgili, dürüst, cesur insanlar istenmez. Bilgili ise, üstteki yerine gelmesinden korkak, alttaki, aldatamayacağından korkar. “Dürüst” adam, oyunbozanlık yapar. Başkalarının işine de mani olur.. Fazla korkaktan da hoşlanmazlar ama cesur biri çarka çomak sokabilir, o da “yiyici” ise çakalların paylarına da el koyar. Bazıları ikiyüzlüdür. Bir bakarsınız melek, bir bakarsınız şeytan. Adama, durumuna göre.. Karizmatik tiptir.. VIP takılır.

Ne tipler var, bakan, milletvekili, işadamı, il başkanı, belediye başkanı bir kumpas çetesine dönüşebiliyor.. Kendi vakıfları, dernekleri, kontrollerine geçen odalar da olabiliyor. Bütün atamalar kontrollerinde.

Bazı gözü açık tipler, kendi belediyelerinde iş yapmaları dikkat çekici olacağı için, onlar başka belediyenin işini yapıyor, o belediye çevresindeki ekip, öteki belediyelerden iş kapatıyor..

Hacmine, götürülen paralar, toplandığı yerde değil, başka bir büyük şehirde değerlendiriliyor. Borsada değerlendiren de var, yurtdışına kaçıran da. Yurtdışındaki nakdi vadeli parasını teminat gösterip içeride kredi ile iş yapan da.

Bu tiplerin elleri altında kirli işlerini, ahlaksız ilişkilerini düzenleyen danışman, sekreter adı altında zurnikleri vardır. Bazıları işlerini hep bu tipler üzerinden görür. Onlar cam evde oturur, elleri temizdir, Mediatik karakterlerdir.. Bu adamlar adam almayı-satmayı iyi bilirler.. İnsan sarrafıdırlar, kime nasıl yaklaşacaklarını bilirler.. Sağacakları ineği beslemeyi bilirler.. İşlerini zamana yayarlar. Bazıları pek gözükmek istemez. Öne çıkmaz sinsidir.

Bazıları kendileri yemez. Yiyicileri etrafında toplar. Onlar yer, bu ses çıkarmaz. Onlar da şeflerini göklere çıkarırlar, onun her sözünü yerine getirirler, o da bundan mutlu olur.

Bazıları şantajcıdır. Bir yandan dost görünür, yüzünüze güler, işinizi yapar, ama hakkınızda bilgi, belge toplar, peşinize adam takar, sonra sizden bir “rica”da bulunur, yapmazsanız sizi rezil eder. Onun bu işleri yapacağını öğrendiğinizde de şerrinden emin olmak için onun çevresine sığınırsınız. Onun raconu da böyle.

Gazetecisi bu işleri yakalar, şantajla para sızdırır, iş kotarır, reklam ister, işini yapmazsan aleyhine haber yapar. Açığı yakalar, haberini menfaat karşılığı satar. Bu iş, ilçe, il, büyükşehir, başkent fark etmiyor. Bazıları işi başlamadan alır, bazıları iş devam ederken askıntı olur. Bazıları iş bitince.. Bazılarını doyuramazsınız.. O sizi siz onu sömürürsünüz, öyle gider.

Bu ilişki içindekilerin, sağı-solu, siyasetçi, memur, işadamı, gazeteci, hepsinin Allah belasını versin. İşte bu paralel yapı gibi ortamlar bu bataklıkta hayat buluyor. Bu bataklık kurutulmadan biri gider, ötekisi gelir.. “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım!” Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Abdurrahman DİLİPAK Arşivi