Enes BAŞ

Enes BAŞ

Başarabilmişler mi Acaba?

Başarabilmişler mi Acaba?

Öncelikle Kurban Bayramınız mübarek olsun. Rabbim izzet-i dergâhında kabul eylesin.

Arşivimdeki tozlu sayfaları karıştırırken durumumuzu anlatan bir yazıya rastladım ve bunu sizinle paylaşmak istedim. Kendimizi ufak bir hesaba çekersek çok makbul geçer.

İttihatçı Abdullah Cevdet, İçtihad Dergisi (Sayı: 4, Ekim 1904) için yaptığı anket çalışmasında bir Fransız düşünüre Müslümanların nasıl kalkınacağınısorar ve 1900’lü günlerden günümüze, Müslümanlar üzerine kurulacak tezgahı anlatmaya başlar..

***

Fransız Düşünür ;

- Kur’an-ı kapa. Onu hayatın her alanından sök at.

Kur’an-ı kaldır, yasakla. Kadınları ise aç!

Onların sinelerindeki hayâyı tesettürle beraber çıkar.

Oraya iffetsizliğin tohumlarını ek. Tesettür hayâ elbisesi olup takva elbisesini muhafaza eden bir kalkandır buna dikkat et.

Biliyorsun, bizden ders aldın bizim dinimizce(kapitalizm) kalkınma/ilerleme paraya, ekonomiye bağlı bir durum.

Makineleşmeyle beraber işgücüne olan ihtiyaç azaldı. Sadece makinenin yanında durup ürünleri sıraya koyma vb işlerde insana ihtiyaç var.

Birinci dünya savaşı neticesinde de erkek sayısı az olduğundan dolayı çalışan erkeklerin maaşları da yüksek oluyor.

Haliyle eğer kadını açıp, hayâsızlaştırırsan onlardan her türlü faydalanabilirsin.              

Abdullah Cevdet ;

- Efendim söyledikleriniz iyi güzel.

Daha önce sizin yanınızda öğrenciyken de her zaman söylediklerinizi takdir edip, tüm benliğimle kabul ediyordum.

Ülkeme döndüğümde de sizden öğrenmiş olduğum bu paha biçilmez hakikatleri işleyerek toplumumu muasır devletlerin seviyesine çıkarmayı düşünüyordum.

Fakat sizin bu yüksek fikirlerinizi tefekkür ederken bir şeyi gözden kaçırdığınızı farkettim.

Eğer Kur’an-ı kapatırsak yüzyıllardır Kur’an’dan ders almış olan bu insanlarıgaflet uykularından uyandırmış olacağız.

Eğer onları uyandırırsak hesaplarımız ters yüz olur. İslam’ın fitnesini(!) toplumdan bir daha silinmemek üzere yerleşmesine neden olabiliriz.

Efendim ben uzun tefekkürler sonucu bunun zararlı olacağını düşünerek Kuran’ı açık bırakıp, Müslümanlara sağdan yanaşıp, Kuranlarını onların eliyle mezarlıkları ve evlerinin en güzel köşelerini, en güzel kılıfları darağacı yapıp idam etmeyi düşünüyorum.

Varsın onlar Kur’an-ı idam etsinler.

Tabi bizim de bu sürece katkımız olacak. Kur’an-ı tahrif etme adına elimizden geleni yapacağız.

Kur’an’ın/İslam’ın orijinalitesini/aslını kaldırıp yerine alternatif olarak hurafeye dayalı bir İslam’ı ikame etmeye çalışacağız.

Ama kadınları açma noktasında sizinle hemfikirim çünkü kadın tesettürlü haliyle sürekli İslam’ı ve Allah’ı hatırlatan bir simgedir.

Tesettür bizim modernleşme adına dayattığımız süreç için en tehlikeli silahtır.

İkbalin deyimiyle, 

“Senin temiz yaradılışın bize hakkın bir rahmetidir. Dinin, kuvveti, milletin temelidir.”

Tesettürün kadının temizliğinin yegâne yolu olduğunu nasılda ifade ediyor.

Efendim siz de takdir edersiniz ki dükkânın önünde açık olan balın üzerine her türlü haşarat konup onu şifa iken zehre çevirir.

Lakin üstü kapalı, kavanozda olan ise temiz kalır dolayısıyla hiçbir şey onun özelliklerini kaybetmesine neden olamaz.

Örnekte olduğu gibi haliyle tesettürlü kadın toplumun mevcut ahlaki hastalıklarının ve toplumun sağılığının yegâne garantörü mesabesindedir.

Ne olursa olsun onları açmalı.

***

Şimdi kendimizi hesaba çekme zamanı.

Geçmişimizi hayalimizde bir diriltip, şuan ki durumumuza genel fotoğraftanbir bakalım ve sorumuza, kalbimizden bir cevap verelim.

“Başarabilmişler mi acaba?“

Selam ve Dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
1 Yorum
Enes BAŞ Arşivi