Aydan ÜSTKANAT

Aydan ÜSTKANAT

Bir israf ülkesi ABD!

Bir israf ülkesi ABD!

Koskocaman 325 milyonluk bir ülke ve rakamlar gösteriyor ki bu nüfus, dünya kaynaklarının büyük bölümünü yiyor veya yiyemediğini de çöpe atıyor. Petrolü kocaman arabalarda, elektriği de buz gibi odalarda harcıyor. Oturup bakınca bu ülkenin tüketim ülkesi, hatta bir israf ülkesi olduğunu görüyorsunuz. İşin kötü yanı bedelini hep birlikte ödeyeceğiz. 

ABD’ye pek çok kez gitmeme rağmen, bu kez uzun bir tur yaparak doğrudan orta sınıfı gözlemleme şansım olunca, yemek yemekten bayağı sıkıldığım bir noktaya geldim. Enerji israfı tarafını uzmanlarına bırakıyorum ama kendi işim olan yemek konusunda yaşadığım sarsıntıyı anlatmadan geçemeyeceğim. Bir an insan bedeni ne kadar şişebilir testi mi yapılıyor acaba diye düşünürken yakaladım kendimi. 

Dünyada 800 milyon insan açlıkla savaşıyor. 13 milyar kişiyi doyurabilecek üretim var ama bunun tam 6 milyarı çöpe gidiyor. Her ülkenin çöpleri hesaplansa bunun en büyük kısmının ABD’den çıkacağını tahmin etmek için dahi olmaya gerek yok.

WWF’e göre gıda üretimimiz, çeşitli biçimlerde gezegenin doğal kaynakları üzerinde baskı oluşturuyor. Son 30 yılda dünya üzerindeki doğal kaynakların üçte biri insanlar tarafından tüketildi. Denizlerdeki balıklar, atmosferdeki karbondioksiti yok eden ormanlar ve temiz su kaynakları hızla tüketiliyor. Raporun bulgularına göre, 350 memeli, kuş, balık ve sürüngen türü de soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Tarım alanları azalırken insan nüfusu hızla artıyor: üç yılda Endonezya gibi bir ülke, altı haftada ise Pekin nüfusu kadar bir nüfus dünyaya dahil oluyor. Dünya su kaynaklarının yüzde 70’i tarımda kullanılmakta. WWF’in araştırmaları, ekolojik ayak izi ölçümlerine göre dünyadaki herkes, bir Kuzey Amerikalı kadar tüketse, dünya gibi beş gezegene ihtiyaç duyulduğunu söylüyor. “Bir Avrupalı kadar tüketse üç, Türkiye’deki insanlar gibi yaşarsa iki gezegene daha ihtiyaç olacak” diyor.

Bunun tam olarak ne ifade ettiğini ABD’nin orta sınıf tatil beldelerindeki tüketime bakarak anlayabilirsiniz. Porsiyonların küçültülmeye çalışılması, her şeyin üzerine kalori miktarının yazılması gibi önlemlere rağmen obezlerin sayısında bir azalma yok. Çünkü Amerikalılar yiyorlar! Yunus balığından timsaha, av etinden, köpek balığına, domuza, danaya kadar yemedikleri bir et yok. Unlu mamüllere, çereze, mısıra ve özellikle şekere olan tutkuları ise anlatılacak gibi değil. Mısırdan yapılan şekerin bu ülkenin en önemli sağlık sorunu olduğunu artık bilmeyen kalmamıştır. 

Porsiyonları bizimkilerin iki kategori üzerinde. Bunu elbise bedenlerinde de görüyorsunuz. Bizim large bedenimiz orada small’a denk geliyor. Sonuçta ABD’den tam üç kilo vererek döndüm. 12 saatlik uçak yolculuğunda ödem yapmış olma ihtimalini de lütfen hesaplayın. 

İştahımın kapanmasının en büyük nedeni yalnızca bu görüntü kirliliği değildi tabii ki. Benim asıl sorum, zaten burada da her gün sorduğum bir soruydu, “Ne olacak bu dünyanın hali?” ABD’deki israfı görünce bizim küçük tasarruflarımızın ne kadar anlamlı olduğu sorusu daha önem kazanıverdi aniden...

İşim, gücüm yemekle ilgili ama şu ‘çılgın’ yeme halleri var ya, beni çok yoruyor. İştahla yemek yenmesine bayılırım, hatta bu insanlarla aynı masaya oturmaktan, sohbet etmekten ve onlara yemek hazırlamaktan ayrı bir keyif alırım. Ancak; yiyemediğin yemeklerden üst üste yığılı tabaklar birikiyorsa ve çöpe gidiyorsa orada iştahım kapanıyor.  

Yine de ben üstüme düşeni yapmaya devam edeceğim; tabağıma yiyebileceğimden fazlasını almayacağım. Evde artan yiyecekleri insan ve hayvanlarla paylaşacağım. İki karış toprağımda ekip, biçeceğim ve herkese “Yiyin” değil “Bilinçli yiyin” diyeceğim. Akşam yastığa başımı bir parça huzur içinde koyacağım. Ya siz?

İştahımın kapanmasının en büyük nedeni yalnızca görüntü kirliliği değildi tabii. Benim asıl sorum, zaten burada da her gün sorduğum bir soruydu, “Ne olacak bu dünyanın hali?”

ABD’DE SEVDİM SEVMEDİM

Aydan Üstkanat

SEVDİM

- Herkesin birbirine günaydın demesini

- İnsanların izin isteyerek birisinin yanından geçmesini

- Teşekkür etmeyi bilmesini

- Özür dilemeyi bilmelerini

- Sanata olan düşkünlüğünü

- Sanatçıya olan kıymeti

- Çocukların sakinliğini, bağırmalara izin vermemelerini

- Pahalı markaların sezon sonu ürünlerini çok uzuca satan Marshalls’ı

- Her restoranda agaveli bir tatlı olmasını

- Her abur cuburun ki buna “Hershey” çikolata markası da dahil agavelisinin olmasını

- Meksika restoranlarının çok olmasını 

SEVEMEDİM

- Çok yemelerini

- Porsiyonlarının aşırı fazla olmasını

- Kiloluların şort, bikini dolaşmasını 

- Bir çoğunun burun karıştırmasını

- Tabakta kalan yemeklerini umursamamalarını

- Hayvanlara önem veriyor gibiler ama hayatın içinde hiç hayvan görmemeyi

- Yunus balığı gibi insana en yakın hayvanı yiyebilme potansiyellerini

- Pratik zekalı kişiyle pek rastlamamayı

- Okumamalarını (kimsenin elinde gazete, kitap görmedim)

- Devletin evsizlere ilgisizliğini ve kıyı, köşelerdeki idrar kokusunu

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Aydan ÜSTKANAT Arşivi