Abdurrahman DİLİPAK

Abdurrahman DİLİPAK

Bugün 15 Ramazan

Bugün 15 Ramazan

Evet, bugün günlerden Cuma ve Ramazan’ın 15’indeyiz. Yıl 1441. Miladi 2020. Mayıs 31, Ramazan 30 gün sayıyor. Hicri ve Miladi yılların dizilişinin güzelliğine bakar mısınız? Başta-sonda 1, ortada iki tane 4. Öbür tarafta iki-sıfır, iki sıfır. Ramazan’a bir Cuma günü başladık ve Ramazan’ın ortasında yine bir Cuma gününü idrak edeceğiz. Bazı FİTEN kitaplarında bu tevafukla ilgili istihraçlar var. Göreceğiz ne olduğunu. Hadi biraz “Hurifi” takılalım. “2” çok özel bir sayı. Onu kendisi ile çarpar ya da toplarsan sonuç değişmez. 1’i 1’le toplarsan 2 eder, çarparsan yine 1 eder. 3’ü 3’le toplarsan 6 altı eder. Çarparsan 9 eder. Ama 2’yi kendisi ile ister çarp, ister topla 4 eder. İkisinin her iki haldeki sonucu Hicri yılın ortasına hapsedilmiş. Sıfır bir son. Bütün açıları, istikametleri içinde barındıran bir Kaos’dur. 2 Düalizm’dir. 2’li sistemde bir alan oluşmaz. “Kaos ve düalizm” bu belirsizliklerle dolu bir çatışmayı ifade eder. 1 Tevhid’i ifade eder. Ortada iki tane 4 var. Bu Kare’yi ifade eder. Karekökünü alırsanız, bir Küb’ün bütün yüzeylerini bulursunuz. Yere sağlam basan “4 köşesi mamur” bir yapıya ulaşırsınız. 1441’in toplamı 10’dur, o da Ebced’de yeni bir başlangıcı ifade eder. O da 1’e çevrilir. Bu hesaplar bizi cennete götürmez, sadece insan aklına takılan evrenin gizemli sırlarını anlamaya çalışanlar için bir merak konusudur.

Bu konuda 15 Ramazan Cuma ile ilgili Fiten kitaplarındaki istihraç sebebi ile biraz fazla durdum.

Yahudi ve Hristiyan dünyasında zamane kahinleri esoterik hesaplarla her gün yeni kehanette bulunuyorlar. Bu konu “Kıyamet” tartışmalarını alevlendiriyor. Beraberinde Mehdi ve Mesih tartışmalarını getiriyor.

Bir Ahir zaman Peygamberinin ümmetiyiz. Kıyameti beklemeye gerek yok. Ölüm bizim kendi kıyametimizdir. O dünyanın ahir vaktini bırakın, kendi akıbetinizi, ecelinizin vaktini bulabiliyor musunuz, asıl o gizlenen zamana hazır mıyız ona bakalım. Bu da Müslüman bir akıl için korku ve paniğe sebeb olmaz. Başkalarına inat, biz ağzımızın tadını kaçıran ölümü sıkça anacağız. Çünkü ölümün bizim için “asude bir bahar ülkesine açılan bir kapı” olduğunu biliyoruz. O ecel denilen ertelenen an gelmeden de ölmeyeceğiz. Yani o korktuğumuz (!) ecelimiz ömrümüzün kefilidir aslında.

Bugün için bir “sayha”, “korkutan bir ses”, “ürküntü veren bir uğultu” bekliyor birileri. Bunun filmleri de yapıldı. Bu ses duyulur mu, duyulmaz mı bilmem. Kitapta helak edilen bazı kavimlerin bir sesle helak edilecekleri yazılı. Bu son kez de İsrafil’in sur’u ile yaşanacak. O zamana kadar, benzer başka olaylar da yaşanabilir. İstihraç edilen o ses duyulur mu, duyulursa kim nasıl duyar onu da bilmem. Bu ses yeraltından mı geliyor, gökten mi bilmiyorum ama bu tabii bir olay da olabilir, bir gök gürültüsü de. Veya uzaydan insan eliyle üretilen bir gürültü de olabilir. Bu hiç de zor değil. Stralink’le Elon Musk bile bunu gerçekleştirebilir. Hatta Laser tekniği ile halogramik görüntü üreterek, gökten Mesih indiriyormuş gibi bir şov yapabilir. HAARP’la da bu tür şeyler yapılabilir. Zaten Elon Musk’un Starlink projesinin gayesi, gerçekliği, bazı ülkelerin üzerinden uydu katarlarının geçişlerinin de bir kurgu olduğu söyleniyor. Bunların 20 km yükseklikte  uydu süsü verilmiş bir dron katarı olduğu da söyleniyor. Sahi bizim radarlar, Hava Kuvvetleri bu konuda ne der.. Çünkü Türkiye’den tekrar tekrar geçtiler.

İşin şakası bir yana, kıyamet Hak! Ve biz Ahir zaman Peygamberinin ümmetiyiz. Bunu hiç aklımızdan çıkarmamamız gerek.  Zaman zaman iyileşmeler olsa da, genel anlamda gelen günler geçen günleri aratabilir. Paranız ve gücünüz, yani sahip olduğumuz META cinsinden şeyler artabilir, azalabilir, ama ahlaki durum açısından gidişatın yönü belli.

“Fiten” denilen şey aslında “Büyük Fitne zamanı” ile ilgili bir konu. Bir kıyamet savaşından söz edilir. Son bir 100 yılı hatırlayın, 1. Dünya savaşından çıktık, ardından 2. Dünya savaşı onun da ardından 3. Dünya savaşı: Soğuk savaş. Ve bugün, sanki yeni bir dünya savaşının eşiğindeyiz gibi. Dikkatli olmamız gerek. Dedem savaşı yaşadı, babam da, ben soğuk savaşı gördüm, bizim çocuklarımız yeni bir dünya savaşının şahidi olabilirler. Dikkatli olmamız gerek.

Bildiğim bir şey var, Allah’ın ipine tutunanlar kurtuluşa erenlerden olacak. Vefatları cennetle müjdelenen yeniden bir doğuş vesilesi olacak. Yeter ki, münafıklardan, kafirlerden, zalimlerden, cahillerden, müstekbirlerden, mütrefinlerden olmayalım. İhtiraslarımız gözümüzü kör etmesin. Bugün Cuma. Ramazan’ın tam ortasındayız. Ramazan-ı şerifimiz, Cumamız bizi mübarek kılacak vesileler için bir fırsata dönüşsün inşallah. Kabe-i Muazzama, Ravza-i mudahhara, Mescid-i Aksa ve camilerimiz cemaatine kavuşsun inşallah. 

Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Abdurrahman DİLİPAK Arşivi