Prof. Dr. Osman Müftüoğlu

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu

Ekmek mi, şeker mi daha zararlı?

Ekmek mi, şeker mi daha zararlı?

Soru güzel ama yanıt pek iç açıcı değil. Tavsiyem şu: Ekmek mi, şeker mi sorusuna yanıt aramak yerine bu ikiliyi mümkün olduğu kadar az yiyip içmenin bir yolunu bulmaya çalışın.

Önce şunu itiraf edelim: Sadece biz değil, hangi coğrafyada yaşarsa yaşasın, yaşı, işi, mesleği, ekonomik gücü ne olursa olsun beyaz un ve şekerden hoşlanmayanların sayısı son derece sınırlı. 

Fırın, pastane ürünü beyaz un bombalarını da, vıcık vıcık şeker kaynayan tatlıları da hepimiz seviyoruz.

Ne var ki son yıllarda ardı ardına yayınlanan bilimsel çalışmalar her iki besinin de sağlığımız için son derece ciddi tehditler olduğunu gösteren kanıtlarla dolu. 

Kısacası şekerden de, beyaz undan da uzak durmamızda fayda var. Dahası bu işe çocukluk çağlarında başlamak ve ölene kadar sürdürmek zorundayız. 

Peki süreci bugünden başlatırsak, ikisinden birden değil de önce birinden vazgeçmeye karar verirsek önceliği hangisine verelim? Hangisi daha zararlı? Ekmek mi, şeker mi? 

Soru güzel ama yanıt pek iç açıcı değil. 

Toz şekerin de, beyaz ekmeğin de kan şekerini yükseltme ve insülin patlamalarına yol açma potansiyelleri, yani bilimsel adıyla glisemik indeksleri aşağı yukarı aynı. 

Tavsiyem şu: Ekmek mi, şeker mi sorusuna yanıt aramak yerine bu ikiliyi mümkün olduğu kadar az yiyip içmenin bir yolunu bulmaya çalışın. 

Bunlardan gelen zararları azaltmak istiyorsanız da “her gün düzenli yürüyüş yapma” yani “egzersiz alışkanlığı” kuralını devreden asla çıkarmayın.

Önemli bir test: Hemoglobin A1C (HbA1c)

Kan şekerimizin belli hudutlar içinde tutulması zaruri. Kan şeker düzeyinin belli rakamların üzerine çıkması ise son derece tehlikeli. Risk rakam yükseldikçe artıyor. 

Kan şekerinin son üç aylık ortalamasını takipte kullanılan HbA1c testinin önemi de bu noktada başlıyor. Test diyabetli birinin son üç aydaki şeker dengesinin durumu hakkında bize fikir veriyor. 

Ama testin faydası sadece bununla sınırlı değil. HbA1c testini yalnızca diyabet takibinde kullanmak yerine sağlığın takip ve planlanmasında kullanmakta da fayda var. 

Nedeni şu: Sağlıklı birinde bile kan şekerinin ufak tefek oynamaları önemli bir tehdit.

HbA1c’deki yüzde 1’lik bir artış bile kalp krizi, inme riskinde artışa yol açabiliyor. 

Fast food besinler neden tehlikeli?

Fast food gıdaların en az sigara kadar, alkol kadar tehlikeli olabileceklerini gösteren kanıtların sayısı artıyor. Bunun nedeni olarak da fast food besinlerin kanda yağ ve şeker oranını artırması, bu artışın da kronik iltihaplanmaya yol açması gösteriliyor. 

Bu grup besinlerin çinko, selenyum, omega-3 ve antioksidan bakımından da son derece fakir oldukları bilinen bir gerçek. 

Ve bu fakirlik fast food gıdaların toksik zararlarını daha da çoğaltıyor.

Kahvaltı etmeyenler daha mı kolay şişmanlıyor?

Sözü uzatmadan cevabı hemen verelim: Evet, düzenli kahvaltı alışkanlığınız yoksa kilo sorunuyla daha sık karşılaşacağınız kesindir. 

Düzenli kahvaltı yapanların gün içinde beslenme alışkanlıkları da daha düzenli oluyor. Bunlar yüksek kalorili besinlere, şekere, una daha az ihtiyaç duyuyor. 

Düzenli kahvaltı yapanların gün içinde gereksiz atıştırma yapmaktan da uzak kaldıkları saptanmış. Güçlü bir kahvaltının bedenin günlük kalori planlanmasına yardımcı olduğu da anlaşılmış.

Daha güçlü dizler için

- Sırtınızı duvara yaslayıp ayakta durun.
- Dizleriniz hafif kırık dursun ve ayaklarınızın ucu karşıya baksın. 
- Dizleriniz 90 derecelik bir açıda olana dek yavaş yavaş aşağıya doğru kayın.
- Bu pozisyonda 25-30 saniye durun.
- Tekrar ayağa kalkıp hareketi tekrarlayın.
- İlerledikçe 30 saniyelik süreyi 1 dakikaya kadar uzatın.

Ruhsal obeziteyi önlemek için

- Stres yönetiminde ustalaşın.
- Depresyondan korunun.
- Uykunuza dikkat edin.
- Etrafınızı derli toplu tutun.
- Gereksiz bilgileri belleğinize kaydetmeyin.
- Organize olun, dağınıklıktan kurtulun.
- Önemli bilgilerin kaydını tutun, not alın!
- Önemsiz işleri hemen yapın ve unutun.
- Planlı biri olun, günü, işi planlayın.

Doğru mekik nasıl çekilir?

- Yere uzanın.
- Başınız, omuzlarınız ve kalçanızın düz bir zeminde olduğundan emin olun.
- Bir dizinizi kırın.
- Ellerinizi belinizin altında avuçlarınız yeri gösterecek şekilde birleştirin.
- Başınız ve omuzlarınızı sadece birkaç santim kadar yukarıya kaldırıp bir süre tutun ve sonra bırakın.
- Aynı eylemi 8-10 defa tekrarlayın.
- Aynı hareketi diğer dizinizi kırarak bu kez 8-10 defa tekrarlayın.
- İlerleyip güçlendikçe tekrar sayısını artırın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu Arşivi