İbrahim KARAGÜL

İbrahim KARAGÜL

Esad'a yeni 'ev' aranıyor

Esad'a yeni 'ev' aranıyor

D-8 zirvesi sırasında konuştuğum bir İranlı diplomat, Suriye lideri Beşşar Esad'ın artık iktidarda kalamayacağına kendilerinin de inandığını, böyle bir gerçek olmadığını belirterek, 'siz onu yüksek bir binadan aşağı atmak istiyorsunuz, bizse paraşütle indirmek istiyoruz' dedi.

Suriye yönetimine kayıtsız şartsız destek veren, bunu kendi varoluşu ile eşleştiren bir ülke bile umudunu kaybetmiş ve Şam'daki iktidar değişimine hazırlanmaya koyulmuş diyebilir miyiz? Neden olmasın?

Rusya ve İran, Suriye'deki yeni durumun elbette farkında... Ancak iktidar değişiminin kendilerini bu ülkeden silip süpüreceğinden endişe ediyor. Yeni bölgesel güç haritasında kendilerine ne düşeceği kesinleşmeden bir pozisyon değişikliği zor gibi görünüyor.

Bu sözler, İranlı diplomatın kişisel görüşü olabilir. Elbette bir cümleye bakarak İran'daki pozisyon değişikliğine hükmedecek değiliz. İran 'derin devleti'nin reflekslerini, hassasiyetlerini, bölgeyi okuma biçimini, kendine yönelen tehdidi savuşturmak için gerekirse bütün bölgeyi ateşe atacak reflekslere sahip olduğunu düşününce bu sözler anlamsızlaşıyor.

Ancak çevresel şartlar, son haftalarda gözlemlediğimiz yeni durumlar bu eğilimi doğrular nitelikte. İran Meclis Başkanı Ali Laricani'nin Suriye, Lübnan ve ardından Türkiye'ye yaptığı ziyaret; sadece sınıra yerleştirilecek Patriot füzeleriyle değil, doğrudan Suriye'de çözüme odaklı bir tür diplomasi atağı olarak öne çıktı.

Tahran'ın tek başına öne çıkıp Suriye meselesine çözüm bulması elbette düşünülemez. Elbette, bu kadar Suriye'deki savaşın içinde olan bir ülkenin tarafsızlığı ve inandırıcılığı olmayacaktır. Ancak ne olursa olsun İran, Suriye meselesinin en keskin taraflarından biridir ve bu iş, İran'sız çözülemeyecektir.

İslamabad'daki D-8 zirvesi sırasında Suriye odaklı bir toplantı yapıldı. Türkiye, İran, Mısır, Pakistan ve Endonezya, Gazze'ye yönelik İsrail saldırılarıyla birlikte Suriye meselesini görüştü. Bu görüşmeden önce, Bali Demokrasi Forumu sırasında Başbakan Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad arasında aynı konu görüşüldü. Pakistan'da üç ülkenin (Türkiye, Mısır, İran) dışişleri bakanları beşli toplantıdan önce yine bu konuyu ele aldı.

Sonuç hep aynı oldu: Hiçbir gelişme yok... Taraflar bulundukları pozisyondan hiçbir taviz vermedi. Görüşmelerde İran'ın, içinde bulunduğu pozisyonu savunmada zorlandığına dair bilgiler geldi.

Beşli toplantıdan farklı bir şey oldu. Pakistan ve Endonezya, Suriye konusunda arabulucu olmak istedi. Diğer taraflar da bunu kabul etti. İki ülkenin dışişleri bakanları, Aralık başından itibaren hem Şam yönetimi ile hem de muhaliflerle görüşmelere başlayacak. Bu arada Türkiye ve İran'la da görüşecek. Türkiye'deki kampları ziyaret edecek.

Beş ülkenin desteğiyle bir çözüm süreci başlatılacak. Daha önce başlatılan bütün süreçler başarısızlıkla sonuçlandı. Bu süreçten sonuç çıkar mı? Zayıf bir ihtimal.

Ama konu bu değil. Suriye meselesinde tüm tarafların, giderek diplomasiye ağırlık vermeye başladığı gözlemleniyor. Daha önce, görüşmelere baştan 'olmaz' diyen ülkeler bile şimdi 'acaba' deme noktasına gelmiş gibi.

İran'ın, başlayacak arabuluculuktan hemen önce harekete geçmesi, bir tür ön alması dikkat çekici. İki dışişleri bakanının başlatacağı arabuluculuk beklenirken Tahran'ın diplomaside de öne çıkma arzusu, pozisyon değişikliğinin en önemli göstergesi sanki.

Esad yönetimi, bu işin savaşla kazanılamayacağını artık anlamış olmalı.

Rusya, ne kadar direnirse dirensin şartların Şam yönetiminin aleyhine geliştiğini görüyor olmalı.

İran ve Türkiye, Suriye'deki iç savaşın bölgenin bütün fay hatlarını hareketlendirdiğini, çatışmaların uzamasının bütün taraflara zarar vereceğini, bölgesel istikrarsızlığa yol açacağını görmüş olmalı ya da görmeli.

Belki bu yüzden, son haftalarda dikkat çekici bir şekilde 'tek yol silah' seçeneğinin bölge ülkelerini ürkütmeye başladığı görülüyor. Bu yüzden de tarafların tavırlarında bir yumuşama seziliyor. D-8 zirvesi sonrası başlayacak görüşmeler bu yeni pozisyonun sonucu olabilir mi? Olabilir ve bu cesaretlendirilmesi gereken bir durum.

Ancak diplomasi bile Esad'ın bir şekilde iktidardan indirilmesine, bir geçiş süreci oluşturulmasına, Suriye'nin parçalanmadan toplanmasına odaklanmış gibi.

Esad'a yeni bir ev bulmak tüm tarafların kabul edebileceği bir şey gibi görünüyor. Ortadoğu tipi inatçılık galip gelirse, Şam'da idam sehpaları kurulmasına bile tanık olabiliriz. Ne yazık ki bu böyle...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
İbrahim KARAGÜL Arşivi