Ali Osman AYDIN

Ali Osman AYDIN

İnsan kaynağından zenginlik devşirmek

İnsan kaynağından zenginlik devşirmek

İşi yani emaneti kime vereceğiz?

İslam dünyasının uzun macerasında çok az mesele bunun kadar önemli olmuştur.

Altı asırlık Osmanlı tecrübesinin en büyük krizi, iktidarın kime devredileceği sorunudur.

Bunun için yetişkin ya da çocuk, kardeşler kesilmiş, oğullar öldürülmüştür.

İçinde yaşadığımız dönem itibariyle de benzer sorunları yaşamaya devam ediyoruz.

Geçmişte olduğu gibi emanetin kime teslim edileceği, kimin emanete yani işe hıyanet etmeyeceği veya layık olduğu hala büyük bir sorun.

Hem devlet hem de millet açısından.

Emanetin emin ellere teslim edildiğini öğrendiğimizde rahatlar ve geleceğimiz adına ümitlenmeye başlarız.

İşlerin doğru kişiler tarafından yapılması çok önemlidir.  

Bu, beceriklice yapılmış yollar, iyi düzenlenmiş trafik, zamanında kalkan otobüs, pazardan aldığınız ve aralarında çürük olmayan meyve, alırken kendimizi saygın hissettiğimiz hizmetler, hemen bozulmasından endişe etmeksizin kullanacağımız bir ütü anlamına bile gelebilir.

İşler ehillerine verildiğinde, mekanizma doğru işleyecek ve bir çok olumsuzluk, kendiliğinden düzelecektir…   

Emanet, yani iş, emaneti taşıyamayacak kişilere teslim edildiğindeyse hüzünlenir ve istemeden de olsa geleceğimiz adına karamsarlık duyarız.

Bu vergi dairesinden alınan can sıkıcı bir hizmet, internetten satın aldığın bir ürünün bozuk çıkması, arapsaçına dönmüş bir trafikte mahsur kalmak, kaldırıma taşmış bir dükkandan dolayı sıkıntı yaşamak veya zamanında kalkmayan bir otobüsün içinde seninle birlikte iki kişiye daha satılmış olan koltukta sinir harbi yaşamak gibidir.

Besbelli ki, birilerini işini iyi yapmıyordur.  

****

İşler ehillerine verilmez ve ehilleri tarafından yapılmazsa hayatımız en basit anlamıyla sesimizi kimselere duyuramayacağımız bir kaosa dönüşür.

Bu kaos sürecini yaşamamak için aracı en usta şoföre teslim etmek en akıllıca yoldur.

Siz şoförlüğü, sadece duygusal nedenlerle tercih edeceğiniz birine teslim etmek isteyebilirsiniz.

Hakikaten o kişi, usta şoförden daha iyi bir insan, daha neşeli bir kişilik, daha hoş sohbet biri olabilir.

Buna karşın, usta şoför daha çekilmez, daha dobra, şu bazen yüzünü ekşiterek canınızı sıkan kişilere benziyor da olabilir.

Ama bu noktada kalbinizin değil, aklınızın sesini dinlemeniz en iyisi olacaktır.

Gideceğiniz yolları, zorlayıcı rampaları, keskin virajları ve yolculuk için size güvenmiş yolcuları düşünmek sizi doğru karara biraz daha yaklaştıracaktır.

Böyle düşündüğünüz takdirde de duygusal nedenlerle direksiyonu teslim etmeyi istediğiniz kişinin, aslında yanlış tercih olacağını anlarsınız.

Hoşunuza gitmese de, sohbetini çekilmez bulsanız da usta şoförün zorlayıcı rampalarda, keskin virajlarda aracı gayet güzel sürebileceğini düşünerek direksiyona onu geçirmeniz en doğru yol olacaktır.

****

Ellerinde kalemle, hain listesini daha da uzatmak için yanıp tutuşanların muhtemelen iştahı kabarıyor olabilir ama inanın kastım doğrudan ya da dolaylı, siyaset değil.

Ama siyasetin tasarrufu olmaksızın çözülebilecek bir meseleden de söz etmiyorum… 

Türkiye yeni bir idari dönemin içinde…

Haliyle insanların siyaset kurumundan beklentisi çok yüksek.

Hamdolsun, popüler kültürün tüm kıyıcılığına rağmen, sayıları az da olsa, yetişmiş insanımız var. Bu insan kaynağımızı yeni dönemde olabildiği kadar iyi değerlendirilmeliyiz bana kalırsa. Başta kültür alanı olmak üzere, yapılacak o kadar çok iş var ki…

Hep benzer isimleri oradan oraya atayarak, hep aynı isimlere söz hakkı vererek bu kadar işin üstesinden gelmek zor. Belki de bürokrasi dışındaki kaliteli insanların sinerjilerini oyuna dahil etmeli artık... Hatta bu konuda devlet büyüklerimiz; başka kültür, düşünce ve inanç çevrelerinden kimi makul isimleri de, gereken yerlerde, tecrübelerine başvurmak üzere vazifelendirmek gibi bir yol izleyebilirler. Pek çok alanda, ülkenin donanımlı, makul, namuslu ve saygın değerleri kalkınma ve gelişmeye kazandırılabilir pekala.

Ülke yalnızca bir kesimin itici gücüyle değil, içtenlikle bunu isteyen tüm kesimlerin, tüm ehillerin kolektif ruhuyla yarınlara taşınabilir.

Alanımız olduğu için söyleyelim: Semih Kaplanoğlu kadar Nuri Bilge Ceylan’ın da görüşlerinin alındığı Hasan Bülent Kahraman kadar Dücane Cundioğlu’nun da birikiminden faydalanıldığı, İskender Pala kadar İhsan Oktay Anar’ın da içinde olduğu, Mustafa Kutlu’yla birlikte Doğan Hızlan’ın da adının yer aldığı, Şahin Uçar’ın, Teoman Duralı’nın, Alev Alatlı’nın, İlber Ortaylı’nın ve daha bir çok göz ardı edilmiş ismin katkı sunduğu bir renklilik, bir çaba, bir gayret; hem işi “ehliyle” buluşturmak, hem de yetişmiş insan kaynağından zenginlik devşirmek adına iyi bir adım olmaz mı?

“Şura’yı oluşturmak adına iyi olmaz mı?

Bence olur…

Bunun için önce köşelerinden muhaliflerini terbiye etmeye çalışan narsis ve saplantılı yazarların mümkünse kendilerini rehabilite ederek, savaş çığırtkanlığı yapmaktan, öfke kusmaktan, her gün sövüp saymaktan, toplumu kamplaştırmaktan, düşman yaratmaktan, siyaseti kışkırtmaktan vazgeçmeleri gerekiyor. Sürekli geçmişi  kaşıyıp sanatçıları, düşünce insanlarını hedef haline getirmeye son vermeliler. Başkalarını ıslah etmek yerine ıslah çalışmalarına kendilerinden başlamalılar bence. Rehabilite olmaları mümkün değilse, memleketin selameti için her gün yapmakta oldukları şeyden vazgeçmelerini istirham ediyoruz kendilerinden.

Gerisi gelecektir diye düşünüyorum.

‘Biz her şeye yeteriz’ duygusundan uzaklaştıkça, atmosfer normalleştikçe, görevler ehillerine verildikçe; geniş istişare zemini oluşacak ve ortak birikim memlekete çok şey kazandıracaktır, inşallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Ali Osman AYDIN Arşivi